KANCA’nın 55. Yılı İçin Hazırlanan ALET İŞLER Kitabı Okuyucusuyla Buluştu
Alanında bir ilk olan ‘Alet İşler’ kitabı okurla buluştu… “Tarihin Aletleri.. Aletlerin Tarihi”
KANCA’nın 55. Yılı İçin Hazırlanan ALET İŞLER Kitabı Okuyucusuyla Buluştu
Alanında bir ilk olan ‘Alet İşler’ kitabı okurla buluştu…
“Tarihin Aletleri.. Aletlerin Tarihi”
Türkiye’nin ilk el aletleri üretim firması ve yalnız ülkemizin değil Avrupa’nın da güvendiği bir marka olan KANCA’nın 55. yılı için hazırlanan ALET İŞLER kitabı okuyucusuyla buluştu.
Türkiye’de bir ilke imza atan ve alanında büyük bir boşluğu dolduran kitabın Beşiktaş Deniz Müzesi’nde gerçekleşen tanıtımında konuşan Kanca Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kanca: “Aletler üzerine müze kurmaya çalışırken el aletleri konusunda yayımlanmış hiçbir kitap, sergileyeceğimiz aletlerle ilgili bir literatür olmadığını fark ettik ve kendi literatürümüzü kendimiz yaratmalıyız dedik.”
Aletlerin dünyadaki ve Anadolu coğrafyasındaki seyrine ışık tutan 564 sayfalık ‘Alet İşler’ kitabı okurla buluştu. Türkiye'nin ilk el aletleri üretim şirketi Kanca'nın 55. yılı için hazırlanan kitabın tanıtımı 10 Aralık’ta İstanbul Deniz Müzesi'nde gerçekleşti.
Sunumunu Başak Koç’un yaptığı etkinlikte konuşan Kanca Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kanca, kitabın hacmi itibariyle kendisini anlattığını belirterek, “Ben bu kitap noktasına nasıl geldik, neden bir kitap oluşturmak zorunda kaldık bunu izah etmek istiyorum” dedi. Kanca, öğrenci olduğu dönemde babası Abdullah Kanca ile Avrupa’da birçok sanayi kuruluşunu ziyaret ettiklerini aktararak, şunları aktardı: “Gördüğüm bütün bu işletmelerde küçük de olsa o firmaların kuruluşta ürettikleri ürünlerinin yer aldığı küçük bir müzeleri olurdu. Birçok Alman, Fransız firmasında buna benzer koleksiyonlar müzeler vardı, bizim ülkemizde hiçbir büyük firmanın böyle bir koleksiyonu yoktu” diye konuştu.
‘Müze Kurmak İsterken Aletlerin Bir Literatürünün Olmadığını Fark Ettik’
Kanca, “Neden Türkiye’deki şirketler bir koleksiyon yapmazdı, bu içimde bir ukteydi” ifadelerinin ardından, yıllar sonra gençlik hayalini gerçekleştirmek için Bayram Çiçek ile birlikte yüzlerce el aleti topladıklarını aktardı. Kanca, kitap fikrinin gelişmesini ise şu sözlerle anlattı: “Anadolu’yu karış karış gezerek 4 bin civarı alet topladık. Müze için mekan gerekiyordu. Sonra şunu fark ettim ki, asıl sorun bilgi sorunu idi, el aletleri konusunda yayımlanmış hiçbir kitap yoktu, yani sergileyeceğimiz aletlerle ilgili bir literatür yoktu. Sonra kendi literatürümüzü kendimiz yaratmalıyız’ dedik ve kitap üzerine bir çalışma başlattık.” ‘Alet İşler’ kitabıyla bu alanda büyük bir boşluğun giderileceğini umduğunu belirten Kanca, emeği geçen isimlere teşekkür etti. Kanca son olarak müze hayalinin devam ettiğini, kaynak oluşturma çalışmalarının sürdüğünü sözlerine ekledi.
Akif Kuruçay: ‘Bu Çalışma Alternatif Bir Tarih Algısı’
Kitabın editörü Akif Kuruçay ise, Türkiye’de merkezine objeleri ele alan maddi kültür çalışmalarının yeni bir alan olduğunu vurgulayarak, “Bu tür çalışmalar insanlık tarihini kültürle, gündelik yaşam pratikleri ile ilişkilendiren alternatif bir tarih algısı sunuyor. El aletleri maddi kültür kümesinin öne çıkan en önemli objeleri, çünkü biz her şeyi bu el aletleri ile yapıyoruz. Bu sahnelere odaklanmış her çalışma uygarlık sahnesindeki pozisyonumuzu da belirlemesi açısından büyük önem taşıyor” dedi. Kuruçay, milli kimliğin oluşmasında aletlerin yerinin yadsınamayacağını, hiçbir zanaatın aletsiz icra edilemeyeceğini vurgulayarak, kitapta aletler temasını disiplinler arası bir yaklaşımla, eğlenceli ve keyifli bir zeminde ele aldıklarını söyledi.
Nezih Başgelen: ‘Dünya Tarihinde Ezber Bozduk’
Kitabın yazarlarından arkeolog Nezih Başgelen'de, Türkiye'nin uygarlık tarihi açısından çok özel bir coğrafya olduğu görüşünü aktararak, "Biz gerçekten dünya tarihinde alet edavatların tarihi açısından da ezberleri bozduk. İnsanoğlunun dünyayı değiştirme öyküsünün en önemli aktörleri aslında aletlerdir. Bizim coğrafyamız da gerçekten alet arkeolojisi aletin tarihi ve gelişiminin uygarlık açısından taşıdığı rolü gösteren örneklerle dolu" ifadelerini kullandı. Başgelen, kitapta çok ilginç bulguların yer aldığını vurgulayarak, kendi yaptığı bir çalışma sırasında bulduğu, Balıkesir Karabayır’da açılan bir nekropolde aletleri ile gömülü bulunan bir ustanın hikayesinin de en iyi şekilde işlendiğini söyledi.
Kitapta ‘Türk Resminde İş, Ekmek ve Alet’ başlıklı makaleye imza atan Trabzon Üniversitesi, Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi İlkay Canan Okkalı da, makale ile birlikte Türkiye’deki sosyal toplumsal tarihsel değişimlerin Türk resmine yansımalarını da kronolojik bir şekilde izleyeceğimiz bir metin ortaya çıktığını kaydetti.
‘Keramet Alette Değil Eldedir!’ başlıklı makaleye imza atan Dokuz Eylül Üniversitesi, Hukuk Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi, zanaatkâr Engin Topuzkanamış da, “Kitaba tek muhalif yazı benimki” diye konuştu. Topuzkanamış, amacının aletleri küçümsemek olmadığını, aletlerin, el becerisi ve göz izanı, ustanın mahareti ile anlam kazandığını aktarmak istediğini kaydetti.
İş ve kültür sanat dünyasından yüzlerce ismin katıldığı etkinlikte ayrıca Abdullah Kanca’nın Kanca şirketini kurma hikayesinin anlatıldığı 12 dakikalık bir belgeselin de gösterimi yapıldı. Etkinliğin ardından özel rehber eşliğinde Beşiktaş Deniz Müzesi’ni gezen konuklara, program sonunda ise ‘Alet İşler’ kitabı takdim edildi.