Ford Otosan: Üretimde Önceliğimiz Yüksek Yerlilik Oranı
Ford Otosan Satın Almadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Cengiz Kabatepe, ana sanayinin global başarı için tedarikçilerle el ele vermesini, ana ve yan sanayinin globalleşme yolunda birbirini destekliyor olması gerektiğini belirtti.
Yan sanayicilere, tedarikçilere rekabetçi;kaliteli ve invatif olduklari oranda yerli üründen yana olduğunu söyleyen Cengiz Kabatepe İmalatçılar Zirvesi Ödül Töreninde tedarikçileriyle paylaştığı konuları, bir araya geldiğimiz Gölcük fabrikasında bizlere de aktardı.
Ford Otosan Tedarikçileriyle El Ele Verdi
SUBCONTURKEY: İmalatçılar Zirvesi Ödül Töreninde Global Başarı İçin El Ele mesajı verdiniz. Bunu okuyucularımız için detaylandırır mısınız? Bu başarı nasıl sağlanacak?
Cengiz Kabatepe: Sadece Ford Otosan olarak değil, kendim Cengiz Kabatepe olarak da misyonumu ulkemizin ekonomik kalkinmasina katki vermek amaciyla lokomotif Türk Otomotiv Endustrisinin topyekun globalleşmesi yolunda imalatçılarla el ele vererek, ana ve yan sanayinin birbirini bu globalleşme yolunda desteklemesi olarak belirledik. Çünkü artık Türkiye’nin ekonomik gelişmesi, istihdamının artması globalleşmeden geçiyor. Globalleşmeyi yapabilmek için de yan sanayilerimizin önünü açmak, onlara destek verebilmek, yabancı ortaklarımıza da imalatçı haline getirmemiz gerekiyor. Projelerimiz de yan sanayilerimizle ortak bir şekilde çalışarak, onları da global alanda daha etkin, daha başarılı, Türkiye’ye daha fazla iş sağlar konuma getirmek istiyoruz. Bunun için imalatçı zirvesinin ismini bu sene “Global Başarı İçin El Ele” dedik. Bunun anlamı sadece bizim imalatçıyı desteklememiz değil, imalatçının da bizi desteklemesi anlamına geliyor.
2023 Hedefleri İçin Umutluyuz
Türk otomotiv endüstrisi 2008 yılına kadar hızlı bir yükseliş gösterdi. 2009 yılında düşüş yaşadıktan sonra şuan tekrar toparlanmaya girdi. 2023 hedefimiz 4 milyon adet araç üretimi ve bunun 3 milyon adedini ihraç etmemiz anlamına geldiğini biliyoruz. Şu an yaşadığımız toparlanma süreci 2023 yılı hedefleri için bizi umutlandırıyor. Ümitkar olmamızın nedeni de 2014 yılındaki ekonomik beklentiler ve dünyadaki rekabetçilik endeksidir. 2013 yılında gelişmiş ülkelerin büyüme oranları %1,2 civarındaydı. 2014 yılı ekonomik beklentileri ise tahminler Ekim ayında yapıldığında %2 idi, Ocak ayında tekrar yapılarak revize edildi ve %2,2 oldu. Demek ki gelişmiş ülkelerin büyüme oranlarında pozitif bir beklenti var. Avrupa ekonomisindeki esas pazarımız olan büyüme beklentileri pozitif yönde gidiyor. Önemli ihracat pazarlarımızdaki ekonominin büyüdüğünü görmek bizleri de umutlandırıyor.
Ümitkar olmamızdaki ikinci konu ise; dünya rekabetçilik endeksidir. Dünya rekabetçilik endeksi aslında üretimi simgeliyor. Ekonomik büyüme ise satın alma gücünü simgeliyordu. Ekonomi büyüyor, demek ki pazardaki alım gücü artacak demektir. Rekabetçilik endeksi birçok gelişmiş ülkede azalıyor. Gelişmekte olan üreticilerde ise durum tam tersi, onlar yukarıya doğru çıkıyor. Hindistan 4’ten 2’ye çıkıyor, Brezilya 8’den 3’e çıkıyor, Vietnam 17’den 10’a çıkıyor, Türkiye ise 20’den 16’ya çıkıyor. Buradan çıkan sonuç bu ivmeyi surdurebilirsek ulkemiz otomotiv endustrisi rekabetçiligini ve verimliligini arttirarak gelişmiş pazarlara yonelik uretim sansini arttıyor. Bu iki veriyi birleştirdiğimizde; pazarlardaki alım gücü artarsa ve biz de rekabetçilik gücümüzü artırırsak demek ki biz o pazarlara nüfus etme imkanına sahibiz.
