Dr. İlhami Pektaş
Yerli ve Milli Üretime Adanmış Ömürler-71: Netaş’ın Hikayesi
Dr.İlhami Pektaş
1967 yılında, ülkemizin iletişim altyapısını tamamen yerli üretimle kurmak üzere PTT ile Northern Electric arasında imzalanan ortaklık anlaşmasıyla yola çıktı. 1973 yılında Türkiye’nin Telekomünikasyon alanında ilk özel Ar-Ge’sini kurdu. 1993’de hisselerin %23’ü İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nda halka arz edildi. 2007’de Nortel Küresel Yüksek Teknoloji Geliştirme ve Çözüm Merkezini kurdu ve 2008’de “Ar-Ge Merkezi” statüsünü kazandı. 2010’da Nortel’in %53,13 hissesini, OEP RHEA Türkiye Teknoloji BV satın aldı. 2017’de Dünya telekomünikasyon teknolojileri devi ZTE, Netaş’ın yüzde 48,04 hissesini satın aldı. NETAŞ, 57 yıllık tarihinde ülkenin ihtiyaçları neredeyse orada yer aldı. Türkiye’nin iletişim altyapısını kurarak teknoloji ve çağdaşlıkta ülkemizi dünyayla buluşturdu. Bugün ise çıktığı yolda, Kuzey Afrika’dan Orta Asya’ya kadar yakın coğrafyanın bütünleşik iletişim çözümlerini geliştiriyor, dijital dönüşüm mimarı olarak yoluna devam ediyor.
Genç Cumhuriyet haberleşme hizmetlerinde posta ve telgrafa dair altyapıyı kurmuş, fakat modern bir teknoloji gerektiren telefonda gerekli yatırımları yapamamıştı. 1930’larda Avrupa’da 100 kişiye ortalama 5 telefon düşerken, Türkiye’de 710 kişiye bir telefon düşüyordu. 1940’larda ise sadece 37 ilde şehir içi konuşma yapılabiliyor, ülkelerarasında hiç konuşulamıyordu. 1950’lerden itibaren kentleşme nüfusu arttıkça altyapı çalışmalarına ağırlık verildi. Telefon sayısı arttı, ancak ihtiyaçlarla altyapı arasındaki makas da giderek açıldı. Daha da kötüsü, halk verilen hizmetten hiç memnun değildi. Bu dönemde Şehirlerarası görüşmelerde İzmit’le görüşürken araya Mersin’in girmesi, Adana’nın girmesi, İstanbul’un girmesi gibi hatlar sık sık karışıyordu. 1960’ların en temel sorunu ise telefon başvurusunda bulunan vatandaşların umutsuzluğu ve kızgınlığıydı. Ülkemizde 192 bin aboneye karşılık 183 bin konut ve iş yeri için telefon başvurusunda bulunulmuş, yıllar sürecek bekleme süreci içine girilmişti.
İşte böyle bir sıkıntılı dönemde Türkiye’nin telefon ve santral ihtiyaçlarının giderilmesi için açılan ihaleyi Kanadalı Northern Electric kazandı. Artık, Türkiye milli elektronik sanayisini kurmaya karar vermişti. O yıl ülkede bırakın bir tane telefonu, telefon kablosu bile üretilemiyordu. Northern Eletric o yıllarda telekomünikasyon alanında dünyanın en büyük teknoloji devleri arasında sayılıyordu ama ilk kez Amerika Kıtası dışında, ülkemizde bir yatırım yaptı. Bu yatırım, Northern için çok büyük yatırımdı. PTT ve Northern ortaklığında kurulan bu yeni şirketin adı NETAŞ oldu. Türkiye’nin en acil ve elzem sorununa çare olmak için artık kollar sıvanmıştı.
