Dr. İlhami Pektaş
Yerli ve Milli Üretime Adanmış Ömürler-26
Kardemir Başarı Hikayesi: “Köklü Geçmiş, Güçlü Gelecek”
Kardemir, 1994’de kapatılacakken 1 TL’ye “Özelleştirildi.”
Kardemir, 2002’ye gelindiğinde 1 TL’ye bile müşterisi yoktu.
Kardemir, yeni bir vizyonla bir taraftan üretim kapasitelerini artırırken, diğer yandan üretim teknolojilerini yeniledi.
Otomotiv, savunma, raylı sistemler ve makine imalat sanayi sektörlerine yönelik ithalat ile karşılanan ileri teknoloji, katma değeri yüksek ürünlerle üretim yelpazesini genişletti ve özelleştirme sonrası gerçekleştirdiği 2,1 Milyar Dolar yatırımla küllerinden yeniden doğarak Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşlarından biri haline geldi.
Hem kendisi büyüdü, hem Karabük’ü hem de Türk Demir-Çelik sektörünü büyüttü.
Kardemir Nasıl Kuruldu?
Cumhuriyetin ilk yıllarında demir ağlarla örülmekte olan bir yurdun raylarını, geçit vermez bilinen ırmakları aşacak köprülerin demir putrellerini, karasabanın yerini alacak pulluk demirlerini üretecek bir demir-çelik fabrikası, bir ağır sanayi tesisinin kurulması gerekiyordu.
Fabrika, öncelikle demirin iki ana hammaddesi olan kömür ve cevhere yakın, işçi, nakliye ve pazar şartlarına uygun aynı zamanda “düşman ordusunun top menziline düşmeyecek kadar içerde, piyadenin ulaşamayacağı kadar kuytu, süvarinin dörtnala kalkamayacağı kadar sarp bir yerde” kurulmalıydı.
Yer tespiti için Sümerbank ve Erkan-ı Harbiye temsilcilerinden oluşturulan kurul araştırma sonucu nihai kararını verdi. Zonguldak’ın kömürü ile, Divriği’nin cevheri Safranbolu kazasına bağlı Öğlebeli köyünün 13 haneli Karabük mahallesinde buluşacak, ülkemizin ilk entegre demir-çelik fabrikası demiryolu güzergâhı üzerinde olan, Soğanlı ve Araç çayları arasındaki geniş çeltik vadisine kurulacaktı.
Fabrikanın Karabük’te kurulması, 1934 yılının Aralık ayında kesinlik kazandı. Yapılan ihaleye verilen teklifler içerisinden Alman Krupp firması ile İngiliz Brassert firmalarının teklifi nihai değerlendirmeye alınarak fabrikanın yapım işi Türkiye'nin dış politika tercihleri doğrultusunda İngiliz Brassert firmasına verildi.
Yapım ihalesini kazanan H.A.Brassert şirketi ile Londra'da anlaşma imzalamak üzere İngiltere'ye gönderilen İktisat Vekaleti Müsteşarı Faik Kurtoğlu ve Sümerbank Umum Müdürü Nurullah Esat Sümer 29 Eylül 1936’da ilk mali anlaşmayı gerçekleştirdi.
10 Kasım 1936 tarihinde 2,5 Milyon Sterlin’lik kredi anlaşması ve 1 Aralık 1936’da ise Brassert firması ile esas mukavele yapıldı. Bu mukavele ve mali anlaşma 30 Aralık 1936 tarihinde Reis-i Cumhur M. Kemal Atatürk tarafından onaylandı.
Anlaşma kapsamında Karabük Demir ve Çelik Fabrikaları 7 büyük fabrikadan oluşuyordu. Bunlar, yüksek fırınlar, çelik fırınları, kok fırını, haddehane, 20.000 Kw kuvvetinde bir elektrik santralı, büyük bir atölye ve tali maddeler fabrikası idi. Fabrikada 1000 işçinin çalışması ve her gün kullanılacak madenler için 236 vagon yani 10 trenle taşıma yapılması planlandı.
