Küçükpazarlı Havacılık ve Uzay Sanayi Başarı Hikayesi
Dr. İlhami Pektaş: Yerli ve Milli Üretime Adanmış Ömürler-62: Küçükpazarlı Havacılık ve Uzay Sanayi Başarı Hikayesi
Yerli ve Milli Üretime Adanmış Ömürler-62:
Küçükpazarlı Havacılık ve Uzay Sanayi Başarı Hikayesi
Dr.İlhami Pektaş
1975 yılında OSTİM’de faaliyete başlayan Küçükpazarlı Havacılık ve Uzay (KPA) şirketi, savunma ve havacılık sanayisinde 450 kişilik bir kadroyla yaklaşık 70 bin metrekarelik bir alanda 8 farklı yerleşkede dahil olduğu 21 farklı havacılık projesinde yapısal ve kritik parça sınıfında olan ve dünya çapında çok az sayıda firmanın üretebildiği toplamda 1400 farklı parçanın üretimini başarıyla sürdürüyor ve yılda ortalama 1 milyon hassas ve kritik parçanın sevkiyatını gerçekleştiriyor. Airbus A320, A400M, Bell 429, TUSAŞ ANKA, T129 ATAK, HÜRKUŞ, HÜRJET, T625 GÖKBEY ve Milli Muharip Uçak (KAAN) gibi birçok önemli projede alt yüklenici olarak görev yapıyor.
Küçükpazarlı Havacılık ve Uzay Sanayi başarı hikayesini Küçükpazarlı Yönetim Kurulu üyesi ve CEO’su Taha Küçükpazarlı’dan dinliyoruz.
Ben Taha Küçükpazarlı, 1987 Ankara doğumluyum, makine mühendisiyim. Bilkent Üniversitesinde 2013 yılında işletme alanında yüksek lisansımı tamamladım. 2014 yılında Hacettepe Üniversitesinde doktora programına başladım, halen doktorama devam ediyorum, şu anda tez aşamasındayım. Şirketteki 14. yılım, şirketin bir fiil bütün departmanlarında çalıştım.
Küçükpazarlı Havacılık ve Uzay (KPA) şirketi ne zaman ve nasıl kuruldu?
Küçükpazarlı Havacılık, aslında 49 yıllık kalıp kökenli çok köklü bir firma. 1975 yılında Rahmetli Hasan Küçükpazarlı ve Sefa Küçükpazarlı kardeşler tarafından kalıp üretimi yapmak üzere OSTİM’de 40 metrekarelik bir atölyede kuruldu. Kurulduktan sonra diğer aile üyelerimiz ile şirkete entegre olarak 5 kişinin yönettiği bir havacılık firması haline geldik. Üstlendiği projeleri başarıyla teslim eden Küçükpazarlı, 1987 yılında OSTİM bölgesinde yeni atölyesini satın alma başarısını göstermiş ve üreterek büyümeye devam etmiştir. 1975 yılında kalıp üretimi üzerine üretim yapan bir firmayken, 1990’lı yılların başında ülkemizin savunma ve havacılık ihtiyacı doğrultusunda sistemimizi tamamen savunma sanayi ve havacılığa kanalize ettik. Zamanla işlerimizin artmasıyla 2005 yılında savunma sanayine yönelik üretimin yanı sıra tamamen havacılık ve uzay sanayi üzerine uzmanlaşmak üzere Küçükpazarlı Havacılık ve Uzay Bölümü (KPA) 1. OSB’de yeni bir tesis kurduk. TUSAŞ ile 2006 yılında stratejik ortaklık sözleşmesi imzaladık. Bugün Küçükpazarlı, TUSAŞ (TAI)’ın en büyük yan sanayisidir. Aynı zamanda büyük ve karmaşık parçaların üretiminde TAI’den sonra Türkiye’nin ikinci büyük üretici firmasıdır.
