Gürkan Hüryılmaz
GENEL GÖRÜNÜM
Değerli Meslektaşlarımız,
Satınalma ve Tedarik Zinciri Yönetimi konusunda üst kurum kimliği ile hareket eden TÜSMOD olarak; 19 Nisan’da Konya Sanayi Odası ile birlikte “CPO Konya 2025 Satınalma ve Tedarik Yönetimi Zirvesi”ni Konya Organize Sanayi Bölgesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirdik. Zirvede satınalma ve tedarik yönetiminin sanayideki stratejik önemi ve sürdürülebilir üretim süreçleri ele alındı. Programın açılışında konuşan Konya Sanayi Odası Başkan Yardımcısı M. Zahid Çatlı, Konya’nın 80’in üzerinde sektörde üretim yapan güçlü bir sanayi altyapısına sahip, yıllık 3,5 milyar doları aşan ihracat hacmiyle yerli ve milli üretim anlayışının öncüsü bir şehir olduğunu ifade etti. Satınalma ve tedarik yönetiminin sadece ürün temininden ibaret olmadığını, işletmelerin sürdürülebilirliği, verimliliği ve rekabet açısından kritik bir öneme sahip olduğunu söyleyen Çatlı, “Bugün dünyada başarılı sanayi kuruluşlarının en büyük avantajı güçlü, rekabetçi ve şeffaf bir tedarik zinciri kurabilmeleridir. Satın alma ve tedarik süreçlerimizi bugünün koşullarına entegre etmek, dijitalleşmeye uyumlu hale getirmek ve maliyet etkinliği sağlayan çözümler geliştirmek zorundayız. Geldiğimiz noktada, doğru satın alma stratejileri ve sağlam tedarik zincirlerinin, kriz dönemlerinde bile firmalara direnç kazandırdığını görüyoruz” dedi. Daha sonra konuşan TÜSMOD Yönetim Kurulu Başkanı Gürkan Hüryılmaz ise “Zirveyi gelişmiş sanayi şehri olan Konya’da düzenlemekten büyük memnuniyet duyuyoruz. Konya, Türkiye ve Dünya’da birçok önemli kuruluşun tedarik pazarı ve pazar ortağı konumunda. Bu nedenle Konya sanayisi bizler için son derece kıymetli. Bizler mesleğimizi geliştirmek ve daha da ileriye taşımak amacıyla var gücümüzle çalışıyoruz. Onun için düzenlediğimiz bu zirve oldukça önemli. Dijital dönüşüm, sürdürülebilirlik ve karbon ayak izi gibi konularda şirketlerimizi geleceğe hazırlamak zorundayız.” ifadelerini kullandı. Açılış konuşmalarının ardından devam eden Satınalma ve Tedarik Yönetim Zirvesi’nde, Karatay Üniversitesi Hukuk Fakültesi Özel Hukuk Bölüm Başkanı Dr. Yalçın Bostancı, Türk Traktör Proje Satınalma ve Risk Yönetimi Lideri Deniz Kutman, TOBBUYUM Genel Müdürü Dr. Onur Yüksel, Aselsan Konya Satınalma Müdürü Ayhan Topal, AYD Otomotiv Satınalma ve Tedarik Zinciri Müdürü Fatma Nur Yıldız, İmaş Makine Satınalma Müdürü Hasan Sağman ve Acrete Endüstri Genel Müdür Yardımcısı Durmuş Büyüktuncal tarafından, “Doğru Sözleşme Yönetim Süreçleri, Proje Yönetiminde Satınalmanın Rolü ve Sürdürülebilir Tedarik Zincirleri İçin Ticari Müzakere” gibi konularda katılımcılara bilgiler verildi. Tüm meslektaşlarımızı bir sonraki etkinliğimiz olan ve SASAYDER tarafından 24 Mayıs’ta SATSO’da gerçekleştirilecek olan CPO Doğu Marmara Satınalma ve Tedarik Yönetimi Zirvesine davet ediyoruz.