3 Nisan 1937 Cumartesi günü Karabük Demir Çelik Fabrikalarının temeline ilk harç atıldı. İnşaat çalışmalarının ardından 1 Mart 1938 tarihinde makine montajına başlanılan bu entegre tesisler, 6 Haziran 1939 tarihinde kuvvet santralinin çalıştırılması ile birlikte sırasıyla işletmeye alındı. 9 Eylül 1939 tarihinde ilk Yüksek Fırın Fatma ateşlenerek 10 Eylül 1939 tarihinde ilk Türk demiri üretildi.
Başlangıçta 150 bin ton kapasite ile üretim yapılması planlanan Karabük Demir Çelik Fabrikaları, 1950 ve 1960'lı yıllarda yapılan tevsi yatırımları ile büyümesini sürdürdü. Fabrika bünyesinde kurulan çelik konstrüksiyon atölyesi, ilerleyen yıllarda bünyesinde yaklaşık 4 bin kişiyi barındıran büyük bir tesise dönüştü.
Kömür ve cevherin alın teri ile çeliğe dönüştüğü Kardemir, kimi zaman Adana ovalarında çimento, Konya bozkırlarında şeker fabrikası, kimi zamanda Fırat'ta köprü, Karakaya'da baraj olmuş, Türkiye'nin endüstriyel atılımlarına öncülük ederek “Fabrikalar Kuran Fabrika” unvanını almıştır.
Bugün ülkemizin en büyük kuruluşları arasında yer alan Erdemir ve İsdemir gibi entegre demir-çelik fabrikalarının kurulmasında da önemli rol oynayan Karabük Demir Çelik Fabrikalarının ülke sanayisine katkıları, sadece tesis kurmakla kalmamış burada yetişen teknik kadroların bilgi birikimi ve tecrübelerini ülkemizin dört bir yanında kurulan sanayi kuruluşlarına taşımasıyla nitelikli iş gücünün oluşmasına katkıda bulunmuş adeta ülkemiz sanayisinin bir okulu olmuştur.
Başlangıçta Sümerbank'a bağlı bir müessese olarak faaliyetini sürdüren Karabük Demir Çelik Fabrikaları, 13 Mayıs 1955 tarihinde bağımsız bir İktisadi Devlet Teşekkülü durumuna getirildi. 21 Haziran 1955 tarihinde Etibank’ın bir müessesesi olan Divriği Demir Madenleri de bünyesine katıldı. 1962 yılında Ülkü isimli 3. Yüksek Fırının açılmasıyla birlikte kapasitesi 600 bin ton/yıla ulaştı.
1976 yılına kadar faaliyetini sürdüren Karabük Demir Çelik Fabrikaları, bu tarihten sonra Bakanlar Kurulu kararnamesi ile yeniden yapılandırılarak Türkiye Demir Çelik İşletmeleri Genel Müdürlüğe bağlı bir müessese haline getirildi.
Karabük Demir Çelik Fabrikalarının gelişim ve büyümesi, çelik işçisinin greve çıktığı 1989 yılına kadar devam etti. Bu grev, 24 Ocak 1980’de alınan serbest piyasa ekonomisine geçiş kararları ile birlikte zaten büyük baskı altında kalan ve teknolojik olarak kendisini yenileyemeyen Karabük Demir Çelik Fabrikaları için adeta sonun bir başlangıcı oldu. Fabrika, grev sonrası bir daha belini doğrultamadı.
Aşırı istihdam yükü ve yüksek üretim maliyetleri karşısında her yıl zararı giderek büyüyen Karabük Demir Çelik Fabrikaları, ilerleyen yıllarda artık ülkenin sırtında bir yük olarak görülmeye ve 1994 yılında ise kapatılması ile gündeme geldi.