Henüz fabrika inşaatı devam ederken Erenköy Santralinin bir odasında tezgahlar kurularak telefon montajı yapılmaya başladı. 29 Mayıs 1967’de İstanbul’un fetih günü Ümraniye’de NETAŞ fabrikası görkemli bir törenle hizmete açıldı. Fabrikanın yılda 40 bin abonelik santral ve 50 bin telefon cihazı üretmesi hedefleniyordu. Böylece 80 milyon dolarlık bir milli servet artık Türkiye’de kalacaktı. Yapılan sözleşmeye göre telefon ve santral üretiminde yerli ürün oranı giderek artmak ve %67’ye ulaşmak zorundaydı.
1973 yılına gelindiğinde NETAŞ ve ülke elektronik sanayi açısından tarihi bir gelişme yaşandı. O güne kadar üretilen telefon ve santrallerin tasarım kontrolü Türk mühendislere geçti. Teknoloji transferi ile üretilen elektromekanik santrallerin yerli şartlara göre uyumlandırılması çalışmalarına başlandı. İlk adı Dizayn Kontrol Şefliği olan ve 5 kişiden oluşan bu bölüm, kısa sürede santrallerin modernizasyonunu geliştirerek bilgi ve birikimiyle NETAŞ’ta özel bir konum edindi. Tasarımından ürünün çıkmasına kadar ki yerli katkıyı, yerlileşmeyi, NETAŞ’ın yerli olmasını sağlayan departmandı. İlk olarak santrallerde ücretlendirme sorununu çözen bir cihaz üretildi ve santrallerde kullanılmaya başlandı. NETAŞ, 10. yıl dönümünü kutlarken işler yolundaydı. 10 yılda 580 bin telefon ünitesi ve 463 bin hatlık santral teçhizatı üretilmişti. Ancak, artan şehirleşme, nüfus ve geçmişteki birikmeler nedeniyle Türkiye sorunların çözümünden hala çok uzaktı. Vatandaşlar en çok beklemekten ve istedikleri yerlerle konuşamamaktan şikayetçiydi. 1 Nisan 1977 tarihi itibarıyla Ankara’da 107 bin abone mevcut olmasına rağmen 100 bin kişi de telefon almak için sıra bekliyordu. 1977’de telefon bekleyenlerin sayısı 1 milyon 650 bini bulmuştu ve ne zaman verileceğini de kimse bilemiyordu.
NETAŞ’ın içinde araştırma-geliştirme bölümü kuruldu. Burada geliştirilen yeni ürünlerle şirket öncülük rolünü üstlenmeye başladı. NETAŞ’ın Ar-Ge bölümünde çalışanların sayısı 65 kişiye ulaştı. NETAŞ’ın Ar-Ge’cileri Türkiye’nin ilk yerli dijital ürünlerini tasarlıyordu. Bu ürünler arasında yer alan Elif gibi özellikle kırsal kesime dönük santraller haberleşmede devrim niteliğinde bir yenilik ve hız getiriyordu. Bu yüzde 100 yerli cihazlarla ithalatın önü kesildi.
1980’lere geçerken NETAŞ, ülkenin kronikleşmiş haberleşme problemini çözmek için büyük bir çaba sarf ediyordu. Türkiye’nin telefon ve santrallerdeki sorununun çözümü 1980’li yıllara nasip oldu. 24 Ocak kararlarıyla serbest piyasa ekonomisi ve ihracata dönük sanayileşmeye geçiş Dünya ile iletişimi daha da gerekli kılmıştı. 1981 yılı itibariyle NETAŞ, Türkiye’de ürettiği 1 milyonuncu hattını kutladı. Turgut Özal’ın öncelikleri arasında telefon sorununu çözmek vardı. O dönemde artan üretim hacmi ve Türkiye haberleşme tarihinde alınan kararlar ülkenin telefon sorununa kalıcı çözümler getirmeye başlamıştı. Büyük mücadele verildi, NETAŞ’ın da desteğiyle o tarihte dijital santral teknolojisine geçildi. 1982 yılında küçük ve orta ölçekli işletmeler için ilk PBX özel telefon santralı Elektronik Ürün Tasarımı-SpaceNET geliştirildi. 1984-1985 yılları arasında ilk yerli Kırsal Sayısal Santral Elif 1 üretildi. 1987 yılında yüksek frekans anahtarlamalı 48Vdc /15A AC/DC ilk yerli güç kaynağı güç sistemleri geliştirildi. 1987-1991 yılları arasında Side ve Didim analog telefonları üretildi.
