Bir Pazılın Parçalarını Birleştirircesine Demiryollarını Ayağa Kaldırıyoruz
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali YILDIRIM:
TCDD bir buçuk asırlık köklü bir kuruluşumuz. Bu kuruluşun tanık olduğu şeyler, bu toprakların son bir buçuk asrının tanıklığı. Bu topraklarda tek ulaşım vasıtasının tren olduğu dönemlerin, ülkemizin pek çok badire atlattığı dönemlerin tanıklığı. Savaş yıllarının, yokluk yıllarının, kıtlık yıllarının, göç yıllarının tanıklığı…
İnsanımızın gurbet yolculuğu bile trenle başlar. Bu nedenledir ki; Türk insanının derin hafızasında tren yalnızca bir ulaşım aracı değil; yerine göre acıdır, sevinçtir, hasrettir, kavuşmadır. Yerine göre Atatürk’ün dediği gibi “Toptan ve tüfekten daha mühim bir emniyet silahıdır.”
Atatürk döneminin kalkınma hamlelerine bakın, bu hamlelerin tamamında demiryolunun lokomotiflik yaptığı görürsünüz. Ülkeyi kalkındırmış, medeniyet getirmiş. Ancak 1950 yılından sonra demiryollarının göz ardı edilmesi nedeniyle; bu ülkenin yükünü alan, yükünü çeken demiryolları bu ülkeye yük olmaya başlamış. İşte, ülkemizin tarihiyle, kültürüyle, kaderiyle etle tırnak gibi olan bu yüce kurumu demiryolcularımızla birlikte kalkındırmamız gerekiyordu.
Çünkü Türkiye için demiryolları sadece tarihte kalamaz. Türkiye’nin geleceği demiryollarından geçiyor. Göreve geldiğimizde de demiryollarını bir hükümet politikası olarak gördük ve bu konuda adımlarımızı attık.
İlk olarak bakıma muhtaç yollarını yeniledik. Hatta konvansiyonel hatların yanı sıra halkımızın özlem duyduğu hızlı tren hatlarının yapımına başladık, bu ülkeyi hızlı tren işletmecisi ülkeler ligine yükselttik. Ankara-Eskişehir ve Ankara Konya hatlarından sonra yapımı devam eden Eskişehir-İstanbul yüksek hızlı tren yolunu da bu yılın sonunda tamamlıyoruz. Diğer yandan planladığımız Edirne-Kars hızlı tren koridorunun Ankara-Sivas kısmının altyapı inşasına devam ediyoruz. Ankara-Bursa yüksek hızlı tren yolunun ihale sürecini tamamladık. Ankara-İzmir yüksek hızlı tren yolunun ilk etabı olan Ankara-Afyonkarahisar kesiminin ise ihalesini yaptık. Özetle Duble Karayolu hedefimizi gerçekleştirdik, şimdi de Duble Demiryolu dönemini başlattık.
Yukarıda bahsettiğim gibi mevcut yolların çürümeye bırakılmasına razı olmadık. Yenilemeye, modernizasyona devam ediyoruz. Modern İpek Demiryolu’nu hayata geçiriyoruz. Marmaray, Bakû-Tiflis-Kars Projelerini hayata geçirdik. Her iki proje Pekin’den Londra’ya uzanan İpek Demiryolu projesinin altın halkalarını oluşturmaktadır. Böylece Asya-Avrupa arasında bir yandan en avantajlı ulaşım koridoru Türkiye tarafından açılırken, bir yandan da kadim ipek yolu modern demiryoluyla yeniden hayatiyet kazanmaktadır.
Türkiye’yi “Lojistik Merkez” haline getiriyoruz. Yerli bir Demiryolu Endüstrisi oluşturuyoruz. Sakarya’da hızlı tren ve metro araçları, Çankırı’da hızlı tren makasları, Sivas, Sakarya, Afyon, Konya ve Ankara’da hızlı tren traversleri, Erzincan’da ray bağlantı malzemeleri üreten tesisler kurdurulmuş, TCDD’nin desteğiyle KARDEMİR’de yüksek hızlı tren rayları üretilmeye başlanmış, Kırıkkale’de tekerlek üretimi için Makine Kimya ile işbirliğine gidilmiş,özetle yerli bir demiryolu endüstrisinin öncü adımları atılmıştır.
Kısacası, bir pazılın parçalarını birleştirircesine demiryollarını ayağa kaldırıyoruz. 10 yılda öyle bir ivme, öyle bir çıkış yakaladık ki, bundan sonra kimse demiryollarını ihmal etmeye, yapılan bu yatırımları durdurmaya teşebbüs edemeyecek. 2023 yılına kadar doğudan batıya kuzeyden güneye 10 bin kilometre hızlı demiryolu, 4 bin kilometre konvansiyonel demiryolu yapacağız.
Büyük Atatürk’ün bize işaret ettiği bir hedef var: Ülkemizi muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkarmak. Demiryolları geri kalmış bir ülkenin muasır medeniyet seviyesine çıkması mümkün değildir. Hızlı tren hatları olmayan, bu işletmeciliğe geçmeyen bir ülkenin muasır medeniyetten bahsetmesi mümkün değildir. Bizim yolumuz belli. Yolumuz Atatürk’ün işaret ettiği yol. “Demiryolları refah ve ümran tevlit eder” şiarıyla, durmadan, yılmadan ve yorulmadan yolumuza devam ediyoruz.
Haberin Kaynağı : RailwayTurkey Demiryolu Tedarikçileri Dergisi
24.10.2013