Cobot Pazarı 2030 Yılında 24 Milyar Doları Aşacak
Fark yaratan özellikleriyle endüstri dünyasında tercih edilen cobot’lar, 2030 yılında 24 milyar doları aşacağı tahmin ediliyor.
Cobot Pazarı 2030 Yılında 24 Milyar Doları Aşacak
Fark yaratan özellikleriyle endüstri dünyasında tercih edilen cobot’lar, 2030 yılında 24 milyar doları aşacağı tahmin ediliyor. Universal Robots Türkiye & MEA Ülke Müdürü Kandan Özgür Gök, düşük enerji tüketimi ve hızlı yatırım dönüşü sağlayan cobot’ların her türlü üretim tesisine kolayca entegre edilebildiğini açıkladı.
Dünyanın önde gelen araştırma şirketi ABI Research, 2019 yılında 711 milyon dolar olan kolaboratif robot kolu pazarının 2030 yılına kadar büyük bir artışla 11,8 milyar dolara ulaşacağını tahmin etti. Şirket, cobot kullanımı ile ilgili yazılımlar ve uç elemanları gibi aksesuarlar da hesaba katıldığında, 2019 yılında 1 milyar doları aşan toplam cobot pazarının 2030 yılına kadar yüzde 28,6'lık büyümeyle 24 milyar doları aşacağını öngördü. Tüm bu veriler ışığında cobot’lar; hızlı kurulumu, kolay programlaması, esnek ve güvenli kullanımıyla robot pazarındaki payını artıracak. Firmanın büyüklüğü ya da ürünün özelliği ne olursa olsun her türlü üretim tesisine kolayca entegre edilebilen cobot’ların mucidi Universal Robots markasının Türkiye & MEA Ülke Müdürü Kandan Özgür Gök, konuyla ilgili “Gelecek ne karanlık fabrikalarda ne de geleneksel işçilikte aranmalı. Risk analizine bağlı olarak insanlarla yan yana çalışabilen cobot’larla birlikte yeni bir süreç doğuyor. İnsanlar ve kolaboratif robotların bu kombinasyonu gelecekte "Endüstri 5.0" çağının da belirleyicisi olacak” dedi.
“Cobot’lar yeniden programlanabilir özelliğiyle ön plana çıkıyor”
Risk analizine bağlı olarak hiçbir güvenlik bariyerine ihtiyaç duymadan insanlar ile yan yana, esnek bir üretimin kapılarını açan cobot’ların az alanda tüm eksenlerde ± 360 derece dönüş kabiliyetine sahip olduğunu belirten Gök, “Son derece hafif olan cobot’lar, üretim düzenini değiştirmeden birden çok üretim hattına kolayca tekrar konumlandırılabiliyor. Robotların daha önce tek bir görev için uygulandığı yerlerde cobot’lar yeniden programlanabilir özelliğiyle ön plana çıkıyor. Örneğin, üretim sürecinde yeni bir ihtiyaç ortaya çıktığında, cobot çok basit bir programlama ile başka bir iş için uygulanabiliyor” diye konuştu.
“İnsan hatasından kaynaklı kayıplar cobot’larla sıfıra indiriliyor”
Düşük enerji tüketimi ve hızlı yatırım dönüşü sağlayan cobotların bakım maliyetlerinin olmadığını belirten Kandan Özgür Gök, “220V enerjiyle kullanan cobot’lar, yeni bir enerji yatırımına ihtiyaç duymuyor. Alışılagelmiş şekilde bakım gerektirmeyen cobot’lar, her zaman aynı yüksek hassasiyet ve titizlikle çalışıyor. Böylece kalite her zaman istenilen standartta oluyor. İnsan hatasından kaynaklı kayıplar, cobot’larla sıfıra iniyor. İşi öğrenme, işe alışma gibi üretim sürecini yavaşlatan sorunları ortadan kaldıran cobot’lar, kaynakların daha iyi kullanılmasını, daha verimli bir üretim elde edilmesini garanti ediyor. Bir cobot’u kutusundan çıkartıp kurmak ve basit bir program yapmak sadece 60 dakika sürüyor. Dolayısıyla cobot’lar, son derece kısa sürede kurulup programlanabiliyor. Ayrıca cobot’lar; düşük işletme maliyetinin yanı sıra üretimde sağladığı verimlilikle hızlı yatırım geri dönüşü sağlıyor” ifadelerini kullandı.
Herkes 87 dakikada cobot programlamayı öğrenilebilir
Cobot kullanmanın eğitim süreci ile ilgili de bilgi veren Gök, “Cobot'ların kullanıcı dostu sezgisel el kumandası olmasının yanı sıra robot kolunu elle hareket ettirerek de programlama imkânı sunması diğer önemli avantajları arasında yer alıyor. Universal Robots’un internet sitesinden 7/24 ulaşılabilen UR Akademi ile isteyen herkes çevrim içi, Türkçe ve e-sertifikalı eğitimler ile yaklaşık 87 dakikada cobot programlamayı öğrenebiliyor” şeklinde konuştu.