Otomotiv İhracatının %48’sini Yan Sanayi Yapıyor
Yan sanayinin durumuna bakarsak; 2008 yılında 25 milyar dolar ihracatın 18 milyar doları ana sanayi, 7 milyar doları yan sanayi tarafından yapılmıştı. Yan sanayinin oranı %29’du. Sonraki yıllarda bu oran %29’dan %42’ye çıktı. Hatta yan sanayinin ihracat oranı, 2014 yılının başında Ocak- Şubat aylarında ilk defa %48’e çıktı. Neredeyse otomotiv ihracatının yarısını yan sanayi yapıyor. 2023 yılı hedefindeki 75 milyar dolar otomotiv ihracatına giden yolda global başarı yan sanayinin başarısı ile gelecek diyoruz.
Olumlu dış etkenlere ilaveten bizim avantajlarımız da var; stratejik konumumuz, gelişmiş otomotiv alt yapısı, devlet desteği ve teşvikler, gelişen Ar-Ge alt yapısı. Eğer biz bunun üzerine kalite, tasarım yeteneği, esneklik ve düşük maliyette rekabetçi olabilirsek yeni yatırımlar neden Türkiye’ye gelmesin. Dünya otomotiv sektöründe Türkiye’nin şansını bu yüzden yüksek görüyoruz.
Böyle bir ortam da biz de Ford Otosan olarak hızla yükseliyoruz. 1960 yılından bu yana neler yaptığımızı İmalatçı Zirvesine katılan tedarikçilerimize açıkladık. 1960 yılından 2000’e kadar olan 40 yılda 700 bin araç üretirken son 13 yılda 2 700 000 araç ürettik. Hızlı bir büyüme var. İç pazar bu kadar hızlı büyümüyor, bu istihdam bu ekonomik başarı hep globalleşme ile oldu. Bu başarıyı globalleşerek sağladık.
Türkiye’de Son 12 Yılın Şampiyonu Ford Otosan
Son 3 yılda kit adedi olarak da parça ihracatı yapıyoruz. Transit ve Cargo parçalarımızı Rusya, Malezya, Brezilya ve Amerika’ya sevk ediyoruz. Yani araç üretim rakamlarımızın üzerine son 3 yılda 30-40 bin araçlık parça kiti de göndermeye başladık. Oralarda bizim ürünlerimiz üretilmiş oluyor. Son 12 yılda Ford Otosan Türkiye’de en çok satan marka pozisyonunda. 2013’te de bu şampiyonluğumuz devam etti.
Ford Otosan’ın Global Modelleri Piyasa Girmeye Devam Ediyor
Connect aracımızdan 1 milyon tane ürettik. İlk defa iki kıtada hem Avrupa hem de Amerika’da yılın aracı ödülünü kazandı ve Türkiye’den Amerika’ya ihraç edilen ilk araç oldu. O artık tarihini tamamladı, onun yerine şimdi Transit Courier geliyor. Transit Courier’nin en belirgin özelliği, geliştiricisi ve tek üreticisi Türkiye’dir. Bu aracında lansmanı yapıldı ve 2014 yılının ikinci yarısında piyasaya süreceğiz. Cargo’da keza yeni ürünlerimiz var ve onlar devreye girdi. Cargo’da aslında çok önemli bir hamle yapacağız. 5 yıl içinde satışların büyük kısmını da ihracata vereceğiz, Cargo’da da globalleşmeye çalışıyoruz. Biz artık rakamlarımızı 10 binlerin üzerine çıkarmayı planlıyoruz. İhracatla büyümeye çalışıyoruz. Brezilya’da Rusya’da ve Çin’de Cargo projelerimiz var. Brezilya’da ortak üretimimiz var, kamyonumuz Brezilya’da yapılıyor. Çin’de motor üretimini bir firmayla yapıyoruz. 2016 yılından itibaren bize ait olan motoru onlar üretecek. Rusya’da da satış ofisleri kurarak faaliyetlerimizi sürdürüyoruz, orada da bir yerli üretim için imkan araştırıyoruz. Yani Cargo’da da hızla globalleşiyoruz.