AA haberine göre; Dünya Bankası, ekonomik büyümedeki zayıflamanın bol petrol arzıyla birleşmesiyle küresel emtia fiyatlarının 2020'den bu yana görülmeyen seviyelere düşmesinin beklendiğini bildirdi. Banka, Emtia Piyasaları Görünüm Raporu'nun nisan sayısını yayımladı. Raporda, küresel emtia fiyatlarının 2026'da 6 yılın en düşük seviyesine düşmesinin beklendiği kaydedildi. Ekonomik büyümedeki zayıflamanın bol petrol arzıyla birleşmesiyle küresel emtia fiyatlarının 2020'den bu yana görülmeyen seviyelere düşmesinin beklendiği belirtilen raporda, bu düşüşün artan ticaret engellerinden kaynaklanan kısa vadeli enflasyon risklerini yatıştırabileceği ancak aynı zamanda her üç gelişmekte olan ekonomiden ikisinin ekonomik ilerleme beklentilerini zayıflatabileceği aktarıldı. Raporda, küresel emtia fiyatlarının 2025'te %12,4 ve 2026'da %4,8 düşmesinin beklendiği bildirildi. Nominal olarak, fiyatların hala Covid-19 salgınının başından önceki seviyelerden daha yüksek olacağı belirtilen raporda, ancak enflasyona göre düzeltilmiş fiyatların ilk kez 2015 ile 2019 arasındaki ortalama seviyenin altına düşebileceği ifade edildi. Raporda, küresel emtia fiyatlarının 2023'ten itibaren düşüş gösterdiğine işaret edilerek, bu durumun dünya genelinde enflasyonu baskılamaya yardımcı olduğu anlatıldı. Enerji fiyatlarındaki gerilemenin 2023 ve 2024'te enflasyonu düşürmeye yardımcı olduğu belirtilen raporda, bu düşüş eğiliminin bu yıl daha da yoğunlaşacağı ve büyük ekonomilerdeki yüksek tarifelerin fiyat etkilerini hafifletebileceği ifade edildi. Raporda, enerji fiyatlarının bu yıl %17,4 gerileyerek 5 yılın en düşük seviyesine inmesinin ve 2026'da da %5,9 düşmesinin beklendiği kaydedildi. Bankanın raporunda, Brent tipi ham petrolün fiyatının bu yıl varil başına ortalama 64 dolara ve 2026'da 60 dolara düşmesinin tahmin edildiği aktarıldı. Bu yıl küresel petrol arzının talebi günlük 700 bin varil aşmasının beklendiği belirtilen raporda, elektrikli araçların hızlı yayılmasının da petrol talebini sınırladığı ifade edildi. Raporda, dünyanın en büyük otomobil pazarı olan Çin'de, geçen yıl satılan yeni araçların %40'ından fazlası batarya ile çalışan veya hibrit araçlar olduğu, bunun 2021'deki payın neredeyse üç katı olduğu bilgisi paylaşıldı. Raporda, "güvenli liman" arayan yatırımcılar için popüler bir tercih olan altının ortalama fiyatının, 2026'da istikrar kazanmadan önce bu yıl yeni bir rekora ulaşmasının beklendiği belirtildi. Varlıklar arasında özel bir konuma sahip olan altının fiyatının çatışmalar dahil olmak üzere jeopolitik ve politik belirsizlik dönemlerinde sıklıkla yükseldiği kaydedilen raporda, gelecek 2 yıl boyunca altın fiyatlarının Covid-19 salgınından önceki 5 yılın ortalamasından yaklaşık %150 daha yüksek seyretmesinin beklendiği bildirildi. Raporda, buna karşın endüstriyel metallerin fiyatlarının, talebin artan ticaret gerilimler ve Çin'in emlak sektöründeki yavaşlamadan dolayı zayıflamasıyla 2025-2026 döneminde düşmesinin beklendiği kaydedildi.
Ekonomim haberine göre; emtia piyasalarında, ticari tarifelerin küresel enflasyonist baskıları artırabileceğine yönelik endişeler gündemdeki yerini korurken, ABD'nin izlediği korumacı ticaret politikalarındaki ılımlı hava fiyatlar üzerinde etkili oldu. Öte yandan yabancı kurumlar, altın ve bakırda hedef fiyatlarını yükseltirken, petrol fiyatlarında ise görünüm pozitif seyrediyor. Karşılıklılık esaslı tarifelerin yarı iletken ve bazı teknoloji ürünlerine uygulanmayacağının açıklanmasının ardından hafta başında artan risk iştahı, takip eden gelişmeler ışığında belirli ölçüde azaldı. ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell, yaptığı açıklamada, "Şu ana kadar açıklanan tarife artışlarının seviyesi beklenenden çok daha büyük. Aynı durumun ekonomik etkiler için de geçerli olması muhtemel, bu etkiler arasında daha yüksek enflasyon ve daha yavaş büyüme yer alacaktır." ifadelerini kullandı. Tarifelerin küresel ekonomiye olası etkilerinin değerlendirildiği bu dönemde Trump'ın Fed Başkanı Powell'ı hedef alan açıklamaları, bir süredir geride duran Fed-Trump uyuşmazlıklarına duyulan endişeleri yeniden gündeme taşıdı. Öte yandan Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Kristalina Georgieva, yayımlanacak Dünya Ekonomik Görünüm Raporu'ndaki yeni ekonomik büyüme tahminlerinde önemli aşağı yönlü revizyonlar olacağını ancak resesyon öngörülmediğini dile getirdi. Dünyanın en büyük iki ekonomisi arasındaki tarifelere dayalı ticaret savaşı fiyatlar üzerinde etkili olurken, artan gerginlik ve küresel büyüme endişeleri güvenli liman talebini destekledi. ABD merkezli Citi Research, yayımladığı rapoda, Çinli sigorta şirketlerinden gelen yeni alımlar ve tarife riskleriyle piyasa zayıflığı ortamında artan güvenli liman talebi nedeniyle gelecek üç ay için altın fiyat hedefini ons başına 3 bin 200 dolardan 3 bin 500 dolara yükselttiğini açıkladı. Banka, Çin'in 10 sigorta şirketine toplam varlıklarının %1'ine kadar altına yatırım yapma izni vermesinin, yıllık yaklaşık 255 tonluk bir talep yaratabileceğini belirtti. Avustralya merkezli çok uluslu banka ve finansal hizmetler şirketi ANZ de yayımladığı raporda, yıl sonu altın fiyatı tahminini ons başına 3 bin 600 dolara yükselttiğini, altı aylık tahminini ise