Kimya Sektörü Strateji Belgesi 2012-2016: Hammadde Yatırımları Artırılmalı
Kimya sektörünün gelişimi için önemli bir aşama olan Kimya Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi. Vizyonu “Katma değeri yüksek ürünler üreterek Türkiye’yi yatırım üssü haline getirmek” olarak, genel amacı ise “Yüksek katma değerli,
Sektörün mevcut durumunda hammadde ve aramalında dışa bağımlılığın önemli bir zayıflık olduğunun altı çizildi. Strateji belgesinde, hammadde dışa bağımlılığı sorununun özellikle plastik sektörü için geçerli olduğu kaydedildi. Belgede, “2011 yılında toplam hammadde arzı içinde yerli üretimin payı yüzde 17, ithalatın payı ise yüzde 83 olarak gerçekleşmiştir. Yerli üretimi bulunan AYPE, AYPE-T, YYPE, PVC, PP ve PET’de üretimin toplam arz içindeki payı sırasıyla yüzde 23, yüzde 25, yüzde 10, yüzde 19, yüzde 15 ve yüzde 18 olarak gerçekleşmiş; ancak bunların dışındaki tüm plastik hammaddeler yüzde 100 oranında ithalatla karşılanmıştır” bilgisine yer verildi.
Strateji belgesinde mevcut tesislerin yüzde 73,8 kapasite kullanım oranında olduğu, TÜİK verilerine göre kimya sektöründe 2009 itibariyle 421 bin 836 işletmede 229 bin 465 kişinin çalıştığı belirtildi. Yine 2009 verilerine göre, sektörün imalat sanayi içindeki ağırlığının yüzde 12,2, GSYH içindeki payının ise yüzde 5 seviyesinde bulunduğu vurgulandı. Sektör ciro endeksi verilerine göre ise 2005=100 bazlı yapılan endeksin, 2011 sonunda 196,5’e yükseldiği kaydedildi. Sektörün ar-ge harcamasının artırılması gerektiği belirtilen raporda, 2009 itibariyle 242.8 milyon TL ar-ge harcaması yapıldığı belirtildi.
Kimya sektörüne yönelik yapılan rekabet analizinde ise hammadde bağımlılığına işaret edilerek, bunun çözümü için yatırımları özendirilmesi gerektiğin kaydedildi. Kimya sektöründe AB ülkeleri hâkimiyetinin son yıllarda Uzak Doğu ve Asya ülkelerine geçtiği vurgulandı.
Strateji Belgesinde, kimya sektörünü yakından ilgilendiren AB REACH uygulamasına yönelik geniş kapsamlı bilgi ve uygulama örnekleriyle, sektöre yönelik yeni yatırım teşvik uygulamasının tanıtımı da yer aldı.
GZTF analizi
Strateji belgesinde, kimya sektörünün “Güçlü-Zayıf yönler, Fırsatlar-Tehditler” analizi de yer aldı.
Sektörün güçlü yönleri, genç nüfus, girişimci potansiyeli, dinamik iş gücü, özel sektörün itici gücü, iç piyasada geniş bir tüketim alanı, ürün çeşitliliğinin fazla olması, lojistik avantajlar, rekabete açık ve güçlenen bir sanayi yapısı, yaratıcılık gücü, potansiyel yeraltı zenginliklerinin bulunması, alternatif enerji kaynaklarına uygun iklim yapısı olarak sıralandı.
Sektörün zayıf yönleri ise Ar-Ge ve yenilikçilik, yatırım ortamı, işbirliği ve koordinasyon (eksikliği), üretim maliyetlerinin yüksekliği, insan kaynakları, kayıt dışılık, üretim yapısı, KOBİ’lerde eğitim eksikliği olarak belirtildi.
Buna karşılık, fırsatlar da, Kimya sanayi stratejisi ve envanterinin yapılması, katma değeri yüksek kimyasallar üretiminin planlanması, yerli hammadde üretimi ve doğal kaynak işlenmesinin yapılabilmesi, denetleme yolu ile kayıt dışılığın azaltılması, öncelikli yatırım alanlarının tespit edilebilmesi olarak vurgulandı.
Tehditler ise, etkin eğitim gücü eksikliği, yabancı sermayenin yerli üretim yerine ithal tercihi ve yatırımların hizmet sektörüne yapılması, güvene dayalı etkin katılımların sağlanamaması ve işbirliği ortamının oluşturulamaması, yeni AB kimyasallar Direktifi REACH kapsamında ihracatta çıkabilecek sorunlar olarak belirtildi.
Hedef ve eylemler
Strateji belgesinde, belirlenen hedeflere yönelik eylem önerileri de yer aldı. İlk hedef olan “Kimya sektöründe katma değeri yüksek insan ve çevre sağlığına duyarlı ürünler üretim ve ihracatının gerçekleştirilmesine” yönelik olarak, kümelenmenin yaygınlaştırılması, şirket birleşme ve satınalmaların teşviki, çevre kurallarına uyum için çalışma yapılması önerildi.
“Yüksek katma değerli üretim yapısına geçilerek ara girdi ithalatının azaltılması” hedefi ne yönelik olarak ise; kümelenme merkezli bir yaklaşım önerildi. Ayrıca, yerli üretimin artırılması için hammadde üretimi konusunda avantajlı konumda olan İran, Suudi Arabistan, Rusya gibi ülkelerin Türkiye’de yatırım yapmasının teşvik edilmesi istendi.
“Kimya sektörünün genel amacına uygun Ulusal ar-ge politikaları oluşturularak bilincin artırılması” hedefi ne yönelik olarak; üniversiteler ile sektörün ihtiyaç duyduğu ar-ge programlarının uygulanmaya konulması, yerli hammaddeye dayalı ürünlerin geliştirilmesi, “ulusal odak projeler” seçilerek kamu desteğiyle yürütülmesi önerildi. “Kimya sektörünün her kademesi için nitelikli insan gücü yetiştirilmesi” hedefi ne uygun eylemler ise; sektörün ihtiyaçlarına yönelik eğitim standardı oluşturulması, yarı zamanlı lisansüstü eğitim ile yarı zamanlı çalışma lerinin eğitimde kullanılması, meslek lisesi ve yüksek okulu sayısının artırılması önerildi.
“Güvene dayalı, paydaşların etkin katılımın sağlandığı ortak hedefl ere yönelebilecek işbirliği ortamı oluşturulması” hedefini yerine getirmek için de; kamu kurumları arasında eşgüdümün sağlanması, yetki çatışma noktalarının belirlenmesi, kamu alım sisteminde şartname hazırlama sürecinin iyileştirilmesi, sektör görüşlerinin düzenleme süreçlerine dahil edilmesi eylemleri önerildi.
“Yerli ürünlere yönelik talep yaratılarak dış ticaret dengesinin ülke lehine dönüştürülmesi” hedefini yerine getirmek için ise; Pazar araştırmasına dayalı dış ticaret heyeti oluşturulması, ihracat kaybı yaşanan ülke ve bölgelere ilişkin özel çalışma yapılması, sektörün çevre duyarlılığının artırılması, firmaların pazarlama becerilerinin geliştirilmesi eylemleri önerildi.
Haberin Kaynağı : PLASFED DERGİSİ
13.01.2014