Çok sayıda santral açılışı yapıldı. NETAŞ, ülkenin telefon ve santral sorununa son vermiş, kendi tasarladığı ürünlerle sadece Türkiye’ye değil çevresindeki ülkelere de ihracat yapan bir teknoloji firmasına dönüşmüştü. Azerbaycan’da Bakü, dijital santrallerle donatıldı. Bakü ilk defa telefona kavuştu. Özbekistan’a, Kazakistan’a, Nijerya’ya, Lagos’a, ihracatlar yapıldı. Kazakistan’a bir fabrika kuruldu. Bu fabrikada o dönem yaklaşık 300 bin hat telefon santrali üretildi.
NETAŞ, o dönemde Türkiye’de dijital santrallerden bazılarının küresel sorumluluğunu ve yazılım ihracatını üstlenecek bir teknoloji yeterliliğine sahipti. Tanju Argun, 1991 yılından itibaren NETAŞ’ın ilk Türk Genel Müdürü oldu. 1990’lı yıllar NETAŞ’ın bilgi ve birikimini geliştirdiği, toplam kalite yönetimiyle kurumsallaştığı ve dışa açıldığı bir dönem oldu. Bu dönemde telefon kuyrukları bitmiş, santraller tam kapasite çalışır duruma kavuşmuştu.
1988-1997 yılları arasında Dicle-DRX4 Sayısal Kırsal Santral üretildi. Bu santral 250-4000 abone esnek yapılandırma, küçük ve orta ölçekli, modüler ve esnek mimari, dağıtık donanım/yazılım yapısı, yedekli çalışma, abone santralı ya da tandem santral olarak çalışabilme özelliklerine sahipti. Türkiye ve dış pazarlarda yaklaşık 4000 Santral, 2 Milyon Hat Satışı yapıldı. 1992’de Nortel’e ilk yazılım ihracatı gerçekleştirildi. Değişik pazarlara uygun işaretleşmelerin ve özelliklerin geliştirilmesi ile yaklaşık 250.000 hat satışı yapıldı. 1992’de Azerbeycan, 1993’de Makedonya, 1994’de Rusya Federasyonu, Kazakistan, 1994 ve Nijerya, 1995’de Kırgızistan, İran, Cezayir, Romanya ve Arjantin, 1997’de Kıbrıs’a santral ihracatı gerçekleştirildi. Azerbaycan’da ULTEL, Kazakistan’da VESNET, Ruya Cumhuriyeti’nde RONTEL şirketleri kuruldu ve bu şirketlere teknoloji transferi yapıldı. 1996 – 1999 yılları arasında İlk Yerli DECT (Digital Enhanced Cordless Communications) FRA Ticari Baz İstasyonu, El Terminali ve Anten Tasarımı yapıldı. Bu cihaz, arazi koşulları nedeniyle sabit hat kurulumunun zor olduğu lokasyonlar için telefon hizmeti sağlıyordu. Bu dönemde ticari pazara yabancı oyuncuların girişiyle rekabetin artması sonucu Netaş savunma sanayiine de yöneldi. 1993 yılında ABD’li bir firmanın dost düşman tanıma cihazlarının teknoloji transferi ile üretimine başladı. Bu cihazlar TSK’nın 1000’den fazla platformuna entegre edildi. 1996 yılında Netaş Taktik Saha Haberleşme Sistemi projesine dahil olarak savunma sanayiindeki ilk Ar-Ge projesine başladı.
