Gürkan Hüryılmaz
GENEL GÖRÜNÜM
Değerli Meslektaşlarımız,
Satınalma ve Tedarik Zinciri Yönetimi konusunda üst kurum kimliği ile hareket eden TÜSMOD olarak meslektaşlarımızı 2025 yılı için önceliklerini belirlemeye devam ediyoruz. Ekonomist haberine göre; “Satınalma ve Tedarik Yönetimi”nin stratejik önemi artıyor. Yüksek enflasyon ortamında artan belirsizliği yönetmeye çalışan satın alma ve tedarik liderlerinin gündeminde; ham madde maliyetlerindeki değişim, yurt içi ekonomik gelişmeler, sürdürülebilirlik ve dijitalleşme var. Yüksek enflasyon ve yüksek faiz gölgesinde geçen 2024, satın alma liderleri için kolay bir yıl olmadı. Zorlu ekonomik koşullar altında tedarik zincirini yönetmeye çalışan satın ve tedarik liderleri; jeopolitik riskler, sürdürülebilirlik, yapay zeka gibi konulara uzun mesailer harcadı. Belirsizlik son birkaç yıldır olduğu gibi bu yıl da liderlerin gündemini meşgul etti. 65'in üzerinde CEO ve satın alma ve tedarik liderinin katıldığı ankete göre, şirketlerin %80'i satınalmayı stratejik hedefleri açısından önemli buluyor. Ankete göre satınalma kararlarını etkileyen öncelikli gündem maddeleri arasında %27,8'le ham madde maliyetlerindeki değişim, %25,6'yla yurt içi ekonomik gelişmeler ve %21,1'le Sürdürülebilirlik ve ESG yer alırken; katılımcıların %46,7'si satınalma bütçelerinde %40'ın üzerinde bir artış bekliyor. Satınalma ve tedarik zinciri yönetimi departmanlarinin dijitalleşme düzeyini nasıl değerlendirirsiniz sorusuna katılımcıların %42,9'u %20'nin üzerinde yanıtını veriyor. Yapay zekayı kısmen kullananların oranı %53,3 olurken, hiç kullanmayanların oranı %33,3, çoğunlukla kullanıyoruz diyenlerin oranı ise %13,3 olarak sıralanıyor. Satınalma ihtiyaçları için online platformları tercih edenlerin oranı ise %73,3'e ulaşıyor. Profesyoneller, öncelikli başlıkları arasında yer alan sürdürülebilirlik konusunda hedeflerine ulaşmak için tedarikçi iş birliklerini önemsiyor. Ankete göre katılımcıların %35,6'sı tedarikçilerle sürdürülebilirlik odaklı iş birlikleri geliştirmeye çalışıyor. %20'si ise yeşil satınalma politikalarını benimserken %17,8'i uzun vadeli tedarikçi iş birliği anlaşmaları yapmaya öncelik veriyor.
AA haberine göre; Dünya Bankası, küresel emtia fiyatlarının, petrol bolluğu nedeniyle 2025'te son beş yılın en düşük seviyesine gerileyeceğini bildirdi. Banka, Emtia Piyasaları Görünüm Raporu'nun Ekim 2024 sayısını yayımladı. Raporda, küresel emtia fiyatlarının 2026 yılına kadar düşmesinin beklendiği aktarıldı. Küresel emtia fiyatlarının Orta Doğu'daki daha geniş çaplı bir çatışmanın bile fiyat etkilerini sınırlayabilecek kadar büyük bir petrol bolluğu nedeniyle 2025 yılında son beş yılın en düşük seviyesine gerileyeceği belirtilen raporda, buna rağmen genel emtia fiyatlarının Kovid-19 salgınından önceki beş yıla kıyasla %30 daha yüksek kalmaya devam edeceği kaydedildi. Raporda, emtia fiyatlarının bu yıl %3,4 gerilemesinin ardından 2025'te %5,1 ve 2026'da %1,7 düşmesinin beklendiği, bunun da fiyatların 2020'den bu yana en düşük seviyelerine gerilemesine yol açacağı bildirildi. Bankanın raporunda, küresel emtia fiyatlarının 2024'ten 2026'ya kadar yaklaşık %10 düşeceğinin tahmin edildiği dile getirildi. Öngörülen düşüşlere petrol fiyatlarının öncülük ettiği vurgulanan raporda, doğal gaz fiyatlarındaki artışlar ile metaller ve tarımsal ham maddelerdeki istikrarlı görünümün bu düşüşleri sınırlandırdığı ifade edildi. Raporda, gelecek yıl küresel petrol arzının, talebi günde ortalama 1,2 milyon varil aşmasının beklendiği belirtilerek, bunun daha önce 2020'deki salgın döneminde ve 1998'deki petrol fiyatlarındaki çöküş sırasında olmak üzere sadece iki kez yaşanan bir bolluk olduğu anımsatıldı. Dünya Bankasının raporunda, Brent tipi ham petrolün fiyatının 2024'te ortalama varil başına 80 dolar olacağı, 2025'te 73 dolara ve 2026'da 72 dolar seviyelerine gerileyeceğinin öngörüldüğü kaydedildi. Küresel gıda fiyatlarının bu yıl %8,5 ve 2025'te %4 düşmesinin ardından