Doçent Dr. Lütfi Apilioğulları
Endüstri 4.0 Çağında Yalın Felsefe
İnovasyonun ve teknolojik gelişmelerin norm haline geldiği hızlı tempolu üretim dünyasında, Yalın Felsefe gibi geleneksel ilkelerin geçerliliğini yitireceği düşünülebilir. Ancak gerçek bundan çok uzaktır. Endüstri 4.0 çağında bile Yalın Felsefe başarılı üretim uygulamalarının omurgası olmaya devam ediyor. Aslında şirketler dijital dönüşümü benimsemeye ve süreçlerini iyileştirmeye çabaladıkça bu durum daha da önemli hale geliyor.
Bu konuyu açıklayalım.
İsraf (Muda) her proseste mevcuttur. Üretim süreçlerindeki israfların yanı sıra özellikle ürün geliştirme ve tedarik zinciri süreçlerinde bilgi yönetimine ilişkin kayıplar tüm süreci olumsuz etkiler. Bu süreçlerde, bilginin aranması, beklenmesi, çoğaltılması ya da yanlış bilgiye göre hareket edilmesi gibi faktörler ciddi sorunlar ya da kayıplar oluşturur. Dijitalleşme bu sorunları ortadan kaldırmanın çözümü olabilir ancak süreç akışı doğru kurulmadığı takdirde dijital teknolojiler yanlış sistemin daha hızlı çalışmasına neden olur.
Yapay Zekâ sistemlerinde makine öğrenmesi modeli kurmak için öncelikle veri hazırlama süreci gerçekleştirilir. Bu süreçte ana tema, ham verideki kirliliğin ortadan kaldırılması ve büyük verinin işlenebilir duruma getirilmesidir. Veri hazırlama süreci yeterince iyi yapılmazsa makine öğreniminin saf olmayan veriler üzerinden doğru modeli oluşturması pek olası değildir. Dijital dönüşümdeki veri hazırlama sürecinin üretimdeki karşılığı yalın olmaktır. Yalın felsefe ile sistemi hantallaştıran kayıplar ortadan kaldırılarak, sürecin dijital modelinin oluşturulması için gereken yapı standart ve saf hale getirilir. Bunun amacı sistemi teknolojik olarak dönüştürülebilir hale getirmektir. Bu bağlamda dijital dönüşüm yolculuğuna başlamadan önce Yalın Felsefe ’nin gücünden yararlanılarak süreçlerin dönüştürülebilir hale getirilmesi, ardından teknolojik dönüşüme geçilmesi gerekir.
Üretimin konsepti, değişen pazar dinamikleri ve gelişen tüketici beklentileri tarafından yönlendirilen sürekli bir adaptasyon yolculuğu olmuştur. Henry Ford’un seri üretimi başlatmasından Toyota’nın öncü Yalın Felsefesi ’ne kadar her aşama, üretim süreçlerinde verimliliğin ve üretkenliğin iyileştirilmesine katkıda bulunmuştur. Ancak pazar gelişmeye devam ettikçe yeni bir zorluk ortaya çıkar: Kişiselleştirilmiş ve özelleştirilmiş ürünleri kitlesel ölçekte verimli üretme ihtiyacı.
Teknolojik gelişmelerin ivme kazandığı imalat sanayi, büyük veri analitiği, artırılmış gerçeklik (AR) ve robotik gibi unsurların hüküm sürdüğü yeni bir dönemin eşiğinde… Endüstri 4.0 uygulamaları üzerinden bilgiye daha hızlı erişim olanağı sağlanıyor. Bu uygulamalar, karmaşık süreçleri kolaylaştırıyor, karar verme hızını oldukça kısaltıyor. Ancak yine bu çağda da üretimin temelleri değişmeden kalıyor: Kalite, hız ve verimlilik arayışı. Sadece bu ilkelere ulaşmak için kullanılan yöntemler, dijital teknolojilerin entegrasyonuyla dikkat çekici bir dönüşüme uğruyor. Bu paradigma değişimi dönüştürücü başka bir konseptin ortaya çıkmasına yol açıyor: Dijital Tabanlı Yalın Dönüşüm (DBLT).
Yöntemler gelişmiş olsa da temel ilkeler sürekliliğe dayanmaktadır. J. Womack’ın etkili kitabı “Dünyayı Değiştiren Makine ’de” dile getirdiği gibi, Yalın Felsefe beş temel unsur etrafında döner: Değer, Değer Zinciri, Akış, Çekme ve Mükemmellik. Bu ilkeler uzun süredir üretim verimliliğini artırmak ve israfı en aza indirmek için temel taşları olarak hizmet verirler. DBLT bağlamında bu ilkeler, kapsamı yeniden tasarlanmış olsa da geçerliliğini hala korumaktadır.
DBLT ve Bileşenleri
Value | Information: Yalın felsefenin özünde değerin anlaşılması, kayıplara karşı sürekli mücadele etmek yatar. Değer, ‘ürünün şekline, rengine fonksiyonuna ya da kalitesine etki eden ve müşterinin parasını ödemeye rıza gösterdiği faaliyetlerin toplamını teşkil eder. DBLT ‘de bunun karşılığı büyük veriden elde edilen anlamlı sonuç, yani bilgidir.