Fakat 1994’de Türkiye, 1998’de Rusya krizi, 1999’da Marmara depremi ve ardından 2001 ekonomik kriziyle boğuşan Türkiye’de olağanüstü sorunlar NETAŞ’ı da etkiledi. Art arda gelen krizler NETAŞ’ın küçülmesine neden oldu. Cirosu 200 milyon dolardan 70 milyon dolara geriledi ve çalışan sayısı üçte bir oranında azaldı. NETAŞ’ın Ar-Ge bölümünde çalışan mühendislerin sayısı 680’den 242’ye düştü. Oysa NETAŞ’ı rakipleri karşısında güçlü kılan Ar-Ge çalışmaları idi. NETAŞ tarihinin ikinci Türk Genel Müdürü Sait Gözüm, bu krizlerle boğuşarak NETAŞ’ı ayakta tutmaya çalıştı.
2000 yılında Taktik Saha Haberleşme Projesi kapsamında ilk yerli ISDN-ATM santral TSK’nın hizmetin sunuldu. 2001- 2003 yılları arasında İlk yerli TN1-XE STM-1 SDH Transmisyon sistemi geliştirildi. Bu sistem 2005’de TESID Yenilikçilik Yaratıcılık Ödülü kazandı. 2003’de ilk Sayısal Sahra Santralı üretildi. 2003 - 2005 yılları arasında ilk ATM tabanlı kamu güvenliği haberleşme santralı olan APCO25 Sayısal Telsiz Anahtarlama Santralı JEMUS projesi için geliştirildi. Bu sistem 2006 yılında TESİD Teknoloji ödülü aldı.
2004 yılında Müjdat Altay NETAŞ’ın üçüncü Türk Genel Müdürü oldu. Altay’ın ilk hedefi, NETAŞ’a yeni bir yol haritası çizerek bu yeni dönemin ağırlık merkezini yeniden Ar-Ge bölümüne getirmek oldu. Bu dönemde savunma sanayi projelerine yoğunluk verildi ve ASELSAN’dan proje alarak işe başlandı. Bu iş birliği NETAŞ’ın sadece cirosunu değil, teknolojik birikimi ve Ar-Ge çalışmalarını teşvik ediyordu. TSK için dost tanıma, düşman tanıma sistemleri geliştirildi. MİLGEM ve Yeni Tip Denizaltı projelerinde görev alındı. Bu çalışmalara paralel olarak yurt dışı Ar-Ge ekibi yürüttüğü başarılı Ar-Ge çalışmaları sayesinde Nortel (Northern Electric sonradan Nortel adını aldı)’in VoIP (Voice over IP) teknolojisinin dünyadaki sayılı merkezleri arasına girmeyi başardı. Bu çalışmalar sonucunda NETAŞ, Nortel’in Teknoloji Mükemmelliyet Merkezi oldu. NETAŞ’ın bu başarısının altında Ar-Ge ile kazandığı bilgi, deneyim, inovasyon kabiliyeti ve yaratıcılık geliyordu. Halka açık özel bir şirket olarak ülkemizde başarılı bir örnek haline geldi.
2006 – 2007 yılları arasında ilk ISDN tabanlı Taktik Gemi Muhabere Kontrol Sistemi geliştirildi. 2007 – 2010 yılları arasında Jandarma Kuvvetleri için ilk IP tabanlı kamu güvenliği haberleşme santralı ve Kara Kuvvetleri için ilk IP Anahtar/Yönlendirici geliştirildi.
Mükemmeliyet merkezi, Nortel’in dünyanın dört bir yanında bulunan yeni nesil telekom müşterilerine çözüm geliştiren, teknik destek ve operasyon hizmeti sunan bir birimdi. Merkezin kurulması için yerinde Ar-Ge’nin teşvik edilmesi gerekiyordu. Hedef, burada 1.000’den fazla mühendisin çalışacağı bir teknoloji çekim merkezi için yerinde teşvik verilmesini içeren bir kanunun yürürlüğe girmesiydi. Müjdat Altay, yazılım ve yerinde Ar-Ge gibi alanlarda sektöre verilmesi gereken teşviklerin sağlanması için politikalar önerdi. 21. yüzyılda yazılımın Ar-Ge olarak kabul edilmesi ve teşvik verilmesi gereken bir sanayi ürünü olduğunun kabul edilmesinde büyük bir çaba harcadı. Harcanan bu çabalar sayesinde yazılım ve yerinde Ar-Ge kanun maddesi olarak kabul edildi.