dengelenmesinin beklendiği ifade edilen raporda, gıda fiyatlarının 2015-2019 yılları arasındaki ortalama seviyenin yaklaşık %25 üzerinde kalacağı aktarıldı. Raporda, enerji fiyatlarının da bu yıl %5,8, gelecek yıl %6,2 ve 2026'da %2,1 düşmesinin beklendiğine işaret edilerek, gıda ve enerji fiyatlarındaki düşüşün merkez bankalarının enflasyonu kontrol etmesini kolaylaştıracağı dile getirildi. Bankanın raporunda, silahlı çatışmaların tırmanmasının enerji arzını sekteye uğratarak ve gıda ile enerji fiyatlarını artırarak bu çabayı zorlaştırabileceği vurgulandı. Orta Doğu'daki çatışmaların tırmanma olasılığının enerji fiyatları için yakın vadede önemli bir yukarı yönlü risk oluşturduğuna dikkat çekilen raporda, bunun diğer emtialar için de potansiyel zincirleme sonuçlar doğurabileceği belirtildi. Raporda, "güvenli liman" arayan yatırımcılar için popüler bir tercih olan altının ortalama fiyatının bu yıl rekor kırmasının ve 2023'teki ortalamasının %21 üzerine çıkmasının beklendiği bildirildi. Varlıklar arasında özel bir konuma sahip olan altının fiyatının çatışmalar da dahil olmak üzere jeopolitik ve politik belirsizlik dönemlerinde sıklıkla yükseldiği belirtilen raporda, gelecek iki yılda altın fiyatlarının Kovid-19 salgınından önceki beş yılın ortalamasının %80 daha yüksek kalmasının ve sadece hafif bir düşüş göstermesinin beklendiği aktarıldı. Raporda, Çin'in emlak sektöründeki zayıflığın sıkı arz koşulları ve enerji dönüşümünden kaynaklanan bazı metallere yönelik artan taleple dengelenmesi nedeniyle endüstriyel metal fiyatlarının 2025-2026 yıllarında istikrarlı bir seyir izlemesinin beklendiği ancak Çin'deki beklenmedik büyüme sonuçlarının metal piyasalarında dalgalanmaya yol açabileceği kaydedildi.
Oxford Economics haberine göre; Talep, 2024'te yatırımcıların tahmin ettiğinden daha zayıf oldu, özellikle Çin'de, ancak genel olarak bizim daha düşüşçü beklentilerimizle aynı doğrultuda. Buğday, çelik ve ham petrol gibi emtialardan gelen güçlü arz da fiyatlar üzerinde ağır bir baskı oluşturdu ve envanter oluşumuna katkıda bulundu. İstisna, merkez bankalarının fiyatını yükseltmesi ve tüm sektör için parlak bir nokta haline getirmesiyle altın oldu. Oxford Economics analistlerine göre 2025'te izlenecek beş önemli emtia trendi şu şekilde olacak : 1. OPEC+ ikilemi gelecek yıl arzın artmasına neden olacak. Zayıf talep petrol fiyatlarını yönlendirirken, güçlü OPEC dışı arz büyümesi OPEC'in üretim kesintilerini büyük ölçüde telafi etti. Sonuç olarak, OPEC+ üretim artışlarını erteledi ve 2024'ün son aylarında arzı artırması pek olası değil. Grubun ikilemi, üretimi durdurmaya devam etmek, pazar payını kaybetmek veya üretimi artırıp düşen fiyatlar ve marjlarla karşılaşmak arasında. Genel olarak, OPEC+'ın önümüzdeki yıl üretimi artırmaya başlamasını bekliyoruz, tabii fiyatlar daha fazla kötüleşmediği sürece. Grup, ABD arz büyümesi yavaşlarken önümüzdeki yıl arz büyümesinin önemli bir alanını sağlayacak. Küresel petrol talebi hayal kırıklığı yarattı ve 2025'te benzer bir küresel ekonomik büyüme seviyesi öngörüyoruz: sağlam ama gösterişsiz. Çin, piyasa zayıflığının başlıca noktası oldu, zayıf sanayi ve inşaat faaliyetleri de petrol talebini sıkıştırdı. ABD'de, petrol talebinin temel bir ölçüsü olan benzin stokları, uzun vadeli mevsimsel seviyelerinin üzerinde. Tüketiciler EV'lere geçiş yaptıkça gelişmiş ülkelerde araç yakıtı talebi uzun vadede düşüş gösterecek, bu da talebe ve fiyatlara karşı bir engel. Buna göre, analistler zayıf piyasa hissiyatı devam ettikçe Brent ham petrolünün daha da düşebileceğini öngörüyor. 2. Doğal gaz, talebin yönlendirdiği bir patlama yılı geçirecek. Bu yıl doğal gaz piyasalarındaki fiyatlar, güçlü üretim ve depolamada rekor seviyedeki gazın fiyatları yumuşatmasına yardımcı olması nedeniyle durgun kaldı. İleriye baktığımızda, bu yılın sonunda Rusya-Ukrayna beş yıllık boru hattı anlaşmasının sona ereceğini öngörülüyor. Bu da kıtanın tedarik riskini artırarak sıvılaştırılmış doğal gaza (LNG) olan talebin artmasıyla sonuçlanıyor. ABD LNG'si, Meksika Körfezi'ndeki yeni LNG ihracat kapasitesinin bu yılın ilerleyen zamanlarında devreye girmesiyle ana kaynak pazarı olacak. ABD'deki fiyatlar, endüstriyel talepteki artışın yanı sıra Meksika'ya boru hattıyla yapılan ihracatla da desteklenecek. 