TUSAŞ’ın yanı sıra Airbus Group, AgustaWestland, Bell Helicopter, Bombardier, Lockheed Martin ve Sikorsky firmaları da Küçükpazarlı Havacılık’ın müşterileri arasındadır. Airbus A320, A400M, Bell 429, TUSAŞ ANKA, T129 ATAK, HÜRKUŞ, HÜRJET, T625 GÖKBEY ve Milli Muharip Uçak (KAAN) gibi birçok önemli projede alt yüklenici olarak görev alıyoruz. Küçükpazarlı olarak bugün alanında uzman 450 kişilik bir kadroyla yaklaşık 70 bin metrekarelik bir alanda 8 farklı yerleşkede dahil olduğu 21 farklı havacılık projesinde yapısal ve kritik parça sınıfında olan ve dünya çapında çok az sayıda firmanın üretebildiği parçalarda dahil olmak üzere toplamda 1400 farklı parçanın üretimini başarıyla sürdürüyor ve yılda ortalama 1 milyon parçanın sevkiyatını gerçekleştiriyoruz. 50’si 5 eksen olmak üzere 70’den fazla CNC işleme merkezi ile 1 mm den 15 metreye kadar hassas işleme kabiliyeti ve kapasitesi ile sektörün lideri konumundayız. Hem aile şirketiyiz, aynı zamanda profesyonellerin de çok rahatlıkla çalışabildiği, uzun dönem kariyer planlarını yapabildiği bir organizasyona sahibiz.
Küçükpazarlı nasıl gelişti? Başarı adımlarında önemli stratejileriniz nelerdir?
Küçükpazarlı olarak sistemimiz gerçekten çok iyi çalışıyor, doğru zamanda yapılmış, çok güzel bir sisteme sahibiz ve Havacılık sektörünün 20 yıllık, 30 yıllık konjonktürünü önceden planlamış lokomotif firmalarından bir tanesiyiz diyebilirim.
Havacılık size çok farklı bir disiplin katıyor. Bugün dünyada hiçbir iş yoktur ki 10-15 yıl sonrasını planlayabilsin. Bu kapsamda uzun dönem yatırım planlarımızla sektörümüzün önünü açıyoruz diyebiliriz.
Bugün hiçbir sektör yoktur ki, 2028 yılında bir makinesinde hangi işi yapabileceğinin planını yapabilsin. Siz sistemlerinizi, kapasite planlarınızı doğru planlayamıyorsanız zaten sektörde de maalesef kalıcı olamıyorsunuz. Bugün Küçükpazarlı Havacılık, bütün sistemlerini aktif olarak kullanılabilen, bütün modüllere açık bir ERP sistemi, makineyle sistemini entegre çalıştırabilen bir alt yapıya sahip. Bu alt yapılara da zamanında 2005 ve 2010 yılları arasında çok ciddi yatırımlar yaptık.
Bugün 450 kişilik Küçükpazarlı organizasyondaki herkes mavi yaka da dahil olmak üzere sistemin dışında kesinlikle hareket edemiyor. Özellikle profesyonel yöneticilerimiz tamamen sistem üzerinden kendi departmanlarını kontrol edebildiği bir alt yapıya sahiptir. Tabi ki de sistem hiçbir zaman aslında yeterli olmuyor, devamlı değişiyor. Çünkü bugün endüstri 4.0 konuşuyoruz, 5 sene içerisinde endüstri 5.0’ı konuşacağız. Bunun anlamı devamlı olarak sistemlerinize yatırım yapmanız gerekiyor. Sistemlerinize yatırım yaparken de tabi çok ciddi paralar harcamanız lazım. Bugün, bütün modüllere açık bir ERP’den bahsediyoruz, ama artık makineyle sistemin entegre çalıştığı, artık dijital dönüşüm dediğimiz, dijital ikiz dediğimiz yeni sistemleri de sisteminize entegre ediyor olmanız gerekiyor. Bu kapsamda Küçükpazarlı 2 yıl içerisinde yaklaşık 3 milyon dolarlık yeni sistem yatırımı planladı. Artık makine alarak büyümek sektörde çok uzun vadede kazandıran bir strateji olmuyor aslında. Sistemlerinize yatırım yapmazsanız çok da kalıcı olamıyorsunuz.