daha önceki 3 bin 200 dolardan 3 bin 500 dolara çıkardığını duyurdu. ANZ'nin raporunda, "Daha derin bir resesyon riskinin artması, jeopolitik ortamda yeni bir değişim, küresel tedarik zincirlerinde yaşanan aksamalar, artan enflasyon endişeleri ve değişen faiz görünümü, altının öngörülebilir gelecekte güçlü bir zeminde kalacağını gösteriyor." ifadeleri kullanıldı. Washington merkezli uluslararası sektör derneği Silver Institute tarafından yayımlanan rapora göre de 2025'te küresel gümüş arz açığının %21 azalarak 117,6 milyon ons seviyesine gerilemesi bekleniyor. Bu düşüşte, talepte %1 oranında azalma ve toplam arzda %2'lik artış etkili olacak. Takı, elektronik, elektrikli araçlar ve güneş panellerinin yanı sıra yatırım aracı olarak da kullanılan gümüş, art arda beşinci yılında da yapısal bir piyasa açığıyla karşı karşıya kalacak. Silver Institute adına danışmanlık firması Metals Focus tarafından hazırlanan yıllık raporda, sanayi kaynaklı toplam gümüş talebinin 2024'te ulaşılan 680,5 milyon onsluk rekor seviyenin ardından bu yıl sabit kalmasının beklendiği, buna karşın takı ve gümüş eşya talebinde düşüş öngörüldüğü belirtildi. Baz metaller, açıklanan makroekonomik veriler ve Trump'ın ılımlı tarife yaklaşımlarıyla karışık bir seyir izlerken, ABD'de açıklanan veriler sonrasında inşaat sektöründeki yavaşlama beklentileriyle sektörde kullanılan alüminyum ve çinkoda değer kaybı yaşandı. Ekonomi sağlığının bir göstergesi olarak kabul edilen bakırda da tarife belirsizlikleri fiyatlar üzerinde etkisini sürdürüyor. Piyasalar, hem küresel imalat faaliyetlerine yönelik genel tarife tehdidini hem de ABD'nin bakır ithalatına uyguladığı özel tarifeleri aynı anda fiyatlamaya çalışıyor. Citi, ABD Başkanı Donald Trump'ın son haftalarda tarifelere yönelik daha ılımlı bir tutum sergilemesini gerekçe göstererek, bakır için üç aylık fiyat hedefini ton başına 8 bin dolardan 8 bin 800 dolara yükseltti. Banka, gelecek üç ayda düşüş riskinin azaldığını, Çin'den gelen beklenmedik güçlü alımlar ile ABD'de hurda bakır stoklarının artmasına bağlı olarak hurda piyasasında süregelen daralmanın etkili olduğunu kaydetti. Citi'nin yayınladığı raporda, "Bu faktörlerin tümü, 2025'in ikinci çeyreğinde daha kademeli bir fiyat düşüşüne işaret ediyor. Önceden beklediğimiz hızlı ve derin yatırımcı satışlarına kıyasla daha yumuşak bir seyir öngörüyoruz. Fonlar hala net olarak yükseliş pozisyonunda." ifadeleri yer aldı.
Tüm bu gelişmeler altında, emtia fiyat analizleri aşağıdaki şekilde ele alınmıştır.
Selamlarım ve saygılarımla…
Metal-Demir-Çelik:
Londra Metal Borsası (LME) verilerine göre Bakır fiyatları Nisan ayını %4.86’lık azalış ile 9.203 dolar/ton seviyelerinde kapatırken, LME Bakır Stokları ise aynı ay için %5.13’lük artış gösterdi. Investing haberine göre; Bernstein analistleri emtia piyasasına ilişkin görüşlerini paylaşarak bakırın potansiyel fiyat hareketlerini vurguladı. Analistler, bakırın şu anda %20'den fazla düşüş riski taşıyan emtia olduğunu belirtti. Ancak bakır fiyatlarının 90'ıncı yüzdelik maliyet seviyesine ulaşma olasılığının, en şiddetli durgunluk senaryoları dışında çok düşük olduğunu ifade ettiler. Analistler, nikel, alüminyum ve metalürjik kömür gibi diğer emtiaların halihazırda 90'ıncı yüzdelik maliyet seviyelerine yakın olduğuna dikkat çekti. Buna karşılık, bakırın düşüş potansiyeli, fiyatı için güçlü destek seviyeleri sağlayabilecek çeşitli faktörlerle sınırlanmış görünüyor. Bernstein'a göre, bakır fiyatları ton başına 7.500 dolar civarında güçlü destek bulmalı. Bu destek seviyesi iki temel faktöre dayanıyor: mevcut madencilik projelerinin sermaye harcama yoğunluğu ve bakırın C1 nakit maliyetinin 90'ıncı yüzdeliği artı sürdürme sermaye harcamaları. Firma, mevcut bakır madenlerinin genişletilmesi için sermaye harcama yoğunluğunun ton başına 25.000 doların üzerine çıktığını belirtiyor. Örneğin, Freeport'un Bagdad madeni genişletmesinin ton başına yaklaşık 35.000 dolarlık bir yoğunluğa sahip olduğu ve teşvik fiyatının bakırın pound başına 3,50 ile 4 dolar arasında olduğu tahmin ediliyor. Bununla birlikte, sürdürme sermaye harcamalarını içeren bakırın C1 nakit maliyetinin 90'ıncı yüzdeliği yaklaşık ton başına 6.700 dolar. Bu maliyet yapısı, bakır fiyatları düşse bile, muhtemelen bu eşiğin üzerinde kalacağını ve piyasa için bir taban oluşturacağını gösteriyor. ING Bank Nisan ayı tahmin raporunda Bakır fiyatlarını 2025Q2, Q3, Q4 ve 2026Q4 için sırasıyla 8.900, 8.700, 8.900 ve 9.040 $/ton olarak öngörüyor. Peru Ulusal Madencilik, Petrol ve Enerji Derneği (SNMPE) başkanı Julia Torreblanca, Peru'nun bakır üretiminin bu yıl %2 ila %4 arasında artmasının beklendiğini söyledi. Şili Madencilik Bakanı Aurora Williams, mevcut belirsizlik ortamında bakır fiyatlarının 3,90 dolar/libreden teknik destek seviyesine ulaşabileceğini söyledi. Bakan bir gazeteye verdiği röportajda metalin değerindeki herhangi bir ayarlamanın büyük ölçüde Amerika Birleşik Devletleri, Çin ve Avrupa Birliği arasındaki ticari gerilimlerin nasıl gelişeceğine bağlı olacağını belirtti. Commerzbank, Bakır fiyatı tahmini 2025 yılı sonu için 9.400 dolar/ton olarak belirtildi. Bu tahmin, elektrikli araçlar ve yenilenebilir enerji altyapılarında artan bakır kullanım beklentisiyle destekleniyor.
