Prof. Dr. Ali Rıza Büyükuslu
Gıdaya Erişim Temel İnsan Hakkıdır: Kentlerde Tarım Ekonomisinin İnşası Zorunluluktur
Gıdaya erişim, sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşamın temel koşulu olduğundan, evrensel insan hakları çerçevesinde değerlendirilmesi gereken bir konudur. Gıda, yalnızca bireysel beslenme ihtiyacını karşılamakla kalmaz, aynı zamanda toplumsal refahı, ekonomik istikrarı ve sosyal huzuru da doğrudan etkiler. Bu nedenle, güvenli, yeterli ve besleyici gıdaya erişim, bir ayrıcalık değil, temel bir insan hakkıdır.
Bir ülkenin gıda bağımsızlığı, dış kaynaklara olan bağımlılığı en aza indirerek kendi halkının gıda ihtiyacını yerel üretimle karşılayabilme kapasitesine sahip olması anlamına gelir. Küresel krizler, iklim değişikliği ve jeopolitik belirsizlikler, gıda bağımsızlığını stratejik bir öncelik hâline getirmiştir. Gıda üretiminde dışa bağımlı ülkeler, fiyat dalgalanmalarına, arz kesintilerine ve gıda krizlerine karşı savunmasız hâle gelir. Dolayısıyla, gıda bağımsızlığı yalnızca ekonomik bir tercih değil, aynı zamanda ulusal güvenlik ve beka meselesidir.
Kent tarımı, gıda güvenliği ve bağımsızlığını artırmaya yönelik stratejik bir çözüm olarak öne çıkmaktadır. Tarım alanlarının azalması, kırsaldan kente göç ve iklim değişikliği gibi faktörler, geleneksel tarımsal üretimi tehdit ederken, kentlerde sürdürülebilir tarım uygulamalarının teşvik edilmesi bu sorunlara karşı etkili bir yanıt olabilir.
Dikey tarım, hidroponik sistemler, topluluk bahçeleri, YAPAY ZEKA ve akıllı tarım teknolojileri gibi yenilikçi yaklaşımlar, şehirlerde üretimi artırırken karbon ayak izini düşürebilir, gıda lojistiğini optimize edebilir ve istihdam yaratabilir.
Sonuç olarak, gıdaya erişimin temel bir insan hakkı olarak korunması, gıda bağımsızlığının sağlanması ve kent tarımının teşvik edilmesi, hem ekonomik hem de stratejik açıdan kritik öneme sahiptir. Kamu politikalarının bu doğrultuda şekillendirilmesi, tarımsal üretimi destekleyici teşviklerin artırılması ve inovatif çözümlerin uygulanması, uzun vadeli sürdürülebilirlik ve ulusal güvenlik açısından hayati öneme sahiptir.
Bu konuyla ilgili global bazda yükselen kavramlar arasında yenileyici tarım, kent tarımına dayalı yakınlık ekonomisi, kentlerde toprağın, suyun ve biyoçeşitlilik korunması ve elbette sürdürülebilir gıda üretimidir. Kentlerde yeniden bir tarım ekonomisinin inşası aynı zamanda yerelden sürdürülebilir kalkınma ve yeşil dönüşüm projesi olmak ile birlikte Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Gelişim 17 hedefi (The 17 Goals, Sustainable Development) ile de uyumludur.
YENİLEYİCİ TARIM
Toprak sağlığını iyileştirmeyi, biyoçeşitliliği artırmayı ve ekolojik dengeyi teşvik etmeyi amaçlayan bütüncül bir tarım yaklaşımıdır.
Yenileyici tarımın temel parametreleri şunlardır:
1. Toprak Sağlığı ve Verimliliği
• Toprak organik maddesini artırmak.
• Toprak erozyonunu ve sıkışmayı azaltmak.
• Besin döngüsünü ve mikrobiyal aktiviteyi teşvik etmek.
2. Karbon Tutulumu
• Toprak işleme yapılmaması ve örtü bitkilerinin kullanımı gibi uygulamalarla karbonun toprakta tutulmasını sağlamak.
3. Biyoçeşitlilik
• Ürün rotasyonu ve çoklu ekim sistemleri ile bitki çeşitliliğini artırmak.
• Tozlayıcılar ve faydalı organizmalar için yaşam alanları oluşturmak.
4. Su Yönetimi
• Toprağın su tutma kapasitesini artırmak.
• Yüzey akışını ve sulama ihtiyaçlarını azaltmak.
5. Toprağın Minimum Düzeyde Bozulması
• Toprak yapısını ve mikrobiyal yaşamı korumak için mekanik toprak işlemesini sınırlamak.
6. Hayvancılığın Entegrasyonu
• Dönüşümlü otlatma sistemleri kullanarak besin döngüsünü ve toprak sağlığını desteklemek.
7. Agroforestri ve Çok Yıllık Bitkiler
• Tarım arazisine ağaçlar, çalılar veya çok yıllık bitkiler entegre etmek.
8. Kimyasal Girdilerin Azaltılması
• Toprak ve su sistemlerine zarar vermemek için sentetik gübre ve pestisit kullanımını sınırlamak.
9. Dayanıklılık ve Uyum
• İklim değişikliği ve aşırı hava koşullarına karşı tarım alanlarını daha dirençli hale getirmek.
10. Sosyal ve Ekonomik Sürdürülebilirlik
• Yerel toplulukları ve adil çalışma koşullarını desteklemek.
• Uzun vadeli tarımsal kârlılığı teşvik etmek.
Bu parametreler doğrultusunda yenileyici tarım, ekosistemleri restore etmeyi, tarımsal üretkenliği artırmayı ve uzun vadeli sürdürülebilirliği sağlamayı hedefler.