Koşullar olgunlaşınca NETAŞ mükemmeliyet merkezi için 1.000 mühendisi işe aldı. Bu merkez mühendisler için adeta bir okul oldu. NETAŞ’ın Ümraniye’deki tesisleri bir üniversite kampüsüne döndü. 2007 yılında NETAŞ Mükemmelliyet merkezi açıldı. NETAŞ’ın 40.yılında Türk mühendislerinden oluşan güçlü bir teknoloji grubu ile tüm dünyaya yüksek teknoloji üreten bir merkez kuruldu. NETAŞ, teknoloji odaklı olarak yeniden yapılandı. 2007 yılında ilk yerli Dost Düşman Tanıma projesinde görev alındı.
Bu yeni dönemde NETAŞ’ın çoğunluk hisselerine sahip olan Nortel’de kriz çıktı. NETAŞ sahip olduğu pazarı kaybetmek gibi zor bir duruma düştü. Nortel, 2009 yılının ilk ayında 114 yıllık tarihine son vererek iflas etti. Büyük ortağın gidişi, NETAŞ’ın performansına yansımıyordu, ancak moraller bozuktu. Ama başta NETAŞ Genel Müdürü Altay olmak üzere tüm çalışanlar NETAŞ’ın geleceğine güvenle bakıyorlardı. Son 5 yılda uygulamaya konulan stratejilerle NETAŞ, satış odaklı bir teknoloji şirketine dönüştürülmüş, çalışan sayısı 400’den 1.600’e çıkmış, daha da önemlisi NETAŞ’ın yapısı Nortel’den bağımsız bir hale gelmişti. Son 3 yılda şirketin cirosu 70 milyon dolardan 147 milyon dolara çıkmış ve bu oran içinde Nortel’e yapılan işler yüzde 25 oranına kadar gerilemişti. Ancak Nortel hisselerinin iflası sonrası satılması gerekiyordu.
Bu aşamada NETAŞ’ın yönünü belirleyecek stratejik bir öneri sunuldu. Bu dönemde Nortel’in mükemmeliyet merkezi NETAŞ’taydı, dolayısıyla Northern’in bu birimini satın alan şirketin NETAŞ’ı da satın alması uygun olurdu. Öneri çerçevesinde görüşmeler yapıldı ve uluslararası bir fon olan OEP, NETAŞ’taki Nortel hisselerinin sahibi oldu. Şirkete yatırım yapıldı ve şirket kendini toparlayıp uluslararası düzeyde yeniden kendini göstermeye başladı. NETAŞ’ın geleceği güvence altına alınmıştı ancak asıl önemlisi ise şimdi NETAŞ’a yepyeni bir kimlik kazandırmak olacaktı. NETAŞ kamuda, telekom işletmecilerinde ve savunma sanayinde lider olma özelliği kazanmıştı. Ancak başta finans olmak üzere özel sektör müşterilerini çeşitlendirememişti. Müjdat Altay, NETAŞ’ın büyümesi için bir bilişim şirketinin satın alınmasını önerdi. 2011 yılında istenilen özelliklere sahip Probil şirketi satın alındı. NETAŞ’ın işleri açılmaya başladı. NETAŞ’ın yaptığı ikinci önemli satın alma ise Kron şirketi oldu. Kron’un elindeki teknoloji, NETAŞ’ın elindeki teknolojiyi tamamlar nitelikteydi. Sektördeki dinamizmi yakalaması açısında Kron, iyi bir fırsattı. Şirketin teknik anlamda iyi bir yazılımı vardı, müşterileri arasında NETAŞ’ın da müşterisi olan Telekom operatörleri bulunuyordu.
