Gürkan Hüryılmaz
GENEL GÖRÜNÜM
Değerli Meslektaşlarımız,
Satınalma ve Tedarik Zinciri Yönetimi konusunda üst kurum kimliği ile hareket eden TÜSMOD olarak 15 Şubat 2025 tarihinde Adana Sanayi Odası desteği ile Adana Sanayi Kampüsü’nde gerçekleştireceğimiz CPO Çukurova zirvesi ile bölgedeki üreticilerimizin, dijital dönüşüm, sürdürülebilirlik ve inavosyon kapsamında global tedarik zincirlerine hazır olmasını ve bu şekilde ihracatımızı arttırmayı hedefliyoruz. Temsa, Bossa, Koluman, Berdan Civata, MST, ABC Deterjan, Türk Traktör, Pegasus Havayolları firmalarından satınalma, tedarik zinciri yöneticilerinin konuşma yapacağı zirveyi ticari amaç gütmeden; etik, sorumlu ve profesyonel bir satınalma için çalışan EGESAYDER ve SASAYDER dernekleri de destekliyor. Bölgedeki tüm meslektaşlarımız CPO Çukurova zirvesine davetli olup, kayıt ve gelişmeler etik, sorumlu ve profesyonel satınalma derneklerinin sayfalarından takip edilebilir.
Kerem Alkin’in Sabah’ta Ocak ayındaki yazısına göre; 2025'in küresel ve bölgesel jeopolitik gerginliklerin, jeoekonomik tehditlerin dikkatle takip edileceği bir yıl olacağı tüm dünyaca kabul edilmiş durumda. Küresel ekonomik parçalanma, önde gelen ülkeler arasında 'müttefiklik' ilişkilerine dayalı ticari işbirliği arayışlarını derinleştirirken, küresel emtia piyasalarında tüm yıla damgasını vuracak beş önemli başlığı detaylı ele almamız gerekiyor. İlki hiç şüphesiz Trump 2.0 Dönemi. 20 Ocak'taki yemin töreni sonrasında Trump'ın tarifeler ve ek vergiler, ABD'nin yeni fosil yakıtlar stratejisi, başta Çin, AB, Kanada ve Meksika kritik önemdeki ticari partnerlere yönelik atacağı adımlar merak ediliyor. Bilhassa, ABD'nin petrol ve doğalgaz ihracatını arttıracak adımlarının ilk etapta ABD enerji piyasasında fiyatları hareketlendireceği, sonrasında yatay bir seyir izleyeceği öngörülmekte. İkincisi, yeni ABD yönetiminin gündeme getireceği ek tarifeler. NAFTA kapsamında Kanada ve Meksika'ya uygulanacak ek tarife ve Çin'in ABD'ye yaptığı ihracata uygulanacak ek vergiler. Çin'in ABD'ye gerçekleştirdiği ihracatta hissedilir bir azalma gözlenir ise, bunun küresel emtia fiyatları üzerinde aşağı yönde bir baskıya sebep olacağı öngörüsü öne çıkıyor. Bilhassa, otomotiv endüstrisi gibi metal yoğunluklu emtia kullanan sektörlerden kaynaklanacak etkisinin daha şiddetli olacağı tahmin edilmekte. Bu gelişmelerin küresel ekonomik büyümede belirli bir ivme kaybına sebep olacağı da değerlendiriliyor. Üçüncüsü, 2025'de daha da güçlenmiş bir ABD Doları'nın seyri. Dünyanın önde gelen altı para birimi karşısında doların değerini ve gücünü temsil eden Dolar Endeksi 2018 ocak ayında 89,13 puanı, 2020 yılının aralık ayında da 89,94 puan görmüştü. 2022 yılının eylül ayında 112,12 puana kadar sağlam bir yükseliş yakalayan Dolar Endeksi, 2025'e 108-109 puan düzeyinde başladı.
