Asaş Alüminyum, Sakarya’nın Parlayan Yıldızı
Asaş Alüminyum San. ve Ticaret A.Ş. Alüminyum Grup Başkanı Safa Bayar Yavuz’u fabrikalarında ziyaret ederek, yatırımları ve hedefleri hakkında bilgiler aldık.
Kısaca sizi tanıyabilir miyiz?
Safa Bayar Yavuz: 1966 Trabzon doğumluyum. Liseyi Trabzon’da bitirdikten sonra Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Müh. Bölümünden 1987 yılında mezun oldum. Daha sonra 3 yıl Amerika’da öğrenimime devam ettikten kısa bir süre sonra 1992 yılında aile şirketimizi kurduk. Alüminyum sektöründe faaliyetlerini sürdüren firmamızda şirketin kurucu ortağı ve alüminyum grup başkanlığı görevini sürdürmekteyim.
Asaş Alüminyum’un kurumsal kimliği hakkında bilgi verir misiniz?
Safa Bayar Yavuz: Kurulduğu 1992 yılından beri, ASAŞ Grup istikrarlı büyüme trendi ile Avrupa’daki lider üreticiler arasında yerini almıştır. Ayrıca, son 10 yılda dahi ortalama her yıl %26,3’lük bir büyüme ivmesi yakalayan Asaş, Türkiye’nin 500 büyük Sanayi Kuruluşu değerlendirilmesinde 165. sırada bulunmaktadır. ASAŞ Grup, Akyazı/Sakarya’daki 620.000 m2 alan içinde yer alan 250.000 m2’lik kapalı üretim tesisinde, konusunda uzman 1.570 çalışanı ile hizmet vermektedir.
Merkezi İstanbul’da olan ASAŞ Grup, geniş ürün gamıyla dünya çapında projelere hizmet vermektedir. Türkiye alüminyum sektöründeki firmalar arasında teknolojinin gerekliliklerini yerine getiren ve lider bir konumda olan ASAŞ, İstanbul Ticaret Odası tarafından sektöründe lider ihracatçı olarak tescil edilmiştir. Birçok farklı sektöre hizmet eden ASAŞ, toplam üretiminin %55’ini yaklaşık 65 farklı ülke pazarına ihraç etmektedir.
ASAŞALU: Alüminyum Ekstrüzyon
ASAŞALU, konusunda uzman, donanımlı 1120 personeli ile külçeden nihai ürüne kadar alüminyum profil üretimini gerçekleştirebilecek şekilde entegre olmuş bir alüminyum ekstrüzyon tesisidir.
Yıllık 65.000 ton kapasiteli billet döküm tesislerinde değişik alaşımlar kullanarak 6,7,8,10 ve 14 inç çaplarında; maksimum 7300 mm boyunda, %100 birinci kalite billet dökümü yapılmaktadır.
Yıllık yaklaşık 2.000 ekstrüzyon kalıp imalatı gerçekleştirilerek müşterilerin proje hedef ve beklentilerine uygun olarak yüksek teknolojili CNC kontrollü takım tezgahlarında, çok hassas toleranslarla büyük titizlikle üretilmektedir.
Yıllık 75.000 Ton kapasiteye sahip alüminyum profil ekstrüzyon tesisinde 1250, 1320,1600, 2200, 2700, 3500 ve 5500 tonluk OLMAK ÜZERE, 7 adet ekstrüzyon pres hattı yer almaktadır.
Yıllık 12.500.000 m2 (yaklaşık 30.000 Ton) kapasiteli, dünyada bir yerleşkedeki en yüksek üretim kapasitesine sahip eloksal tesislerinde 8 ve 15 metreye kadar boylarda muhtelif alüminyum profillerin eloksal işlemi yapılabilmektedir.
Yıllık 7.200.000 m2 (yaklaşık 20.000 Ton) kapasiteli dik elektrostatik toz boya tesisinde max.8 m boy olacak şekilde alüminyum profiller ve aksesuarlar istenilen RAL renginde, değişik glos parlaklığında boyatılmaktadır.
Yıllık 2.000.000 m2 (yaklaşık 3.000 Ton) kapasiteli süblimasyon tesisinde ahşap yada farklı desenlerde alüminyum profillerin kaplanması yapılmaktadır.
