Beyaz Eşya Sektörünün 2017 Büyüme Beklentisi %7
TÜRKBESD Beyaz Eşya Sektörü’nün 2016 Yılını ve 2017 Yılı Beklentilerini Açıkladı
Türkiye’nin en önde gelen firmalarını bünyesinde barındıran, üretimi ile Avrupa’da 1 numara olan beyaz eşya sektörünü temsil eden Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (TÜRKBESD) 2016 yılını ve 2017 yılına dair beklentilerini düzenlediği basın toplantısıyla açıkladı.
Yılın ilk yarısını büyüme ile kapattıklarını ancak ikinci yarıdan itibaren gelen düşüş sinyallerinin endişe yarattığını belirten TÜRKBESD Yönetim Kurulu Başkanı Ergün Güler “2016 yılında özellikle son 3 çeyrekte bir önceki yılın aynı dönemi ile karşılaştırıldığında düşük büyüme oranlarını gördük. 2017 yılında ÖTV indirimi ile piyasanın canlanmasını umut ediyoruz dedi.
Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (TÜRKBESD) bugün düzenlediği basın toplantısı ile 2016 kapanış rakamlarını ve sektörü etkileyen hususları paylaştı. Türkiye beyaz eşya sektörünün 60 bin direkt, 600 bin dolaylı istihdam sağladığını ve ürettiğinin yüzde 75’ini ihraç etmesiyle cari açığın kapanmasına katkı veren bir sektör olduğunu belirten TÜRKBESD Yönetim Kurulu Başkanı Ergün Güler “Türkiye beyaz eşya sektörü, bulaşık makinesi, çamaşır makinesi, buzdolabı ve fırından oluşan dört ana kalemde 2016 yılını yüzde 6,5 büyüme ile iç satış ve ihracat toplamında 24 milyona yaklaşan adet ile tamamladı. Sektör ihracatı ise, yüzde 7,3 artışla 17,2 milyon adet olarak gerçekleşti.” dedi. Güler “Ancak 2016 yılının ilk yarısında yüzde 8 olan büyüme oranı, yılsonunu yüzde 6,5 ile kapatmıştır. Geçen sene Nisan-Aralık ayları arasında yüzde 5,3 olan büyümemiz, 2016 yılında yüzde 2,9 olmuştur” diye konuştu.
ÖTV indirimi sektörümüze nefes aldırmıştır…
2016 yılında en büyük sorunun iç pazarın daralması olduğunu söyleyen Güler ”Son açıklanan TÜİK verisine göre de sanayi üretim endeksinde 2016 yılında en yüksek azalış %5,6 ile dayanıklı tüketim malı imalatında olmuştur. Yine TUİK verilerine göre Aralık Tüketici Güven Endeksi 63,4 olarak gerçekleşerek son 3 yılın en düşük değerlerinden birini görmüştür ”dedi.
Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri (TÜRKBESD) olarak ÖTV indirimi ile ilgili önerimizi çeşitli kanallar ve zamanlarda Bakanlıklar aracılığı ile Hükümete ilettiklerini belirten Güler “Gerçekleştirilen bu temaslar sonucunda da hep beraber bu müspet gelişmeye imza atılmış oldu. Sektörümüzün haklı ve yerinde taleplerine Hükümetimiz de olumlu karşılık verdi. Zorlu bir dönem yeniden atağa geçmek için güç toplayacağımız bir ortama dönüşmüştür. Beyaz Eşya Sektörüne uygulanan ÖTV indirimi, sektörümüze nefes aldırmış, yavaşlayan sektöre cansuyu olmuştur” diye konuştu.
ÖTV teşvikinin en son 2009 yılında gerçekleştiğini belirten Güler “2009 yılında örneğini gördüğümüz üzere ÖTV’nin kaldırılması satışlara pozitif yansıtacaktır” diye konuştu. Güler “Satışların artmasıyla satıştan elde edilecek gelirler (Kurumsal vergisi, KDV, stopaj, muhtasar vb.) devletin ÖTV kaybını karşılayacağını düşünüyoruz. Ek satış ve bunu sağlayacak üretimle ek istihdam yaratılacaktır. Devletin yapacağı ÖTV teşvikinin en önemli faydasının tüketimi hızlandıracak ancak bu tüketimin ithalata gitmeyerek Türkiye’de kalacak olmasıdır” dedi.