Londra Metal Borsası (LME) verilerine göre Alüminyum fiyatları Nisan ayını %4.55’lik azalış ile 2.404 dolar/ton seviyelerinde kapatırken, LME Alüminyum Stokları ise aynı ay için %10.14’lük azalış gösterdi. Investing haberine göre; Bernstein analistleri alüminyum fiyatları için istikrarlı bir görünüm öngörüyor. Önümüzdeki yıllarda büyük kazançlar için sınırlı alan bulunduğunu belirtiyorlar. Son raporunda aracı kurum, mevcut fiyat seviyelerinden %10-15 oranında ılımlı bir artış tahmin ediyor. Bu, piyasanın 2025 yılının büyük bölümünde seyrettiği seviyelerle uyumlu. Küresel alüminyum piyasasının önümüzdeki on yıl boyunca genel olarak dengeli kalması bekleniyor. Bernstein, talebin 2040 yılına kadar yıllık %2.1 oranında büyüyeceğini tahmin ediyor. Bu büyüme bina ve inşaat, otomotiv ve elektrik iletim sektörlerinden kaynaklanacak. Arzın ise yıllık %1.6 gibi biraz daha yavaş bir hızda büyümesi öngörülüyor. Geri dönüştürülmüş (ikincil) üretim ise %4.3 ile daha hızlı artacak. Bernstein analistleri şöyle diyor: "İyi dengelenmiş bir piyasayla birlikte, alüminyum için yapısal yukarı yönlü potansiyel görmüyoruz." Bernstein’ın temel senaryo fiyat tahmini, 2029 yılına kadar ton başına 2.650 dolar seviyesinde. Bu, döngü ortası kârlılık beklentilerini yansıtıyor. Senaryo modellemesi, bu dönemde fiyatların ton başına 2.491 dolar düşük seviyeden 3.262 dolar yüksek seviyeye kadar değişebileceğini gösteriyor. Kısa vadede fiyatların, dünyanın en büyük alüminyum üreticisi ve tüketicisi olan Çin’e ilişkin duyarlılığı takip etmesi bekleniyor. Teşvik duyuruları ve ekonomik toparlanma işaretleri, kısa vadeli hareketler için kilit öneme sahip. ING Bank Nisan ayı tahmin raporunda Alüminyum fiyatlarını 2025Q2, Q3, Q4 ve 2026Q4 için sırasıyla 2.550, 2.500, 2.550 ve 2.625 $/ton olarak öngörüyor. Foreks haberine göre; Japon alıcılara Nisan-Haziran ayları arasında yapılacak alüminyum sevkiyatları için primin, yurtiçinde talebin durgun seyretmesi nedeniyle bir önceki çeyreğe göre %20 düşüşle 182 dolar/ton olarak belirlendiği bildirildi. Bu rakam Ocak-Mart döneminde 228 dolar/tondan daha düşük ve son beş çeyrekte ilk kez çeyreklik bazda düşüşe işaret ediyor, ancak küresel üreticilerin 245 ila 260 dolarlık ilk tekliflerinin altında kalıyor. Japon bir kaynak, “İlk agresif teklifler, ABD gümrük vergilerinin Kanada alüminyumunu ABD’den Avrupa’ya iterek ABD primini yükselteceği ve Asya’ya giden metali Kuzey Amerika’ya yönlendireceği beklentilerine dayanıyordu. Ancak şu ana kadar sadece tek tip bir alüminyum tarifesi uygulandı ve bu da malzeme akışında çok az değişikliğe yol açtı” dedi. Bir Japon ticaret şirketinden başka bir kaynak, “Küresel tedarikçiler, 170 dolar civarında veya daha düşük olan yerel spot primlerle uyum sağlamak için uzlaşmak zorunda kaldı” dedi.
ABD tarafında ise fiziki pazardan alüminyum satın alan tüketiciler için primler, Başkan Donald Trump'ın Kanada metaline uygulanan gümrük vergisini %50'ye çıkaracağını söylemesinin ardından dün rekor seviyelere ulaştı. Kanada'nın Ontario eyaletinin ABD'ye gelen elektriğe yüzde 25 tarife koyması üzerine vergilerin iki katına çıkarılması bugünden itibaren yürürlüğe giriyor. Fiziki pazardan alüminyum satın alan tüketiciler genellikle Londra Metal Borsası'nın (LME) kıyaslama alüminyum fiyatına ek olarak vergileri, nakliye ve elleçleme maliyetlerini kapsayan bir prim ödüyor. Tüccarlar, üreticilerin tarifelerin ek maliyetlerinin mümkün olduğunca çoğunu yansıtmasıyla primlerin artmaya devam edeceğini öngörüyor. Kanada izabe tesisleri, ABD'ye gönderilen birincil ve alaşımlı alüminyumun çoğunu oluşturuyor. Alüminyum, nakliye, paketleme ve inşaat endüstrileri için hayati önem taşıyor. Commerzbank, Alüminyum için 2025 yılı sonu fiyatının 2.600 dolar/ton olması tahmin edilirken, 2026 için beklenti 2.800 dolar/ton olarak açıklandı. Fiyatların yıllık bazda artması beklenmesine rağmen, alüminyum piyasasına dair öngörüler dengeli seyrin korunacağına işaret ediyor.
