H. Yücel Koç
İlk Taşı Kim Atmak İster?
78 insanımızı kaybettik. Karşı karşıya kaldığımız onlarca acı olayda olduğu gibi. Kabul etsek de etmesek de bu kayıpların neredeyse tamamı katliam. Kartalkaya otel yangını ardından, güzel ülkemin güzel insanları yine hayretlere düştü ve şoka girdi. Evet bu boyutta bir otel yangınında bu sayıda kaybettiğimiz insan sayısı ilkti. Ama daha 9 ay önce İstanbul’da bir gece kulübünde çıkan yangında 29 insanımız yanarak ölmüştü. Güzel halkımın neredeyse tamamı 9 ay önce yaşananları çoktan unutmuştu. Oysa ki otel yangını sonrası yaşanan şokun aynısını gece kulübü yangını sonrasında da yaşamışlardı. 301 madencimizi kaybettiğimiz Soma katliamını tüm detaylarıyla yaşamıştık. Şu an ateşin düştüğü evlerin dışında bu katliamı hatırlayan kaç kişi vardır. Bu katliamın sanıkları veya sanığı olması gerekenlerin tamamı özgür. Ama o günlerin simge isimleri iki cesur avukat hapishanede. Veli Göçer ismini hatırlar mısınız? 17 Ağustos depreminin meşhur ismi. Yalova’da yaptığı binaların neredeyse tamamı çöken müteahhit. On binlerin öldüğü bu depremde en çok hapis yatan kişi. 7,5 yıl. Peki, istifa eden kamu görevlisi var mı? Hak ettikleri cezaları alan sorumlular? Maalesef yok. Muhtemelen Veli Göçer’in soyadı “Göçer” olmasa o da 7,5 yıl hapis cezası almazdı.
Son 10 yılda trafik kazalarında 61 bin insanımız hayatını kaybetti. 3 milyona yakın insanımız yaralandı. 19 binin üstünde insanımızı iş kazalarına kurban verdik. Her yıl en az üç yüz kadınımız katlediliyor. Her gün ölüme, yeni yeni acılara uyanan bir ülkenin insanlarıyız. Bu kadar acı normal mi, hayatın olağanı mı, gerçekten yaşananlar “fıtrat mı?” Yanan otelin sahibine ilk taşı hiç duraksamaksızın atanlar hiç düşündüler mi? O otel sahibinin yerinde kendileri olsalardı ne yaparlardı? Yangın çıkmaması için evrensel kurallar ne gerektiriyorsa onları harfiyen yerine getirirler miydi? Denetlemekle yükümlü kamu görevlisi olsalardı görevlerini eksiksiz yapıp, o oteli kapatabilirler miydi? O otelin yerine getirmesi gereken gereklilikler için onay veren şirketlerin sahipleri olsalar, o otele belge vermeyi reddederler miydi? O otelin yöneticisi olsalardı patronun karşısına geçip alınan riskin insan canına mal olacağını haykırabilirler miydi? Bu yangındaki tüm sorumlu insanların öğretmenleri, üstlerine düşen görevlerini hakkıyla yaptıklarına inanıyorlar mıdır?
Günlerdir sorumlu aranıyor. Sorumlu bu yazıyı yazan benim, okuyan sizlersiniz. Hepimiziz. Bireysel faydalarını toplumsal faydaların önünde gören hepimiziz. Sadece kendini düşünen, toplumsal bilinci olmayan, yurttaşlık kavramını özümseyememiş toplumların başı beladan kurtulmaz, kurtulamaz. Bir toplumun ortak değerleri kaybolmuşsa, topluma dair her şey çürür. Hukuk çürür. Küçük çıkarları için başkalarını yakmayı umursamayanlar çürüyen hukuktan güç alırlar. Soyadınız ikonik bir şekilde “yakar” değilse hukukun da size hak ettiğiniz cezayı vermeyeceğini bilirsiniz. Bahtsızsanız soyadınız yakar ise Veli “Göçer” gibi “en yüksek” cezayı alırsınız. Veli Göçer 7,5 yıl hapis cezasının ardından ne yaptı dersiniz? Elbette ki en iyi bildiği işe döndü. Müteahhitlik.
İlk taşı atarken bir kez daha düşünün derim. Bu çıkarcı menfaatçi anlayışın neresinde olabilirsiniz. Kendinizi tertemiz ve günahsız buluyorsanız, günahkârlara karşı ne yaptığınızı, nasıl bir mücadele verdiğinizi sorgulayın. Unutmayın ki yaşadıklarımız elbirliğiyle, hep birlikte kurduğumuz düzenin sonucudur. Yeni faciaların, katliamların önüne geçmenin yolu toplumsal bilinci inşa etmekten, ortak değerler oluşturup, o değerlere sahip çıkmaktan, yurttaş olma bilincini özümsemekten ve haksızlıklara, hukuksuzluğa karşı direnmekten geçiyor. “İyi İnsan” olmanın anlamını yeniden düşünmeliyiz. Başkalarının haklarına saygılı olmanın bizi de koruyacağını, mutlu edeceğini içselleştirmeliyiz. Yoksa yanmaya, birbirimizi tüketmeye devam edeceğiz. Hiç düşünmeden ilk taşı atıp, tüm sorumluluklardan kurtulduğumuza inanarak vicdanlarımız rahat, bir sonraki günün yeni acılarına yelken açıp duracağız.
İyi insanlar olabilme dileğiyle.
H. Yücel Koç
5.Şubat.2025
Antalya