Güler “Cari açık açısından değerlendirirsek, Türkiye’deki enerji tüketiminin %14’ünün ev aletlerinden geldiği düşünülürse, eski ürünlerin enerji verimli ürünlerle değiştirilmesinin enerji tasarrufu açısından ülke ekonomisine katkısı çok büyük olacaktır” diye konuştu. Enerji verimli ürün değişimi ile ilgili olarak TÜRKBESD’in yaptığı araştırma sonucunda hesaplanan ve her fırsatta dile getirdiklerini belirten Güler “Bir gecede tüm evlerdeki buzdolaplarını toplasak yerine A+ enerji sınıfına ait dolaplarla değiştirsek Türkiye 1 Keban Barajı kazanıyor, A++ ürünlerle değiştirsek 1 Atatürk Barajı kazanıyoruz.” dedi.
2017’de büyüme beklentisi yüzde 7
Türk beyaz eşya sanayinin 4 ana üründe 2017 beklentileri ile ilgili bilgi veren Güler “2017 yılında ihracatta yüzde 8,3, iç satışta yüzde 4,5 ve bu verileri kapsayan toplam pazar hacminde ise yüzde 7 oranında büyüme olacağını bekliyoruz” diye konuştu. Güler “Adetsel olarak beklentimiz ise iç satışta 7 milyon, ihracatta ise 19 milyon adete ulaşmaktır” dedi. Özellikle iç satışlarda yatay büyümenin devam edeceği sinyalini veren Güler “Bu fotoğrafta iç satışlarımızdaki artışın geçen sene ile aynı kaldığını görüyoruz, bu nedenle Nisan ayından sonra ÖTV indiriminin bitmesi ile birlikte umarız bir düşüş yaşamayız” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin üretim ikliminde iyileştirmeye ihtiyacı var…
TÜRKBESD Başkanı Ergün Güler, Türkiye’nin üretim ikliminde iyileştirme yapılmasına dikkat çekerek “Bugün dünyadaki ekonomik dalgalanmaların etkisiyle önemli zorluklarla karşı karşıya kalan ekonomimiz üretimimiz sayesinde ayakta kalmakta ve zarar görmeden yoluna devam etmektedir. Üretim konusunun sadece Türkiye için değil, global olarak da ne kadar önemli olduğunu son gelişmeler ile de görmek mümkün. Trump’ın en büyük taahhütlerinden biri “Amerika’da üretim”, yine İngiltere başbakanı Theresa May, İngiltere’nin hizmet sektörü ile bir yere kadar gelebildiğini, tekrar üretime ağırlık verilmesi gerektiğini defaten vurgulamıştır. Ancak ne yazık ki orta ve uzun dönemli projeksiyon yaptığımızda sektör ve Türkiye’nin yatırım anlamında cazibesini yitirme tehdidi altında olduğunu görüyoruz” şeklinde konuştu.
Büyüyen Türkiye’nin üreten Türkiye olduğunu vurgulayan Güler “Yatırımları artırmak ve sürekliliğini sağlamak günümüz global rekabet ortamında fevkalade önem taşımaktadır. Bu noktada teşvik sisteminin sağlıklı işlemesi gerekmektedir ”dedi.
TÜRKBESD Başkan Yardımcısı Muharrem Yamaç ise Organize Sanayi Bölgeleri(OSB)'nde arsa maliyetlerinin yüksekliğine dikkat çekerek, “$100-$2000 bandında olan arsa maliyetleri yatırımcılar için sermaye ihtiyacını arttırmaktadır” dedi. Vasıflı işgücünün önemini vurgulayan Yamaç “Meslek Lisesi, Meslek Yüksekokulu (MYO) mezunu yani ara eleman ve tekniker ihtiyacı her geçen gün artmaktadır. Bu paralelde Meslek Lisesi ve MYO yatırımlarının arttırılarak devam etmesi gerekmektedir” diye konuştu.
Yatırım teşvikleri ile ilgili olarak TÜRKBESD Başkan Yardımcısı Fatih Özkadı, Turquality’nin örnek bir proje olarak başladığını ancak artık bunun yeterli olmadığını belirterek, “Türkiye yatırım, ARGE, marka konularında daha agresif destekler uygulamaya koymalı, teknoloji ve ARGE içeriği yüksek “dayanıklı tüketim“ yatırımları, “öncelikli yatırım konuları” kapsamında değerlendirilmelidir” diye konuştu.