YAKINLIK EKONOMİSİ
Yerel üretim ve tüketim döngülerini güçlendirmeyi, kaynakları daha verimli kullanmayı ve ekonomik faaliyetlerin çevresel etkisini azaltmayı hedefleyen bir yaklaşım sunar. Bu bakış açısıyla, kentsel tarım ve yenileyici tarım uygulamalarının yakınlık ekonomisiyle entegrasyonu, yerel topluluklar için daha sürdürülebilir ve kapsayıcı bir ekonomik model geliştirilmesini sağlayabilir.
KENTSEL TARIM, YENİLEYİCİ TARIM VE YAKINLIK EKONOMİSİ
Kentsel tarım, yenileyici tarım ilkeleri ve yakınlık ekonomisi ile birleştirildiğinde, gıda üretiminde yerel döngüler oluşturmayı ve toplulukların kendi kendine yeterliliğini artırmayı hedefler. Kent alanlarındaki tarım arazilerinin korunması, tarımsal faaliyetlerinin devamı, sürdürülebilirliği, doğal kaynakların, doğanın korunması, ekolojik dengenin sağlanması ve gıda güvenliğinin ön plana çıkartılması bu bağlamda önem arz etmektedir. Bu entegrasyonun temel unsurları şunlardır:
1. Yerel Toprak Sağlığı ve Verimliliğin Artırılması
• Yerel toplulukların ürettiği organik atıkların kompostlanarak tarım alanlarında kullanılması, hem toprak sağlığını iyileştirir hem de atık yönetimini destekler.
• Kentsel tarım alanları, mahalle düzeyinde gıda üretiminde toprak verimliliğini artırarak dış kaynaklara bağımlılığı azaltır.
2. Yerel Karbon Tutulumu
• Şehir içindeki tarım alanlarında karbon tutma kapasitelerinin artırılması, yerel düzeyde sera gazı emisyonlarının azaltılmasına katkı sağlar.
• Yakınlık ekonomisiyle yerel üretim ve tüketim arasındaki mesafeler kısaltılarak lojistik kaynaklı karbon ayak izi azaltılır.
3. Yerel Biyoçeşitliliğin Korunması ve Teşviki
• Mahalle bazlı topluluk bahçeleri ve yeşil alanların oluşturulması, yerel bitki ve hayvan türlerinin korunmasını sağlar.
• Çeşitli bitki türlerinin yetiştirilmesi, toplulukların kendi gıda güvenliğini artırırken biyoçeşitliliği teşvik eder.
4. Yerel Su Yönetimi
• Yağmur suyu hasadı ve arıtılmış gri su kullanımı gibi tekniklerle yerel su kaynaklarının verimli kullanımı sağlanır.
• Yakınlık ekonomisi, tarımda su tasarrufunu ve yerel su döngüsünün korunmasını teşvik eder.
5. Toprağın Minimum Düzeyde Bozulması
• Yerel toplulukların eğitim programlarıyla toprağın sürdürülebilir yönetimi konusunda bilinçlendirilmesi sağlanır.
• Minimum toprak işleme teknikleri, yerel kaynakların korunmasına yardımcı olur.
6. Hayvancılığın Yerel Entegrasyonu
• Küçük ölçekli kümes hayvancılığı, arıcılık ve balıkçılık gibi faaliyetler, yerel düzeyde gıda üretim döngülerine entegre edilir.
• Bu faaliyetler, yerel iş imkânları yaratırken toplulukların protein ihtiyaçlarını karşılar.
7. Yerel Agroforestri ve Çok Yıllık Bitkiler
• Mahalle düzeyinde ağaçlandırma ve agroforestri uygulamaları, yerel iklimin iyileştirilmesine ve şehirlerde mikro iklim oluşturulmasına katkı sağlar.
• Yakınlık ekonomisiyle, bu ürünler yerel pazarlarda ekonomik değer yaratır.
8. Kimyasal Girdilerin Azaltılması
• Yerel çiftçiler ve topluluk bahçeleri, biyolojik yöntemleri kullanarak kimyasal gübre ve pestisitlere olan bağımlılığı azaltabilir.
• Bu yaklaşım, hem çevresel etkileri en aza indirir hem de yerel gıda güvenliğini destekler.
9. Yerel Dayanıklılık ve Uyum
• Yerel tarım uygulamaları, toplulukların iklim değişikliği ve doğal afetlere karşı daha dayanıklı olmasını sağlar.
• Yerel kaynaklara dayalı üretim, dış şoklardan etkilenme riskini azaltır.
10. Sosyal ve Ekonomik Sürdürülebilirlik
• Yakınlık ekonomisiyle, yerel ürünlerin doğrudan pazarlanması teşvik edilir ve bu da lojistik maliyetleri düşürür.
• Topluluk bazlı girişimler ve kentsel tarım kooperatifleri, ekonomik katılımı artırır ve adil iş modelleri oluşturur.
Sonuç olarak; Kentsel tarım, yenileyici tarım ilkeleriyle ve yakınlık ekonomisi çerçevesinde geliştirildiğinde, sürdürülebilir bir gıda üretim modeli olmanın ötesinde, yerel ekonomileri canlandıran bir araç haline gelir. Bu yaklaşım, şehirlerdeki ekonomik ve sosyal sistemlerin yerel ihtiyaçlara dayalı olarak ve günümüz teknoloji devrimi ile birlikte yeniden yapılandırılmasını, çevresel sürdürülebilirlikle uyumlu hale getirilmesini, halkın gıdaya erişimini ve refahını artırmayı amaçlar.