Ford’un önümüzdeki 5 yılda yapacağı 25 yeni araç modeli var, bunların 6 tanesi Ford Otosan tarafından yapılacak. Büyük çoğunluk Ford’un arabaları ülkemizde yapılıyor. Yeniköy fabrikamız Türkiye’deki son yıllardaki tek otomotiv fabrika yatırımı oldu. Kocaeli fabrikamızın üzerine son 3 senedir kabaca 1,9 milyar dolarlık ek yatırım ve proje harcaması yaptık. Bu tabii bizim sadece bu fabrikaya yaptığımız yatırım değil yan sanayicilerimizle beraber yaptığımız takım yatırımlarıdır. Yan sanayicilerimiz de çok yatırım yaptılar. Yeniköy fabrikamızla beraber toplam kapasitemiz 415 bin araç oldu. Bu sene bu kadar araçlık üretim yapmıyoruz ama piyasaya göre ileride 415 bin araç üretimine çıkacağız. İmalatçı parkımızı da genişlettik. Kendi içerimizde imalatçımıza yer veriyoruz, onların yerlerini genişlettik ve 19 imalatçımıza yer vermiş olduk. İç içe olduğumuz imalatçı sayısı artıyor. Biz böyle projeleri yaptığımız da birçok yan sanayicimizin teknolojisi gelişiyor, yeni hatlar alınıyor, yeni robot yatırımları yapılmış oluyor.
Ford Otosan’ın Ürün ve Faaliyetleri 5 Kıtada
Ford Otosan olarak 1960’lı yıllardan bugüne geldik. Şuan dünyanın birçok yerine araç üretiyoruz, parça ihracatına başladık, Ar-Ge ihracatı yapıyoruz. Brezilya’da üretilen kamyonu biz geliştirdik. Tüm dünyadaki Ford’a geçen sene 73 milyon dolarlık mühendislik hizmeti ihraç ettik. Sadece mühendislik değil, proje desteği de veriyoruz. Araç ihraç ediyoruz, parça ihraç ediyoruz, Ar-Ge ihraç ediyoruz ve proje desteği veriyoruz. Artık Ford Otosan böyle bir global hale geldi. Ürün ve faaliyetlerimiz 5 kıtada. Bu global başarı yolunda da yan sanayicilerimizle el ele diyoruz.
Ortağımız Ford kaliteli ve rekabetçi imalatçıları bulmak için de sınır tanımıyor, dünyanın her tarafına bakıyor.Global basari icin lokal imkanlardan yararlanmaya calisiyor. Kaliteli, ucuz rekabetçi mal nerede bulursa gidip oradan alıyor. Bizim yan sanayicilerimizin de büyük hacimde üretim yapmak gibi bir imkanı var. Bu bakımdan yeni işler neden ülkemize gelmesin diyoruz. Yan sanayicilerimizle el ele verirsek zirveye doğru çıkmaya devam edeceğiz.
Bu yaklasima en iyi ornek gecen Kasim ayinda Ford un global satinalma dan sorumlu Baskan yardimcisi Hau Tai Tang ve kurmaylari Ford Otsan ve yan sanayicilerini ziyaret etti;ozellikle son projelerimizda yan sanayicilerimizin ortaya koydugu rekabetci performans bu global basari icin lokal imkanlari arastirma stratejileri paralelinde atilmis bir adimdi.Inaniyorumki butip gelismeler , global basari icin el ele verdigimizde yeni ve cok buyuk hacimli isleri ulkemize kazandirmak icin en onemli dayanaklarimizdan biridir..
Zirve yolculuğunda neleri geliştirmeliyiz diyerek yan sanayicilerimize İmalatçı Zirvesinde bunları da anlattık. Geçtiğimiz proje döneminde karşımıza çıkan bazı problemleri de yine tedarikçilerimizle paylaştık. Organizasyon problemleri, planlama ile alakalı işlerde yaşanan problemler, kalite problemlerine karşı hızlı aksiyon almamız gerekiyor. Tasarım imalat konusunda yan sanayicilerin doğru komponent ve ekipman tedarikçilerini seçmeleri gerekiyor. Gecikmelerden dolayı imalatçılarımız zarara girmemeli. Kalite çok önemli, Ford’un Q1 belgesiyle tüm imalatçılarımızın belgelendirilmesi gerekiyor, şuan gecikmiş olan Q1 imalatçılarımız var. Q1 belgesi olmayan imalatçıyla çalışamıyoruz. Yine bazı eksik noktalar var. Yan sanayicilerimizin bütün bunlarda biraz daha hızlı gelişme göstermeleri gerekiyor.
Global arenada kalite ve ikmalde hata lüksü yoktur. Sıfır hata olması gerekiyor. Sıfır hata olmayı kafamıza koymamız gerekiyor. Tedarikçilerimize bunun vurgusunu yaptık.