Value Stream | Connected Network: Tedarikçiden müşteriye kadar tüm süreçlerde kayıpların kaldırılması Yalın Üretimin ana temalarından biridir. DBLT ‘de bu amaç doğrultusunda uçtan uca bağlantı yatay entegrasyon üzerinde sağlanır. Tedarikçi – üretici – müşteri aynı platformda birbirleri ile bağlı şekilde değer zincirini oluştururlar.
Flow | Inter-operability: Akış yalın üretimin esasını teşkil eder. Malzeme ve bilginin (MIFA: Material and Information Flow) suyun nehirde aktığı gibi akması ana gayedir. DBLT ‘de değer, anlamlı bilgi, CPS (Cyber Physical Systems) üzerinden akar. OT ile IT entegrasyonun sağlanmasından elde edilen CPS, DBLT ‘de iletişimin omurgasıdır. Ana işlevi, farklı yerlerden gelen, değişik formattaki veri setlerinin ana omurga dışına çıkmadan farklı katmanlardaki sistemler arasında iletilebilmesine, anlaşılabilmesine (inter-operability) olanak sağlar.
Pull | On demand: Çekme sistemi, aşırı üretimi engelleyen, kayıpları azaltan temel yalın prensibidir. Talep oldukça üretmeye dayanan bu prensibin temelinde bir sonraki süreçten gelen bilgi yer alır. Tetikleyici unsur bir sonraki prosesin verdiği karar sonucu ortaya çıkan bilgidir. Çekme sisteminde; bilgi gelir, malzeme ilerler. DBLT ‘de bunun karşılığı akıllı sistemlerin kendi kendine aldığı kararlardır. Akıllı nesneler/sistemler, IoT ve büyük veri analitiği üzerinden (yapay zekâ, makine öğrenmesi) ne zaman neye ihtiyacını olduğuna kendisi karar verir, talebini iletir ve karşılığını da hemen alır.
Perfection |Adaptation: Yalın’ın mükemmellik arayışı, sürekli iyileştirme ile eş anlamlıdır. DBLT’de bu prensip, çevikliğe ve hıza vurgu yaparak adaptasyona dönüşür. Endüstri 4.0’ın ekonomik potansiyeli, değişimlere hızla yanıt verebilme yeteneğinde yatmaktadır. Gerçek zamanlı veri alımı ve analizi, hızlı karar almayı ve eyleme geçmeyi sağlar.
DBLT, geleneksel Yalın Felsefe ‘nin en son dijital teknolojilerle kusursuz entegrasyonunu temsil eder. Bir başka ifade ile, Yalın Felsefe ‘nin bilgeliğini dijital teknolojilerin ortaya çıkardığı olanaklarla harmanlayan, yüzyıllarca süren üretim evriminin doruk noktasıdır. Temelde, üreticilere Yalın Felsefe ‘nin zaman içinde test edilmiş ilkelerinden vazgeçmeden dijital çağda başarılı olma gücü verir. DBLT ‘de yalın ilkelerin kapsamı, dijital teknolojilerin yetenekleriyle genişletilir ve zenginleştirilir. Bu entegrasyon yalnızca verimliliği ve israf azaltımını teşvik etmekle kalmaz, aynı zamanda kişiselleştirilmiş üretim taleplerini büyük ölçekte karşılamak için gereken çevikliği de iyileştirir.
DBLT’yi benimsemek, işletmelerin bireysel müşteri ihtiyaçlarını olağanüstü verimlilik ve hassasiyetle karşılayabilen Akıllı Fabrikalar oluşturmasına olanak tanır. Endüstri 4.0 çağında, DBLT’yi benimseyen işletmeler, üretimde mükemmellik ve teknolojik yeniliğin uyumlu bir şekilde iç içe geçtiği bir geleceğe doğru ilerlemeye öncülük ederek kendilerini lider olarak konumlandırabilirler. DBLT’nin ortaya çıkışı gelenek ve yeniliğin uyumlu birleşiminin altını çiziyor. Üretim dijital çağı benimserken ilkeler değişmiyor, bunlara ulaşma yöntemleri yenileniyor. DBLT’de Yalın Felsefe ‘nin dijital teknolojilerle birleşmesi, imalat sektörünün yalnızca değişime uyum sağlamakla kalmayıp aynı zamanda geçmiş, bugün ve gelecek arasında köprü kuran mükemmelliğe giden bir yol açtığını bir kez daha doğruluyor.
Yalın Felsefe, Endüstri 4.0 çağında bile üretime yönelik zamansız ve paha biçilmez bir yaklaşım olmaya devam ediyor. Şirketler dijital dönüşümü benimserken, başarıya zemin hazırlamada yalın ilkelerin önemini unutmamalılar. İşletmeler, teknolojinin gücünden ve sürekli iyileştirmeden el ele yararlanarak yalın üretimin gerçek potansiyelini ortaya çıkarabilir, mükemmelliği teşvik edebilir, müşteri değerini artırabilir ve hızla değişen iş ortamında önde kalabilir. Yalın Felsefe ‘nin modern üretim ortamındaki kalıcı mirası, sürdürülebilir büyüme ve rekabet gücüne ulaşmada zamansızlığının ve etkinliğinin bir kanıtıdır.