Londra Metal Borsası (LME) verilerine göre Nikel fiyatları Nisan ayını %2.32’lik azalış ile 15.350 dolar/ton seviyelerinde kapatırken, LME Nikel Stokları ise aynı ay için %1.31’lik artış gösterdi. Outokumpu paslanmaz çelik Nisan 2025 prim fiyatlarını; 430 kalite için 32 EUR/ton azalış, 304 kalite için 108 EUR/ton azalış ve 316 kalite için 191 EUR/ton azalış ile açıkladı. Investing haberine göre, Uluslararası Nikel Çalışma Grubu (INSG) bugün yaptığı açıklamada 2025 yılı için nikel piyasasında 198.000 tonluk bir fazlalık öngördü. Grup ayrıca bu yıl küresel birincil nikel kullanımının 3,537 milyon ton, küresel birincil nikel üretiminin ise 3,735 milyon ton olacağını tahmin ediyor. Endonezya’da madencilik izinlerinin verilmesinde yaşanan gecikmelerin nikel piyasasında cevher sıkışıklığına yol açtığı belirtilen raporda, ülkedeki yeni telif ücretlerinin madencilik sektörü üzerindeki etkisinin henüz tam olarak değerlendirilmediği ifade edildi. Rapora göre, Çin’deki birincil nikel üretiminin de ilave nikel katot ve nikel sülfat üretiminin etkisiyle artacağı tahmin ediliyor. Paslanmaz çelik ve elektrikli araç bataryalarında kullanılan nikel fiyatları 2024 yılında %7’den fazla düşerken 2025 yılının ilk 4 ayında yaklaşık %3 arttı. Japonya'nın en büyük nikel izabe tesisi Sumitomo Metal Mining (SMM), Endonezya'da devam eden üretim artışı nedeniyle küresel nikel piyasasının bu yıl daha büyük bir fazlalık görmesinin beklendiğini açıkladı. SMM, yarı yıl piyasa görünümü sunumunda, Endonezya'nın düşük dereceli nikel pik demir üretiminin %5,7 artışla 1,62 milyon tona çıkmasının beklendiğini ve geçen yıl 173.000 ton olan üretim fazlasının 2025 yılında 215.000 tona çıkmasının öngörüldüğünü bildirdi. SMM, küresel nikel talebinin bu yıl yıllık bazda %3,2 artışla 3,42 milyon tona çıkacağını, arzın ise %4,3 artışla 3,64 milyon tona yükseleceğini öngörüyor. SMM İcra Kurulu Başkanı Yusuke Niwa, tahmin edilmesi zor olduğu için ABD gümrük vergilerinin olası etkilerinin tahminlerde hesaba katılmadığını söyledi. Niwa, nikel açısından zengin alternatiflerden daha ucuz olan lityum-demir-fosfat (LFP) pillerin pazar payı kazanmasıyla büyümenin yavaşladığını belirtti. ING Bank Nisan ayı tahmin raporunda Nikel fiyatlarını 2025Q2, Q3, Q4 ve 2026Q4 için sırasıyla 15.000, 14.500, 15.000 ve 15.375 $/ton olarak öngörüyor. Commerzbank, yıl sonuna kadar Nikelin 18.000 dolar/ton seviyesine yükselmesini bekliyor. Bu tahmin, özellikle batarya ve paslanmaz çelik üretiminde artan kullanım talebiyle ilişkilendirilebilir.
Londra Metal Borsası (LME) verilerine göre Çinko fiyatları Nisan ayını %8.36’lık azalış ile 2.593 dolar/ton seviyelerinde kapatırken, LME Çinko Stokları ise aynı ay için %26.83’lük artış gösterdi. Commerzbank, sanayi metalleri konusunda daha temkinli bir duruş sergiliyor. Banka, çinko fiyat tahminini önemli ölçüde düşürerek 2.600 dolar/ton olarak belirledi. Bu seviyedeki fiyat öngörüsünde zayıf talep ve yüksek stok seviyeleri etkili gibi gözüküyor. ING Bank Nisan ayı tahmin raporunda Çinko fiyatlarını 2025Q2, Q3, Q4 ve 2026Q4 için sırasıyla 2.650, 2.600, 2.650 ve 2.650 $/ton olarak öngörüyor.