Anahtar Kelime: Sürdürülebilir Rekabet
2014 yılında bizi neler bekliyor imalatçılarımızla bu konuyu da konuştuk. Bizim bu konularda iyileşebilmemiz için anahtar kelimenin sürdürülebilir rekabet olduğunu imalatçılarımıza söyledik.
SUBCONTURKEY: Daha da rekabetçi olmak için neler yapmak gerekiyor?
Cengiz Kabatepe: Fiyatlandırma konusu çok önemli. Fiyatlandırma konusunda fiili maliyete dayalı rekabetçi fiyatlandırma ve döviz bağımlılığını azaltılması çok önemlidir. Türkiye, dünyada döviz kurlarında kırılganlık açısından en riskli ülkeler arasında. Endonezya, Güney Afrika, Türkiye, Brezilya, Hindistan en kötü durumdaki ülkeler. Biz dolar karşısında çok değer kaybettik. Bu bakımdan fiyatlarımız içinde ne kadar döviz bağımlılığı fazlaysa bu yabancı yatırımcıyı korkutuyor. Çünkü bizim lokal para birimleri ile çalışıyor olmamız gerekiyor. Döviz bağımlısı olduğumuz zaman riskimiz artıyor. Türkiye 2005-2008’e kadar yılda 20-22 milyar dolarlık yabancı yatırımı girişi varken krizinde etkisiyle bu son 3-4 senede neredeyse yarıya düşmüş. Otomotivle ilgili yatırımlar ise 100 milyon dolarlara düşmüş durumda bu da zaten yan sanayi yatırımları. Bizim genel olarak fiyatlarımızda bütün yan sanayilerde üçte bir (bu tartışabilir rakamdır) oranında iyileştirme yapmamız gerekiyor. Dövize bağımlılık konusu bu bakımdan bizi çok ilgilendiriyor.
Yerlileştirmeyi Artırmamız Gerekiyor
İkinci konu ise yerlileştirme; hammadde, komponent, teknoloji, mühendislik konusunda yerlileştirmeyi artırıyor olmamız gerekiyor. Bu konu zaten devletin de üzerinde durduğu, ihracatçı birliklerinin de üzerinde durduğu bir konu. Devletin yerlileştirmeyi destekliyor olması da çok güzel. Örneğin Çin ve Rusya lokalizasyona çok önem veriyor ve üretimlerini hayli artırdılar. Rusya üretimini 2009’dan 2012’ye 700 bin adetten 2 milyon200 bin adede çıkardı. Yerli oranı artırdığı için üretimini de artırmış oluyor. Sürdürülebilir rekabet için dövize az bağımlı yapımızın üzerine ilave olarak yerlilik oranını artırmamız gerekiyor. Lokal avantajımız için bu iki konu çok önemli.
Bizim şu anki seferberliğimiz, akıllı, mantıklı ölçülerde ne kadar lokalizasyon yapabilirsek o kadarını yapmak.
Sonuç olarak biz yan sanayilere hep yerli üründen yana olduğumuzu söylüyoruz. Fiyat iyi olduğu sürece, rekabetçi olduğu sürece ve kalitesi tutuğu sürece biz oyumuzu yerliden yana kullanıyoruz.
Ne yapıp ne edip maliyetlerimizi çok daha rekabetçi kılmamamız gerekiyor. El birliğiyle daha verimli malzeme kullanma tekniklerini geliştirmemiz, alternatif kaynakları araştırmamız, proseslerimizi iyileştirmemiz, yeni teknoloji kullanımlarına gitmemiz gerekiyor. Böylece maliyetlerimizde her sene sürdürülebilir rekabeti ortaya koymamız gerekiyor. Herkes ticaret yaptığı için tabii ki para kazanacak ama rekabetçi olmak zorundayız. Bu bakımdan dengeyi bulmak gerekiyor ve her sene %3-5 verimlilik sağlamamız lazım. Verimlilikten kastımız koru korune fiyat indirimi değil;enerji ve hammadde kullanimindan proses ve yonetim faaliyetlerine kadar her alanda verimlilik arttirmaktir;. Mesela hurda oranını azaltıp, 10 kilodan değil de 8 kilodan malı üretmek gerekiyor. Hurdaya 3 kilo gitmeyecek de 2 kilo gidecek, bu verimliliği artırarak kaybi ve dolayisiyla maliyetleri azaltmis olacak. Alternatif kaynaklar bulunabilir, prosesler iyileştirilip maliyetler azaltılabilir.
Yan sanayicilerimizin problemleri biliyoruz ve problemlerden başarıyla çıkıp el ele zirveye ulaşacağımıza, global başarıya ulaşacağımıza inandığımızı söyledik. Ödül töreninde yan sanayicilerimize genel olarak bu mesajları verdik.