Biz hep şunu söylüyoruz: Bugün 450 kişilik bir organizasyonda 50 tane, 60 tane makineniz varsa 120 makineye çıktığınız zaman, çalışan sayınızı 800’e çıkarttığınız zaman sisteme yatırım yapmıyorsanız cironuz otomatikman iki katına çıkmıyor. Ama sisteminize yatırım yapıp makinelerinizi en efektif şekilde kullanabiliyorsanız belki de çok daha az makine yatırımı yaparak sadece sisteminize yatırım yaparak çok daha büyük cirolar elde edebiliyorsunuz. Küçükpazarlı’da bu işi çok iyi yönetiyor. Biz yönetim olarak bu noktada çok hassasız. Sadece makineyi alıp çalıştırmak yetmiyor, sisteme yatırım yapmanız gerekiyor, insan kaynağınıza yatırım yapmanız gerekiyor. Bizim gibi 450 kişilik bir organizasyonda sisteminize yatırım yapmazsanız fazla ayakta kalma şansınız maalesef olmuyor.
Küçükpazarlı dünyanın en büyük OEM dediğimiz ana üreticilerine çok ciddi kritik komponentler üretiyor. Bugün Boeing’e, Airbus’a, Bombardier’e çok ciddi kritik parçalar üretiyoruz. Bugün Küçükpazarlı Türkiye’de DPM dediğimiz artık doğrudan Airbus’a çalışabilecek alt yapıya sahip olan Türkiye’de TUSAŞ’tan sonra ikinci firma oldu diyebiliriz. Tabi burada Türkiye’de TUSAŞ’ın rolünü de asla unutmamak lazım, TUSAŞ çok büyük bir ekosistem, çok büyük bir okul. Bizim bugünlere gelmemizde TUSAŞ’ın emeği çok fazla. Çünkü doğru bir vizyonla aslında doğru yatırımlar yaparak TUSAŞ’la koordineli bir şekilde çalışarak bugünlere geldik diyebiliriz.
Evet, biz bir aile şirketiyiz genel müdürümüz, diğer müdürlerimiz, şirket hissedarlarımız bizim için çok önemli ama burada çok ciddi bir alın teri var. Bugünlere gelene kadar çok ciddi emekler verilmiş. Bu şirketin yüz yıllar, iki yüz yıllar boyunca ayakta kalabilmesi için radikal kararları da alıyor olmamız lazım. Yabancı yatırımcılar ya da Türkiye içerisindeki büyük yatırımcılarla bu şirketin finansal olarak çok daha iyi yerlere gelip kalıcılığını artırmak tabi ki de bizlerin en büyük görevlerinden biridir.
Evet, aslında bahsettiğim gibi TUSAŞ gerçekten sektörün lideri. Artık bütün dünyada TUSAŞ çok tanınır bir firma haline geldi. 1990’lı yıllarda, 2000’li yıllarda F-16 modernizasyonu yapan bir firmayken bugün beşinci nesil savaş uçağını tasarlayıp geçtiğimiz aylarda da Cumhurbaşkanımız, Bakanlarımız ve Savunma Sanayi Başkanımızın da katılımıyla inanılmaz bir lansman gerçekleştirildi. Motorları çalışan ilk muharip uçağımız, bizim için inanılmaz bir gurur.
Milli Muharip Uçağı inanılmaz bir kaynak gerektiriyor ve TUSAŞ’ın kaynakları buna çok müsait ama tek başına TUSAŞ’ın kaynakları da bir noktada yeterli olmayabiliyor. O zaman bizler gibi güçlü yan sanayilerin devreye girmesi gerekiyor. Bizler Milli Muharip Uçağı, KAAN’ın çok kritik parçalarında aktif görev alıyoruz. Milli Muharip Uçağının çok önemli parçaları var mesela titanyum. Titanyum işlemesi kolay bir malzeme değil. Çok zor işleme metotları olan ve doğru kesici takımları kullanmanız gereken, doğru ilerleme, doğru devirlerle doğru makine optimizasyonuyla yönetmeniz gereken bir malzeme. Biz de Küçükpazarlı olarak Milli Muharip KAAN Uçağında çok kritik parçalarının üretimini üstlendik.
