Asaş Otomotiv’in Adapazarı Lokasyonu, Yatırımlarına Devam Ediyor
Asaş Filtre olarak 42 yıllık bir markaya sahip olan Asaş Otomotiv, Grubun lokomotif firması olarak büyümesini sürdürüyor.
2010 yılında Adapazarı’na yaptığı yatırımlara halen devam ettiklerini, 3 faz olarak sürecek yatırımın 2. fazının yarısını tamamladıklarını belirten Asaş Otomotiv A.Ş. Üretim Operasyonları Direktörü Nihat Şimşek, filtre sistemlerinin komple çözümünü gerçekleştirerek fark yaratacaklarını belirtti.
Kısaca sizi tanıyabilir miyiz?
Nihat Şimşek: Otomotiv sektöründe yaklaşık 22 senedir çalışıyorum. İşin üretim, tasarım, satın alma, satış ve satış sonrası gibi faaliyetlerini muhtelif firmalarda yürütmüş ve şuan bütün bu bilgi birikimimi Asaş Otomotiv bünyesinde kullanmaktayım. Üretim Operasyonları Direktörü olarak yönetici pozisyonunda görev yapmaktayım.
Asaş Filtre 42. Yılında
Asaş Otomotiv’in kurumsal kimliği hakkında bilgi verir misiniz?
Nihat Şimşek: Asaş Otomotiv, Asaş Grub’a bağlı 17 farklı faaliyet kolundan bir tanesi ve grubun lokomotif firmasıdır. Taşıdığı dinamikler açısından, hem yarattığı iş imkanları hem de endüstrideki hareketleri ile Asaş Otomotiv Grubun lokomotifi konumundadır. Asaş Filtre adı altında bir markaya sahibiz. 1972 yılında tescillenen Asaş Filtre, 42. yılında olan bir markadır.
Asaş Grup, yıllık yaklaşık 120 milyon Euro gibi cirosu olan ve 1300 çalışanı olan büyük bir gruptur. Asaş Otomotiv’in temel fonksiyonu 2010 yılına kadar satış pazarlama idi, 2010 yılından itibaren ise üretim- satış -pazarlamayı biraraya getirdi. Üretimimiz Adapazarı’ndaki lokasyonda başladı. 2011 yılının Mayıs ayından itibaren de ilk fabrika üretimlerini ticari bir anlama çevirdik, yani fatura keser hale geldik. Üretimlerimiz Sakarya fabrikamızda aratarak devam ediyor.
Yatırımlarınız devam ediyor? Bu konuda bilgi verir misiniz?
Nihat Şimşek: Adapazarı’na olan yatırımlarımız halen devam ediyor. Adapazarı’ndaki fabrika yatırımlarını Faz 1, Faz 2, Faz 3 olarak üçe böldük. Faz 1 şuan içerisinde bulunduğumuz bina ve burada ilk etapta üretime başlayan fabrika binamızdır. Faz 2, buradaki üretilen ürünlerin test ve doğrulamalarını yapabilecek bir laboratuar ve içinde 6000 m2 üretim fabrikasını barındıran bir yatırımdır. Faz 3, bunların tamamını yeni bir yönetim binasında ve alt katında da yine araç üreticilerine araç üzerindeki filtrasyon sistemlerinin test ve doğrulamalarını yapacak yeni bir validasyon merkezidir. Şuan faz 2’nin %45’ini tamamlamış bulunuyoruz. Yani faz 1 tamamlandı bu bina 2 yıldır üretimde faaliyette, faz 2’nin de %45’ini bitirmiş bulunuyoruz. Faz 2 her şey yolunda giderse Temmuz ayının sonunda bitirmeyi hedefliyoruz. Orada da yeni üretimler, yeni istihdamlar, yeni makinalar, yeni ürünler, yeni işler başlayacak. Faz 3 ile beraber yatırımlarımızın tamamını 2016 yılında bitirmeyi hedefliyoruz. Faz 1‘in yatırım bedeli yaklaşık 5.5 milyon TL, faz 2’nin 3.5 milyon Euro ve faz 3’ün de yine 3.5 milyon Euro’yu bulacaktır.
