H. Yücel Koç
Evlen(Me)
Başlığa bakıp sizlere evlenin veya evlenmeyin tavsiyesi vereceğimi sanmayın. Evlilik gereklidir, gereksizdir konusuna da hiç girecek değilim. Bu “sorunsal” beni fazlasıyla aşar. Benim naçizane niyetim evlilik müessesesinin iş hayatındaki yansımaları üzerine edindiğim tecrübeleri sizlerle paylaşma çabası. İnanın bu kadar.
Evlilik insan hayatında sanıldığından daha önemli bir dönüm noktasına karşılık gelir. Sizi mutlu da edebilir, mutsuz da. Başarılı da kılabilir, başarısız da. Konuyu çok dallandırıp budaklandırmak istemiyorum. O nedenle ülkemiz ve iş hayatı üzerine özellemeye gayret edeceğim.
Bizde evlilikler genellikle hayatın genel akışı içerisinde, plansız programsız, ne olduğunu anlayamadığımız bir süreçte hızlıca olur ve biter. Aşkların çok fazla süremediği bir çağda yaşadığımızı sadece ben düşünmüyor olsam gerek. Büyük aşklarla sonuçlanan evliliklere de çok sık rastlamadığımız, herkesin malumu. Annelerinin prensleri ve prensesleri tadında yetiştirilen ülke insanımız, kendisini prens prenses görürken, hayatının tam ortasına yerleştireceği insanın da kendisini prens ve prenses görebileceğini çok zaman düşünmeden hareket ediyor. Bir prens ve bir prensesin evlenmelerinin ne muhteşem olacağını düşünebilirsiniz. Ama küçük bir sıkıntı var. Bu prens ve prensesin sarayları, uşakları yok. Çoğunlukla da saray hayatını sürdürecek havadan gelen para pul da yok. Bu konuyu anlatmaya kalksam bir kitap çıkar. Çevrenizde evlenmek isteyip de zengin eş adayı aramayan insan tanıyor musunuz? Aramayanlar elbette olabilir ama arayanlar çoğunlukta. Çok yakından tanıdıklarım var. Bu yazıyı yazarken aklıma gelen tanıdıklarım yüzüme hoş bir gülümsemenin asılmasının sebebidir. Peki diyelim ki zengin bir eş adayı bulundu, o zengin olan eş karşısındaki insanın niyetini hissetmeden mi bu birlikteliğe evet diyor? Emin olun ki herkes her şeyi çok iyi biliyor. Sanki yeni kurulan evliliklerin bir kısmı kuruluş aşamasında sorunlu oluyor, ne dersiniz? Peki, sorunlu temel üzerine inşa edilen binanın hali nice olur? Er ya da geç o bina çöker.
Şu söylemi duymuşsunuzdur : “Eşiniz iyiyse mutlu, kötüyse filozof olursunuz.” Katılır mısınız bilmem ama ben örneklerine şahidim. Çok mutlu arkadaşlarım da var, kendi çapında felsefenin sırrına erdiğine inandığım arkadaşlarım da. Sanki buradan tüm filozoflar mutsuzdur sonucuna mı vardık? Biraz öyledir.
Evlilik müessesine siz de adım atmak istiyorsanız lütfen bunu hayatın gelişine bırakmayın. Bu iş, sandığınızdan daha ciddi bir konu. Gerçekten bin kez düşünün. Birlikte bir hayatı kurgulayacağınızı ve yöneteceğinizi, bunun dünyanın en zor işlerinden birisi olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Mutlaka ama mutlaka “saygı” olmadan evliliği bina edemeyeceğinizi bilerek yola çıkın. Saygı yoksa hiç bir şey olmaz. Sevgi, aşk hiç olmaz. Olan da hızla tükenir, nefret, kin, intikam gibi berbat duygular filizlenir. Eşlerin asgari gerekliliklerde birbirlerine yakın olmaları önemli artılar sağlar. Kültürel, dil, inanış yakınlığı. Benzer sosyal çevrelerden geliyor olmak, benzer konulardan keyif alabilmek gibi durumlar sandığınızdan daha önemlidir.
Bir gün bir genci işe aldık. İş haftada üç gün seyahat gerektiren bir işti. Baktığınız açıya göre keyifli de bir işti. Genç arkadaş büyük bir hevesle işi kabul etti ve işe başladı. İki hafta sonra başı önde bana geldi. Ayrılmak istediğini söyledi. Ne oldu dedim? Nişanlım beni çok kıskanıyor. Haftada üç gün şehir dışında olmamı kabullenemiyor. Yapacak bir şey yoktu, ayrıldı. O an genç arkadaşa karşı duyduğum hisler ve vermek isteyip de veremediğim tepkileri anlatmak istemiyorum. Sizce bu genç arkadaşın iş hayatı nasıl şekillenecek. Başarılı olacağına inancınız nedir? Henüz ortada evlilik yok. İsteyerek girdiği bir işten başı önünde, sıkılarak, üzülerek ayrılmak zorunda kaldı. Size, benzer onlarca örnek verebilirim.
Hayatta mutlu olmak mı başarılı olmak mı derseniz, benim önceliğim mutlu olmaktır. Ama mutlu olmak başarı gibi, içinde bulunduğunuz çevresel etkiler gibi, yaşadığınız coğrafya gibi onlarca şeyin iç içe geçmesiyle oluşur. Hayatımızın önemli bir zamanını vermek zorunda kaldığımız iş hayatındaki başarı da mutlulukta çok önemli bir yere sahiptir. Şayet gerçek bir prens veya prenses değilseniz iş hayatındaki başarı, mutluluğunuz için çok ama çok gereklidir. Filozof olma hedefiniz varsa, o ayrı bir konu.
Sevgilerimle.
H. Yücel Koç
23.Mayıs.2025
ANTALYA