Milli Muharipten önce bir de Hürjetimiz var o da jet eğitim uçağı. İnanılmaz güzel bir platform. 10 yıl içinde bütün dünyaya satışının yapılabileceğini öngördüğümüz en az Milli Muharip kadar önemli bir proje. Hürjetin de orta gövdesinin yüzde 70’ini tamamen Küçükpazarlı Havacılık üretti. Bu bizim için çok büyük bir gurur kaynağı. Yabancı müşterilerimiz geldiği zaman bugün Küçükpazarlı Havacılık olarak Hürjetin ve Milli Muharip uçaklarımızın lansmanını yapabiliyoruz, bu bizler için gerçekten çok büyük bir gurur. Şimdi yabancı müşterilerimiz Hürjeti ve Milli Muharip uçaklarımızı çok merak ediyorlar. Sadece üretim noktasında değil, sistem ve alt sistemler konusu, bir hidrolik sistem noktasında, iniş takımı noktasında inanılmaz ses getirdi diyebiliriz. Küçükpazarlı’da Hürjet’te, Milli Muharip’te lokomotif bir üretici konumunda yer alıyor diyebiliriz.
Türkiye Avrupa’ya ve Amerika’ya göre daha ucuz bir ülke. Zaten bu firmalar da buraya bunun için geliyor diyebiliriz. Havacılığa çalışıyorsanız, ucuzsanız ve kalite olgunuzdan asla taviz veremezsiniz, zamanında teslimat performansından asla taviz veremezsiniz. Günün sonunda müşteri alacağı ürünler için sizinle uzun dönem kontratlar yapabiliyor. Özellikle Küçükpazarlı gibi köklü firmalar yabancı müşterilere daha cazip geliyor. Bizim de kapasitemizin yüzde 30'unu ihracat sağlıyor.
Yabancı müşteriler sisteme çok önem veriyor. Geldikleri zaman doğrudan sizin sistemlerinize bakıyor. Hangi ERP programını kullanıyorsunuz? ERP programında hangi modülleri aktif olarak kullanıyorsunuz gibi noktalara çok önem veriyorlar. Biz Küçükpazarlı olarak bunu çok iyi yönetiyoruz. Özellikle pandemiden sonra tedarik zinciri bütün dünyada çok ciddi değişti, şirket içerisinde inanılmaz sirkülasyonlar olmaya başladı. Sadece Türkiye’de değil bütün dünyada bu böyle. Sizin sisteminize devamlı yatırım yaptığınızı müşteriye ispatlayabiliyorsanız işler artarak devam ediyor. Bu noktada Küçükpazarlı Türkiye’deki lokomotif firmalardan biri oldu diyebiliriz.
Biz 2005 yılında havacılık yatırımına ilk başladığımız zaman 30 kişilik bir organizasyona sahiptik. Bugün ise 450 kişilik bir organizasyondan bahsediyoruz. Küçükpazarlı Havacılık bugün Airbus’ın, Boeing’in sistemlerinde ve uluslararası önemli platformlarda yer alıyor. Bu seviyeye gelmiş olmak bence çok büyük bir başarıdır. Uluslararası arenada firmanızın adı internete yazıldığında ya da kendi portalınıza yazıldığında sizin hakkınızdaki geri bildirimler, sizin statünüz, onaylarınız, belgeleriniz doğrudan size iş verilebilmesinde önemli bir ölçü oluyor.
Ar-Ge çalışmalarınız hakkında bilgi verebilir misiniz?
İtalyan Umbria Aerospace Systems(UAS) ile ürün geliştirmeyi kapsayan stratejik iş birliği anlaşmasına imza attık. Bu sözleşmenin paralelinde aslında birçok Ar-Ge faaliyeti de gerçekleştiriyoruz. Özellikle ATAK Helikopteri ve Gökbey Helikopteri için tamamen tasarımı Küçükpazarlı Havacılık’a ait olan kablo kesici sistemleri tasarladık. Helikopterler biliyorsunuz en fazla pilotların elektrik tellerini fark edememesinden kaynaklı panellerin elektrik tellerine takılmasından dolayı helikopterler kaza kırımına uğruyor. Yapmış olduğumuz özel bıçaklar sayesinde bu sistem tamamen telleri etkisiz hale getirip çoğu zaman pilot bile farkında olmadan yoluna devam edebiliyor. Bunu dünyada üreten ikinci firma olduk diyebiliriz. Siz istediğiniz kadar uçan bir cisim yapın ama onu yere iyi indiremediğiniz sürece çok bir anlamı kalmıyor. Ya da istediğiniz kadar milyon dolarlık bir hava aracı tasarlayın elektrik teline takılmasından kaynaklı düşmesi açıklanamıyor artık. Ar-Ge bölümümüz var. Ar-Ge çalışmalarımız 6 yıldır devam ediyor. Şu anda yaklaşık 15 kişilik bir ekibimiz var ama 5 yıl içerisinde bu ekibi 100’ün üzerine çıkarmayı hedefliyoruz.