Eski ve bilinen bir markaya sahip olmamıza rağmen halen öğrenme trendine devam ediyoruz. Bu lokasyonda yaptığımız işler, şuan pazarda yeni satılmakta olan araçların filtreleri ve onların filtrasyon sistemlerine uygun üretimlerdir. Dolayısıyla bir öğrenme eğrisinin tırmanma noktasına doğru gidiyoruz. 2012 yılı böyle geçti diyebilirim. Artık kendimize özgü yeni işleri vücuda getirme aşamasına başlamış bulunmaktayız.
2013 yılında daha çok yatırım ile ilgileniyoruz. Yurt dışında üzerinde hassasiyetle durduğumuz müşterilerimiz var onlarla yeni işbirlikteliklerimiz olacak ve yıl sonundan itibaren bunları geliştirmek istiyoruz. Genel olarak %40 ihracat %60 ise yurtiçindeki bayi ve yurt içi araç üreticilerine satış gerçekleştiriyoruz.
Adapazarı’nı seçme nedeniz nedir?
Nihat Şimşek: Bizim fabrikamıza merkez nokta koyup yarı çapı da 20 km’lik bir daire çizseniz, o dairenin içerisine çok ciddi araç üreticileri giriyor. Bizim ana faaliyet alanımızda otomotiv endüstrisi olduğuna göre o çapın içerisinde bulunan üreticilerin hepsi benim hedef müşterilerim arasında bulunuyor. Otokar, Toyota, Hyundai, yatırım yapacak olan Türk Traktör, diğer taraftan Anadolu Isuzu, Ford Otosan gibi Türkiye’deki otomotiv endüstrisinin temel taşları bu çapın içerisinde kalıyor. Adapazarı’nın öncesinde başka planlarımız da vardı, İzmit vs gibi ama oralarda sizin istediğiniz niteliklere sahip endüstriyel yer kalmadı, olanların da çok ciddi fiyat farkı vardı. Bu yüzden daha kabul edilebilir bir fiyata, yatırımın geri dönüş hızını dikkate alarak yatırım yapmak gerekiyor. Sadece şan olsun diye yatırım yapamıyorsunuz, fizibl olması gerekiyor. Fiyat performans ilişkisini gözetince buraya gelme durumu çıktı. Zaten Sanayi Bakanımızın da geçen sene bir cümlesi var. Diyor ki Amerika’daki Detroit’i size Türkiye’de tarif ediyorum diyor ve İzmir, Bursa ve Sakarya üçgeni olduğunu söyledi. Bursa’da da İzmit’teki yer sorunu var ve pahalı bir yatırım noktası. Burada işe başlama noktasındasınız ve bu bakımdan biz de Adapazarı’nı seçtik.
Üretim hatlarınız ve kapasite kullanım oranları hakkında bilgi verir misiniz?
Nihat Şimşek: Şuan bizim 5 üretim hattımız var. Bir tanesi panel hava filtre hattı, genelde otomobil ve hafif ticari araçlarda kullanılan bu hattımızın teorik olarak yıllık kapasitesi 1 milyon adettir. Biz bunun 2013’ün ilk çeyreğine vardığımızda %56’lık kapasite kullanım oranına ulaştık.
Diğer bir hattımız ise radyal hava filtresi hattımızdır. Silindirik bir yapısı var ve ağır ticari araçlarda kullanılan filtre hattımızın yıllık kapasitesi 187 bin adettir. 2013 yılı itibari ile ilk çeyrekte %89’unu kullanmış bulunuyoruz.
Diğer bir hattımız ekolojik filtre dediğimiz metal free yani tamamen plastik ve kağıt gibi ürünlerden meydana gelen yağ ve yakıt filtrelerine ait hattır. İkiye ayrılıyor, termal tip ve yapıştırma tip olarak. Termal tip olan hattın kapasitesi 1 milyon 150 bin ve ilk çeyrekte %65 kapasite kullanım oranındayız, yapıştırma tip dediğimiz hatta da kapasitemiz yıllık 800 bindir ve ilk çeyrekte %42’lik kapasite kullanım oranına geldik.
