Dünya Madeni Yağı Devi Castrol, Türkiye’de Üreterek, İhraç Ederek 60. Yılını Kutluyor
Türkiye’de 60. yaşını kutlayan dünya madeni yağı devi Castrol, 2013 yılında da yeni yatırımlar ve özellikle ihracatta ataklarla çok başarılı geçen 2012 yılında olduğu gibi güçlü sonuçlara imza atmayı hedefliyor.
Castrol’ün kuruluş tarihçesini ve Türkiye’de Castrol markasının varlığının gelişimini kısaca özetleyen Castrol Türkiye ve Hazar Bölgesi Direktörü Kerim Kermen, “1899 yılında Castrol’ün temelleri atılmış. İlk macera, demiryolları için gres yağı üretmekle başlıyor. İçten yanmalı motorların macerası başlar başlamaz, teknoloji neredeyse biz de oradayız diyen kurucumuz Sir Charles Wakefield bu sektöre de girmiş. Castrol’ün Türkiye’ye girişinin bir şehir efsanesi olarak 1928 yılında olduğunu sanıyoruz. Atatürk Orman Çiftliğine getirilen İngiliz traktörlerle beraber Castrol’ün de ilk defa Türkiye’ye geldiğini düşünüyoruz. Ancak bununla ilgili bilgi ve belge henüz elimizde yok. Bilinen ilk giriş 1953 senesinde; Türk Petrol, Castrol temsilciliğini alıyor. 1996’da Castrol’ün tüm haklarını satın alıyor. O sene Türkiye’ye en büyük yabancı sermaye girişi de böylece gerçekleşiyor. 2000 senesinde BP Castrol’ü satın alınca da BP şemsiyesi altına girmiştir” açıklamasını yaptı.
Castrol’ün global bir marka olmasının önemine özellikle dikkat çeken Kermen, “Dünya çapında faaliyetlerini sürdüren Castrol, birçok farklı kullanım alanı ve endüstri grubu için motor yağları ve madeni yağlar geliştirmeye devam ediyor. 1899 yılında kurulan Castrol’ün böylesine yüksek marka algısına ulaşması, çok güçlü müşteri sadakati oluşması ve elbette bir dünya marka olması çok uzun soluklu bir vizyonerliğe ve iş disiplinine dayanıyor. Zira Castrol’ün marka olma yolunda elde ettiği tecrübelerden yola çıkacak olursak bugün zirveye ulaşmamızda en büyük pay, araştırmaya ve teknolojiye olan yatırım tutkumuzdur. Teknoloji odaklı bir şirket olarak büyük titizlik gerektiren laboratuvar çalışmalarımızın yanı sıra sürekli olarak Ar-Ge ve pazarlamayı yenilikçi bakışla bir potada harmanlamaya dayanan iş prensiplerimiz, bizleri bugünlere ve geleceğe taşıyan en önemli unsurların başında geliyor. Markalaşmanın artık eskisinden daha fazla önemli bir hale geldiği günümüzde, yenilikçilik yoluyla farklılaşmanın markalaşma tutkusunu taşıyan her şirket için bir anahtar olacağına gönülden inanıyoruz” dedi.
Türkiye’de Castrol’ün faaliyetlerini 60 yıldır sürdürdüğüne ve 50 yıldır üretim yaptığına dikkat çeken Kermen, 2012 yılının Castrol açısından küresel ve ulusal açıdan önemine de değindi. 2013 yılında daha büyük başarıları hedeflediklerini dile getiren Kermen; Castrol’ün dünya genelinde pazar payı yüzde 8. Genel olarak baktığımızda; Gelişen pazarlardan (BRIC) örneğin Hindistan’da çok uzun bir geçmişimiz var ve çok iyi bir konumdayız. Rusya, Çin ve Güney Amerika’da iyi bir pazar konumumuz var ve daha da güçlü olmak için yatırımlarımızı sürdürüyoruz. Ancak gururla söylemeliyim ki; 2012 yılında tüm Castrol dünyası içerisinde büyüme hızı en yüksek olan ülke Türkiye oldu.
Castrol son 10 yılda Türk madeni yağ pazarına yaklaşık 150 milyon dolar yatırım yaptı. 2012’de Bursa Gemlik’teki üretim tesislerimizde 80 milyon litreyi bulan bir yağ üretimi gerçekleştirdik. Toplam madeni yağ pazarının yardımcı ürünler ile beraber 350 milyon litreyi aştığı Türkiye pazarında 350’nin üzerinde lisanslı firma var. Rekabetin yoğun yaşandığı, yüksek teknolojili ürün pazar segmentinde Castrol, liderliğini sürdürüyor. 2013 yılı için hedefimiz, liderliğimizi daha da pekiştirmektir.