Londra Metal Borsası (LME) verilerine göre Kurşun fiyatları Nisan ayını %2.75’lik azalış ile 1.947 dolar/ton seviyelerinde kapatırken, LME Kurşun Stokları ise aynı ay için %14.52’lik artış gösterdi. Aynı dönem için LME Kalay fiyatları %12.13’lik azalış ile 31.550 dolar/ton olurken, LME Kalay stokları %9.67’lik azalış gösterdi. Bronz fiyat eğilimleri esas olarak bakır tarafından yönlendirilse de, son zamanlardaki yüksek seviyeler kalay fiyatlarındaki keskin artıştan da etkilenmiştir. Londra Metal Borsası'ndaki kalay fiyatları 2024'ün sonundan 2025 Nisan ayının başına kadar üçte birden fazla arttı. Bu artış hem artan talepten (2019 seviyelerine kıyasla 2025'te %11 büyümesi bekleniyor) hem de her şeyden önce arzın ve gelecekteki görünümünün azalmasından kaynaklanmaktadır. Bu, şunlar dahil olmak üzere çeşitli faktörlerden kaynaklanmaktadır: Çin'den sonra dünyanın ikinci büyük kalay cevheri ve külçe üreticisi olan Endonezya'da üretimde düşüş yaşanması ve Endonezya hükümetinin kalay değer zincirinde yerel yatırımı teşvik etmek amacıyla ihracatı sınırlama kararı. Dünyanın üçüncü büyük kalay cevheri üreticisi olan Myanmar'da (Burma olarak da bilinir) üretimin yeniden başlamasıyla ilgili belirsizlik, Wa Eyaleti'ni (Myanmar'ın kuzeydoğusunda özerk bir bölge) kontrol eden milislerin kararıyla 2023'ten beri askıya alındı. Yeniden başlama duyurusuna ve 2025'in başlarında ilk lisansların verilmesine rağmen, 28 Mart'ta Myanmar'ı vuran deprem daha fazla gecikmeye neden olabilir. Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nin en büyük kalay madenlerinden birini işleten Alphamin'in üretimi, isyancı grupların saldırıları nedeniyle durduruldu. ING Bank Nisan ayı tahmin raporunda Kurşun fiyatlarını 2025Q2, Q3, Q4 ve 2026Q4 için sırasıyla 1.900, 1.850, 1.900 ve 1.900 $/ton olarak öngörüyor.
Demir Cevheri fiyatları, Nisan ayını %6.73’lük azalış ile 97 dolar/ton seviyelerinde kapattı. LME Çelik Hurda CFR Türkiye (Platts) fiyatları Nisan ayında %3.80’lik azalış kaydederken, son 12 aylık değişimi %8.25 azalış yönlü oldu. LME İnşaat Çeliği FOB Türkiye (Platts) fiyatları ise Nisan ayında %1.54 oranında azalırken, son 12 aylık değişim ise %5.95 azalış yönlü oldu. ING Bank Nisan ayı tahmin raporunda Demir Cevheri fiyatlarını 2025Q2, Q3, Q4 ve 2026Q4 için sırasıyla 95, 95, 90 ve 90 $/ton olarak öngörüyor. Ekonomim haberine göre; Demir cevheri vadeli işlemleri, Çin'de açıklanan bir dizi olumlu verinin, Çin'in ABD gümrük tarifelerinin etkisine karşı daha fazla teşvik önlemi alması ihtimaline ilişkin endişeleri artırmasıyla düştü. Piyasa, dünyanın iki süper gücü arasında yoğunlaşan ticaret savaşının ortasında Pekin'in yıllık büyüme hedefine ulaşmak için agresif teşvikler uygulamasını bekliyordu, ancak bu umutlar bir miktar azaldı ve demir piyasası üzerinde aşağı yönlü baskı oluşturdu. Çelik üretiminin ana hammaddesinin fiyatlarındaki zayıflık, arzın azaldığına ve talebin dirençli olduğuna dair işaretlere rağmen gerçekleşti. Rio Tinto 2019'dan bu yana en düşük ilk çeyrek demir cevheri sevkiyatını bildirdi ve daha fazla hava aksaklığının 2025 tahminlerinin kaçırılmasına yol açabileceği konusunda uyardı. Brezilyalı madenci Vale, 2025'in ilk çeyreğinde bir önceki yıla göre % 4,5 düşüşle 67,7 milyon ton demir cevheri üretti. Çin'in mart ayındaki ham çelik üretimi, yüksek marjlar ve güçlü ihracatın teşvikiyle bir önceki yıla göre %4,6 arttı. Avustralya Hükümet Sanayi, Bilim ve Kaynaklar Bakanlığı’nın üç aylık görünüm raporuna göre; referans demir cevheri fiyatlarının 2025 yılında ortalama 85 USD/ton seviyesine, ardından 2026 yılında 79 USD/ton seviyesine ve 2027 yılında 74 USD/ton seviyesine gerilemesi bekleniyor.
Plastik ve Kauçuk:
TÜSMOD Plastik Fiyat Endeksi Nisan ayında %1.31 azalış gösterirken, 2025 yılı değişimi %0.11 artış ve son 12 aylık değişim %2.82 azalış yönlü oldu. Avrupa Plastik piyasası Mayıs görünümüne göre; Stiren üretiminin temel hammaddesi olan benzenin fiyatı Mayıs ayında 84 avro/ton düşüşle sabitlendi. Ham petrol ve nafta maliyetlerindeki düşüşün etkisiyle Avrupa etilen kontratı Mayıs ayında 70 avro/ton daha düşük seviyede sabitlendi. Nisan ayında 55 avro/ton düşen Avrupa propilen kontrat fiyatı, 65 avro/ton daha aşağıya çekildi. Mühendislik termoplastiklerinde Nisan ayındaki zayıf talep ve artan ithalattan sınra Mayıs ayında sipariş düşüşlerinin devam etmesi bekleniyor. Chemorbis haberlerine göre; ChemOrbis İstatistik Sihirbazı’nın verilerine göre, Türkiye’nin toplam polimer ithalatı 2025’in 1. çeyreğinde bir önceki çeyreğe kıyasla %3 artarak 1,5 milyon tonun hafif üzerinde yer aldı. Söz konusu tonaj, ithalatın 1,4 