Doçent Dr. Lütfi Apilioğulları
Başarılı Dönüşümünün Dört Boyutu
Değişim, iş ve yaşamın dinamik ortamının doğal bir parçasıdır. Yeni koşullara uyum sağlamak, süreçleri iyileştirmek ve büyümeyi teşvik etmek için stratejik bir yaklaşımın sergilenmesi gerekir. Deming, bu yaklaşımı dört ana kalemde irdelemiş ve halen geçerliliğini koruyor.
Bilgi: Alan Bilgisi ve Beceri Ustalığı
Bilgi, etkili karar alma ve dönüştürücü eylemin mihenk taşıdır. Alan bilgisi, değişim çalışmalarının yürütüldüğü özel alanda veya sektörde yetkin olmayı, endüstri trendlerini, en iyi uygulamaları, düzenlemeleri ve sürecin tarihsel geçmişini bilmeyi/anlamayı içerir. Bu yetkinlikler, içgörürler ile birleştiğinde zorluklara ve fırsatlara yanıt veren stratejilerin oluşturmasına olanak tanır.
Beceri ustalığı, edinilen bilgiyi gerçek dünya zorluklarına çözüm üretmek için nasıl ve nerede kullanılacağını bilmeyi içerir. Örneğin, PPS üzerinde problem çözme yetisi ya da üretimde, lean prensiplerinde uzmanlık sahibi olmak süreçlerin akıcı hale getirilmesi, israfı azaltılması ve üretkenliğin artırmasına yardımcı olur. Kısaca, Bilgi ve becerilerin birleşimi, değişimi yönlendiren güçlü bir etken haline gelerek ve sürdürülebilir büyümenin temelini oluşturan gücü oluşturur.
Varyans: Stratejik Kontrol, Sürekli İyileştirme ve Adaptasyon
Değişim doğrusal bir yolculuk değildir; belirsizlik ve farklılıkla ilerler. Değişkenliği kabullenmek ve benimsemek ile bu duruma karşı hazır olmak bu aşamada önemlidir. Stratejik kontrol, değişim çabalarını yönlendiren/etkileyen parametreleri, yönergeleri belirlemeyi, sürekli iyileştirme faaliyetleri üzerinden bu parametrelerin kurumsal hedefleri en az etkiyebileceği ortamın oluşturulmasını ve değime karşı hızlı uyum sağlayabilme konusunun önemini vurgular. Bir başka ifade ile süreçlerin, ürünlerin veya hizmetlerin sürekli olarak değerlendirilmesi ve geliştirilmesi taahhüdünü içerir. İşletmeler, CI kültürünü teşvik ederek, kuruluşlar çevik ve rekabetçi kalabilir.
Psikoloji: İnsanları Anlamak ve Rol Model Olmak
Değişim sadece süreçler ve sistemlerle ilgili değildir; aynı zamanda insanlarla da ilgilidir. Psikoloji, insan davranışını, motivasyonlarını ve tepkilerini anlamayı içerir ve değişim yönetiminde çok önemli bir rol oynar. Etkili değişim liderleri, çalışanların endişeleri ve isteklerini anlamak için empati kurma konusunda ustadır. Değişimin dirençle karşılanabileceğini kabul ederler ve net iletişim sağlamak için bir kapsayıcılık duygusu geliştirirler. Ekiplerinden bekledikleri davranışı önce kendileri sergilerler ve gereken desteği sunarak olası endişeleri giderirler.
Sistem Düşüncesi: Etkileşimleri bütünsel olarak yönetmek
Karmaşık ve birbirine bağlı parçalardan oluşan bir dünyada, değişime başarı ile yönetmek için sistem düşüncesi (systems thinking) çok önemlidir. Bir organizasyon içindeki çeşitli unsurların karşılıklı bağımlılığını kavrayarak, izole edilmiş münferit eylemlerden ziyade sistem parçaları arasındaki etkileşimlerin yönetimini vurgular. Bu bütünsel bakış açısı siloları aşar, iş birliğini teşvik eder ve yüzeysel semptomlar yerine temel nedenleri ele alarak sürecin tamamına bir bütün olarak bakmayı gerektirir.
Değişim yönetimi, farklı stratejileri bir arada kullanmayı gerektiriyor. Etkin değişim yönetimi süreci için bu konular üzerine düşünün derim.