Dünyanın en gelişmiş Castrol tesislerinden bir tanesi olan ve Bursa Gemlik’te bulunan fabrikamız, iç pazarda sattığımız ürünlerin yüzde 85’ini üretiyor. Ekonomik açıdan ithal etmek daha mantıklıysa küçük ürünleri ithal olarak getiriyoruz. Bu arada ihracatımız da giderek kuvvetlenmeye başladı. Ayrıca tesisimizden başta Hazar Bölgesi olmak üzere diğer ülkelere de ihracat yapıyoruz. Castrol Türkiye yönetiminde bulunan Hazar bölgesi ülkeleri içerisindeki Azerbaycan, Tacikistan, Özbekistan, Gürcistan, Türkmenistan ile Kuzey Kıbrıs’ın yanı sıra bu yıl Rusya ve Yunanistan’a da ihracat yapmaya başladık. Zaten Türkiye pazarı olarak toplam büyüklüğümüze bakıldığında yönetimimizde bulunan bu ülkelerin toplamının 5 katı bir büyüklüğe sahibiz. O yüzden Hazar bölgesi gibi çok kritik bir enerji ağında Castrol’ün bölge merkezi Türkiye’dir.
Yeni ihraç pazarları ve önümüzdeki 10 yılda hızla büyüyeceğini tahmin ettiğimiz Türkiye pazarı için Gemlik tesisimizin mevcut kurulu kapasitesi yeterli. Şimdi Yunanistan ve Rusya’ya da Castrol içinde öne çıktığımız yanımız olan ağır hizmet yağları göndermeye başladık. Amacımız bu ihracatı binek yağlara da yaymak ve coğrafyayı Avrupa ve Kuzey Afrika’yı da içine alacak şekilde daha da genişletmek ve bu şekilde Türkiye’yi Avrupa’nın 3 üretim üretim merkezinden biri yapmak.
Gemlik tesisimizde dünyadaki en gelişmiş analiz ve test ekipmanlarıyla, müşterilerimizin ürün bazında tüm beklentilerini karşılıyoruz. Özellikle araç üreticileri, inşaat, madencilik, nakliyecilik ve endüstriyel sektörlerindeki müşterilerimizin araç ve ekipmanlarını daha verimli kullanmalarını sağlamak ve bakım giderlerini düşürmek amacıyla; her yıl Gemlik Teknoloji Merkezi’mizde 25 bin civarında kullanılmış yağ analizi yapıp, müşterilerimize destek sağlıyoruz. Kısacası Castrol ile müşterilerimize yağın ötesinde hizmet veriyoruz” dedi.
İlk dolum yağları konusunda Türkiye’deki pazar hakkında detaylı açıklamalarda bulunan ve Türkiye’de otomotiv firmalarıyla ilişkiler hakkında da kapsamlı bilgiler veren Kermen; “Türkiye’de araç üreticileriyle çok yakın bir ilişki içindeyiz. Araç üreticilerini 3 gruba ayırabiliriz: Globalde ve Türkiye’de beraber olduklarımız: Audi, BMW, Ford, Mini, Land Rover, Seat, Skoda, Volvo ve tabi VW. İkinci grup; Globalde bir ilişklimiz olmamasına rağmen, Türkiye’de beraber çalıştığımız markalar: Scania, Temsa, Isuzu, Kia, Harley Davidson, Vespa, KTM, ve Ducati ve bir de Mercedes kamyonların Aksaray’daki fabrika’da ilk dolumu biz yapıyoruz. Son grup ise global bir işbirliğimiz olmasına rağmen Türkiye’de işbirliği sağlayamadığımız markalar. Bunlar da MAN ve Jaguar. Türkiye’de şu anda 350 milyon litre madeni yağ tüketiliyor. Bunun yaklaşık 100 milyon litresi motor yağı, geri kalanı müstahzarlar, sanayi yağları, antifirizler ve benzeri.. Türkiye’de her bir milyon litreye karşılık 350 lisanslı üretici var. En büyük 7-8 üreticinin üye olduğu PETDER çatısı altında yer alan firmalar, motor yağları pazarının yaklaşık %75’ine sahip. Geri kalan pazar ise diğer 340 küsur üretici tarafından paylaşılıyor dedi.
Haberin Kaynağı : SUBCONTURKEY YAN SANAYİ ve TEDARİKÇİ GAZETESİ
Editör : Özlem Çelebi
17.05.2013