Dolardaki güçlü seyrin Trump'ın ikinci dönemi ile birlikte hız kazanacağı ve enerji emtiaları hariç, diğer emtiaların önemli bir kısmında aşağı yönde bir fiyat baskısı oluşturacağı öngörülmekte. Bu nedenle, emtia ithalatçısı olan ülkelerin 2025'de emtia fiyatlarından dolayı bir maliyet enflasyonu baskısı görmeyecekleri tahmin ediliyor. Dördüncüsü, Çin ekonomisindeki kırılganlık. Çin, bir yandan dünya ekonomisindeki iddiasını sürdürse de, bilhassa gayrimenkul piyasasının tetiklediği iç talep kırılganlığı ve ABD'nin Çin'e uygulayacağı baskı, Çin'in emtia talebi üzerinde aşağı yönde bir baskıyı arttırabilir ki, bu durum küresel emtia piyasalarda talep kaynaklı fiyat baskısının azalmasını sağlayacaktır. Çin Hükümeti de ekonominin kırılganlığını azaltmak adına, iç tüketimi ve iç yatırımları canlandıracak tedbirler almaya, Çin Merkez Bankası'nın para politikası adımlarını yoğunlaştırmaya gayret ediyor. Bilhassa, Çin'in talebinden fiyatı yukarı yönde etkilenen emtialar için 2025 yılı keyifsiz olacak gözüküyor. Bu durum Çin'e emtia ihracatı yapan ülkelerin ticaret gelirlerini de olumsuz yönde etkileyebilir. Beşincisi, OPEC+ düzeyinde beklenen gelişmeler. Eğer, küresel petrol talebindeki toparlanma devam ederse, petrol fiyatlarındaki göreceli yukarı doğru trendden etkilenecek olan tedarikçi ülkeler, başta Suudi Arabistan olmak üzere, üretim kesintilerini geri çekebilirler. Bu da petrol fiyatlarının yıl boyunca daha yatay seyretmesini sağlayabilir. Küresel doğalgaz piyasası fiyatlarının ise göreceli olarak daha hareketli olması bekleniyor.
Borsanın Gündemi haberine göre; Emtialar karışık bir 2024 yılı kaydetti. Yatırımcılar enflasyona karşı korunmak için altına akın ederken, dünyanın en büyük metal tüketicisi Çin'in yavaş büyümesine bağlı olarak demir cevheri gibi emtialar düştü. Bu yıl da emtia piyasalarında benzer bir seyir bekleniyor. Seçilmiş Başkan Donald Trump’ın 20 Ocak’ta yeniden koltuğa oturmasıyla alacağı bazı kararlar küresel ekonomi için büyük önem taşıyor. Avrupa ve Çin şimdiden kara kara düşünüyor. İşte bu gelişmeler ışığında uzmanlar emtia fiyatları için şu tahminlerde bulunuyor: Geçen yıl ham petrol fiyatları zayıf Çin talebi ve arz bolluğu nedeniyle düşüş kaydetti. Analistler fiyatların 2025'te baskı altında kalmasını bekliyor. IEA , küresel petrol talebinin günde bir milyon varilin altına düşeceğini tahmin ederek, 2025 yılı için petrol piyasasında düşüş eğilimi gösteren bir tablo bekliyor. Bu, 2023'te günde iki milyon varillik bir artışla karşılaştırılıyor. Commonwealth Bank of Australia, OPEC+ üyesi olmayan ülkelerden gelen artan petrol arzının küresel petrol tüketimindeki büyümeyi gölgede bırakacağı beklentileri üzerine Brent petrol fiyatlarının bu yıl varil başına 70 dolara düşeceğini tahmin ediyor. BMI , Aralık ayı notunda ABD, Kanada, Guyana ve Brezilya'dan önemli miktarda yeni üretimin gelmesiyle 2025'in ilk yarısında arz fazlası görülmesinin muhtemel olduğunu söyledi. Ayrıca OPEC+'nın gönüllü kesintileri tersine çevirme planları meyvesini verirse, arz fazlası fiyatlar üzerinde daha fazla baskı oluşturacak. Citi analistleri, küresel doğal gaz fiyatlarının Aralık 2024'ün ortasından bu yana soğuk hava ve jeopolitiğin etkisiyle arttığını söyledi. Rus doğal gazının Ukrayna'dan birçok Avrupa ülkesine akışının yılbaşında son zamanlarda kesintiye uğraması, küresel gaz piyasalarında daha fazla belirsizliğe neden