2008-2011 yılları arasında 112 Acil Yardım Sistemi, 2010 – 2011 yılları arasında WiMax Frekans Atlamalı Baz İstasyonu geliştirildi. 2010 – 2012 yılları arasında Duvar Arkası Görüntüleme Cihazı, 2011- 2013 yılları arasında Platform Konum Durum Tespit Sistemi geliştirildi. 2008-2014 yılları arasında Türk Deniz Kuvvetleri’nin yeni inşa ve modernize edilen gemileri için Muhabere Kontrol Sistemleri üretildi. 2014 yılında Türkiye’nin ilk yerli Yazılım Tabanlı Çok Uydu Kümeli GNSS Alıcısı geliştirmesi tamamlandı.
Müşteri ve ürün çeşitlenmesinde hedeflerini gerçekleştiren NETAŞ, Ar-Ge’de elde ettiği bilgi ve teknolojik liderliğini perçinleyecek yeni adımlar atmaya başladı. NETAŞlılar 46 yıldır faaliyet gösterdikleri Ümraniye’deki 100 dönümlük arazisine veda ederek Kurtköy’deki akıllı binaya taşındı. NETAŞ içinde yapılan strateji toplantıları sonrasında sistem entegratörü olarak bölgesinin lideri olma hedefi belirlendi. Bu sürecin en önemli sınavı ise PASSOLİG oldu. 2014 yılında Eventizer Etkinlik Yönetim Platformu, TFF E-Bilet Projesi geliştirildi. 2014’te kazanılan ihaleyle ülkenin statlarında aşamalı olarak e-bilete geçilecekti. NETAŞ bu sistemi kuracak ve yönetecekti. NETAŞ çözüm olarak kendi yazılımını yapmaya karar verdi. Eventizer, ölçeklenebilir ve yükseltilebilir bir mimaride tasarlanmış, müşteri ilişkileri yönetimi, e-bilet, kurumsal satış ve sadakat kampanya yönetimini bir araya getiren, hepsi bir arada, kullanımı kolay ve bulut tabanlı bir etkinlik yönetimi platformu olarak geliştirildi. NETAŞ bu büyük sınavın ardından neredeyse ülkenin bütün statlarının e-bilet sistemini başarıyla kurdu ve işletti. Türkiye’de 64 adet stadyum dijital ortama aktarıldı. 6 Milyon aktif kullanıcının kullandığı bir sistem haline geldi. Cezayir ve Katar’da a akıllı stat projelerinde kurulumlar yapıldı.
NETAŞ’ın kurduğu sistemler ülke adına bilişimdeki teknolojik yeterliliğinin de göstergesiydi. Türkiye’nin ve gelecekte Avrupa’nın en büyük terminali olan İstanbul Havaalanının tüm bilgi iletişim altyapısının kurulumu, işletilmesi ve servise sunulmasını NETAŞ gerçekleştirdi. 2011’den itibaren Türkiye’de hayata geçirilen en büyük dijital dönüşüm projelerinde NETAŞ’ın imzası vardı.
2015’te FATİH projesiyle 9 binden fazla okulun bilişim altyapısı dijital ortama taşındı. Yine 2015’te AYDES projesiyle afet yönetiminde teknik altyapı kuruldu. OSOS projesiyle 80 binden fazla elektrik sayacının uzaktan okunması sağlandı. Böylece Türkiye coğrafyasının yüzde 14’üne denk gelen bölgeyi kapsayan bir sistem geliştirildi. 2013’le 2016 yılları arasında geliştirilen SEGBİS projesiyle 600 adliye, 3 bin mahkeme ve 550 cezaevine video konferans altyapısı platformu ve hizmetleri sağlandı. Buradaki bilgi birikimini Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Cezayir gibi birçok ülkeye de aktardı.