Dönemin hükümeti tarafından açıklanan ve ülkemizin ekonomi tarihine “5 Nisan Ekonomik Önlemler Planı” olarak geçen karar, Karabük’te tam bir şok etkisi yarattı. Bu karara göre “Karabük Demir Çelik Fabrikaları görevini tamamlamış, ekonomik ve teknolojik ömrünü doldurmuş, eskiyen teknolojisi ile rekabet imkanını yitirmiş olduğundan özelleştirilemediği takdirde yılsonuna kadar kapatılacaktı.
Özelleştirilemediği takdirde kapatılma kararı Karabük halkında belki de dünyada örneğine az rastlanabilecek bir sahiplenme duygusunu ortaya çıkardı ve Karabük’te ülkede ses getiren büyük bir eylem yapıldı.
Eylemle birlikte TSO, Haddeciler Derneği ve Sendika temsilcilerinden oluşan bir “Müteşebbis Heyet” dönemin başbakanı Tansu Çiller ile görüştü.
1 TL’ye Özelleştirme
Karabük’teki müteşebbis heyeti kabul eden dönemin Başbakanı Tansu Çiller’in teklifi açıktı. “Bu fabrikanın kârlı çalıştırılabileceğine inanıyorsanız 1 TL bedelle size devretmeye hazırız”.
Müteşebbis Heyet cesur bir karar alarak, Karabük'te yerleşik ve faaliyet gösteren esnaf, tüccar, sanayici ve yöre halkının katılımı ile kurulacak bir şirketçe, Karabük Demir Çelik Fabrikaları Müessesesini devir almak istediklerini Başbakana iletti.
Yıl sonuna kadar süren müzakereler neticesinde Özelleştirme Yüksek Kurulunun 30.12.1994 tarih ve 94/16 sayılı kararı ile Karabük Demir Çelik Fabrikaları özelleştirme kapsam ve programına alınarak Anonim Şirket Statüsüne dönüştürüldü. Bu kararla artık kapatma kararı da ortadan kalkmış oldu.
Müteşebbis heyet, yeni şirketin Ana Sözleşmesini hazırlayarak 17 Şubat 1995 tarihinde Kardemir’in kuruluşunu tamamladı. Böylece Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ile KARDEMİR A.Ş. ve Müteşebbis Heyet tarafından imzalanan 30.03.1995 tarihli sözleşme ile devir şartları hükme bağlanarak, Karabük Demir Çelik Fabrikalarının özelleştirilmesi gerçekleştirilmiş oldu.
Devir sözleşmesi gereği tüm alacakları devlet tarafından ödenen yaklaşık 6 bin çalışan, 1 Nisan 1995 sabahına özel bir şirketin personeli olarak uyandı.
Yönetim Kurulu’nun ilk önceliği, kapatmaya gerekçe gösterilen teknolojik eskiliği ortadan kaldıracak yatırımları başlatmak oldu. En önemli maliyet avantajının sağlanacağı Çelikhane’de Siemens Martin ocaklarının kaldırılarak yerine Bazik Oksijen Konverterlerinin kurulmasına karar verildi. Böylelikle çok uzun olan döküm sürelerinin 8 saatten 35-40 dakika gibi kısa sürelere düşürülmesi planlandı. Bir taraftan hızla kredisi sağlanan bu yatırıma başlanırken, diğer yandan kapatılacağı düşüncesi ile yatırım yapılmayan yüksek fırınların revartmanları ile kok fabrikalarının modernizasyonu gerçekleştirildi. Bu arada çalışanlar da 1995 yılında sıfır zamlı sözleşmeye imza atarak yönetime destek oldular.
