Konveyör A.Ş., 5 Yerleşkesi İle Beyaz Eşya Ana Sanayinin Yanında
Tuzla Deri OSB’sinde 3, Eskişehir ve Manisa OSB’lerinde 1’er olmak üzere toplam 5 yerleşkede toplam 60.000 metrekare kapalı alanda, 2000’in üzerinde çalışanı ile faaliyette bulunan Konveyör, yerli ve uluslararası beyaz eşya üreticilerine bakır, alüminyum ve çelik borulardan mamul komponent ve parçalar üretiyor. Konveyör A.Ş. Satın Alma Uzmanı Deniz Yasemin Aksu, firmalarının ISO sıralamasında ilk 500 içinde yer aldığına vurgu yaparak, HEFI Fu
Kısaca firmanızı tanıtabilir misiniz?
Deniz Yasemin Aksu: Önümüzdeki sene 40. yılını dolduracak olan firmamız, yerli ve uluslararası beyaz eşya üreticilerine ve genel bir tarifle bakır, alüminyum ve çelik borulardan mamul komponent ve parçalar üreten bir yan sanayi kuruluşudur. Tuzla Deri OSB’sinde 3, Eskişehir ve Manisa OSB’lerinde 1’er olmak üzere toplam 5 yerleşke ve gene toplam 60,000 metrekare üzerinde kapalı alanı ve 2000’in üzerinde çalışanı ile faaliyette bulunan firmamız, esas olarak buzdolabı ve diğer soğutucuların soğutucu devrelerinde bulunan kompresör dışındaki bütün komponentları ve ev tipi klimaların kompresör-kondanser-evaporatör arası bakır bağlantı borularını üretmektedir. Anılan 2 ana ürünle ilgili üretimin yanı sıra, gazlı fırın ve ocaklar için alüminyum gaz nakil boruları ve çelik boru manifoldlar; ısı pompası, şofben, ve kombiler için bakır bağlantı boruları ve komponentları; otomobil kliması için alüminyum bağlantı boruları da uğraş alanlarımız içinde bulunmaktadır. Üretmekte olduğumuz çoğu komponent için stratejik önemi olan bakır ve alüminyum kılcal (kapiler) borular ile muhtelif ebat alüminyum boruların üretimi de kendi bünyemizde ve kendi geliştirdiğimiz teknolojilerle imal edilebilmektedir.
Firmamızın ISO sıralamasında ilk 500 içinde yer alışının yanı sıra üretimlerimizde yıllık 8 bin ton alüminyum, 5 bin ton bakır, 22 milyon metre çelik boru kullanılıyor oluşu toplam iş hacmi için bir fikir verebilir. Doğrudan ihracatımızın cirodaki payı %45 civarında olup bunun %80’i AB ülkelerine, %10’un Kuzey ve Güney Amerika ülkelerine, kalan %10’u da Rusya ve diğer Ortadoğu ülkelerine yapılan satışlardan sağlanmaktadır.
HEFI 2018 fuarına katılıyorsunuz. Fuara katılma amacınız, fuardan beklentilerinizi öğrenebilir miyiz?
Deniz Yasemin Aksu: Alanında Türkiye ve Avrupa’da önde gelen bir yan sanayi kuruluşu olarak, bu fuara katılmayı her şeyden önce bir görev olarak görüyoruz. Bunun yanı sıra, Türkiye’deki beyaz eşya gerçeğini yakinen gözlemlemek amacıyla geleceklerini düşündüğümüz pek çok yabancı ziyaretçinin fuarda –özellikle yan sanayilerimiz için- edinecekleri olumlu izlenimlere elimizden geldiği kadar katkıda bulunmayı amaçlıyoruz.
Fuarın sektör için önemini değerlendirir misiniz?