NETAŞ sistem entegratörü olarak üstlenilen projelerden alnının akıyla çıkmayı başarmıştı. Çünkü başarının sırrı, ülkenin bilişimde, teknoloji, bilgi ve birikiminin merkezi Türk mühendislerine olan güven ve inanç ile yerli ve milli kimliğinde saklıydı. NETAŞ’ın en önemli sorumluluklarından biri Türk mühendisleriyle birlikte ülkesi için teknolojiler üretmek oldu. Bu açıdan Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfının hissedarı olması NETAŞ’ın bu vizyonunda belirleyici etkenlerden biri oldu. Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı ülke savunma sanayinin gelişmesi sürecine liderlik etmiş, milli ve özgün ürünleriyle uluslararası pazarlarda rekabet etmeyi başaran tüm şirketlerini bu yönde cesaretlendirmiş ve desteklemiştir.
2013 yılında GSM çağında baz istasyonlarının yerli teknolojiyle kurulabileceğine inanan NETAŞ’la birlikte ASELSAN ve ARGELA’nın da yer aldığı üçlü ULAK Konsorsiyumu hayata geçirildi. Böylece Türkiye 4,5G teknolojisine sahip dünyanın ilk dört ülkesinden birisi oldu. Savunma sanayinde gösterilen başarı ve elde edilen teknolojik birikimin yeterliliğini bilen Müjdat Altay, kamuoyuna dünyanın konuştuğu 4G teknolojisini Türkiye’de yapabilecekleri mesajını vermişti. Büyük bir iddiaydı, zira ileri teknolojiye sahip ülkelerde bile bu kolayca ifade edilebilecek bir meydan okuma değildi. Ancak NETAŞ mühendisleri bu iddia henüz gündeme gelmeden önce çalışmalarına başlamış ve bu hedefi gerçekleştirmek adeta bir tutkuya dönüşmüştü.
Ulaştırma Bakanlığı ve Başbakanlık makamlarının da bulunduğu bir ortamda Binali Yıldırım’a ilk gösterim yapıldı. Bu başarının ardından açılan 4G ihalesinde NETAŞ’ın yerli ve milli teknoloji yapabiliriz mottosu doğrultusunda şartname değiştirildi ve projede yerlilik oranı 10 kat arttırıldı. NETAŞ, 50. yılını bu büyük başarının coşkusuyla kutladı. 50. yılda NETAŞ’ın yeni ortağı Çin’in teknoloji devi ZTE oldu. Böylece ortaklık yapısı %48.05 ZTE, %15 Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı ve %36.95 Halka açık olacak şekilde yenilendi. ZTE dünyada 5G teknolojileri alanında en çok patent sahibi olan şirketlerden birisiydi ve gelirlerinin yüzde 10’nu araştırma geliştirmeye ayıran yapısıyla NETAŞ için ideal bir ortaklık gerçekleşti. Çinlilerin bu olaya dahil olması NETAŞ’ın kaderini değiştirdi. Hem ihracat potansiyeli, yazılım ihracatı hem de 4G-5G olaylarında öncü rolü sayesinde hem kamuda hem özel sektörde hem de dış piyasada yakın çevremizdeki ülkelerde çok ciddi roller almaya başladı ve NETAŞ, ZTE’nin amiral gemisi oldu.
2017 yılında başlayan ASOS projesi çerçevesinde Sağlık Bakanlığı için hastane öncesi acil sağlık sistemleri geliştirme çalışmaları gerçekleştirildi. 2020 yılında KKTC nüfus kayıtlarının elektronik ortamda ve merkezi bir yapıda tutulmasını, toplanan bilgilerin kamu hizmetleri ve vatandaşlar için çok yönlü olarak değerlendirilmesini sağlayan e-Nüfus - Elektronik Nüfus Sistemi geliştirildi. 2020 yılında Türkiye’nin ilk Otomatik Tren Denetimi (ATS) Yazılımı geliştirildi. Bu yazılım, Haberleşme Tabanlı Tren Kontrol Sistemleri (CBTC) için Türkiye’nin ilk Otomatik Tren Denetimi (ATS) Sistemi Gayrettepe-İstanbul havalimanı-Halkalı Metrosu Otomatik Tren Denetimi Sisteminde kullanıldı. Yine 2020 yılında Otonom Araçlar İçin Geleceğin Haberleşme Teknolojisi V2X ürünleri V2X OBU (Araçüstü Haberleşme Ünitesi) ve V2X RSU (Yol Kenarı Haberleşme Ünitesi) geliştirildi.