SUBCONTURKEY: Ar-Ge konusunda tedarikçileriniz neler yapabilirler?
Cengiz Kabatepe: Yan sanayicilerimizin Ar-Ge konusunda mutlaka kendilerini geliştirmeleri gerekiyor. Ülkemizdeki Ar-Ge merkezlerinin büyük çoğunluğu da otomotiv sanayinde. Bu konuda önemli destekler var ve bu destekler giderek de artırılıyor. Yan sanayicilerin yapacağı tek şey Ar-Ge’lerini geliştirmeleri, Ar-Ge merkezi ve inovasyon konusunda daha fazla kaynak, ekip, ekipman ve eleman ayırmaları gerekiyor. Ürünün komponent olarak markası bize ait olması gerekiyor. Bunu yapmadığımız da verimliliği sağlamamız mümkün olmuyor. Biz teknik olarak yol gösteriyoruz ama yan sanayilerin de Ar-Ge teşviklerinden muhakkak yararlanması lazım.
Ford Otosan olarak her sene yan sanayicilerimizin elemanlarına verdiğimiz eğitim desteğimiz var. Bu eğitimlerden cüzi bir katılım payı alıp bu katılım payını Türk Eğitim Vakfı’na Ford Otosan ve Tedarikçileri eğitim bursu diye veriyoruz. Her sene en az 5-6 tane öğrencinin full eğitim (4-5 senelik ) hayatını karşılıyoruz. Geçen sene 1500 kişiyi eğitime tabi tuttuk. Onlara ağırlıklı kalite konusunda, bakım konusunda, malzeme kontrol sistemi gibi konularda eğitimler veriyoruz. Orta ölçekli yan sanayilere bu konuda gelişme fırsatı sunmuş oluyoruz.
Ford Otosan, 2012-2013 YıllarindaYerli Yansanayiden 6 Milyar TL Alım Yaptı
SUBCONTURKEY: Hizmet alımı ve yan sanayici olmak üzere kaç tedarikçiniz var?2013 yılında ne kadarlık bir satınalma yaptınız? 2014 yılında ne kadarlık bir satınalma yapacaksınız?
Cengiz Kabatepe: 2012-2013 yillarinda Turkiyede yerlesik imalatcilarimizdan kabaca toplam 6 milyar TL’lik bir alım yaptık. Yerli yillik satın almamız ortalama 3-3,5 milyar TL civarındadır.
2014 yılında satın almamız 2013 yılına göre paralel gidecektir. Üretim adetlerimiz de %10’luk bir azalma olacak. Bu azalma pazar daralmasından değil, yeni 2 tane aracımızın piyasaya girecek olmasındandır. Bu sene projelerimizin devreye girmesi ile alakalı doğal üretim kaybımız var. Senenin ikinci yarısında istikrar sağlanırsa ve ic pazarla dis ihracat imlanlari artarsa mevcut üretim adetlerini biraz daha artırarak en azından gecen yila esit bir duruma varmak istoyoruz .
Türkiye’de toplamda 700’ün üzerinde tedarikçimiz var. Sürekli parça aldığımız ise 200 civarında yan sanayicimiz var.
SUBCONTURKEY: Eklemek istedikleriniz var mı?
Cengiz Kabatepe: Benim son olarak söylemek istediğim konu; En son Transit Courier projesinde Türkiye’de global alanda rekabetçi şartlarla araç yapılabileceğini yan sanayicilerle beraber çok iyi gösterdik. Ford tarafından bu projeler dikkati çekti. Bize bundan sonra önemli bir görev düşüyor; bu başarımızı devam ettirir, ana ve yan sanayi olarak bu gücümüzü gösterebilirsek rekabetçiliğimizi sürdürebiliriz. Avrupa’da artık verimli üretim yok, rekabetçiliğini kaybetti, doğu Avrupa’daki ülkelerden daha hızlı hareket edip hata yapmadan rekabetçiliğimizi artırabilirsek Avrupadan uzaklasan imalati ulkemize cekerek otomotiv sektörünü daha iyi yerlere getirebiliriz. Biz Ford Otosan olarak el eleolma ve destek verme konusuna gerçekten çok önem veriyoruz. Bu anlayışın içerisinde yan sanayilerimizle birbirimizi destekleyerek çok daha iyi yerlere geleceğimizi ve ulkemizin kalkinmasina olan katkimizi çok daha fazla arttiracagimizi düşünüyorum.
Haberin Kaynağı : SUBCONTURKEY YAN SANAYİ ve TEDARİKÇİ GAZETESİ
16.05.2014