milyon ton olduğu 2024’ün 1. çeyreğine kıyasla da %6 yükseldi. Ocak-Şubat döneminde, Suudi Arabistan (292.000 ton), ABD (216.000 ton), Güney Kore (159.000 ton), Mısır (95.000 ton) ve İran (54.000 ton) ilk beş tedarikçi oldu. Suudi üretici, yurtiçi piyasaya Mayıs PP ve PE tekliflerini açıkladı. Üretici, Nisan ayındaki kısa süreli artışların ardından hafif ile mütevazı düşüşler uyguladı. BAE’de, PP ve PE satıcıları Mayıs’ta global gevşemeye teslim oldu. CIF teklifleri, cansız talep ve global gevşeme tehdidiyle 2 aylık stabil eğilimi sona erdirdi. Hindistan’ın önde gelen PVC üreticisi, piyasada derinleşen zayıflığı yansıtarak Şubat ayından bu yana beşinci kez yurtiçi fiyatlarını düşürdü. İthal fiyatların stabil olmasına rağmen, piyasa antidamping vergisi kararları öncesinde temkinli. Meksika, ABD malı S-PVC ithalatına antidamping soruşturması başlattı. Tarife soruşturması, Avrupa Birliği’nin Ocak ayı başında ABD malı S-PVC’ye kesin antidamping vergisi uygulaması ve Hindistan’ın benzer önlemleri uygulamak üzere oolması nedeniyle ABD’li PVC üreticileri için halihazırda zorlu bir dönemde geldi. Mısırlı ETHYDCO, yurtiçi piyasaya Mayıs ayı PE tekliflerini açıkladı. Üretici filmlik YYPE ve LAYPE’yi artırırken, diğer tüm türleri değiştirmedi. Avrupa’da Mayıs PS ve ABS görünümü, sınırlı maliyet desteği ve düzensiz talep nedeniyle karışık. Avrupa’da, PS ve ABS piyasaları 2025’in ilk çeyreğindeki yukarı yönlü eğilimin ardından Nisan ayını düşüşle kapattı. Dikkatler Mayıs ayına çevrilirken, beklentiler sınırlı da olsa ilave fiyat düşüşleri üzerinde yoğunlaşıyor. Yine de bazı oyuncular stabilite olasılığını da göz önünde bulunduruyor. Asya’da, ithal PS ve ABS piyasaları kayıplarını Mayıs’a taşıdı. Stirenik piyasaları, yakın vadede toparlanma sinyali olmaksızın, zayıflayan talep ve düşen hammadde maliyetlerinin baskısı altında kalmaya devam etti. 2 Mayıs’ta biten haftada, satıcılar piyasada havanın sürekli aşağı yönlü kalması nedeniyle kısa bir aranın ardından fiyat düşürmeye devam etti. Asya şişelik PET piyasaları, cansız talep nedeniyle son yılların en düşük seviyelerini gördü. Bölgedeki şişelik PET piyasaları, zayıf talep, düşen türev fiyatlar ve devam eden ABD-Çin ticaret gerginliğinin havayı baskılamaya devam etmesiyle son dört yılın en düşük seviyelerinde stabil veya gevşeme eğilimli seyretti. Mevsimsel talebin bir miktar destek sunma potansiyeline rağmen, genel piyasa koşulları düşüş eğilimli kaldı.
Enerji ve Petrol:
Boru Hatları ile Petrol Taşıma AŞ (BOTAŞ), Mayıs ayı için yeni bir tarife duyurmadı. Botaş, Sanayi Bölgelerine uygulamakta olduğu doğal gaz birim fiyatını %21,59 oranında arttırarak 5 Nisan 2025 itibariyle 13,838052 TL/m³ + KDV’ye çıkartmıştı. ÖTV ve taşıma bedellerinin eklenmesi ile fiyat, 14,343166 TL/m³ + KDV olmuştu. AA haberine göre; EIA'nın "Nisan 2025 Kısa Dönem Enerji Görünümü Raporu"na göre, küresel petrol stoklarının bu yılın ikinci çeyreğinde yükseleceğine yönelik öngörülerin petrol fiyatlarını baskılaması bekleniyor. Stoklardaki artışta, Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) ve OPEC dışı bazı üretici ülkelerden oluşan OPEC+ ülkelerinin üretim kısıntılarını gevşetmelerinin, OPEC dışı ülkelerde üretimin artmasının ve petrol talebindeki büyümenin yavaşlamasının etkili olacağı değerlendiriliyor. Buna göre, küresel petrol stoklarının bu yılın ikinci çeyreğinde günlük ortalama 600 bin varil, ikinci yarısında ise günlük ortalama 700 bin varil yükseleceği tahmin ediliyor. Söz konusu artışın 2026'da benzer hızda sürmesi bekleniyor. Stoklardaki artışa paralel olarak, Brent petrolün varil fiyatının yılın ilk çeyreğinde ortalama 75,83 dolar seviyesinden, dördüncü çeyreğinde ortalama 64 dolara gerilemesi öngörülüyor. 2026 genelinde ise fiyatların ortalama 61,48 dolar seviyesinde seyredeceği hesaplanıyor. Bunun yanı sıra, ABD Başkanı Donald Trump'ın korumacı ticaret politikaları kapsamında uyguladığı karşılıklı tarifelerin piyasalara etkisi ile Rusya, İran ve Venezuela'ya yönelik mevcut yaptırımların da fiyatları dalgalandırdığı ifade ediliyor. Buna ek olarak, OPEC+'nın üretim kısıntılarını hangi hızda geri çekeceği ve açıklanan üretim hedeflerine ne ölçüde uyulacağına ilişkin belirsizliklerin de fiyat görünümünü etkilemeye devam ettiği belirtiliyor. Böylece, bu yıl için Brent petrolün ortalama varil fiyatının 67,87 dolar seviyesinde gerçekleşmesi bekleniyor. Bu rakam, önceki raporda 74,22 dolar olarak tahmin edilmişti. Batı Teksas türü (WTI) ham petrolün ortalama varil fiyatının ise 63,88 dolar seviyesinde olacağı öngörülüyor. Söz konusu rakam, geçen ay 70,68 dolar olarak hesaplanmıştı. EIA, geçen