Demiryolları Sektöründe Gelişen Yan Sanayiler
22 Temmuz 2004 tarihinde Pamukova’da yaşanan talihsiz tren kazasının ardından Demiryolu sektörünün güvenliğini, kamuoyunun da önünde uzun uzun tartıştık.
Önlemler listelerini, eksiklikleri konuyla ilgili tüm uzmanlar en üst seviyede değerlendirdi. 1957 yılında İstanbul’da yüze yakın vatandaşımızı kaybettiğimiz kazanın ardından yaşadığımız en ciddi kazalardan biri olan Pamukova’nın ardından neredeyse dokuz yıl geçti. Bu sürede demiryolu sektöründe ciddi gelişmeler oldu, yatırımlar yapıldı, güvenlik önlemleri arttırıldı. Demiryolu sektörü, arada sıra yaşanan kazalara rağmen, karayoluna nazaran, hala daha güvenli ve daha ekonomik, ve de gelişmeye devam ediyor.
2008 yılında beri KANCA olarak, demiryolu sektöründeki bu gelişmeler paralelinde bizler de, sektöre sıcak şekillendirilmiş dövme parçalar temin ediyoruz. Çalışmalarımıza önce yurt dışı ile başladık. Otomotiv bölümümüzün yoğun olarak çalıştığı Almanya’da tecrübemiz oldukça fazla olduğundan, demiryolu sektörüne de buradan başlamak yerinde olur dedik ve Alman Demiryolları (DB) ile temasa geçtik ve sektör araştırmasına başladık. Önce düşüncemiz, VW, Audi, BMW, Bosch gibi Alman otomotiv devleri ile çalışan, 45 yıllık tecrübesi olan, 500 kişilik bir firmanın referanslarının, kalite laboratuarlarının, ISO/TS 16949, ISO 9001 ve ISO 14001 belgelerinin, demiryolu sektörü için yeterli olacağı idi. Ancak gördük ki, Alman Demiryolları, tüm bu bilgi birikimini ve tecrübeyi takdir ile karşılarken, demiryolu sektörüne has HPQ, Tedarikçi bazında ürün kalifikasyonu, olmaksızın bu sektöre giremeyeceğimizi öğrendik. HPQ belgesi, birkaç aylık bir ön hazırlıktan sonra, yaklaşık 5 günlük bir denetim ile imalat süreçlerinin tamamını gözden geçiren ve kaliteli bir ürün elde etmek için, sürecin tüm aşamalarını denetleyen bir kalifikasyon. Bu sayede
tedarikçilerin imal ettikleri ürünlerde, istenilen kalitenin garanti edilmesini amaçlıyor. Sonuçta zaten hazır olan bir altyapımız olduğu için, HPQ gereklilikleri bizim için yeni bir deneyim değildi ve sonuçta bu kalifikasyonu da geçerek parça tedarikine başladık.
Daha sonra yurt içi ile çalışmaya başladık ve dövme cer kancalarını yurt içine de sevk ettik. O zamanlar bizim HPQ kalifikasyonunu sağlamamızın yurt içi açısından çok da önemi yoktu. Çünkü yurt içinde gerekli büyüklükte ve yeterlilikte tedarikçilerin olmaması nedeni ile, yurt içi demiryolu dövme parça alımlarda sadece ISO 9001 belgesi yeterli sayılıyordu. Daha sonra diğer tedarikçilerin de gelişmesi, devletimizin Ar-Ge teşvikleri, rekabetin artması, ve diğer yan sanayilerin de gelişmesi ile, yurt dışı standartlar yavaş yavaş yurt içinde de aranmaya başladı. 2013 yılından itibaren, beklentimiz, demiryolu sektörünün de, en azından bizim alanımız olan sıcak şekillendirmede ve dövmede, Avrupa standartlarından en azından HPQ gibi standartların, yurt içinde de geçerli olması. Demiryolu sektöründeki ana şirketlerden bu yönde sinyaller alıyoruz, örneğin en son TÜVASAŞ, açtığı cer kancaları ihalelerinde bu standardı getirerek önemli bir adım attı.
Her alanda kalite standartlarının yükseldiğini görmek, güvenilir, sürdürülebilir ve rekabetçi sektörlerinin geleceği için bizlere umut veriyor ve bizlere kendimizi daha da geliştirmemiz için yol açıyor. Otomotiv sektöründe, bu yönde yıllardır süren çabalar sonucunda, yerli otomobil üretmeyi, uzak bir hayalden çıkarıp, masa üstünde tartışılabilir bir hale getirdik. Diğer sektörlerde de Avrupa ve Dünya standartları seviyesine gelmemiz oldukça yakın. Elbette bunu bugünden yarına yapmak zor, üreticilere belirli bir plan dahilinde zaman verilmesi şart. Ancak taleplerin ve beklentilerin yükselmesi, yan sanayiler için, kendini geliştirmede önemli bir motivasyon aracıdır. Sektördeki ana firmaların bir misyonu da yan sanayileri, bu yönde motive ederek, gerektiğinde beklentileri arttırarak, onları geleceğe hazırlıklı, rekabetçi ve dinamik bir yapıya kavuşma yönünde desteklemektir. Daha güçlü bir ana sanayi, daha güçlü bir yan sanayi temennimizle.
Haberin Kaynağı : RailwayTurkey Demiryolu Tedarikçileri Dergisi
24.10.2013