Doçent Dr. Lütfi Apilioğulları
IoT’nin Üretime Etkisi
IoT konseptinin ortaya çıkardığı akıllı ve bağlantılı ürün kavramı yeni iş modelleri oluşumunun önünü açıyor. Bunların başında imalat süreçleri geliyor. Bu durumu şöyle açıklayalım.
Product as a Service
Eskiden müşteriden siparişi alır, üretir ve ürünü müşteriye gönderirdik. Ana gaye fiziksel ürünü müşteri ile buluşturmaktı. İmalat süreçleri sınırlıydı ve sevkiyat sonrasında imalat süreçleri sonlanırdı. Ancak şimdi durumun bambaşka olduğunu görüyoruz. Çünkü artık müşteriye ürün değil, sistem satıyoruz. Artık yeni konsept ürünün fiziksel nesne yerine bir servis olarak algılanması: Product as a service (PaaS). Dolayısı ile imalat süreçlerinin artık sevkiyat aşaması ile sınırlanamayacağı, imalatın sürekli bir iş olduğu ve satmış olduğumuz servisi yönetmek zorunda olduğumuzdur.
Önceleri ürünün sahibi müşteriydi. Fiziksel ürünü müşteriye gönderdiğimizde tüm süreçlerden müşteri sorumluydu. Ancak şimdi sadece fiziksel bileşenleri olan bir ürün satmıyoruz; bir sistem satıyoruz. Dolayısı ile sistemi oluşturan diğer bileşenler bulut ortamına olduğu için, bu bileşenlerin güncellenmesi ve yönetilmesi tamamıyla imalatçıya ait. Dolayısı ile yeni dönemde sistemin sahibi artık üretici.
Eskiden ürün fonksiyonları ürüne yerleştirilen fiziksel komponentler üzerinden sağlanıyordu. Bu nedenle üründe sabit bir fonksiyon yapısı vardı. Ancak şimdi ürüne fonksiyonalite veren birçok parametre donanımlarla beraber yazılımlar üzerinden sağlanıyor. Fiziksel üründeki birtakım fonksiyonların yazılımlar üzerinden sağlanması, bizi ilerleyen dönemde bulut üstünden ürün fonksiyonlarını değiştirme şansını elde etmemize olanak sağlıyor.
Önceleri fiziksel olarak müşteriye gönderilen bir üründe problem olması durumunda, ürün fabrikaya servise getirilir ve burada gerekli fiziksel parçaların değişimi tamir ve bakım işlemi yapılırdı. Ancak şimdi bu işlemleri bulut üstünden, uzaktan yapabiliyor; parça değişimine gerek kalmadan ürünü tamir edebiliyor ya da yeni özellikler ekleyebiliyoruz.
Kısaca, ürünün artık bir sistem olarak değişime uğraması sorumluğun müşteriden üreticiye geçmesine neden olmuştur. İmalatçılar artık sattıkları sistemin/servisin performansını yaşam boyu izlemek ve bu süreci yönetmek zorundalar.
İmalat Yönetimi
IoT konseptinin getirmiş olduğu başka bir değişikliği imalat yönetiminde görüyoruz. Akıllı ve bağlantılı ürünler artık veri üretiyor ve bu büyük verinin tüm süreçlerle paylaşılması, içinde anlamlı sonuçlar çıkarılarak müşteri beklentilerine doğru ve zamanına cevap verilebilmesi açısından hayati öneme sahip. Bunun için bütün fonksiyonların, bileşenlerin ve süreçlerin tam bir entegrasyon halinde çalışabiliyor olması; üretimden satın almaya, tedarikçiden müşteriye kadar tüm sürecin, birbiri ile iletişime geçebileceği ortak bir platformun tesis edilmesi gereklidir. CPS (Cyber Physical Systems) diye tabir ettiğimiz, iş yazılımları ile üretim ekipmanlarının tek bir platform üzerinden iletişime geçebildiği (IT & OT Entegrasyonu) yeni kavramın artık içselleştirilmesi kaçınılmaz olmuştur (bu konuyu ilerleyen bölümlerde açacağız). Artık, yeni üretim felsefesi olmadan akıllı ve bağlantılı ürün üretmek neredeyse olanaksız.
Yeni Ürün Geliştirme
Bir diğer önemli değişikliği yeni ürün geliştirme süreçlerinde görüyoruz. Önceleri mekanik ve elektriksel parçalardan oluşan ürünün artık yazılım, donanım ve iletişim modülleri de içermesi ürünün kompleks bir sistem haline gelmesine neden oluyor. Bu sonuç, IT ekibinin yeni dönemde ürün geliştirme sürecinin vaz geçilmez bir parçası olacağı anlamına gelmektedir. Bu döneme kadar makine mühendislerinin ağırlıklı olarak çalıştığı tasarım bölümlerinde, yeni dönemden itibaren daha fazla IT mühendislerini göreceğimizi söyleyebiliriz.
Ürüne ait fonksiyonların yazılımlar üzerinden belirlenebilmesinin birçok avantajı bulunmaktadır. Bunların başında ürün ağacını oluşturan fiziksel komponentlerdeki azalmayı görmekteyiz. Ürüne özellik veren fiziksel bileşenler yerine yazılımların kullanılması sonucunda daha az parça ile ürün tasarlayabiliyoruz. Daha az malzeme satın alarak tedarik zincirini rahatlatıyor, imalat süreçlerini kısaltabiliyor, ürünü hatalı üretme riskini azaltabiliyoruz. Artık, ürüne ait bileşenler müşteri isteklerine göre yazılım üzerinden konfigüre edilebiliyor ve tamamen kişiye özel kullanıcı arabirimleri yine yazılımalar aracılığı ile elde ederek çeviklik açısından daha rekabetçi olabiliyoruz.
Akıllı ve bağlantılı ürünlerin bir diğer etkisini modüler ürün tasarımı aşamasında görmekteyiz. Fiziksel ürün standart bir şekilde üretilmesine rağmen, ürünü kişiye özel şekilde farklılaştıran ilave özellikler ve kullanıcı ara yüzleri yazılımlar aracılığı ile elde ederek çeviklik açısından daha rekabetçi olabiliyoruz. Her müşterinin farklı özelliklerde ürünler istediği günümüz koşullarında, değişikliğin yaşam sürecinin herhangi bir aşamasında yazılımlar üzerinden yapılabiliyor olması son derece büyük bir avantaj olarak karşımıza çıkıyor.
Pazarlama
Pazarlama süreçlerinin de bu değişimden etkilenmediğini söyleyemeyiz. Akıllı ve bağlantılı ürünlerin ürettiği verilerin, CPS üzerinden alınabilmesi pazarlama süreçlerinde yeni avantajlar getiriyor. Müşterinin bağlantılı olması her şeyin temelini oluşturuyor; akıllı ve bağlantılı ürün buna olanak sağlıyor. Ürünün performansı, kullanım durumu ve müşterinin davranışlarını ürün üzerinden gelen veriler üzerinden analiz ederek, ürün / müşteri arasındaki ilişkiyi modelleyerek yeni ihtiyaç ve isteklerini modelleyebiliyor, bu modelden çıkan verileri müşteri açısından daha katma değerli ürünlerin üretilebilmesi için kullanabiliyoruz.
Yeni dönemde artık pazarlama ürüne değil değer üreten tüm sisteme odaklı olmak durumunda. Müşterilerin segmentlere ayrıştırılması, her segment ihtiyaçlarının ayrı ayrı tanımlanarak her segment karşılık gelecek yeni özelliklerin belirlenmesi aşamasında sahadan gelen büyük veriler oldukça işe yararlar.