Sabancı ile Ortaklık
Bu dönemde Kardemir Yönetimi, Sabancı grubu ile önemli bir ortaklığa imza attı. Yüksek fırında sıvı hamdemir üretimi sırasında açığa çıkan granüle cürufu çimentoya çevirecek olan Karçimsa A.Ş.’nin kuruluşu için Karabük’e gelen Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sakıp Sabancı ile el sıkışıldı. Bu, Kardemir’in ilk ortaklığı olarak kayıtlara geçerken, daha üç yıl önce kapatılması konuşulan bir fabrikanın, ülkenin en büyük holdinglerinden Sabancı Grubu ile ortaklık yapması ülke kamuoyunda büyük yankı uyandırdı.
Kardemir Borsada
1998 yılının bir başka önemli olayı ise yine başlangıçta öngörüldüğü gibi şirketin borsaya kote edilmesiydi. Böylelikle nama yazılı hisse senetleri hamiline dönüşerek gruplar arasında hisse devrinin de önü açılmış oldu. Karabüklüler artık borsa aracı kurumları ile de tanıştı ve şirket ortakları aldıkları bedelsiz hisse senetleri ile birlikte, ellerindeki senetleri borsada istediği gibi alıp satabilme hakkına kavuştu.
Zor Yıllar
2000’li yılların başından itibaren yüksek faizlerle bankalara borçlanmak zorunda kalan şirkette yatırımlar adeta durma noktasına geldi. Üretim için gerekli hammadde temin edilemedi ve personel maaşları ödenemedi. İşletme, haciz ve icra işlemleri ile karşı karşıya kaldı. Özelleştirme sonrası sayıları hızla artan banka şubeleri bile Karabük’ü terk etmeye başladı. İsteyene maaş ve tazminatının demir olarak verildiği büyük bir kaos yaşanıyordu Karabük’te. 2001 yılının ortalarına gelindiğinde Kardemir adeta ikinci kez kapanma tehlikesi ile karşı karşıya kaldı.
Umutlar Yeniden Yeşeriyor
8 Temmuz 2002 tarihinde toplanan Bakanlar Kurulunda, Kardemir’in kamu kuruluşlarına olan borçlarını 10 yıl vadeye yayan kararname imzalandı. Kardemir ikinci kez kapanmanın eşiğinden döndü ancak, kararnamenin 2. Maddesine göre borçların yapılandırılabilmesi ve istenilen diğer desteklerin verilebilmesi bir şarta bağlanmıştı. O şartta, Kardemir yönetiminin bağımsız karar alabilecek profesyonel bir ekibe bırakılması idi. Böyle de oldu ve 14 Ağustos 2002’de toplanan Kardemir Genel Kurulunda yeni bir yönetim kurulu oluşturuldu.
Kurulduğu 1937 yılından itibaren çok zorlu süreçleri geride bırakan Kardemir için 14 Ağustos 2002’den sonrası ise tam anlamıyla atılım yılları olacaktı. Kardemir yeni yönetimi bir taraftan dibe vuran üretim faaliyetleri için hammadde stoklarını artırırken, diğer yandan da acil bakım ve onarım çalışmalarına başladı.
Kardemir'den ülke kamuoyuna artık sevindirici haberler yayılmaya, her yıl yeni bir yatırım projesinin temeli atılmaya ve yapımı tamamlananların ise düzenlenen törenlerle birer birer devreye alınması işlemleri gerçekleştirildi.
2004 yılında ülkemizde raylı sistemlerin bir devlet politikası olarak yeniden ele alındığı ve uzun yıllar ihmal edilen demiryollarının tekrar canlandırılmaya başlandığı bu yeni dönemde Kardemir, demiryollarına yönelik ray yatırımı için yeni bir fizibilite çalışması başlattı.
1940’lı yılların teknolojisi ile kurulan tesisler sökülerek, yerine 72 metre boya kadar hızlı tren raylarının ve 550 mm genişliğe kadar ağır profillerin üretilebileceği yeni ve modern bir haddehane kurulmasına karar verildi. 2005 yılında bu karara imza atan Kardemir Yönetiminin hedefi, üretim maliyetleri satış fiyatlarının üzerinde kalan hadde teknolojisini yenilemek, 1999’da yenilenen çelikhaneden sonra, yeni hadde teknolojisi ile mamul ve yarı mamül maliyetlerini aşağı çekerek, ülke ve bölge ülkeleri arasında tek üretici konumunda bulunan Kardemir’in rekabet gücünü artırmaktı.