Mekanik İşlem Bölümünde, hassas CNC takım tezgahlarını işleme kabiliyetli makine parkı sayesinde profiller standartlara uygun toleranslarda, yarı mamul ve mamul ürünler haline getirilmektedir.
Asaş Alüminyum olarak 2013 yılı nasıl geçiyor?
Safa Bayar Yavuz: Son 10 yıldır ortalama her yıl %26 büyüme ivmesi yakalamanın verdiği cesaretle bu yıl için de ciro artış hedefimizi bir önceki yıla göre %25 artacak şekilde belirlemiştik. İlk 4 aylık finansi veriler debu doğrultuda ilerlediğimizi ve sene sonu hedefimizi gerçekleştirebileceğimizi göstermektedir. Aslında piyasalara baktığımızda talepte gerçekte bu derece bir artış söz konusu değildir. Fakat bizim firma olarak farklı sektörlere, son derece kaliteli ürünler sunabilecek teknolojik üretim tesislerine sahip ve her zaman tercih edilen bir şirket olmamız, bizlere bu üstünlüğü sağlamaktadır. Geçmişte kapasite doluluğundan dolayı yeni müşterilere yönelememek gibi bir problemle karşı karşıyaydık. Ancak geçen sene yaptığımız yeni yatırımların bir kısmı bu sene başında devreye girmiş durumdadır ve dolayısıyla kapasitemiz de geçen seneye oranla %30 lar mertebesinde artmıştır. Bununla da yetinmemekteyiz ve yılın 2.yarısında devreye girecek ilave yatırımlarımızla da toplamda üretim kapasitemiz 65.000 Tonlara ulaşacaktır.
Ekstrüzyon sektörüne özgü yatırımlarımız önümüzdeki yıllarda da devam edecektir. Ayrıca alüminyum yassı mamuller konusunda da büyük bir yatırım sürecinin sonuna yaklaşmaktayız.
Asaş Alüminyum San. ve Ticaret A.Ş. Alüminyum Grup Başkanı Safa Bayar Yavuz:
Alüminyumun Bir Çok Üstün Özelliği Mevcut
Alüminyum levha, folyo ve boyalı levha üretimine yönelik 100.000 m2’lik bir alanda inşa ettiğimiz bu tesisimizi de sene sonunda devreye almış olacağız. Bizim şirket olarak en önemli üstünlüğümüz yatırımlarda daima en üstün teknolojiyi kullanarak üretim kalitesini rakiplerimize göre daha üstün kılabilmedeki gücümüzdür. Ayrıca, müşterilerimize verdiğimiz değer, üretimlerimizde en üst kaliteyi hedefleme stratejimiz, çalışanlarımızın memnuniyetine odaklanmamız ve bunların her birini çok iyi koordine ederek harmanlayabilmemizin; bizlere başarıyı, ürünlerimize güveni ve şirketimize haklı bir itibarı getirdiğini de görmekteyiz.
Sakarya’da bulunmanızın avantajları ve dezavantajları nelerdir?
Safa Bayar Yavuz: Türkiye’de genelde büyük şehirlere, İstanbul’a uzak olan her işletme aslında belli sıkıntılar yaşamaktadır. Özellikle orta kademe yöneticileri bulma konusunda… Adapazarı’nda doğmuş ve iyi birikime sahip kişiler dahi gerek sosyal hayatları gerekse kariyer imkanları nedeniyle İstanbul’a gitmeyi ve orada çalışmayı tercih etmektedir. Buna ilaveten evli yöneticilerin çocukları okul çağına geldiğinde çocuklarını iyi özel okullara gönderebilmek için de İstanbul’da yaşıyor ve çalışıyor olmak da tercih sebebi olmaktadır. Fakat hızlı tren projesinin bu yıl son çeyreğinde hayata geçmesi söz konusudur ve bu projenin Sakarya bölgesinin gelişimine çok katkı sağlayacağını düşünüyorum. İstanbul Asya yakası-Sapanca arası yarım saatlik bir yol haline gelecektir.. Bunun haricinde gelecekte banliyö hatları da devreye girdiği durumda sabah İstanbul’da oturan birinin Akyazı’daki işletmemize ulaşması 1 saatten daha az bir sürede ve güvenli bir şekilde gerçekleşebilecektir. Oysa Asya-Avrupa arasında her sabah köprüyü geçmek durumunda olan bir kişi trafikte çok daha fazla zaman harcamak durumundadır. Bunun yanısıra İstanbul bu derece ulaşılabilir olduğunda; sosyalleşmek yada okul nedeniyle Adapazarı’ndan İstanbul’a göç etmek durumunu seçen kişiler de alternatif olarak mekanlarını değiştirmeksizin çocuklarını okula trenle İstanbul’a gönderiyor olmayı tercih edebilecektir. Ayrıca ulaşım kolaylığı sayesinde buraların değerinin de ciddi boyutlarda artacağını düşünüyorum.