Beşinci hattımız ise polen hattı yani kabin filtreleri, onda da henüz hattımız harekete geçmedi, çok yeni, bu ay makinalarını içeriye aldık. O hattımız da yakın zamanda üretime başlayacak.
Otomotiv sektörünün gelişimini değerlendirir misiniz?
Nihat Şimşek: Önce eleştrisel bir gözle bakıyorum konuya. Türkiye’nin sahip olduğu dinamiklerden, imkanlardan çok daha yoksun ülkelerin otomotiv endüstrisinde çok hızlıca söz sahibi olduğunu görünce hayıflanıyorum. Biz neden daha iyisini yapamıyoruz diye düşünüyorum. Mevcut durumda bu kısmı bir kenara ayırırsak ülkemizde işler fena da gitmiyor. Ticari ve hafif ticari araçta ülke sınırlarını aşmış bir başarı var ama hala otomobil gibi kullanımı yaygınlaşmış araçları yapabilme yetisinden uzak bir ülkeyiz, bu konuda çok güçlü bir ithalat var. Ticari ve hafif ticari de yakaladığımız başarıyı burada da yakalamamız gerekiyor. Transit’i bütün pazarlara gönderiyoruz, Doblo bugün Amerika’da, yine Ford Otosan’ın Connect i Amerika’da kendine yer buluyor. Bunlar ciddi işler ve biz bu işlerle gurur duyuyoruz.
Önümüzdeki dönem hedefleriniz nelerdir?
Nihat Şimşek: Aracın üzerinde bir filtrasyon sistemi var, hava, yağ yakıt vs. bu sistem bir başka sistem üreticisi tarafından tasarlanmış, araç üzerine uygulamaları yapılmış artık araçla birlikte hayatına başlamış sistemler. Biz Türkiye’de bütün filtreciler şunu yapıyoruz, o sistemin içindeki elemanı değiştirebilecek, servis edebilecek parçayı üretebilir nitelikteyiz. Bütün yerli üreticiler biz dahil olmak üzere bu şekilde üretim yapıyoruz. Uzun yıllardır sitem böyleydi ama biz bunu değiştirmek istiyoruz. Yaklaşımları farklılaştırmak istiyoruz. O filtrasyon sistemini tasarlayabilecek bir yapıya gelmek istiyoruz. Bunun için de bazı ihtiyaçlar var, donanımsal ihtiyaçlar var. Bunu test ile yapabilmek, doğrulayabilmek, bu sistemler ile ilgili fikir ve üzerinde yorum yapabilecek bazı deneyleri vücuda getirebilecek ekipmanlar gerekiyor. Firma olarak bunların hepsini planlandık, belirli bir takvime bağladık ve satın almalarına başladık. Şuan faz 2 dediğimiz yatırımımız bunun bir detayıdır. Donanımsal ihtiyacın dışındaki kısmı ise bilgi, bununla ilgili oluşmuş know-how, bununla oluşmuş tecrübe. Bunlarla ilgili de bizim zaten 41 yıllık bir markamız var, o markayı bugünlere getiren tecrübeli bir teknik ekibimiz var. Gelecekte biz bugüne kadar yapılandan farklı olarak sadece filtre elemanı değil bir filtre sistemini yapmak, vücuda geçirmek ve bir araç üreticisine vermek istiyoruz. Bu bizim için çok önemli bir adım. Bunu yaptığımızda yolun büyük bir kısmını da aşmış olacağız. Hedefimiz bu filtrasyon sistemleri gerçekleştirmektir.
Haberin Kaynağı : SUBCONTURKEY YAN SANAYİ ve TEDARİKÇİ GAZETESİ
Editör : Özlem Çelebi
11.06.2013