İki yıl süren hummalı bir çalışmanın sonunda yatırım tamamlandı ve 3 Temmuz 2007 tarihinde tesis üretime başladı. Bu tarihi an, sadece Karabük’te değil, ülkeyi başta Cumhuriyet’in ilk yıllarında olduğu gibi yeniden demir ağlarla örmek için yola çıkan demiryolcular olmak üzere tüm Türkiye’de büyük bir sevinç yarattı. Kardemir artık, yeni umutlara doğru yelken açmaya başlamıştı.
Kardemir, İstanbul Sanayi Odası'nın hazırladığı 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Listesi verilerine göre 2008 yılında Türkiye'nin en büyük 41. sanayi kuruluşu oldu.
Hedef 3,5 Milyon Ton
Kardemir yönetimi bu kez yeni hedefi 3,5 Milyon ton olarak belirledi. Bu, adeta yeni bir entegre tesis kurmak anlamına geliyordu. Kardemir dünya liginde üretim yapan bir kuruluş olacak ve rekabet gücünü artırarak ilelebet yaşayacaksa, bundan başka da çare yoktu, zaten. 2011 yılından itibaren yatırımların ardı arkası kesilmedi. Yeni yüksek fırınlar, yeni sürekli döküm makinaları, yeni kok fabrikaları, yeni oksijen konverterleri, yeni sinter tesisleri ve yeni enerji santralleri gibi onlarca büyük yatırım hızla tamamlanarak hizmete alınırken, diğer yandan ürün çeşitliliği sağlayacak yeni bir Çubuk Kangal Haddehanesi ile Demiryolu Tekeri üretim tesisi kuruldu. Bu arada 100 Milyon Dolarlık çevre yatırımı ile Kardemir eğitim, kültür, sanat, bilim, spor ve sağlık gibi farklı alanlarda birçok sosyal sorumluluk projesi hayata geçirerek Karabüklülerin hizmetine sunuldu.
Yeni Vizyon; Türkiye’nin Milli Hamleleri!
Kuruluşunun 83. Yılına üretim kapasitesini 3 Milyon tona ulaştırarak giren Kardemir’in yeni vizyonunu Türkiye’nin otomotiv, savunma sanayi ve raylı sistemlerdeki milli hedefleri oluşturuyor.
Milli Otomotiv İçin Milli Çelik
Esnek bir üretim yapısına sahip Çubuk Kangal Haddehanesinde, makine imalat sanayi sektörüne yönelik muhtelif çap ve kalitelerde çubuk ve kangal formlarında çelik üreten Kardemir, Türkiye Otomobili Girişim Grubunun, fikri mülkiyet haklarına Türkiye'nin sahip olduğu, küresel ölçekte rekabet edecek bir otomobil markası yaratma hedefiyle yaptığı çalışmalara katkı sunmak için, otomotiv sektörüne yönelik yeni çelik kaliteleri de üretmeye başladı.
Öncelikle oluşturulan çalışma gruplarıyla bu alandaki ihtiyaç ve beklentileri belirlemek için sektörün tüm taraflarıyla ve mesleki kuruluşlar ile bir araya gelen Kardemir, sektörün bağlantı elemanları yapımında kullandığı 23MnB4, 27MnB4, C10C ve 1006 kalite çeliklerin üretimlerini başarıyla gerçekleştirdi. Bu arada otomotiv endüstrisine yönelik uluslararası alanda teknik gereklilikleri kapsayan IATF 16949 Otomotiv Yönetim Sistemi Belgesini alarak sertifikasyon süreçlerini de tamamlayan Kardemir, sektörün süspansiyon yaylarının yapımında kullandığı 54SiCr6 kalite çelik ile yüksek karbonlu çelik üretimlerini de ticari pazara sundu. Kardemir’de halen 17MnB3, 30MnB4 gibi çelik kaliteleri ile sektörün lastik içlerinde kullandığı ve topuk teli (Tire Cord) olarak adlandırılan çelik kalitelerini üretmek için çalışmalar tüm hızıyla devam ediyor.