Hedefleriniz nedir?
Bizim en büyük motivasyonumuz tabi ki değişime ayak uydurmamız, devamlı işimize yatırım yapıyoruz. Çünkü sektör yerinde durmuyor. Arkadan gelenle aramızda en az 5 yıl mesafe olması lazım diyoruz. Bu nedenle devamlı işimize yatırım yapmamız gerekiyor, devamlı sistemimize yatırım yapmamız gerekiyor, yeni binalara taşınmamız gerekiyor. Bugün alt sistem tasarımcısı olmak çok kolay bir şey değil. Bizim en büyük isteğimiz bugün Küçükpazarlı tesislerinden uçağın bir tüpünü çıkartmak. Müşterilerimizle de bunu paylaşıyoruz, yani bu konuda da çok cesuruz. Evet, Küçükpazarlı çok büyük parça üretebiliyor, ama bu ürettiği parçanın büyük montajlarını da kendi tesislerinde yapmak istiyor. Şel ve barel dediğimiz uçağın tüpünü oluşturan, ana gövdesini oluşturan sistemleri kendi bünyemizde çıkartıp müşteriye tamamen Türk malı dediğimiz anahtar teslim çözümleri sunup artık daha kalıcı bir hale gelmek istiyoruz. Zaten o seviyeye geldiğiniz zaman belki de dünyadaki ilk 100 havacılık firmasından bir tanesi oluyorsunuz. Bugün aslında TUSAŞ bunu yapıyor, bugün Boeing’e, Airbus’a çok kritik bazı parçalar üretiyor ve bu parçaları birleştiriyor. Küçükpazarlı’nın da en büyük isteği aslında tamamen sistemlerinden ve tesislerinden bir uçak tüpü çıkarmak, bir kanat çıkarmak hedeflerimiz bu yönde.
Küçükpazarlı 10 yıl içerisinde 1500 kişi olmayı hedefliyor, 100 milyon ciro hedefliyor. Bu noktaya gelirsek zaten sanırım hedeflerimize ulaşmış olacağız. Tabi hedefler her zaman değişiyor. Belki de bugün Küçükpazarlı OSTİM’de 15-20 kişilik bir yapıyken bugünlere geleceğini düşünemiyordu. Ama bugün baktığımız zaman çok daha iyisini yapabilecek altyapıda olduğumuzu görüyoruz ve çok daha iyisini yapabiliriz.
450 kişilik bir organizasyonuz, ama 1000-1500 kişi olmamız için hiçbir sebep yok. Onun için de çok büyük komponentler yapıyor olmanız lazım, müşterilerin sizi onaylıyor olması lazım. Komple uçağın bir tüpünü tesislerimizden çıkartırken sizleri de buraya çağıracağız inşallah.
Tabi bu noktada Küçükpazarlı Sincan Organize Sanayi Bölgesinde aslında dağınık bir vaziyette 8 farklı lokasyonda işlerimizi yapıyoruz. TAI’nin yanında HUB dediğimiz bölgede havacılık üssü kuruluyor. Burada 100 bin metrekarelik bir yerimiz var. Küçükpazarlı’da bütün alt yapısını 100 bin metrekarelik fabrikasına taşıyıp tamamen oradaki tesisinden uçağın bir tüpünü çıkaracak 5 yıl içerisinde, belki de 10 yıl içerisinde bu noktada da yatırımlarımız devam ediyor.