yıl için Brent petrolün ortalama varil fiyatını 80,56 dolar, WTI ham petrolün fiyatını ise 76,60 dolar olarak açıklamıştı. BloombergHT haberine göre; OPEC+ grup liderleri, ham petrol fiyatlarının düşmesine neden olacak şekilde aşırı üretim yapan üyeleri cezalandırmak amacıyla, haziran ayında üretimi yeniden artırma kararı aldı. OPEC+ açıklamasının ardından Goldman Sachs 2025 ve 2026 için Brent petrol tahminlerini varil başına 2-3 dolar düşürdü. Morgan Stanley de Brent ham petrol fiyat tahminlerini bu yılın geri kalan çeyrekleri için 5 dolar aşağı çekti. Barclays, OPEC+'nın petrol üretim artışlarını hızlandırma kararını gerekçe göstererek Brent petrol fiyatı tahminini 2025 yılı için varil başına 4 dolar düşürerek 66 dolar/varile, 2026 yılı için ise 2 dolar düşürerek 60 dolar/varile indirdi. Brent ham petrolü için 2025 ve 2026 yılı ortalama fiyat tahminlerini 63 ve 58 dolar/varil olarak açıklamış olan Goldman Sachs, bu tahminlerini 60 dolar/varil ve 56 dolar/varil olarak revize etti. Goldman, Batı Teksas petrolü için 2025'in geri kalanına yönelik ortalama tahminin 56 dolar/varil olarak duyururken, 2026 için beklentisini 52 dolar/varil olarak aaçıkladı. Önceki tahminler sırasıyla 59 dolar/varil ve 55 dolar/varildi.
Döviz Kurları:
TCMB 30 Nisan 2025 kapanış verilerine göre, USD döviz satış kuru Nisan ayında %1.60’lük artış ile 38.44 TL; EUR döviz satış kuru %7.21’lik artış ile 43.71 TL oldu. EUR/USD paritesi ise %5.52 artarak, 1.1373 seviyesine yükseldi. Buna göre 2025 yılında EUR ve USD ortalama kur artışı %13.77 olarak gerçekleşti. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Nisan ayı Piyasa Katılımcıları Anketine göre; katılımcıların cari yıl sonu döviz kuru (ABD Doları/TL) beklentisi bir önceki anket döneminde 42.79 TL iken, bu anket döneminde 43.60 TL olmuştur. 12 ay sonrası döviz kuru beklentisi ise bir önceki anket döneminde 44.42 TL iken, bu anket döneminde 45.85 TL olarak gerçekleşmiştir. MUFG Bank Nisan raporunda USD kurunu 2025Q2, Q3 ve Q4 için sırasıyla 40.00, 41.50 ve 44.00 olarak tahmin ederken; bankanın aynı dönemler için EUR kur tahmini ise 44.80, 47.73 ve 51.92 olarak raporlandı. ING, Nisan ayı tahmin raporunda USD kurunu 2025Q2, Q3, Q4 için sırasıyla 39.07, 40.89, 43.00 tahmin ederken; bankanın 2026Q1 ve Q4 tahmini ise sırasıyla 45.17 ve 50.00 şeklinde oldu.
Yurtiçi Fiyat ve Maliyet Endeksleri:
TÜİK verilerine göre, Yİ-ÜFE (2010=100) 2025 yılı Nisan ayında bir önceki aya göre %2,76 artış, bir önceki yılın Aralık ayına göre %10,19 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre %22,50 artış ve on iki aylık ortalamalara göre %32,65 artış gösterdi. Sanayinin dört sektörünün yıllık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında %29,59 artış, imalatta %22,65 artış, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında %14,45 artış ve su temininde %58,14 artış olarak gerçekleşti. Ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri; ara mallarında %19,93 artış, dayanıklı tüketim mallarında %31,74 artış, dayanıksız tüketim mallarında %28,41 artış, enerjide %12,0 artış ve sermaye mallarında %25,20 artış olarak gerçekleşti. Sanayinin dört sektörünün aylık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında %3,47 artış, imalatta %2,85 artış, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında %1,36 artış ve su temininde %2,01 artış olarak gerçekleşti. Ana sanayi gruplarının aylık değişimleri; ara mallarında %3,08 artış, dayanıklı tüketim mallarında %2,73 artış, dayanıksız tüketim mallarında %2,78 artış, enerjide %0,61 artış ve sermaye mallarında %3,69 artış olarak gerçekleşti.
YD-ÜFE 2025 yılı Mart ayında bir önceki aya göre %4,06 artış, bir önceki yılın Aralık ayına göre %8,32 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre %19,34 artış ve on iki aylık ortalamalara göre %31,43 artış gösterdi. Sanayinin iki sektörünün yıllık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında %21,70 artış, imalatta %19,30 artış olarak gerçekleşti. Ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri; ara mallarında %18,41 artış, dayanıklı tüketim mallarında %22,03 artış, dayanıksız tüketim mallarında %20,82 artış, enerjide %5,08 azalış, sermaye mallarında %23,24 artış olarak gerçekleşti. Sanayinin iki sektörünün aylık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında %4,24 artış, imalatta %4,05 artış olarak gerçekleşti. Ana sanayi gruplarının aylık değişimleri; ara mallarında %4,34 artış, dayanıklı tüketim mallarında %4,73 artış, dayanıksız tüketim mallarında %3,89 artış, enerjide %4,03 azalış, sermaye mallarında %5,38 artış olarak gerçekleşti.