Savunma Sanayi ile İşbirliği
Savunma, Havacılık ve Uzay Sektörünün gelişmesine katkıda bulunmak ve bu alandaki yerli üretimin payını arttırarak sektörel ihtisaslaşma ile küresel rekabet avantajı oluşturmak için faaliyet gösteren KARDEMİR için, savunma sanayi çeliklerinin üretilmesi de öncelikli bir hedef haline geldi. Geçtiğimiz aylarda Savunma Sanayii heyeti ile toplantılar yapan Kardemir, sektöre yönelik üretimler için yeni bir yol haritası belirledi. Yapılan ilk çalışmalar neticesinde sektörün aşınmaya dayanıklı muhtelif parça imalatlarında kullandığı 42CrMo4 (4140) kalite çelikler, kangal formunda üretilerek pazara sunuldu. MİLGEM projesi için “jig” malzemesi olarak kullanılacak profili de üreten Kardemir’in bu alandaki hedefi ise ülkemizin ilk entegre demir çelik fabrikası olarak Savunma Sanayiinde %70’lere ulaşan millileşme oranlarının artırılmasına destek olmak ve ithalatı durdurmaktır.
Raylı Sistemlerde Milli Marka
2007 yılında açılışı yapılan Ray-Profil Tesisleriyle, Türkiye ve bölge ülkeleri arasındaki tek ray üreticisi olarak, ülkemizde başlatılan demiryolu seferberliğinde TCDD’nin en önemli stratejik ortaklarından biri haline gelen KARDEMİR, yaklaşık 750 Milyon TL harcamayla bu yıl yatırımını tamamladığı Demiryolu Tekeri Üretim Tesisiyle, sadece Türkiye’nin değil, dünyanın da sayılı üreticileri arasına adını yazdırdı.
Seri üretime başlayan ve Avrupa Birliği ile 30.000 adet ilk teker satış sözleşmesini gerçekleştiren Kardemir, yılda toplam 120.000 Adet Yük Treni, 40.000 Adet Yolcu Treni, 20.000 Adet Hafif Raylı Sistem ve 20.000 Adet lokomotif tekeri üretecek. Türkiye’nin demiryolu teker ihtiyacının tamamını tek başına karşılayacak olan Kardemir, kapasitesinin büyük bir bölümünü ise Almanya, Avusturya, Polonya, Slovakya, Bulgaristan, Fransa gibi Avrupa ülkeleri başta olmak üzere Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerine pazarlayacak.
Dijital Dönüşüm
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yayınlanan 2023 Sanayi ve Teknoloji Stratejisinde belirtilen “Milli Teknoloji, Güçlü Sanayi” vizyonuna uygun şekilde Kardemir 2023 ismiyle Dijital Dönüşüm Projesini de başlatan Kardemir, mevcut kurumsal kaynak planlama sistemlerini güncel ihtiyaçlarına uygun şekilde Endüstri 4.0 sistemini uyguluyor. Tüm iş süreçlerinin daha etkin ve verimli yönetilmesini amaçlayan Endüstri 4.0 projesi, insan kaynaklarından üretim planlamaya, otomasyon sistemlerinden satış, pazarlama ve mali performans ölçümlerine kadar birçok yeni modülün dijital entegrasyonunu kapsıyor.