Çünkü bu tarz alanlarda endüstri bölgelerinde büyümenizi çok iyi planlamanız gerekiyor. 15 bin metrekare, 20 bin metrekareyle çok büyüme şansınız yok maalesef. Çok doğru yatırım planlarıyla belki de 20 yıllık, 30 yıllık vizyonu ortaya koyuyor olmanız lazım. Belki ilk başta çok ciddi paralar ödeyeceksiniz, ama böylelikle belki 30 yılınızı, 50 yılınızı kurtaracaksınız. Bizim en büyük hedeflerimizden bir tanesi 100 bin metrekarelik tesisimize taşınıp tesislerimizden bir alt sistem, bir uçak tüpü çıkarmak.
Tabi bizim ana işimiz havacılık, ama savunma tarafında da hiçbir zaman kabiliyetlerimizi kaybetmedik. ROKETSAN’a, ASELSAN’a, HAVELSAN’a, METEKSAN’a ve FNSS’e çok kritik alt sistemler üretimlerimiz de bir yandan devam ediyor.
OSTİM ve Sektörel Kümelenmeler hakkında ne düşünüyorsunuz?
Küçükpazarlı’nın kuluçka merkezi OSTİM diyebiliriz. Biz OSTİM’de büyüdük ve bu noktaya geldik. OSTİM inanılmaz büyük bir ekosistem. Genel Müdürümüz bana hep şunu söylerdi: Taha ülkede krizin olup olmadığını anlamak istiyorsan OSTİM’e git bak. OSTİM’de eğer çok fazla araç varsa, insanlar dükkanlara girip çıkıyorsa kriz yoktur diyebiliriz. Ama OSTİM’de bir boşluk varsa, trafik yoksa aslında kriz vardır. Bugün OSTİM’de yaklaşık 65 binin üzerinde firmadan bahsediliyor. OSTİM Yönetim Kurulu Başkanımız Orhan Aydın’ın inanılmaz bir vizyonu var, firmalarıyla gurur duyuyor ve gelişmesi için onları teşvik ediyor. Bu noktada biz OSTİM’den çıkan bir firma olmanın haklı gururunu yaşıyoruz. Biz OSTİM’i çok seviyoruz. Bugün Ankara hatta Türkiye sanayisindeki çok büyük firmaların kuluçka merkezi OSTİM diyebiliriz. Bugün Türkiye sanayisine yön veren ilk 500 şirketin belki de 20’si, 30’u OSTİM’den çıktı diyebiliriz. OSTİM bizim için inanılmaz güzel bir kuluçka merkezidir.
Tabi OSTİM kendi içerisinde de çok fazla kümeyi de barındırıyor. Bunlardan en önemlilerinden bir tanesi de OSSA diyebiliriz. Ostim Savunma ve Havacılık Kümelenmesi. Türkiye’de kurulan aslında ilk havacılık kümelenmesi. Çok doğru zamanda kurulmuş tamamen organik bir yapıdan bahsediyoruz. İnanılmaz iyi bir yönetim kadromuz var, naçizane ben de oranın yönetim kurulu üyesiyim. Ülkemize nasıl bir şeyler daha katabiliriz diye çok kritik geliştirme faaliyetlerinde bulunuyoruz. Havacılıkta ülkemizin katma değerini nasıl artırabiliriz? Yabancı müşterilerimizle iş geliştirme faaliyetlerini nasıl artırabiliriz? Hangi uluslararası fuarlara gidip OSTİM’i, Türkiye’yi en iyi seviyede nasıl anlatabiliriz gibi çok ciddi çalışmalar yapıyoruz.
Bu noktada 2022 yılında ATO Congresium’da 5.cisini düzenlemiş olduğumuz ICDDA organizasyonu inanılmaz ses getirdi. 50’nin üzerinde ülke Türkiye’ye gelerek tamamen iş geliştirme B2B iş görüşmeleri yapıldı. Bu görüşmeler sadece nasıl iş geliştirebiliriz, nasıl marketimizi artırabilirize yönelik bir organizasyondu ve inanılmaz önemli geri dönüşler aldık. Bu etkinlikte 50’nin üzerinde ülkeden 90’nın üzerinde yabancı katılımcı yer aldı. Etkinlikte toplamda 7.500 B2B iş görüşmesi gerçekleştirildi. Avrupa, Afrika ve Asya’dan katılımcı ülkelerin firma ve kurumları ile Türk firmalar arasında 20 adet işbirliği anlaşması imzalandı. 17-19 Nisan 2024 tarihleri arasında Ankara’da, ATO Congresium merkezinde 6. Savunma ve Havacılıkta Endüstriyel İşbirliği Günleri (ICDDA 2024) Etkinliğinde de 50'ye yakın ülkeden yüzlerce firmanın katılımıyla toplamda 8.000 üzerinde kayıtlı B2B iş görüşmesi gerçekleştirdik. Bunlar bizim için çok büyük gurur kaynağı.