3. Çelik aşırı kapasitesi daha da kötüleşecek. Çelik fiyatları, gelecek yıl da devam edecek olan düşük talep ve aşırı arz nedeniyle düşüş eğiliminde. Çelik yoğun emlak sektörü daralırken Çin'deki yerel çelik talebi zayıf. Çin'in çelik arzı bu yıl düştü, ancak fabrikalar pazar payını kaybetmek istemediği ve ihracatı artırdığı için piyasayı yeniden dengelemeye ve dengeyi sağlamaya yetecek kadar değil. Küresel çelik piyasaları, özellikle komşu gelişmekte olan piyasa ekonomileri, ucuz ihracatla dolup taşıyor ve bu durum Çin çeliğine gümrük vergisi uygulayan ülkelerde bile aşırı arza yol açıyor. Ne yazık ki önümüzdeki iki yıl içinde önemli miktarda yeni kapasite devreye girecek ve aşırı kapasite sorununu tırmandıracak. Küresel üretim faaliyeti bu yıl da kötüleşerek talebi olumsuz etkiledi. Parasal sıkılaştırmanın harcamalar üzerindeki gecikmeli etkisi nedeniyle zayıf talep 2025'in başlarına kadar devam edecek. Ancak gelişmiş ekonomi merkez bankaları oranları düşürüyor ve bu da 2025'in ilerleyen dönemlerinde sermaye yoğun sektörlere harcama yapılmasını teşvik edecek. Sonuç olarak, Çin dışındaki küresel metal talebi 2025 boyunca yavaş yavaş iyileşecek ve bu da fiyatlara bir miktar destek sağlayacak. 4. Altın parlamaya devam edecek. FED, Eylül 2024'te faiz oranlarını 50 baz puan düşürdü ve altın düşen getirilerden güçlü destek buluyor. Düşen oranlar, altın gibi getiri sağlamayan varlıkları tutmanın fırsat maliyetini azaltacak, borsa yatırım fonları biçiminde yatırım talebini teşvik edecek ve bu da altın fiyatlarını daha da yukarı itecektir. Gelişmekte olan piyasa merkez bankalarından gelen güçlü talep de altın için destekleyici bir ortam yarattı. Bunun bazı merkez bankalarının rezervlerini ABD dolarından uzaklaştırma girişimi olduğunu düşünüyoruz, Çin son iki yılda 180 tondan fazla ile en büyük alıcı oldu. Fiyatların geçici olarak konsolide olma ihtimalinin olduğu düşünülse de, altın temellerinin sıkı kalmaya devam etmesi, merkez bankalarının güçlü alımları ve Hazine tahvili getirilerindeki düşüşten kaynaklanan talebin altın fiyatlarını 2025 yılında da en iyi performans gösteren varlıklardan biri olmaya itmesiyle yükseliş görünümü devam ediyor. 5. Tahıl fiyatları dip yapacak. Tahıl fiyatları bu yıl keskin bir düşüş yaşadı ve düşüşün boyutu bizi ve diğer analistleri şaşırttı. Ancak fiyatlar artık beklentilerimiz doğrultusunda dip yapmaya başlıyor. Bu yılki zayıf fiyat hareketinin nedeni arzdır. Tarım piyasaları iyi bir şekilde tedarik ediliyor ve bunu stok-kullanım oranlarında görebiliyoruz. 2024/25 için soya fasulyesi metriği, güçlü Brezilya hasatları ve zayıf talep nedeniyle 17 yılın en yüksek seviyesinde olacak. Benzer şekilde, mısır oranı 2024/25 için yüksek bir seviyede kalmaya devam ediyor. Buna karşılık, buğday metriği, sıkılaşan bir piyasaya işaret ederek düşüş eğilimini sürdürüyor ancak yine de rahat bir seviyede kalmaya devam ediyor. Hindistan'ın ihracat kısıtlamaları, iyi hasatlara rağmen pirinç fiyatlarını yüksek tutmuştu ancak kısıtlamaların son zamanlarda kaldırılmasıyla fiyatlar düştü. Pirinç fiyatlarının 2025'te yıllık bazda düşmesi bekleniyor ve bu durum Hindistan'daki ihracat kısıtlamalarının yakın zamanda hafifletilmesini yansıtıyor. Diğer tarım fiyatlarına gelince, artan gübre fiyatlarının fiyatlara bir taban oluşturacağını düşünüyoruz. Soya fasulyesi fiyatları, daha gevşek piyasa dinamiklerini yansıtarak 2025'te düşük kalmaya devam edecek. Mısır ve buğday fiyatlarının mevcut seviyelerden yükselmesi bekleniyor ancak 2021-2023 seviyelerinin altında kalacak.
Tüm bu gelişmeler altında, emtia fiyat analizleri aşağıdaki şekilde ele alınmıştır.