Ar-Ge
2019 yılında kuruluş çalışmalarına başlanan KARDEMİR Ar-Ge Merkezi, iki aşamalı değerlendirme ve denetim süreci sonrasında Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından tescil edildi. Eylül 2019 tarihi itibariyle Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından Türkiye’de Ar-Ge Merkezi Belgesi verilen 1.195 firma listesine eklenen KARDEMİR Ar-Ge Merkezi, Türk metal sektöründeki 28. Karabük’ün ise ilk Ar-Ge Merkezi oldu.
Hammaddeler, Demir-Çelik Üretim ve Döküm Teknolojileri, Haddeleme Prosesleri, İnovasyon Projeleri, Fikri Haklar ve Dökümantasyon olmak üzere 5 ana bölümle faaliyetlerine başlayan ve çelik kullanıcısı sektörlerin ihtiyaç ve beklentileri doğrultusunda yenilikçi çözümler sunacak olan Kardemir AR-GE Merkezi, kısa süre içerisinde 42 Milyon TL bütçeli toplam 7 projeyi Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının onayına sunarken, aralarında Avrupa Birliği Projeleri de bulunan 7 ayrı proje üzerinde ise çalışmalarını sürdürüyor.
Kardemir’in stratejik hedefleri doğrultusunda özellikle otomotiv, savunma ve raylı sistemler sektöründe milli ürünlerin üretilmesi ve bu ürünlerin kullanım oranlarının artırılmasına hizmet edecek olan AR-GE merkezi, sahip olduğu yetkin insan kaynağı ile birlikte, dünyayı takip eden, ulusal ve uluslararası ihtiyaçlar için daha akılcı ve daha yenilikçi çözümler üreten, katma değeri daha yüksek ve daha ileri teknolojili ürünlere odaklanan, çalışmalarda elde edilecek olan bilgilerin kurumsal hafızaya aktarılmasını sağlayan, yeni işbirlikleri geliştiren, geleceğin teknolojilerine yatırımın kapılarını aralayan, girdi maliyetlerinde düşüş ve verimliliklerde artış sağlayacak projeler geliştiren bir merkez olarak Kardemir’deki bilim, yenilik ve teknoloji ekosisteminin her yönüyle geliştirilmesini ve güçlendirilmesini sağlayacak.
Ar-Ge Merkezi, Karabük Üniversitesi, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, Ostim teknik Üniversitesi, Newcastle Üniversitesi gibi üniversitelerle, Savunma Sanayi Başkanlığı, Otomotiv Ana ve Yan Sanayi Kuruluşları, Türkiye Çelik Üreticileri Derneği, Anadolu Raylı Ulaşım Sistemleri Kümelenmesi (ARUS), TOBB, İhracatçı Birlikleri gibi sektörel kurum ve kuruluşlar ile ulusal ve uluslararası farklı AR-GE Merkezleriyle de işbirliği yürütüyor.
Çevre ve Toplum Odaklı Büyüme
Üretim kapasitesi ve ürün çeşitliliğindeki büyümesini, çevre ve toplum odaklı projelerle taçlandıran Kardemir, bugüne kadar 150 Milyon USD’ın üzerinde çevre yatırımı gerçekleştirdi. Halen 50 Milyon USD’lık çevre yatırımları ise devam ediyor. Kardemir, 2007 yılında kurulan ve Times Higher Education (THE) 2020 sıralamasında, dünyanın en iyi ilk 1000 üniversitesi arasına girme başarısı gösteren Karabük Üniversitesinin gelişiminde de önemli bir rol oynadı. Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projesi kapsamında birçok fakültenin yapımını gerçekleştirerek Karabük Üniversitesinin hizmetine sunan Kardemir, Karabük’te eğitim, kültür, test merkezi, sanat, bilim, spor ve sağlık gibi farklı alanlarda desteklediği sosyal projelerle toplumsal refahın artmasına katkıda bulundu. Şirketin şimdiki gündeminde ise Karabük’e kazandırılacak sanayi müzesi ile tiyatro ve kültür merkezi projeleri yer alıyor.