Son 10 yılda baktığınız zaman Sakarya ve civarında ciddi boyutta sanayileşmenin olduğu aşikardır. Ama o sanayileşmenin paralelinde yaşam standartlarını etkileyen sosyal, kültürel gelişim bu bölgelerde yeterince gerçekleşmemiştir. Bu yüzden diğer yörelerden de yetkin insan kaynağının buraya çekilmesinde de bir takım sıkıntılar olduğunu görmekteyiz. Mesela, Akyazı bölgesinde 30 binin üzerinde insan yaşamasına rağmen ilçenin yapılaşması, sosyal ve kültürel etkinlikler seviyesi ve yaşanacak konut kalitesi olması gerektiği seviyeden uzaktır. Daha modern, orta kademe ve üst kademe insanların yaşayabileceği yerlere yöremizde ciddi bir ihtiyaç vardır. İnsanların çalışma hayatı dışında zaman geçirip sosyalleşebileceği sinema, tiyatro, eğlence merkezleri gibi tesislere ciddi bir ihtiyaç söz konusudur. Aksi takdirde insanlar Akyazı’da yaşamayı tercih etmeyip Adapazarı hatta İstanbul’da yaşamayı tercih etmektedir.
Önümüzdeki dönemki planlarınız arasında neler var?
Safa Bayar Yavuz: Öncelikle Türkiye’nin önünü çok açık görüyoruz. Batımızda Avrupa nüfusu yaşlı ve doygunken; doğumuz, kuzey ve güneyimiz ise genç ve dinamik talepkar bir durumdadır. İçinde bulunduğumuz coğrafyada Pazar büyüklüğü de gelecekte bizim için daha da fazla kaldıraç etkisinde olacaktır. Türkiye’nin kişi başı milli gelirini 2023 hedeflerimiz doğrultusunda bugünkü 12.000 USD seviyelerinden neredeyse %100 arttırarak 25.000 USD’lar seviyesine çıkarabilmenin yolunun inovasyonla olacağını biliyoruz.. Teknolojiyi çok iyi kullanıyoruz ama sadece teknolojiyi iyi kullanan ülkelerin gelir seviyeleri maalesef 10.000 USD lar mertebesinde kalıyor. Hedefe ulaşabilmek adına Türkiye’mizin katma değer yaratabilecek kabiliyete gelmesi, teknoloji kullanan değil artık üreten boyuta geçmemiz gerekmektedir. Ülkemizde son yıllarda gerçekleştirilen reformlarla başarıyı getirecek istikrar ve güven yaratıldığı için artık yabancı sermayenin de önümüzdeki yakın gelecekte Türkiye’ye olan ilgisi oldukça artacaktır. Zaten Türkiye artık değerlendirme kuruluşları tarafından yatırım yapılabilir ülkeler grubuna alınmıştır.
Biz de firma olarak ülkemiz hedefleri doğrultusunda daha fazla katma değer yaratacak, teknolojik ürünler sunacak hatta teknoloji geliştirmeye öncülük edecek şekilde firmamızı yapılandırıyoruz. Bünyemizde ARGE faaliyetlerine yönelik olarak TACC-TEAM adı altında Teknoloji Destekli Müşteri İlişkileri Yönetimi (Technology Aided Customer Care) departmanını 2012 yılında kurduk. Bünyesinde yaklaşık 10 kişilik mühendis kadroyu barındıran bu grubumuz kısa bir zamanda birçok başarılı projeyi devreye almıştır. Önümüzdeki dönemde başarılarının ve firmamıza olan katkısının da giderek artacağını görüyoruz.