Deniz Yasemin Aksu: Geçmişten 2000’li yılların başlarına kadar bir yıl Almanya’da (Domotechnica), ertesi yıl da Fransa’da (Confortek) olmak üzere her yıl yapılagelmiş olan beyaz eşya fuarları, galiba 2002’den itibaren artık yapılamaz olmuştur. Bunun esas sebebi olarak gelişen iletişim imkanları ile müşterinin istediği bilgilere internet üzerinden hızlıca ve masrafsız olarak ulaşabilme imkanı gösterilmiştir. Oysa, gene başlangıcı çok eskilere giden çoğu mesleki fuarlar hem Avrupa’da hem de ülkemizde binlerce katılımcı ve yüz binlerce ziyaretçi ile ilgi görmeye devam etmektedir. Bunlardan önde gelenleri arasında Almanya’daki Tube & Wire, ISH, Chilventa, Euroshop, IFA, ve Hannover fuarları; İtalya’daki Nuestro Convegno, BIMU ve Türkiye’deki SODEX sayılabildiği gibi, varlığını sürdüren onlarca diğer mesleki fuarlar da sıralanabilir. Diğer alanlarda hal böyle iken, özellikle ülkemizde bir Beyaz Eşya fuarının olmamasına hep önemli bir eksiklik olarak baka gelmişizdir. Hatta, galiba 2003-2004 yıllarında Domotechnica’yı temsilen bir girişimci ve BEYSAD işbirliğiyle İstanbul’da bir beyaz eşya fuarı oluşturabilmek için girişimlerde bulunulmuş, fakat muvaffak olunamamıştır. Şimdi, Avrupa’nın en büyük beyaz eşya üreticisi olma konumuna kalıcı olarak yerleşmiş olan ülkemizin gözbebeği İstanbul’da bir beyaz eşya fuarının (HEFI) gerçekleştiriliyor olması çok isabetli olmuştur. Avrupa, hatta Dünya çapında ses getireceğinden kuşku duymadığımız bu fuar için ilk girişimi yapan ana sanayimizi kutluyor, fuarımızın seneler senesi kalıcı olmasını diliyoruz.
HEFI 2018 fuarının Türkiye’ye ve sektöre katkısını değerlendirir misiniz?
Deniz Yasemin Aksu: Az öncede belirtildiği gibi Türkiye’nin Avrupa’da en büyük beyaz eşya üretim üssü haline gelmiş olması, kuşkusuz ülkemizde üretim yapan yerli veya yabancı ana sanayilerimizin de bilinirliklerini artırmıştır. Gene kuşkusuzdur ki, dünyada beyaz eşya pazarlaması yapan ticari şirketler için ülkemizdeki bütün üreticilerin bir arada olacakları bu fuarı ziyaret etmek, stantlarda sergilenen ürünleri ve olası yenilikleri yerinde ve bir arada görmek, onlara dokunabilmek, haklarında anlatılanları dinleyebilmek çok cazip olacaktır. HEFI fuarının, pazarda 15 seneyi aşkın süredir birikmiş olan bir beyaz eşya fuarı özlemini giderebilecek ilk ciddi fuar olması yanında, iş hayatında hiç beyaz eşya fuarı görmemiş nispeten genç yöneticiler için de cazip olacak oluşu, bu fuara olan ilgiyi daha da artıracaktır.
Fuara beyaz eşya bağlantısı yapabilmek amacıyla gelecek olan pazarlama şirketlerinin yanı sıra, hatırı sayılır sayıda satın almacının da; “Avrupa birincisi olan bu ülkedeki üreticilerin ardında onlara destek verebilen ve potansiyeli yüksek yan sanayiler de olmalıdır” basit mantığı ile ve alternatif yan sanayi araştırması için geleceğinden kuşku duyulmamalıdır. Bu bakımdan, fuardaki yan sanayi katılımın da, ülkemizin gerçek beyaz eşya yan sanayi potansiyelini yansıtacak ölçekte olmasını diliyoruz.
Fuar ile ilgili başka söylemek/eklemek istedikleriniz var mı?
Deniz Yasemin Aksu: Günümüzde hemen hemen herkeste en azından bir akıllı telefon olmasına rağmen, gene de pek çok insanın günlük haberleri telefon ya da tabletten izlemek yerine, bunları her gün satın aldığı gazete ve dergilerden okumayı tercih ettiği malumdur. Bu durumun yalnız ülkemizde değil, dünyanın her yerinde böyle olduğu ve yazılı basının daha onlarca yıl varlığını sürdüreceği varsayılmaktadır. Bu tercihin; edinilmiş bir alışkanlığın sürdürülmesi gibi bir tutuculukla mı, yoksa insanların bir ürünü veya yazıyı duyularından sadece biri yerine, üçü, dördü, hatta beşinin birden devrede olması halinde daha iyi algılamakta oluşları ile mi ilgilidir sorusu, bir araştırma konusu olabilir. Benzeri şekilde, bu internet çağında pek çok geleneksel fuarın varlığını sürdürüyor oluşunun ardındaki esas sebep, acaba sergilenen ürünlerin algılanmasında 5 duyudan üçünün-beşinin birden devrede oluşu mudur? Sebep ne olursa olsun, HEFI Fuarının da varlıklarını uzun senelerdir sürdürmekte olan diğer fuarlar kadar kalıcı olmasını diliyoruz.
30.03.2018