M. Göker Sarp
Değişim Yönetiminde Başarısızlığın Beraberinde Getireceği Riskler
Değişim, sürdürülebilir büyüme ve rekabet avantajı elde etmek için kaçınılmaz bir süreçtir. Ancak İyi yönetilmeyen değişim süreçleri, işleyişte ciddi aksamalara ve uzun vadede büyük kayıplara neden olabilecek riskler* içerir.
Başarısız projeler, kaynakların boşa harcanmasına ve iş süreçlerinde gereksiz karmaşıklıklara yol açar, stratejik hedeflere ulaşılmasını engeller ve uzun vadeli büyüme planlarını aksatır.
Değişim süreci boyunca değişimin gerekliliği ve sürecin nasıl ilerleyeceğine yönelik olarak kurulması gereken iletişimdeki eksiklikler, belirsizlikler yaratır ve çalışanların değişime karşı direnç geliştirmesine yol açabilir. Çalışanların sürece dahil edilmemesi, onların kendilerini dışlanmış hissetmesine ve motivasyonlarının düşmesine neden olur.
Ayrıca değişim sonucunda çalışanların yeni sistemlere ve süreçlere adapte olamaması, iş süreçlerinde kesintilere neden olur. Bu kesintiler, genel performansı olumsuz etkiler ve hedeflenen sonuçlara ulaşmayı zorlaştırır. Ayrıca, verimlilikteki düşüş, maliyetleri artırır ve karlılığı olumsuz yönde etkiler.
Değişim sürecinde yaşanan aksaklıklar, müşteri hizmetlerinde aksamalar ve ürün ve hizmet kalitesinde düşüşe neden olabilir. Bu durum, müşteri şikayetlerinde artış ve müşteri kaybı ile sonuçlanabilir: Müşteri memnuniyetsizliği, pazar payında kayıplara yol ve gelirlerde azalmaya neden olur.
Ayrıca, başarısız giden değişim projelerinde genellikle proje maliyetleri başlangıçta hedeflenen maliyetlere göre yükselir: Planlanmamış giderler ve meydana gelen maliyet artışları, mali durumu zora sokabilir.
Yetenekli çalışanlar, değişim sürecinin kötü yönetildiği bir yerde çalışmak istemez ve başka fırsat arayışlarına girebilirler. Çalışan devir hızının yüksek olması, bilgi ve deneyim kaybına yol açar ve yeni çalışanların işe alım ve dolayısıyla eğitim maliyetlerini artırır.
Hem çalışanlar hem de dış paydaşlar güvenlerini kaybeder. Bu durum, iş ilişkilerinde ve iş birliklerinde zorluklara yol açar.
Bu olumsuzlukları önlemek için, değişim yönetimi sürecinin dikkatlice planlanması, etkili iletişim stratejilerinin kullanılması ve tüm paydaşların sürece dahil edilmesi gerekmektedir.
M.Göker SARP
Kurumsal Dönüşüm Platformu Koordinatörü
(*) Değişim Sürecinde Risk Yönetimi:
Bu süreç, risklerin doğru bir şekilde tanımlanmasıyla başlar. Bu aşamada, değişimin hangi alanlarda sorunlara neden olabileceği belirlenir; örneğin, teknik uyumsuzluklar, finansal kayıplar veya müşteri memnuniyetsizliği.
Ardından, belirlenen riskler, olasılıklarına ve etkilerine göre derecelendirilir. Daha sonra, bu risklerin ölçülmesi, olasılıklarına ve etkilerine dayanarak riskin büyüklüğü belirlenir. Bu genellikle riskin beklenen zararının bir ölçüsü olarak ifade edilir.
Risklerin izlenmesi ve değerlendirilmesi sürekli bir süreçtir ve değişen koşullara göre güncellenir. Bu aşamada, ortaya çıkan yeni riskler göz önünde bulundurulur ve uygun önlemler alınır. Bu adımlar, risklerin tanımlanmasına, ölçülmesine ve etkili bir şekilde yönetilmesine yardımcı olur, böylece değişim süreci daha kontrollü ve başarılı bir şekilde gerçekleştirilebilir.