Selamlarım ve saygılarımla…
Metal-Demir-Çelik:
Londra Metal Borsası (LME) verilerine göre Bakır fiyatları Ekim ayını %5.10’luk azalış ile 9.355 dolar/ton seviyelerinde kapatırken, LME Bakır Stokları ise aynı ay için %9.00’lık azalış gösterdi. Ekonomim haberine göre; Citi, Çin ve ABD Merkez Bankası'nda gevşeme ve Trump'ın kazanması ile daha geniş bir hisse senedi riski durumunda bakırın önümüzdeki hafta geçici olarak 10.000 dolar/tona çıkabileceğini belirtti. Foreks haberine göre; UBS, önümüzdeki altı ila 12 ay içinde bakır arzının giderek daralmasının, enerji geçişinin anahtarı olan metale olan talep arttıkça 2025 yılında 200.000 tondan fazla bir açığa yol açabileceğini açıkladı. UBS, Londra Metal Borsası'ndaki (LME) bakır fiyatlarının 2025 ve 2026 yıllarında sırasıyla ortalama 10.500 dolar/ton ve 11.000 dolar/ton olacağını tahmin ettiğini bildirdi. LME'de üç aylık bakır, 9.578 dolar/tonla gün içi en yüksek seviyeye ulaştı, ancak aylık düşüş yolunda ilerliyor. UBS, Çin Temel Malzemeler Başkanı Sharon Ding, gazetecilere verdiği brifingde, “Önümüzdeki iki yıl içinde bakır fiyatları konusunda hala iyimseriz, ancak fiyatlar kısa vadede pozisyon tutma açısından bir miktar aşağı yönlü baskıya maruz kalabilir” dedi. Goldman Sachs, teşvik önlemlerinin ardından en büyük tüketici Çin'deki daha yüksek talep potansiyelini gerekçe göstererek 2025 alüminyum ve bakır fiyat tahminlerini yükseltti. Yatırım bankası, 2025 ortalama alüminyum fiyat görünümünü ton başına 2.540 dolardan 2.700 dolara yükseltti ve bakır fiyat tahmininin ortalamasını 10.100 dolardan 10.160 dolara yükseltti.
Londra Metal Borsası (LME) verilerine göre Alüminyum fiyatları Ekim ayını %0.52’lik artış ile 2.623 dolar/ton seviyelerinde kapatırken, LME Alüminyum Stokları ise aynı ay için %6.82’lik azalış gösterdi. Citi yaptığı değerlendirmede, ayrıca fotovoltaik sanayinde alüminyum tüketimini de güncelleyerek, 2024 yılında yıllık yüzde 5 büyüme ile 5,8 milyon ton olarak tahmin ettiklerini kaydetti. Foreks haberine göre; Ding Çin'de alüminyum ve alümina vadeli işlemlerinin ortalama fiyatlarının önümüzdeki yıl 19.000 yuan/ton ve 3.600 yuan/ton olacağını tahmin ediyor. SHFE'de alümina vadeli işlemleri bugün 4,863 yuan/ton, alüminyum ise 20,710 yuan/ton seviyesinden kapandı. UBS, Şubat 2025'te daha fazla arzın devreye girmesiyle Çin'in alümina piyasasında bir bolluk yaşanmasını ve bunun da fiyatları aşağı çekmesini bekliyor. Alümina fiyatları, sonuncusu Çin'in alümina rafinerileri için ana boksit ithalat kaynağı olan Gine'deki ihracat sorunları olmak üzere, arz kesintileri nedeniyle bu ay rekor seviyeye yükseldi.
Londra Metal Borsası (LME) verilerine göre Nikel fiyatları Ekim ayını %5.71’lik azalış ile 15.700 dolar/ton seviyelerinde kapatırken, LME Nikel Stokları ise aynı ay için %12.16’lık yükseliş gösterdi. Outokumpu paslanmaz çelik Kasım 2024 prim fiyatlarını; 430 kalite için 21 EUR/ton artış, 304 kalite için 108 EUR/ton artış ve 316 kalite için139 EUR/ton artış ile açıkladı. Fitch Solutions'ın bir birimi olan araştırma ajansı BMI, "2024 için nikel fiyat tahminimiz, piyasa önemli bir fazlalıkla mücadele ederken önceki 18.000$/ton'dan 17.300$/ton'a revize ediliyor" dedi. Avustralya Baş Ekonomist Ofisi (AOCE), üretim kesintilerinin fiyatları artırmada başarısız olduğunu söyledi. "Nikel fiyatları 2024 Haziran çeyreğinde toparlanmasına rağmen, devam eden aşırı arz Eylül çeyreğinde fiyatları düşürdü" yorumunu yaptı. AOCE, batılı üreticilerde büyük bir kayba rağmen, gelişmekte olan ve marjinal Endonezyalı üreticilerin fiyat artışlarını sınırlama olasılığının yüksek olduğunu söyledi. "LME nikel fiyatının 2025'te ortalama 17.400$/t ve 2026'da yaklaşık 17.800$/t olması bekleniyor" açıklamsında bulundu. Sumitomo Metal Mining, yarıyıl piyasa görünümü sunumunda, Endonezya'nın düşük kaliteli nikel pik demir üretiminin %11,3 artarak 1,67 milyon tona çıkmasının beklenmesiyle, fazlanın bu yıl 86.000 tondan 104.000 tona çıkacağını söyledi. Ülkenin yüksek kaliteli nikel üretiminin de artacağı öngörülüyor. Tesla EV'lerinde kullanılan Panasonic lityum-iyon piller için katot malzemeleri tedarik eden SMM, pillerde kullanılan nikele yönelik küresel talebin bu yıl yaklaşık 470.000 tondan 2025'te yaklaşık 520.000 tona çıkacağını öngörüyor.
