Çelik Sektörünün ABD Antidamping Davasında İlk Adım Türk Çelik Üreticileri: ABD Pazarını Tehdit Etmiyoruz
İnşaat demiri ihracatında dünya liderliğini sürdüren Türk Çelik Sektörü, 4 Eylül 2013 tarihinde; ABD’li çelik üreticilerin antidamping ve telafi edici vergi soruşturması talebi ile karşılaşmıştı.
Çelik İhracatçıları Birliği, haksız yere açılan davanın lehimize sonuçlanması yönünde Ekonomi Bakanlığı işbirliği ile ilk adımı attı. Bu kapsamda; Çelik İhracatçıları Birliği, ABD’li yerli üreticilerin iddialarına karşılık, ABD Uluslararası Ticaret İdaresi ve Uluslararası Ticaret Komisyonu’na tüm detaylar konusunda bilgilendirme yaptı.
Türk çelik ihracatçılarının dünyada ve bölgedeki üstün ihracat performanslarından rahatsız olan ABD’li yerli üreticiler, Türkiye ile birlikte Meksika’dan yapılan inşaat demiri ithalatına karşı ABD Ticaret Bakanlığı’na anti-damping ve telafi edici vergi soruşturması açılması için 4 Eylül 2013 tarihinde başvurmuştu. Söz konusu davada karar mercii konumundaki makamlardan biri olan ABD Uluslararası Ticaret Komisyonu; tarafları dinlemek üzere 25 Eylül 2013’de ABD’li üreticiler, Türkiye ve Meksika’dan hükümet temsilcileri ve ihracatçıları ile bir araya geldi. Türk çelik sektörü toplantıda, Çelik İhracatçıları Birliği ve Ekonomi Bakanlığı nezdinde temsil edildi.
Toplantı, Türkiye ve Meksika’dan devlet temsilcilerinin konuşmaları ile başladı. Türkiye adına görüş veren Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Savaş Malkoç, ABD ve Türkiye arasındaki ticari ilişkilerin önemine dikkat çekerek ABD ile ikili ticarette hem genel hem de demir-çelik sektöründe ülkemiz aleyhine dış ticaret açığının olduğu, bu açığın olası bir anti-damping ve telafi edici vergi soruşturması ve önlemi nedeniyle daha da büyüyeceği, bunun ayrıca ABD’nin en büyük hurda alıcısı konumunda olan Türkiye’nin ABD’den yapacağı hurda ithalatına da olumsuz yansımasının olacağı, bu nedenle iki ülke liderlerinin ortak iradeleri çerçevesinde oluşturulan hedefler doğrultusunda ikili ticaretin önüne yeni engeller getirilmesinden ziyade mevcut engellerin kaldırılmasına odaklanılması gerektiği hususlarına değindi.
Malkoç ayrıca, ABD’li yerli üreticilerin başvurusunda yer alan sübvansiyon suçlamalarının tam olarak gerçeği yansıtmadığını AB’ye olan yükümlülüklerimiz gereği demir-çelik ürün grubuna sektöre spesifik bir devlet desteğinin verilmesinin mümkün olmadığını, bu durumun daha önceki gözden geçirme soruşturmalarında ABD makamları tarafından da teyit edildiğini, bu tarz süreçlerin ülkelerimizin ikili ticaretini olumsuz yönde etkilemekten öteye geçmediğini vurgulayarak sözlerini bitirdi.
Devlet temsilcilerini takiben söz alan ABD’li üreticiler ise, Türkiye ve Meksika satışlarından dolayı iç piyasada güç kaybına uğradıklarını belirtirken, özellikle Türkiye’deki kapasite artışından ve ABD iç pazarının Türk çelik ihracatçılarının tehdidi altında olmasından şikâyet ettiler.
Çelik İhracatçıları Birliği Başkanı Namık Ekinci, Türk çelik sektörünü üretici ve ihracatçı olarak temsil ettiği toplantıda yaptığı konuşmada; “bir ülke üretimi talebi karşılayamıyorsa ithalat yapmak zorundadır. ABD’li üreticiler Türkiye’yi ticari bir risk olarak görüyorlar. Ancak biz uluslararası standartlara uygun, yüksek kaliteli ürünler üretiyoruz. Bunun yanı sıra hammaddemizi ABD’den aldığımız için ABD’li üreticilere göre yaklaşık 80 Dolar/Ton dezavantajlıyız. Buna rağmen biz ürünlerimizde makul kar marjları ile çalışıyoruz. Bunları yaparken de Dünya Ticaret Örgütü Serbest Ticaret Kuralları çerçevesinde hareket ediyoruz. Teknolojik avantajlarla yüksek verimlilik sağlıyoruz. ABD’li üreticiler yüksek karlılık isteklerinden dolayı sadece ülkemiz ihracatından rahatsızlık duymuyorlar, birçok ülkeye karşı alınmış önlem ve soruşturmalar ile ABD’li tüketicilerin seçeneklerini de kısıtlayarak daha pahalı ürün temin etmelerine sebebiyet veriyorlar” dedi.
Çelik şirketlerinin kar amaçlı özel kuruluşlar olduğunu ve sektörün Avrupa Birliği ile imzalanan Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu “AKÇT” Serbest Ticaret Anlaşması gereği özel bir devlet desteği almadığını belirten Ekinci, “Türkiye çelik sektörü olarak, dampingli ürün ihracatına da karşıyız. Aynı zamanda korumacı önlemlerin sıklıkla, adil olmayan bir biçimde ve serbest ticaret kurallarına karşı kullanıldığında aynı etkiyi bıraktığına, yerli sanayiye zarar verdiğine ve uzun vadede sektörün küresel pazarda rekabet etmesini önleyerek ticari ilişkilerin gelişmesini engellediğine inandığımızı da vurgulamak isteriz” diyerek sözlerine devam etti.
Son olarak önemli bir konuya daha değinen Namık Ekinci; “ABD’li üreticilerin uluslararası gönderi maliyetleri bulunmamaktadır, hammadde ve hurda kontrollerine de tabi değiller. Türk çelik sektörü olarak kesin sipariş olmadan üretim yapmıyoruz, stoklardan ürün satmıyoruz, ABD’de stok bulundurmuyoruz. Spot fiyatlar düşünce stoklarımızı eritmek için fiyat düşürmüyoruz. Pazar elde etmek için fiyat düşürmemize gerek yok. Ayrıca Türk müteşebbisler ABD’de yatırım yapmak üzere çalışmalar yapıyor. Tüm bu konular göz önüne alındığında ticari ilişkilerimizi zedeleyici davalar açılması yerine ticaretimizin teşvik edilmesi gerektiğini düşünüyoruz ve komisyonun lehimize karar vermesini bekliyoruz” dedi.
Haberin Kaynağı : SUBCONTURKEY YAN SANAYİ ve TEDARİKÇİ GAZETESİ
30.10.2013