Alüminyumun kullanım oranları ve avantajları hakkında bilgi verir misiniz?
Safa Bayar Yavuz: Alüminyumun diğer metallere göre kendi tabiatından kaynaklanan bir çok üstün özellikleri mevcuttur. Diğer metallere bakıldığında Bakır 7500, bronz 4000, çelik 3000 yaşındayken alüminyum sadece 126 yaşında genç bir metaldir. Kullanımı ise henüz dünyada çelik kullanımına kullanımının 6% ‘sı kadardır. Türkiye’nin tek başına ürettiği çelik 45 milyon ton iken dünyada üretilen toplam alüminyum geçen sene itibariyle 45 milyon ton seviyesindedir. Kullanım oranı diğer metallere oranla her geçen yıl oldukça fazla artmaktadır. Yani alüminyumun önü oldukça açıktır. Dünyadaki çevrecilik anlayışının değişmesiyle ve kendi hafifliği nedeniyle de alüminyum çok cazip hale geliyor. Otomotivde, tren vs. gibi taşıma araçlarında daha da çok kullanılmaya başlandı. Şu anda yüksek hızlı trenlerin neredeyse tamamı alüminyum gövde olacak şekilde yapılmaktadır. Türkiye’de de geçen sene ilk defa demiryoluna yapılan yatırım, karayoluna yapılan yatırımın önüne geçti.
Gelecekte de 2023 politikası çerçevesinde, yine sadece İstanbul’da , 4000’in üzerinde demiryolu aracına ihtiyaç var. Bir aracın yaklaşık 1 milyon 200 bin dolar olduğu düşünülürse bu sektörün büyüklüğü daha iyi anlaşılacaktır. Devletin çıktığı ihalelerde belirli bir yerlilik oranı talep etmesi de önemli bir argüman. Yalnız orada eksik olarak gördüğüm bir konu var: sadece fiyat bazlı çerçevede analiz yapılarak ihaleye çıkılmasını son derece yanlış buluyorum. Türkiye’de raylı sistemlerde 9 tane ayrı marka araç raylarda dolaşıyor. Araç ilk yatırım maliyeti ömür maliyetinin sadece %30u kısmıdır. Geri kalan %70’i de bakım ve servis maliyetidir. 9 değişik tipteki filonuza bakım kabiliyeti yaratmanız; yedek parçasını stoğunda tutmanız uzun vadede toplam ömür maliyetini arttıracaktır. İhalelerde sadece kısa vadeli ihtiyaç doğrultusunda 200 , 400 araçlık setler halinde talepler açılmaktadır. Ama dünyadaki rüştünü ispatlamış 3-5 firmayla bu tedarik sınırlandırılarak sırf ucuzluğu yüzünden kaliteden ödün verilmeksizin orta hadde uzun vade ihtiyaçlara göre 2000,4000 araçlık paket hazırlanarak ihaleler gerçekleştirilse ve kaliteli tedarikçiler bu yönde cezbedilebilse, bu tarz firmaların da burada yatırım yapma kabiliyeti ve sektörel yan sanayilerin de üretim kabiliyetleri arttırılmış olur. Ayrıca ciddi bir istihdam katkısının da önü açılmış olur.
Özetle Asaş olarak, nitelikli endüstriyel kullanım kabiliyetinde olan ürünlerimizle yurt dışnda otomotiv, demiryolu, savunma sanayi, v.b. endüstriyel sektörlerde, konusunda uzman firmalara ürünlerimizi ihraç etmekteyiz. Bu birikimimizi ilgili sektörlerin yurdumuzda da gelişmesine paralel olarak değerlendirmekte kararlıyız. Bu yöndeki pozitif çalışmalarımıza da devam etmekteyiz.
Haberin Kaynağı : SUBCONTURKEY YAN SANAYİ ve TEDARİKÇİ GAZETESİ
Editör : Özlem Çelebi
11.06.2013