Londra Metal Borsası (LME) verilerine göre Çinko fiyatları Ekim ayını %3.51’lik artış ile 3.152 dolar/ton seviyelerinde kapatırken, LME Çinko Stokları ise aynı ay için %4.75’lik azalış gösterdi. BMI analistleri, daha sıkı piyasa temellerinin fiyatları yukarı çekmesiyle 2024 çinko fiyat tahminini 2.700$/ton olarak revize etti, ortalama yıllık bakır fiyat tahminini ise 9.600$/ton olarak korudu. Analistlere göre, Çinko konsantresi üretimindeki düşüş rafine edilmiş çıktıyı etkiledi ve 2024'te 141kt'lik bir piyasa açığı tahmin edildi. Bu da 2023'te gözlemlenen 196kt'lik fazlayla keskin bir tezat oluşturuyor. Federal Rezerv'in faiz indirimi döngüsünü başlatması ve Çin Anakarası'ndan gelen yeni teşviklerin fiyatları yukarı çekmesiyle, daha geniş piyasa temellerinin H224'te fiyat artışını güçlendirdiğini ekledi. Çinko fiyatları 2 Ekim'de 3.174/tonluk yeni bir YTD zirvesinde kapandı ve Şubat 2023'ten bu yana görülmemiş seviyelere ulaştı. Ancak aracı kurum, piyasa teşvik haberlerini ve faiz indirimi beklentilerini sindirdikçe mevcut fiyat seviyelerinde marjinal bir yumuşama öngörüyor. BMI, uzun vadede, çinko fiyatlarının 2024-2028 arasında ortalama 2.700$/ton olacağını ve 2022'deki 3.440$/tonluk seviyelerin altında kalacağını öngörüyor.
Londra Metal Borsası (LME) verilerine göre Kurşun fiyatları Ekim ayını %4.96’lık azalış ile 1.973 dolar/ton seviyelerinde kapatırken, LME Kurşun Stokları ise aynı ay için %6.18’lik azalış gösterdi. Aynı dönem için LME Kalay fiyatları %4.86’lık azalış ile 30.825 dolar/ton olurken, LME Kalay stokları %2.53’lik azalış gösterdi. Uluslararası Kalay Birliği'ne (ITA) göre kalay talebi geçen yıl beklenenden zayıftı ve 2024'te yalnızca mütevazı bir toparlanma yolunda. Ancak ITA'nın kalay kullanıcılarının yeni bir sekme açtığı yıllık anketi, bu yılki fiyat gücünün talep durumundan çok kalayın stresli arz dinamikleriyle ilgili olduğunu gösteriyor. Küresel talebin yaklaşık %42'sini oluşturan 80 şirketin katıldığı bir ankete göre, rafine kalay kullanımı 2023'te yıllık bazda %3,9 oranında azalarak 357.100 metrik tona geriledi. ITA anketinin önerdiği gibi, Çin talep toparlanmasına öncülük ediyorsa, Çinli izabe tesislerinin hammadde sıkıntısı çekmesiyle birlikte üretim sorunlarının etkisi daha da büyüyor. Myanmar'ın Wa Eyaleti tarafından kontrol edilen yarı özerk kesimindeki Man Maw madeninin durumu hakkında hala bir güncelleme yapılmadı. Küresel kalay üretiminin yaklaşık %7'sini oluşturan ve birçok Çinli izabe tesisine tedarik sağlayan maden, görünüşte Wa yetkilileri tarafından yapılan kapsamlı bir denetim nedeniyle geçen yılın Ağustos ayından bu yana askıya alındı. Çin'in Myanmar'dan kalay konsantresi ithalatı Eylül ayında sadece 1.400 tona düştü. Myanmar'dan yılbaşından bu yana ithalat %52 düşerek 66.000 tona geriledi.Yerel veri sağlayıcısı Shanghai Metal Market'e göre, önümüzdeki aylarda ulusal üretimin düşmesini bekleyen bu sıkışma, özellikle Yunnan ve Geiju eyaletlerindeki Çin'in kalay izabe tesislerini etkilemeye başlıyor.
