Doçent Dr. Lütfi Apilioğulları
Akıllı Tarım | Yeni İş Modelleri
Teknolojik gelişim (4.0) yeni iş alanları oluşturuyor, yeni iş modelleri ortaya çıkarıyor. Bugüne kadar genelde 4.0’ın imalat sanayi üzerindeki etkilerini konuştuk, ancak Tarım sektöründe de oldukça önemli fırsatlar olduğunu da dikkate almak gerekiyor. Girdi maliyetlerinin yükselmesi, su seviyelerindeki azalma gibi etkenler, aynen imalat sektöründe olduğu gibi Tarım alanında da verimlilik konusunu birinci öncelik yapıyor. Artık, her tarla bir fabrika gibi düşünülmek ve yönetilmek zorunda olacak gibi. Bu durum tarım proses parametrelerinin ve süreç yönetiminde teknolojinin çok daha fazla kullanılmasın zorunlu kılıyor.
Tarlanın doğru sürülmesi sürecin en başında düşünülmesi gereken unsur. Klasik yöntemle çiftçinin göz kararı sürme yolunu belirlemesi ekim alanında kayıplara neden oluyorken; bugün GPS kontrollü, otonom traktörler ile tarla sürümünde kayıplar neredeyse sıfıra inebiliyor. Örneğin; Klasik yöntemle bir tarlada 310 çizgi üzerinden sürüm yapılırken, GPS ile bu oran 320 lere çıkabiliyor. GPS, çizgiler arasındaki mesafenin her defasında aynı olmasını sağlayarak, mesafe kayıpların azalmasını ve tarlaya daha fazla tohum ekilebilmesine olanak sağlıyor. Bu oran hiç de azımsanmayacak derece…
Tarlaya tohum ekme sürecinde iki önemli konu mevcut. (1) Tohum atılacak bölgenin derinliği ve (2) doğru bölgeye yeteri miktarda tohumun bırakılması. Konvansiyonel yöntemle derinlik ve tohum sayısında standardı yakalayabilmek hemen hemen olanaksız iken (traktörün hızı, tarla sürümü esnasında derinlik ölçümünün olmaması gibi etkenler), şimdilerde bu konu yine teknoloji sayesinde standartlaştırılabiliyor. Derinlik sensörleri, traktörün hızına göre tohum bırakma hızının otomatik ayarlanması, tohum bırakıldığının kontrolü gibi uygulamalar artık teknoloji üzerinden yapılabiliyor ve tarladaki proses parametrelerinde standartlar sürecin en başında yakalanabiliyor.
Tarlaya gübre atma ve ilaçlama işlemleri verimi etkiyen ve maliyeti oldukça yüksek bir diğer önemli konu. Tarlaya standart oranda gübre/ilaçlama yapılması, yeterince olgunlaşmayan alanların belirlenip zamanında ilave gübre/ilaçlama ya da sulamanın yapılması için artık konvansiyonel yöntemler değil yeni teknoloji tabanlı çözümler uygulanıyor. DRONE üzerinden ilaçlama/gübre atma işlemleri yapılabiliyor; yine DRONE üzerinden çekilen resimler üzerinden tarladaki problemli yerler yapay zekâ uygulamaları (computer vision) ile analiz edilip, problemli alanlara zamanında müdahale edilerek verim artışı sağlanabiliyor.
Tarım sektörü, aynen imalat endüstrisinde olduğu gibi proses parametrelerini teknoloji üzerinden yönetmeye başlıyor. Her alanda standardın sağlanması (tarla çizgileri, derinlik, tohum bırakma; sulama, gübre ve ilaçlama, nem kontrolü, pompa/motor kontrolü vs..) için 4.0’ın nimetlerinden faydalanıyor. Tarım 4.0 olarak da tanımlayabileceğimiz bu evrede, önceleri biraz göz ardı ettiğimiz ‘Tarım Sektörü’ mevcut potansiyeli ile hem yeni iş alanları oluşturuyor hem de iş yapma modellerini değiştiriyor. Bir çiftçiye DRONE üzerinden elde edilen bilgiler ile tarlasının hangi alanının daha fazla sulanması ya da ilaçlanması gerektiği bilgisinin verilmesi ve bu işlemin de yine DRONE üzerinden yapılabilmesinin hem tarla verimliliğine hem de ülke ekonomisine katkısı yadsınamaz boyutlardadır.
Yeni dönemde, özellikle genç girişimciler için birçok iş fırsatı var. Yapay zekâ ve IOT ‘nin girmeyeceği alan kalmayacak gibi. Tarım sektörü de içinde bulundurduğu devasa potansiyeli ile bu alanlardan biri. Bu konu üzerine araştırın, düşünün ve uygulamalar geliştirin derim, genç arkadaşlara. Zira, bu alanda pazar hazır ve çözümler bekliyor.