2023`te Türkiye Kalıp İhracatı 300 Milyon Dolar
UKUB- Ulusal Kalıp Üreticileri Birliği Başkanı Şahan Eçin, kalıp sektörünün 2023 yılındaki rakamsal verilerle değerlendirdi.
2023'te Türkiye Kalıp İhracatı 300 Milyon Dolar
UKUB- Ulusal Kalıp Üreticileri Birliği Başkanı Şahan Eçin, kalıp sektörünün 2023 yılındaki rakamsal verilerle değerlendirerek, 2024 yılı için beklenti ve öngörülerini paylaştı.
SUBCONTURKEY: Kalıp sektörü 2023’ü nasıl geçirdi?
Şahan Eçin: Öncelikle özet şeklide Ulusal Kalıp Üreticileri Birliğimiz hakkında bilgiler vermek isterim. 2023 yılı itibari ile 205 üyemiz olup, sektör dağılımı aşağıda görecek olduğunuz üzere kalıp imalatçıları ve alt tedarikçilerinden oluşan geniş bir yelpazede bulunmaktadır.
Son dört yılın dış ticaret hacmi ile ithalat ve ihracat rakam detaylarımız tabloda görüldüğü gibi bir seyir arz etmektedir. 2,5-2,7 milyar dolar bandında bir ciro söz konusu olup, 300 milyon dolarlık ortalama bir ihracattan bahsedebiliriz.
2023 yılı aslında 2021 ve sonrasından bu yana özellikle otomotiv başta olmak üzere yoğun bir sürecin devamı olarak geçti. Yerli ve milli aracımız TOGG ve diğer Türkiye’nin önde gelen değerli OEM firmalarının yeni projeleri ile %70-80 doluluk oranları elde edildi. Diğer yandan ikinci ana büyük sektör olan beyaz eşya ve elektronik, medikal, ambalaj ile havacılık sektörlerimizde de ihracata dayalı olmak üzere seyreden bir süreç oluştu. 2023 ilk yarısından sonra ise bir önceki yıldan tahmin ettiğimiz şekilde yeni projelerin OEM ve ana sanayi tedarikçileri fazında geçtiği için kalıpçılık sektörümüze gelişi son çeyrek kısmına denk gelmiştir. Hatta bazı projeler 2024 ilk çeyreğe de sarkmıştır.
SUBCONTURKEY: Kalıp sektörünün gelişimi için neler yapılmalı?
Şahan Eçin: Bu durumu sayısal veriler ile incelemek sektörün büyüklüğü açısından daha anlaşılır olacaktır.
Grafiklerden de görecek olduğunuz üzere %6,2’lik bir büyüme endeksi dünya ve Türkiye kalıp sektöründe görülmektedir. Mevcut durum itibari ile dünyada 160 milyar dolar, ülkemizde ise 2,5 milyar dolarlık bir cirodan bahsedebiliriz. Kalıpçılık sektörü temel anlamda yüksek teknoloji gereken işleme tezgahları, modelleme programları ve bunu işletecek nitelikli iş gücüne ihtiyaç duyan bir sektör. Ortalama ihracat değerimiz 1,5 dolar/kg iken biz de 25-100 dolar/kg’ye çıkmaktadır.
Bunun yanı sıra da her geçen gün yenilenen ve gelişen ürün tasarımları ile de sürekli mevcut teknolojileri takip etmek ve bunları hayata geçirmek sürdürülebilirlik açısından en önemli faktörlerin başında gelmektedir. Fakat şu anki en büyük ve acilen çözülmesi gereken konuların başında da nitelikli insan gücü ihtiyacı gelmektedir. Diğer bir konuda tümü sektörlerde olduğu gibi biz de etkisi hissedilen paraya ulaşma ve yüksek faizlerdir. Dünya ortalamasında %3-5 bandında olan faiz oranları ve enflasyon gerçeğine bakıldığında mevcut durumun zorluğu çok daha net anlaşılmaktadır. Başarıya ulaşmak ve projeleri ülkemize kazandırmak için oyuna 2-3 sıfır geriden başlamak firmalarımızı büyüme ve gelişme anlamında olumsuz etkilemektedir.
SUBCONTURKEY: Sizce 2024 yılı sektör için nasıl bir yıl olacak?
Şahan Eçin: 2024 yılının geçmiş yıllar kadar olmasa da %60-70 bandında doluluk ile geçeceğini tahmin ediyoruz. UKUB olarak ana misyonumuz yerli kalıpçılarımızın hem ülkemizden hem de dünyadan alacağı payı arttırmaktır. Bu yönde de OEM firmalarımız ile projelerin ülkemizde kalması yönünde yetkinlik matrisleri iletiyoruz. Bu yönde de yakın zamanda toplantılarımız oldu. Ayrıca Teknoloji ve Sanayi Bakanlığımız iled e yakın temas halindeyiz. Türkiye’de ilk olması nedeniyle bahsetmek isterim. 2024 Dünya Kalıpçılık Genel Kurul toplantısı ve zirvesine 17-18 Nisan da İTÜ Gümüşsuyu kampüsümüzde ev sahipliği yapacağız.
SUBCONTURKEY: Türkiye olarak kalıp üretiminde ne durumdayız? Global bazda değerlendirir misiniz?
Şahan Eçin: 1980’li yıllardan sonra kalıpçılığın ülkemizde ivme kazandığını ve Avrupa ile ortak proje yapabilir konuma geldiğini söyleyebiliriz. İnsan gücü ve kalitesi, teknolojik yatırımlarının güncellenmesi ve finansal kaynaklara makul geri ödemeler ile erişim hala üzerinde çalışmamız gereken noktalar. Gerek eğitimi sistemindeki verimlilik ve nitelikli insan gücü gerekse de finansal kolaylıklar ve avantajlar bizlere eşit şartlarda rekabet etme gücümüze olumsuz yönde etki etmektedir. Eğer eşit şartlarda olma imkânımız olsa inanın çok daha ileri seviyelere gelmemiz kaçınılmaz. Zira bizim en önemli özelliğimiz uzun çalışma süreleri ve sorunlara karşı kısa zamanda verdiğimiz çözümcül yaklaşımlardır.