Demir Cevheri fiyatları, Ekim ayını %3.70 azalış ile 104 dolar/ton seviyelerinde kapattı. LME Çelik Hurda CFR Türkiye (Platts) fiyatları Ekim ayında %1.08’lik artış kaydederken, son 12 aylık değişimi %3.89 artış yönlü oldu. LME İnşaat Çeliği FOB Türkiye (Platts) fiyatları ise Ekim ayında %1.89 oranında artarken, son 12 aylık değişim ise %6.32 artış yönlü oldu. Deutsche Bank, demir cevheri piyasalarındaki aşırı arz belirtilerini önemsemedi ve Çin'in teşvik paketinin çelik üretim bileşeninin fiyatlarını gelecek yıl ton başına 130 ABD dolarına çıkarabileceğini öne sürdü. Trading Economics ise düşüş trendi öngörüsünde bulunarak, demir cevheri fiyatlarının 2025 yılının ilk çeyreğinde ton başına 100,27 dolar, ikinci çeyrekte ton başına 98,01 dolar, üçüncü çeyrekte ise ton başına 95,81 dolara düşeceğini tahmin etti. S&P Global Ratings, demir cevheri fiyatlarının 2024'ün geri kalanında ton başına ortalama 110 ABD doları civarında olacağını, 2025'te ton başına 100 ABD dolarına, 2026'da ton başına 90 ABD dolarına düşeceğini ve 2027'de de bu şekilde devam edeceğini öngörüyor. S&P Global Ratings analisti Donald Marleau, Çin'in yaklaşık 1 milyar tonluk üretimle dünyanın en büyük çelik üreticisi olarak hakimiyetinin, Çin'in demir cevheri talebinin fiyatlandırmada ana itici güç olmaya devam ettiği anlamına geldiğini söylüyor.
Plastik ve Kauçuk:
Trinseo ve Avrupa'daki bağlı şirketleri, bugün tüm polistiren (PS), ABS ve SAN kaliteleri için bir fiyat artışı duyurdu. 1 Kasım 2024 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere veya mevcut sözleşme koşullarının izin verdiği ölçüde fiyatlar; “Styron” ve “Styron X-Tech” genel amaçlı polistiren kaliteleri (GPPS) için metrik ton başına 20 Euro artış, “Styron” ve “Styron A-Tech”, “Styron C-Tech” ve “Styron X-Tech” yüksek etkili polistiren kaliteleri (HIPS) için metrik ton başına 20 Euro artış, “Magnum” ABS reçineleri için metrik ton başına +30 Euro artış ve “Tyril” SAN reçineleri için metrik ton başına 30 Euro artış yönlü açıklandı. Chemorbis Türkiye haberlerine göre; Türkiye homo PP piyasaları zayıf talebe teslim oldu. Ekim sonunda daha düşük seviyelerde gerçekleşen işlemlerin etkisi Kasım başında da hissedilmeye devam etti. PP kopolimer fiyatları, Türkiye’nin türev segmentlerinde tüketimin azalması, sıkışık likidite, maliyetlerin düşmesi ve Uzak Doğu Asya ile Orta Doğu’dan şişkin navlun oranlarındaki kademeli düzeltmelere paralel olarak 2024’ün üçüncü çeyreğinden bu yana düşüş eğilimli seyretti. Vergiye tabi Suudi Arabistan ve vergisiz Güney Kore malı ithal PP blok kopolimer enjeksiyon değerlendirmeleri Ekim ortasında CIF, peşin 1160-1180$/ton ve 1200-1230$/tonda yer aldı. Güney Kore malı PP random kopoilmer boruluk (tip 3) fiyatları Eylül sonuna kıyasla 30$/ton düşüşle CIF, peşin 1170-1200/tondan değerlendirildi. Bazı alıcılar, fiyatların 1150$/ton civarına yaklaştığını belirtti. Uzak Doğu Asya’dan gerileyen navlun oranları düşüş eğiliminde rol oynamaya devam ederken, yıl sonuna doğru alım ilgisinin genel olarak durgun seyrettiği de göz ardı edilmemeli. Aynı şekilde, Avrupa’da da propilen kontratlarındaki düşüş nedeniyle değerlendirmeler aşağı yönlü revize edildi. Bir alıcı, alım ilgisinin azalmasının ardındaki temel neden olarak boruluk piyasalarında süregelen durgunluğa işaret etti ve 4. çeyrek ilerledikçe hammaddeler için ilave düşüşler görmeyi beklediğini dile getirdi. Bu arada, Güney Kore’den PP random kopolimer enj. fiyatları Eylül sonundaki 1300$/tona kıyasla bu hafta aynı koşullarla 1220-1250$/tona geriledi. Türkiye’de, rekabetçi ABD malı YYPE ve LAYPE teklifleri görüldü. Orta Doğu menşeli PE tekliflerinin çoğu Kasım ayı için mütevazı düşüşlerle su yüzüne çıktı. Türkiye’de, Avrupa’dan sıkışık arz PVC’yi desteklese de gözler ABD mallarında. Hindistan'ın yedi ülkeden PVC ithalatına yönelik geçici antidamping kararı gündemin sıcak maddesi oldu. Türkiye’de, zayıf alım ilgisi yurtiçi şişelik PET piyasası üzerinde baskı kurdu. İthal şişelik PET teklifleri vadeli petrol fiyatlarındaki haftalık artışlara kayıtsız kalarak üst üste üçüncü hafta stabil seyrederken, yurtiçi fiyatlar bazı satıcıların yıl sonu öncesinde alım iştahını canlandırmaya çalışmasıyla sınırlı faaliyetler sebebiyle hafif düşüşlere sahne oldu. Türkiye PS piyasaları, stireni görmek için beklemede kaldı. Avrupa'da yapılması beklenen stiren kontratları ve yeni tekliflerin azlığı çoğu oyuncuyu beklemede tuttu. Türkiye’de, ABS oyuncuları dalgalı maliyetlerle zamların çalışabilirliğini sorguluyor.