oldu. Kesinti devam ettiği sürece doğal gaz fiyatlarının yüksek kalması bekleniyor. Citi analistleri, ABD ve Asya'da kışın geri kalanında daha soğuk havaların da fiyatları yüksek tutabileceğini belirtiyor. BMI, LNG sektöründen gelen talebin artması ve net boru hattı ihracatının artması nedeniyle doğal gaz fiyatlarının 2024'teki MMbtu başına ortalama 2,4 dolara kıyasla 2025'te yaklaşık %40 artarak MMbtu başına 3,4 dolara yükseleceğini öngörüyor. Altın fiyatları geçen yıl bir dizi tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı ve yeni rekorlar serisi 2025'e kadar uzayabilir. JPMorgan analistleri, özellikle ABD politikalarının artan tarifeler, artan ticari gerilimler ve ekonomik büyümeye yönelik yüksek riskler şeklinde "daha yıkıcı" hale gelmesi durumunda altın fiyatlarının artmasını bekleniyor. Altın geçen yıl on yıldan fazla bir sürenin en iyi yıllık performansını gösterdi. FactSet verilerine göre külçe fiyatları, merkez bankalarının yanı sıra perakende yatırımcıların yaptığı alımlar sayesinde 2024 yılında yaklaşık %26 arttı. Borsaningundemi.com’un yaptığı derlemelere göre özellikle güneş enerjisine olan talebin dirençli kalması ve metal arzının kısıtlı olması nedeniyle gümüş fiyatlarında da yükseliş bekleniyor. Şu an 2 bin 600 dolar seviyesinde olan ons fiyatının 2025 yılında 3 bin dolara kadar yükselmesi bekleniyor. Elektrikli araç ve elektrik şebekesi yapımının anahtarı olan bakır fiyatlarının da, küresel enerji dönüşümü nedeniyle bu yıl rekor seviyeye ulaştıktan sonra geri çekilmeler yaşaması öngörülüyor. Yüksek enflasyon, artan faiz oranları ve güçlenen doların tüm metal piyasaları üzerinde baskı oluşturacağı görüşü öne çıkıyor. Demir fiyatlarında geri çekilmenin devam edeceği belirtiliyor. Yumuşak emtialar sepeti arasında kakao ve kahve fiyatları öne çıkıyor. Olumsuz hava koşulları ve kilit üretim bölgelerindeki arzın kısıtlı olması nedeniyle fiyatlar 2024'te rekor seviyelere yükseldi. Ancak 2025 yılında artan fiyatlar nedeniyle talebin düşmesi bekleniyor. Talepteki azalmanın da fiyatlar üzerinde baskı oluşturacağı belirtiliyor.
AA haberine göre; Dünya Ekonomik Forumunun (WEF) her yıl Davos'ta düzenlenen Yıllık Toplantıları öncesi hazırladığı Küresel Riskler Raporu yayımlandı. Rapor, Eylül-Ekim 2024 döneminde dünya çapında 900 risk uzmanı, politika yapısı ve sektör liderlerinin katıldığı, uzun ve kısa vadeli küresel risklerin analiz edildiği anketin sonuçlarını içeriyor. Rapor, artan jeopolitik, çevresel, toplumsal ve teknolojik zorlukların istikrar ve gelişimi tehdit ettiği, giderek parçalanan küresel bir görünüm ortaya koyuyor. Bu yılki araştırma sonuçlarında ekonomik riskler daha az ön plana çıksa da toplumsal ve jeopolitik gerilimlerle bağlantılı olarak endişe kaynağı olmaya devam ediyor. Araştırmanın katılımcıları, dünyanın uzun vadedeki görünümüne ilişkin kısa vadeye kıyasla daha kötümser bir tablo çiziyor. Katılımcıların neredeyse üçte ikisi 2035'e kadar özellikle çevresel, teknolojik ve toplumsal zorlukların artmasına bağlı olarak daha çalkantılı ve fırtınalı bir küresel görünüm oluşacağını öngörüyor. Rapora göre, katılımcıların yüzde 23'ü bu yıl için en büyük riskin devlet temelli silahlı çatışmalar olduğunu düşünürken, en önemli 10 risk sıralamasında ikinci sırada aşırı hava olayları yer alıyor. Bunları, jeo-ekonomik çatışma, yanlış bilgilendirme ve dezenformasyon, toplumsal kutuplaşma, ekonomik