Gençlere, girişimcilere tavsiyeleriniz nedir?
Ben genç arkadaşlarla çalışabilen bir firma olmanın her zaman alt yapısını kuruyorum diyebilirim. Genç arkadaşlara tavsiyemiz, tabi ki de sebat etmeleri, gerçekten ellerini taşın altına koymaları gerekiyor, ama genç arkadaşlarımıza da haksızlık yapmak istemiyorum. Firmalarımız genç arkadaşlarla çalışabilmenin yollarını bulmalı, çünkü bambaşka yeni bir jenerasyon geliyor, bambaşka bir gençlik alt yapısı var artık.
Önceden ben hatırlıyorum, rahmetli babamın en sevdiği çalışanı en çok çalışandı. Artık Pazar günü geç vakitlere kadar çalışan bir sistem yok. Bütün dünya artık haftada 4 gün çalışmaya geçiyor. Pandemi bize çok şey öğretti. Online olarak çalışmanın da yolları açıldı. Önemli olan çalışma fiziki alt yapısının evlerimizden de tasarlanabiliyor olması lazım. Firmaların bu noktada sistemlerini açıp kalifiye ekibini uzaktan da çalıştırabilecek alt yapıyı çalışanlarına sağlıyor olması lazım.
Tabi şirketler bu imkanı sağlarken genç arkadaşlarımızın da çok çalışkan olmaları gerekiyor. Evet, akademik olarak yüksek ortalamaya sahip olmaktan ziyade gerçekten bulunduğu yere hakkıyla gelmiş, zamanında üniversitesini bitirmiş, şirkette nasıl yapılmayanı yaparım, nasıl süreci daha iyi iyileştirebilirim, nasıl şirkete bir katma değer katabilirimi planlayan arkadaşların olması gerekiyor. Hata bulmak çok kolay, hiçbir şirket kusursuz değil, bugün dünyanın en büyük şirketlerine gidin ben işim gereği çok seyahat ediyorum yani 100 tane kusur bulurum, ama iyi tarafından bakmamız lazım. Maalesef genç arkadaşlarımız çok zekiler, ama çok acımasız olabiliyorlar bazen, bu noktada biraz sebat etmeleri gerekiyor, biraz anlamaları gerekiyor. Bir konu hakkında fikir sahibi olmak çok kolay, herkes bir konuda bir şey söyleyebilir, ama bir şey söyleyebilecek seviyeye gelmek maalesef bizim sektörümüzde en az 5 yıl. İyi bir mühendisim diyebilmek için en az 10 yıl sahada olmanız gerekiyor. O yüzden genç arkadaşlarımızla şirketin dinamiğini çok iyi planlamak gerekiyor. Biz bunu belki de Türkiye’de en iyi planlayan firmalardan bir tanesiyiz. Ben genç arkadaşlarla çalışmayı inanılmaz seviyorum ve her gün bir şey öğreniyorum. Öğrenmek sadece akademik olarak değil, yani trend ne, genç arkadaşlar neyi seviyor? Nereye gidiyorlar? Beklentileri ne? Dünyayı nasıl görüyorlar? Kendilerini bu dünyada nasıl konumlandırıyorlar? Bunlar da bizler için çok iyi motivasyon. Bunları biz işverenler olarak iyi planlayamazsak istediğiniz kadar makine alt yapısı olsun, istediğiniz kadar fabrikalar kurun maalesef çok kalıcı olamazsınız. Şirket olarak genç arkadaşlarla çalışabiliyor ve onları motive edebiliyor olmanız lazım.