Enerji ve Petrol:
AA haberine göre BOTAŞ, Kasım itibarıyla mesken ve sanayi abonelerinin kullandığı doğal gaz ile elektrik üretim amaçlı gazın satış tarifesinde değişiklik yapılmadığını bildirdi. BOTAŞ'ın internet sitesinde yayımlanan tarife tablosuna göre, doğal gazda kasımdan geçerli olacak mesken ve sanayi abonelerinin tarifesi ile elektrik üretim amaçlı tarife sabit kaldı. Buna göre, BOTAŞ'ın konut tüketicileri için dağıtım şirketlerine kasımda uygulayacağı satış fiyatı, bin metreküp doğal gaz için 5 bin 631 lira olarak açıklandı. Ekmek üreticileri için belirlenen tarife, bin metreküp doğal gaz için 8 bin 549 lira olarak belirlendi. Elektrik üretim amaçlı tarifede ise bin metreküp doğal gazın fiyatı 12 bin lira olarak duyuruldu. Yurtiçi pompa fiyatları Ekim ayında Motorin için %0.30 artarken, Benzin için %0.33 artış gösterdi. Bu şekilde 2024 yılının ilk 10 ayında pompa fiyatları ortalama %18.95 oranında artmış oldu. AA haberine göre; ABD Enerji Enformasyon İdaresi (EIA), bu yıla ilişkin petrol fiyatı tahminini aşağı yönlü revize etti. EIA'nın 'Ağustos 2024 Kısa Dönem Enerji Görünümü Raporu'na göre, petrol fiyatlarının son dönemdeki düşüşe rağmen bu yılın ikinci yarısında küresel petrol stoklarındaki azalma nedeniyle yükseleceği öngörülüyor. Küresel petrol stoklarının yılın ilk yarısında günlük yaklaşık 400 bin varil, ikinci yarısında ise günlük yaklaşık 800 bin varil azalacağı hesaplanıyor. Rapora göre, stoklardaki düşüş kısmen Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) ve OPEC dışı bazı üretici ülkelerden oluşan OPEC+ grubunun üretim kesintilerinden kaynaklanıyor. Buna göre, Brent petrolün ortalama varil fiyatının bu yıl 84,44 dolar seviyesinde gerçekleşmesi bekleniyor. Bu rakam, önceki raporda 86,37 dolar olarak tahmin edilmişti. Batı Teksas türü (WTI) ham petrolün ortalama varil fiyatının da 80,21 dolar seviyesinde olacağı öngörülüyor. Söz konusu rakam, geçen ay 82,03 dolar olarak hesaplanmıştı. EIA, gelecek yıl için Brent türü ham petrolün varil fiyatını 85,71 dolar, WTI ham petrolü ise 81,21 dolar olarak aşağı yönlü revize etti. Fiyatlarda gelecek aylarda öngörülen artışa rağmen 2025 yılı için ortalama fiyat tahminleri büyük ölçüde petrol tüketiminde beklenen azalma nedeniyle düşürüldü. Investing haberine göre; Citi tarafından yapılan analizlere göre, Donald Trump'ın ikinci başkanlık dönemi, 2025 yılına kadar petrol fiyatları üzerinde aşağı yönlü baskı yaratabilir. Banka, bu dönemde Brent ham petrolünün varil başına ortalama 60 dolar seviyesinde olabileceğini öngörüyor. Bu tahminin arkasında potansiyel ticaret tarifeleri ve artan petrol arzı gibi faktörler bulunuyor. Citi, Trump'ın, OPEC+ üzerindeki etkisinin bu üretici grubunu daha hızlı üretim kesintilerine yönlendirebileceğini belirtiyor. Böylece, jeopolitik gerilimlerin azalması durumu bazı petrol kaynaklarının tekrar piyasaya dönmesine yol açabilir. Ayrıca, Trump'ın politikalarının, arama ve üretime yönelik sermaye yatırımları için vergi teşvikleri sunarak sektörü destekleyebileceği ifade ediliyor. Biden döneminde artan lisans ve kira maliyetlerinin tersine çevrilmesi de sektör için pozitif bir gelişme olabilir. Citi, Trump'ın ticaret politikalarının küresel ekonomik büyüme üzerinde karışık etkileri olabileceğini belirtiyor. Özellikle Avrupa ve Çin gibi ticaret tarifeleri riskine açık olan bölgeler için bu politikalar olumsuz sonuçlar doğurabilir. Bu durum, küresel petrol talebi büyümesini aşağı çekebilir ve Citi'nin günlük 0,9 milyon varil olan mevcut küresel petrol talebi büyüme beklentisi için aşağı yönlü riskler oluşturabilir. Bununla birlikte, enerji sektörüne yönelik potansiyel destekleyici politikaların, petrol talebi üzerinde olumlu etkileri de olabileceği belirtiliyor. Ancak, küresel ekonominin hali hazırdaki belirsizlikleri ve ticaret politikalarının karmaşıklığı, talep büyümesi üzerinde yeterince net bir öngörüde bulunmayı zorlaştırıyor. Vitol Group’un Küresel Araştırma Başkanı Giovanni Sergio'ya göre, Çin enerji dönüşümüne rağmen dünya genelinde petrol talebi artışında önemli bir rol oynamaya devam ediyor. Çin'in karayolu ulaştırma sektöründe enerji tüketimi düşüşe geçmesine rağmen, petrokimya sektöründeki yoğunluğu ülkenin küresel petrol talebi üzerindeki etkisini sürdürüyor. FT Asya Emtia Zirvesi'nde konuşan Sergio, dünyanın ikinci büyük petrol tüketicisinin tesislerdeki kullanım oranları düşse de gelecekte petrokimya kapasitesini artırmaya devam edeceğini belirtti. Bu durum, Çin'in enerji tüketimi ve dünya petrol talebi üzerindeki etkisinin azalmayacağına işaret ediyor. Çin’in enerji dönüşümüne rağmen, petrokimya sektöründe taleplerin artış göstermesi bekleniyor.
