Bir Kitap Bütün Sorunları Çözer mi?
Entelektüel insan eskiden, birden fazla konuyla ilgilenen, kendi uzmanlık alanı dışındaki konularda da bilgi sahibi olan ve fikir beyan edebilen, doÄŸru yargılarıyla ister istemez topluma da yön veren kiÅŸiymiÅŸ fakat günümüzde entelektüelin bu rolü biraz deÄŸiÅŸmiÅŸ. Furedi’ye göre, içi boÅŸaltılan pek çok kavram, insanların daha sonuç odaklı düşünmesine neden oluyor. Veya belki de insanların sonuç odaklı düşünmesi bazı kavramların içini boÅŸaltÄ
Nerede okuduÄŸumu anımsamıyorum ama “ Bir kitap okumakla bütün sorunlar çözülmez” cümlesinden etkilendim. Uzun süre, kuramlara ve kitaplara aşırı deÄŸer yüklediÄŸimi düşündüm. Frank Furedi’nin Nereye Gitti Bu Entelektüeller kitabını okuduÄŸumda ise kitaplara haksızlık etmemek gerektiÄŸi, bir kitabın herÅŸeyi çözemeyeceÄŸi, alıcı bir ruhla çevresini, kendisini ve geleceÄŸi düşünen insanlarda önemli deÄŸiÅŸiklikler yapabileceÄŸi düşüncesine geri döndüm.
Kırk yılı aşan bir süredir yaşamın amacı zihnimde net: Temel amacımız, maddi ve kültürel zenginlik üreterek insan yaşamını kolaylaştırmaktır. Bu temel amacın bir yerinden tutup, karınca kararınca değer katmayı sevda haline getirmeden anlamlı bir yaşamdan söz edilemeyeceği kanısındayım.
Ä°ÅŸim gereÄŸi çok deÄŸiÅŸik üretim sektörlerinin sorunlarıyla ilgileniyorum. UlaÅŸtığım genelleme üzerine iÅŸ insanlarının derin derin düşünmesini isterim: Bir iÅŸin, bir sektörün entelektüeli yeterli deÄŸilse, orada üretim “hüner” düzeyine ulaÅŸtırılamaz ve “yaratıcı akıl katkısı” ile “inovasyon - odaklı rekabet” yarışına girilemez.
A. Erkan Koca’nın dilimize aktardığı Furedi’nin kitabını okuduÄŸumda; Bütün dünyada “enetelektüel yönünü kaybetmiÅŸlik” sorununun giderek arttığını...
“Açık bir kültürden mahrum; ilgileri maddi ve sıradan olan kiÅŸi” olarak tanımlanan Philistinlerin arttığını,
“Entelektüel yaÅŸamın rutinleÅŸtiÄŸini”,
“ÇaÄŸdaÅŸ kültürün, gerçeÄŸi entelektüel bir arayıştan çok kurguya deÄŸer bir konu” gibi algıladığını,
“Entelektüel otoritenin sorgulandığı bir zamanda, eÄŸitim ve öğretime görülmemiÅŸ önem atfedildiÄŸini”,
“Kamusal alanların ciddi biçimde” daraldığını, Kısa mesajlı iletiÅŸimin öne çıktığını, düşünce üretiminde ise ciddi aksamalar olduÄŸunu, Kapsayıcılığın yarattığı kitle desteÄŸinden uzaklaÅŸan, paylaşımcılığın azalarak aşırı bireyselleÅŸmenin deÄŸerler sistemini çözdüğünü, oysa ihtiyacın tam tersini gerektirdiÄŸini, Entelektüel eksikliÄŸin kaynak kullanımında da etkinliÄŸin ve verimliliÄŸin önüne engeller oluÅŸturduÄŸunu,
Sanayi Toplumu aÅŸamasından, Bilgi Toplumu aÅŸamasına “geçiÅŸ sürecinde” kendimizi, iÅŸimizi, yöremizi, ülkemizi ve insanlığı yönetmede tam bir belirsizlik ortamı yarattığını gözlemledikçe; sözün tam anlamıyla “irkildim”.
Nusret Hızır’ın, “Felsefesiz iÅŸ yapılabilir mi? Elbetki yapılır, ama tam, doÄŸru ve düzgün iÅŸ yaıpılamaz” sözünü anımsadım. Furedi’nin “entelektüel boÅŸluk” yaratan etkenleri analiz eden kitabını okuduÄŸumuzda çevremizi anlama ve sezmede, kendi yerimizi belirlemede ve geleceÄŸi daha saÄŸlıklı planlamada ciddi güç kazanacağımızı düşündüm.
Haberin Kaynağı : TAYSAD
22.10.2014