Türkiye olarak global uygulamalara ve özellikle rakiplerimizdeki uygulamalara da bakmamızın önemli olduğunu vurgulayan Özkadı “Polonya beyaz eşya üretiminde Avrupa’da Türkiye’nin hemen gerisinde geliyor ve aradaki makas giderek daralıyor. Polonya’da Özel Ekonomik Bölgeler, Bölgesel Devlet Yardımı, Gayrimenkul Vergi Muafiyeti ve Devlet Teşviki gibi birden fazla teşvik mekanizması söz konusu” dedi. Üretimde bir diğer rakibimiz Romanya’da ise teşvik ödemesi, teşvikten faydalanan şirket kapsamdaki maddi ya da maddi olmayan varlıkları satın aldıktan hemen sonra, Merkez Bankası tarafından Şirket’e nakit olarak ödenmektedir. Bu uygulama, ilk yatırım maliyetlerini anında yarıya indirdiği için, şirketler açısından oldukça cazip bir uygulamadır” diye konuştu.
Özkadı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Sayın Faruk Özlü’nün kamunun teknoloji üretmede özel sektöre vereceği destekleri tek çatı altında toplayan bir dönüşüm içinde çalıştıklarını ve oluşturulması planlanan Araştırma-Geliştirme Fonu ile ilgili gelişmeleri de beyaz eşya sektörü olarak merakla beklediklerini belirterek “Bugün Polonya’nın yüksek teknolojili ihracatı toplam ihracat içindeki payı, yüzde 13, Türkiye’de bu oran yüzde 5’leri aşamıyor. İşte bu tablonun değişimi için imalat sanayinde Bakanlığımızın da hedeflediği gibi yüksek teknolojili ürün payını artırmalıyız” dedi.
Saclardaki mevcut vergi Türk Beyaz Eşya Sektörünün rekabet gücünü azaltıyor
TÜRKBESD Başkanı Ergün Güler, birçok kereler gerek basın toplantılarıyla gerekse Bakanlıklar nezdinde dile getirdikleri “yassı ve paslanmaz çelik vergi” konusuna dikkat çekerek, her iki hammaddenin de Beyaz Eşya sanayinin en önemli girdilerinden biri olduğunu belirtti. Bu bağlamda “yassı ve paslanmaz çelikteki gelişmeleri TÜRKBESD ve sektör olarak yakından takip ediyoruz” diye konuştu.
TÜRKBESD Başkan Yardımcısı Muharrem Yamaç “Türk beyaz eşya sektörü, gerek yerli sac üreticilerinin nihai ürünün ihtiyaç duyduğu teknik spesifikasyonlarda üretim yapamaması, gerekse kalite ve uzun vadeli öngörülebilir fiyatlar gibi nedenlerden dolayı, yassı çelik ve paslanmaz çelik ithalatı yapmaktadırlar.” diye konuştu.
TÜRKBESD Başkan Yardımcısı Fatih Özkadı ise ithal edilen sıcak/soğuk sac ve paslanmaz çelikte %9-15 vergi olduğunu ve bu durumun beyaz eşya firmaları Uzakdoğulu rakipleri karşısında ciddi bir haksız rekabete uğramakta olduğunu vurgulayarak “Uzakdoğulu beyaz eşya üreticileri, Türkiye’ye gerçekleştirdikleri ithalatlarında çamaşır makinesi için %1,1, buzdolabı için %0,2-0,4% ve bulaşık makinesi için %0,4 gümrük vergisi ödemektedirler. Türkiye ile Güney Kore arasında imzalanan Serbest Ticaret Anlaşması (STA) düşünüldüğünde bu kapsamda sözkonusu vergiler birkaç yıl içinde sıfırlanacak ve Güney Koreli üreticiler gümrük vergisi ödemeden Türkiye’ye beyaz eşya ithal edebileceklerdir” diye konuştu.
Vakit çok geç olmadan önlem alınmalı…!
Uzakdoğulu Beyaz Eşya üreticilerinin yerli üreticilere göre Türkiye pazarında avantajlı konuma geçeceğini ve Türk Beyaz Eşya Sanayisinin rekabet gücünü yitirerek bu durumdan menfi etkileneceğini vurgulayan Özkadı “Geniş bir ekosisteme sahip, cari açığa ve istihdama net katkı sağlayan Türk beyaz eşya sektörünün rekabet gücünü iç pazarda kaybetmemesi için vakit çok geç olmadan önlem alınmalı” diye konuştu.
09.05.2017