H. Yücel Koç
Eğrisi Doğrusu
Türk iş dünyasının önemli isimlerinden, Türkiye Fütüristler Derneği Onursal Başkanı Alphan Manas geçtiğimiz günlerde sosyal medyada Mehmet Emin Karamehmet’in bir fotoğrafını paylaştı. Mehmet Emin Bey’in çok şey anlatan o fotoğrafının altına da uzunca bir yazı yazmış. Fotoğraf da yazı da beni çok etkiledi. Fotoğrafta Mehmet Emin Bey bütün beyefendiliğiyle, naifliğiyle objektife bakıyor ve boynunda bir kart asılı. Bu kart Turkcell binasına giriş için kullanılan kart. Murat Vargı ile birlikte kurdukları şirkete giriş kartıyla giren bir patron.
Turkcell öyle herhangi bir şirket değil. Ben yıllarca şirket kurulum ve revizyonlarıyla uğraştım. Bu işi profesyonel iş edinmiş az sayıda insandan birisiyim. Bir şirket nasıl vücut bulur çok kez deneyimledim. Sıradan bir şirkete bile hayat vermek, o şirkete vizyon üflemek o kadar zordur ki. Turkcell gibi bir şirketi yaratmak ise mucizeye yakın bir yetenek, bilgi, birikim, öngörü gerektirir. Evet şirket artık onun değil. Şirket neden onun değil konusuna girmeyeceğim. Bu konu başka bir yazının konusu olabilir. Mehmet Emin Beyi seversiniz, sevmezsiniz, ama O hiç kimsenin hayal bile edemeyeceği zamanlarda geleceği okuyup, sektöre öncülük, rehberlik etmiş bir iş insanı. Şimdi, şirkette çalışanların tamamı da bunu biliyorlardır. Eminim misafir giriş kartıyla şirkete girmek de kendi tercihidir.
Paylaşılan fotoğraf onlarca şirket kurmuş, ülkemize ilkleri getirmiş bir insanın da, egosuna yenik düşmeyebileceğini o kadar güzel gösteriyor ki. Medeniyeti, evrenselliği, zenginliği özümseyebilmek böyle bir şey olsa gerek. Ne yazık ki bu konuda acı bir yoksunluk, fakirlik içerisindeyiz. Çok güzel bir söz bu durumu özetler belki, “Kerameti kendinden menkul.” Üstün yetenekleri ve olağanüstülükleri olduğuna inanan patronların, yöneticilerin sahne aldığı bir toplumda Mehmet Emin Bey gibi insanları mumla arıyoruz.
Sabah bisikletle, metroyla işe giden başbakanların, önemli iş insanlarının, CEO’ların haberlerine denk gelmişsinizdir. Nasıl da imreniriz böylesi haberlere. Ama hiç üstümüze alınmayız. Bu haberlerin ütopik ve istisnai olduğuna inanırız. Bizde neden olamayacağına, onlarda ise ne kadar kolay olabileceğine ilişkin muhteşem bahanelerimiz ve kabullerimiz vardır.
Yönetici, patron dediğin arabanın en pahalısına binmelidir. Gizli bir korku salabilmelidir. Etrafında bir düzine “aman efendim, tamam efendim” diyen insan dönmelidir. Onun ne kadar yüce bir varlık olduğu sürekli vurgulanmalıdır. Kapıda karşılanmalı, ceket düğmeleri iliklenmeli, kapıları açılmalı ve emirleri alınmalıdır. Söylediği her şey emir kabul edilmeli ve sorgulanmamalıdır. Onun buyurduğu her direktif doğru kabul edilmelidir. Bilinmelidir ki “Ne eylerse doğru eyler.”
Bu olağandışı durumu yönetici, patron mu ister veya tetikler yoksa onun çevresindekiler mi bilinmez. İşin aslı içine düşülen durum bir karşılıklı döngüdür. Döngünün içindekilerin birbirlerini yanıltarak ve kandırarak menfaatlerini ve kişisel tatminlerini artırdıkları bir çıkmazdır yaşanan. Döngünün sonucunda döngüye girenlerin tamamı körleşirler, gerçeklikten koparlar. Yaptıklarına, söylediklerine büyük değer yükler, olması gerekenin tam da bu olduğuna kesin inanç beslerler. Bu çıkmaz döngüyü sorgulayanları da hain, bilgisiz, düzen bozan hatta deli ilan ederler.
Benzer durumların yaşandığı toplumlarda Mehmet Emin Bey gibi yaşayanların değerleri anlaşılamaz. Sadece otorite, hukuk değil, çalışanları bile aleyhlerinde tavır alırlar. Mütevazı olmak, medeni olmak acizlik, güçsüzlük gibi algılanır. Eğrisine doğrusuna bakmadan güce itibar edenler ve gücün en geçer akçe olduğuna inananlar toplumu da, siyaseti de, iş hayatını da domine ederler. Sonra herkes geliştiğini, ürettiğini, en doğrusunu yaptığını düşünür. Kısacası herkes kendini ve karşısındaki kandırır, bile isteye. Bu kandırma oyununun ise herkes farkındadır ama dönen çarka çomak sokmaya kimsenin cesareti yoktur. Kralların çıplak, tebanın da kör olduğu toplumların kaderidir yaşanan.
Yaşar Kemal’in güzel dizeleriyle bitsin yazı: “O güzel insanlar, o güzel atlara binip gitti.”
Sağlıcakla kalın.
H. Yücel Koç
29.Nisan.2024
Antalya