Döviz Kurları:
TCMB 31 Ekim 2024 kapanış verilerine göre, USD döviz satış kuru bazında %0.17’lik artış ile 34,24 TL; EUR döviz satış kuru bazında %2.75’lik azalış ile 37,19 TL oldu. EUR/USD paritesi ise %2.91 azalarak, 1.0862 seviyesine geriledi. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Ekim ayı Piyasa Katılımcıları Anketine göre; katılımcıların cari yıl sonu döviz kuru (ABD Doları/TL) beklentisi bir önceki anket döneminde 37,16 TL iken, bu anket döneminde 36,63 TL olmuştur. 12 ay sonrası döviz kuru beklentisi ise bir önceki anket döneminde 42,43 TL iken, bu anket döneminde 42,73 TL olarak gerçekleşmiştir. BSFinans haberine göre; Fitch Ratings, 2025 yılı başında Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) faiz indirimine başlamasını bekliyor. Yıllık enflasyon projeksiyonlarına uyumlu olarak, daha ılımlı bir asgari ücret artışı öngörülürken, 2024 yıl sonu için dolar/TL tahmini 36, 2025 yılı sonunda ise 40 olarak belirlenmiş durumda. Bloomberg haberine göre; Donald Trump'ın ABD başkanlığını kazanmasının, Avrupa'da agresif faiz indirimi olasılığını artırması ile döviz yatırımcıları avroya karşı tavır almaya başladı. Euro , ABD seçim sonuçlarının ardından %1,8 düşerek 1,07 dolara geriledi ve Mart 2020'den bu yana en kötü günlük düşüşe doğru ilerledi. ABN Amro Bank NV, ING Groep NV ve Manulife, düşüşün önümüzdeki aylarda bir euronun bir dolar satın alabileceği seviyeye kadar uzayacağı konusunda uyarıyor . Mizuho Financial Group Inc. ve Deutsche Bank AG, para biriminin yıl sonuna kadar sırasıyla 1,03 ve 1,05 dolara düşmesini bekliyor.
Yurtiçi Fiyat ve Maliyet Endeksleri:
TÜİK verilerine göre, Yİ-ÜFE (2010=100) 2024 yılı Ekim ayında bir önceki aya göre %1,29 artış, bir önceki yılın Aralık ayına göre %27,17 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre %32,24 artış ve on iki aylık ortalamalara göre %43,93 artış gösterdi. Sanayinin dört sektörünün yıllık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında %40,11 artış, imalatta %32,85 artış, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında %20,47 artış ve su temininde %43,19 artış olarak gerçekleşti. Ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri; ara mallarında %31,79 artış, dayanıklı tüketim mallarında %39,17 artış, dayanıksız tüketim mallarında %41,48 artış, enerjide %14,54 artış ve sermaye mallarında %33,84 artış olarak gerçekleşti. Sanayinin dört sektörünün aylık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında %0,85 artış, imalatta %1,61 artış, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında %1,56 azalış ve su temininde %1,55 artış olarak gerçekleşti. Ana sanayi gruplarının aylık değişimleri; ara mallarında %1,52 artış, dayanıklı tüketim mallarında %2,82 artış, dayanıksız tüketim mallarında %1,90 artış, enerjide %0,56 azalış ve sermaye mallarında %0,67 artış olarak gerçekleşti. YD-ÜFE 2024 yılı Eylül ayında bir önceki aya göre %2,25 artış, bir önceki yılın Aralık ayına göre %23,34 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre %32,35 artış ve on iki aylık ortalamalara göre %50,09 artış gösterdi. Sanayinin iki sektörünün yıllık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında %36,93 artış, imalatta %32,27 artış olarak gerçekleşti. Ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri; ara mallarında %30,35 artış, dayanıklı tüketim mallarında %38,17 artış, dayanıksız tüketim mallarında %35,67 artış, enerjide %5,88 azalış, sermaye mallarında %41,21 artış olarak gerçekleşti. Sanayinin iki sektörünün aylık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında %2,48 artış, imalatta %2,25 artış olarak gerçekleşti. Ana sanayi gruplarının aylık değişimleri; ara mallarında %1,91 artış, dayanıklı tüketim mallarında %1,58 artış, dayanıksız tüketim mallarında %2,25 artış, enerjide %4,22 azalış, sermaye mallarında %3,89 artış olarak gerçekleşti.