2021 yılında KKTC gümrük kayıtlarının elektronik ortamda ve merkezi bir yapıda tutulmasına, toplanan bilgilerin kamu hizmetleri için çok yönlü olarak değerlendirilmesine imkân sağlayan KKTC e-Gümrük - Gümrük Bilgi Sistemi geliştirildi. 2023 yılında Tüzel kişilerle ilgili bilgilerin güncel olarak merkezi bir yapıda toplanması ve çeşitli tüzel kişi bilgileri üzerinde işlem yapan tüm paydaşların bu bilgilere tek bir noktadan ulaşabilmesini sağlayan KKTC e-Tüzel Sistemi geliştirildi. 2023 yılında Haberleşme sistemleri ve veri merkezleri için geliştirilen GNSS Destekli Hassas Saat Üreteci (Precision Clock Generator), tasarım çalışmaları tamamlanarak saha testlerine başlandı. Ticari gemiler İçin Acil Durum ve Genel Bilgilendirme Modemi DSC (Digital Selective Calling) / NAVTEX (Navigational Telex) geliştirildi.
Netaş, elde ettiği uluslararası deneyimi, yazılım yaşam döngüsünün her aşamasında etkili bir şekilde kullanmaktadır. Özellikle yazılım test ve kalite süreçleri, uzun yıllara dayanan tecrübesiyle geliştirilmiş ve uluslararası standartlara uygun niteliktedir. İşte bu bilgi birikimini paylaşmak amacıyla 2011 yılında Netaş Test Merkezi kurulmuştur. Test Merkezi, kurulduğu günden bu yana özellikle Finans ve Telekomünikasyon sektörlerindeki şirketlerin yazılım test ve kalite alanında vazgeçilemez iş ortağı olmuştur. Ayrıca Ar-Ge ekiplerinin geliştirdiği test ürünlerini Visium Labs markası altında müşterilerine sunmaktadır. Bu ürünler hem Türkiye'de hem de yurtdışında tercih edilmektedir. 2021'de Azerbaycan'a ilk Visium Labs test ürünü ihraç edilmiştir. 2020'de ise Visium Labs ürünleri "The European Software Testing Awards" ödüllerinde "En İyi Test Otomasyon Projesi - Fonksiyonel" kategorisinde finale kalmıştır. 2021'de Visium Farm, "19. TESİD Yenilikçilik ve Yaratıcılık Ödülleri"nde finale kalarak ödüle layık görülmüş, Visium Labs ürünleri, 2022'de "YASAD Türk Yazılım Eserleri Arşiv ve Ansiklopedi"nde yer almış ve aynı yıl "YASAD Milli Teknoloji ve Teknogirişim Ödülleri"ne aday gösterilmiştir.
NETAŞ 57 yıllık serüveninde ülkenin ihtiyaçları neredeyse orada oldu. Bilişimde Türk mühendislerinin bilgi ve yaratıcılığının adresi olarak büyük başarılara imza attı. Bu başarıların ardında saklı olan sözcük NETAŞ çalışanlarının hep birlikte tutku ve heyecanla sahiplendikleri yuvalarına olan aidiyetleriydi. NETAŞ’lılar 57 yıllık bu tarihte kuşaktan kuşağa NETAŞ’lı olmayı bir ayrıcalık olarak yaşadı. Bütün bu değerlerin toplamı onları NETAŞ ailesi yaptı. NETAŞ, 1960 ruhuyla bugüne kadar geldi. Bu ruh? Ülkemizde tasarlayalım, ülkemizde üretelim, ülkemiz için çalışalım, yani milli bir ruhtu. NETAŞ o heyecanını hiç kaybetmedi.