Güçlü Yönetim, Sürdürülebilir Üretim
KARDEMİR’in özelleştirilmesinin üzerinden 25 yıl geçti. Geçen çeyrek asırda, 2,1 milyar doların üzerinde yatırımla Kardemir’deki üretim teknolojileri baştan aşağı yenilendi ve üretim kapasiteleri artırıldı. Türkiye’de tek üretici olarak ray, kalın kangal, demiryolu tekeri ve ağır profil gibi katma değeri yüksek ürünlerle ürün çeşitliliği sağlandı. Proseste çıkan atık gazları enerjiye dönüştüren yatırımlarıyla birlikte, tükettiği elektrik enerjisinin büyük kısmını kendisi üreten bir şirket konumuna ulaştı. 150 Milyon doların üzerindeki çevre yatırımları ile daha yeşil bir üretim sağlarken, sosyal alanda da başta eğitim olmak üzere kültür, sanat, bilim, spor ve sağlık gibi farklı alanlardaki sosyal sorumluluk projeleriyle toplumsal refahın artırılmasına da büyük katkıda bulundu.
Kardemir, şimdi özelleştirmenin 2. çeyrek asrında yeni bir vizyon ile yoluna devam ediyor. Bu yeni vizyonun temelini, iş mükemmelliğini esas alan ve sürdürülebilir başarıya odaklanmış bir yönetim anlayışı oluşturuyor. Her geçen gün üretim kapasitesini artıran Kardemir, elde ettiği karlılık ile hem bölgesine hem de ülkesine verdiği hizmetlerini hız kesmeden sürdürüyor.
Tüm üretim proseslerinde 3,5 milyon ton üretim altyapısını oluşturmaya yönelik yatırımlarını sürdüren Kardemir’in bundan sonraki dönemde öncelikleri, sektör içinde sahip olduğu ürün farkındalığını daha yüksek katma değerli ürünlere çevirerek, otomotiv, raylı sistemler, savunma ve havacılık sanayiine yönelik yeni çelik kaliteleri ile dünya pazarlarında yerini almak olacak.
3 Nisan 1937 tarihinde temeline konan bir kürek harçla hayat bulan bu yapı, 84 yıl sonra bugün küllerinden yeniden doğarak hepimizin iftihar edeceği büyük bir esere dönüşmüş durumda.
Bugün, KARDEMİR adıyla faaliyetlerini sürdüren Karabük Demir Çelik Fabrikaları, ülkemizde sadece istihdam yaratan ve sanayi mamulleri üreten bir tesis değildir. Aynı zamanda 78. ilimiz olan Karabük’ün ve ülke sanayimizin de temel direğidir. Ülkemizde çeltik tarımından çelik endüstrisine geçiş 3 Nisan 1937 tarihinde Karabük’te temeli atılan Kardemir’le başlamış, 13 hanelik bir yerleşim birimi olan Karabük, bugün 250 bin nüfusa ulaşmıştır. ISO 500 Büyük Sanayi kuruluşları arasında 25. ve Türkiye’nin en büyük Çelik üreticileri arasında 6. sıraya yükselmiştir. Kardemir’de üretilen İlk Türk Demiri ile başlayan çelik üretimi, bugün Türkiye’yi dünyanın 8’inci, Avrupa’nın ise 2’inci en büyük çelik üreticisi konumuna taşıyarak çelik sektöründe ülkemizin en önemli ihracatçılarından birisi haline getirmiştir.
KARDEMİR Büyüyor, Karabük Büyüyor, TÜRKİYE Büyüyor…
Kardemir’i kuruluşundan itibaren emek ve alın terleriyle ülkemizin en büyük sanayi kuruluşlarından birisi haline getiren, bugün hayatta olmayan tüm yönetici ve çalışanlarını minnet ve şükranla yad ederken, Kardemir’in yeni vizyonla sürdürülebilir başarıları için emek vermiş, alın ve akıl teri dökmüş tüm çalışanlarına da sağlıklı uzun ömürler diliyorum.