Kanada Otomotiv Endüstrisi
Kuzey Amerika dediğimizde, üç ülkeyi kasdediyoruz: Amerika Birleşik Devletleri, Meksika ve Kanada.
Dünya otomotiv üretiminde önemli paya sahip olan bu üç ülkeden Kanada’ya biraz daha yakından bakmaya çalışacağız. Özellikle Ontario Eyaleti’nin, otomotiv sanayi açısından Türkiye ile benzerlikler göstermesi nedeniyle okuyucularımız açısından ilginç olacağını düşünüyorum.
Birinci Dünya Savaşı’nı takip eden bir kaç yıl boyunca ABD’den sonra dünyanın ikinci büyük otomotiv üreticisi olan Kanada, o günlerinden çok uzak olsa da bugün iki milyon adedi aşan üretimiyle dünyada hala ilk on içinde yer alıyor.
600 milyar doları aşan GSMH ile Kanada’nın ekonomik değerinin neredeyse üçte birini üreten Ontario, bir zamanlar dünya otomobil üretiminin merkezi olan Detroit’e yakınlığı ve Michigan’a komşu olması nedeniyle Kanada otomotiv sanayinin kalbi sayılabilir. Bu eyalette General Motors, Ford, Chrysler, Toyota ve Honda’nın üretim tesisleri var. Örneğin Ford, Kuzey Amerika’daki araç üretiminin yüzde 10’unu Kanada’da gerçekleştiriyor ve aynı zamanda bu bölgedeki satışlarının yüzde 10’u Kanada’da. Mavi oval logolu firmanın her yıl Kanadalı tedarikçilerden satın aldığı parça tutarı 3.6 milyar doları buluyor.
Kanada otomotiv yan sanayi hızlı bir toparlanma sürecinde. Bunu sağlayan en önemli iki faktör, ABD’de son on yılın en parlak döneminin yaşanması ve Kanada dolarının, Amerikan doları karşısında son bir buçuk yıldaki değer kaybı. Otomotiv yan sanayii satışları Temmuz ayı itibariyle yıllık yüzde 14 arttı. ABD dışındaki pazarlara yapılan ihracatın yıllık artış oranı ise yüzde 19’u buldu. Bu, özellikle ABD’nin yanıbaşında olan bir ülke için, risk dağılımı açısından doğru yönde atılmış bir adım. Ontario’daki otomobil ve ticari araç üretimi, yeni modellere geçiş ve kalıp değişimleri nedeniyle duraklasa da, yan sanayideki bu artış oranı, sanayi üretimindeki genel artışın neredeyse üç katı. Kuzey Amerika’da üretilen her bir araçta ortalama 1.600 dolarlık, Kanada üretimi parça var. Bu nedenle ABD üretimindeki artışın sürmesi, 2014 yazında satışlarda beklenen durgunluğun yaşanmaması ve 2015 için tahmin edilen 17.8 milyonluk adet tahmini, ABD, Meksika ve Kanada’daki yan sanayi firmalarının en azından yakın geleceğe güvenle bakmasını sağlıyor.
Ancak bir de madalyonun öbür yüzü var: Otomotiv yan sanayi açısından Kanada açık veren bir ülke. Yukarıda değindiğim geçiş süreci nedeniyle 18.1 milyar dolara inmiş olan açığın 2015’te 19.5 milyar seviyesine yükselmesi bekleniyor. Kanada’da üretilen her bir araçtaki ortalama ithal girdi tutarı 16 bin dolar seviyesinde. Bu oran dünya ortalamasının neredeyse iki katı ve ABD ve Meksika’da üretilen araçlardaki ihtal girdi oranından da yüzde 25 daha fazla.
Kanada yan sanayi üretiminde lokomotif unsur, motor ihracatı. Bu alandaki ihracat artışı 2014’te yüzde 32’ye ulaşıyor. Ford’un Windsor Ontario’daki fabrikasında, Ontario ve Kanada hükümetlerinin sağladığı teşviklerle yeni kuşak ecoboost motorları üretimi sayesinde bin kişilik istihdam yaratılması bekleniyor.
Kanada otomotiv yan sanayii son bir yılda yüzde 5’lik istihdam artışı sağladı. Krizden bu yana kaydedilen kümülatif artış ise yüzde 22’yi buldu. Bu oran Kanada gibi imalat sanayiinde son yıllarda büyüyemeyen bir ülke için önemli bir başarı. Pazar çeşitlendirmesi açısından da görünüm umut verici. Meksika’ya olan ihracat yüzde 30 artarken ABD’ye yapılan ihracat, 10 yıl öncesine göre yüzde 20 azalmış bulunuyor. Kanada’nın ABD’ye olan ihracatında, eyaletler arası kaymalara da bakmakta yarar var: Michigan ve Ohio gibi eski endüstriyel merkezler dışındaki destinasyonlara yapılan ihracatın artış oranı yüzde 20’yi buldu. Missouri ve Tennessee gibi Orta Batı eyaletleri ABD’deki araç üretiminin yüzde 30’unu gerçekleştiriyor. Gerek ABD’li gerekse Japon üreticiler, sendikal ilişkilerin daha az sorun yarattığı ve maliyetlerin daha düşük olduğu bu eyaletlere doğru kayıyor.
Ancak Kuzey Amerika otomotiv sanayisine daha geniş bir perspektiften baktığımızda Kanada açısından endişe duymak için hala nedenler var:
Kanada otomotiv endüstrisinin Kuzey Amerika içindeki üretim payı, 2010’da yüzde 17 iken, 2013’te yüzde 15.6’ya düştü. Buna karşılık son dönemde tüm küresel üreticilerin gözdesi olan Meksika’nın payı yüzde 19’a yükseldi.
Dünyanın yükselen yıldızlarından Meksika’yı önümüzdeki sayılarda daha geniş şekilde ele alacağım.
Haberin Kaynağı : TAYSAD
03.12.2014