gerileme, yeryüzü sisteminde kritik değişiklikler, ekonomik fırsat eksikliği veya işsizlik, insan hakları ve sivil özgürlüklerin erozyona uğraması ve eşitsizlik takip ediyor. Gelecek iki yıla ilişkin riskler açısından ise yanlış bilgilendirme ve dezenformasyon ikinci kez üst üste ilk sıradaki risk olmayı sürdürüyor. Bu durum, dezenformasyonun ulusal ve uluslararası bölünmeleri şiddetlendirmek suretiyle toplumsal uyum ve yönetişime yönelik tehditlerin altını çiziyor. Aşırı hava olayları, toplumsal kutuplaşma, siber casusluk ve savaş da gelecek iki yıla ilişkin en büyük 10 risk arasında yer alıyor. Katılımcıların yarısından fazlası gelecek iki yıl içinde dünyada istikrarsızlık beklerken, bu durum uluslararası işbirliğindeki parçalanmayı yansıtıyor. Gelecek 10 yıla ilişkin uzun vadeli en büyük 10 risk arasında ise çevresel riskler ilk sırada bulunuyor. Bunu biyoçeşitlilik kaybı ve ekosistemin çöküşü, yeryüzü sisteminde kritik değişiklikler, doğal kaynakların azalması, yanlış bilgilendirme ve dezenformasyon, yapay zeka teknolojilerinin olumsuz sonuçları, eşitsizlik, toplumsal kutuplaşma, siber suçlar ve kirlilik takip ediyor. Rapora göre, uzun vadeli projeksiyonlar küresel işbirliği mekanizmalarının artan bir baskıyla karşı karşıya kaldığını gösteriyor. Katılımcıların %64'ü dünyadaki orta ve büyük güçler arasında rekabetin damgasını vurduğu parçalanmış küresel düzen öngörürken, çok taraflılık açısından ciddi zorlanma yaşanacağını düşünüyor. Eşitsizlik ve toplumsal kutuplaşma gibi riskler kısa ve uzun vadede öne çıkarken, yasa dışı ekonomik faaliyetler, artan borç yükleri ve stratejik kaynakların belirli bölgelerde yoğunlaşmasına ilişkin artan endişeler, gelecek yıllarda küresel ekonomiyi istikrarsızlaştırabilecek kırılganlıklar olarak görülüyor. Bu kapsamda rapor, ülkelere istikrarsızlığı önlemek, güveni yeniden inşa etmek ve herkes için sürdürülebilir ve kapsayıcı bir gelecek sağlamak için diyaloğa öncelik verilmesi, uluslararası bağların güçlendirilmesi ve işbirliğinin teşvik edilmesi çağrısında bulunuyor. WEF Genel Müdürü Mirek Dusek, raporun sonuçlarına ilişkin değerlendirmesinde, "Artan jeopolitik gerilimler, küresel güvenin zarar görmesi ve iklim krizi, küresel sistemi daha önce hiç olmadığı kadar zorluyor. Ülkeler arasındaki parçalanmaların ve artan risklerin damgasını vurduğu bir dünyada, liderlerin bir seçeneği var. O da işbirliğini ve dayanıklılığı teşvik etmek ya da artan istikrarsızlıkla yüzleşmek. Riskler hiç bu kadar yüksek olmamıştı." ifadelerini kullandı.
Allianz Trade'in 2025-2026 yıllarını ele alan "Ekonomik Görünüm Raporu" yayınlandı. Raporda "enflasyonun yok olmasına az kaldı" ifadesine yer verilirken piyasaların bu yıl yeni bir zirveye ulaşacağı ve herkesin aklında "Riskli varlıklar popüler olmaya devam edecek mi?" sorusunun olduğu vurgulandı. Allianz Trade, her yıl sonunda olduğu gibi 2024 yılı sonunda da ekonomik görünümü müzikal bir ilham ile değerlendirdi ve Wicked müzikalinden esinlenerek oluşturduğu ekonomik görünüm çalma listesini paylaştı. "Hayatı dans ederek yaşamak tam anlamıyla mümkün değil" yorumu ile küresel ekonomik büyümeyi değerlendiren rapora göre; küresel reel GSYH büyümesinin 2025-2026 döneminde %2,8 ile mütevazı ancak istikrarlı bir artış göstermesi bekleniyor. Gelişmiş ekonomilerde büyümenin, 2025 yılında %1,8 olacağı ve 2026 yılında hafifçe yavaşlayarak %1,7'ye gerileyeceği öngörüsü raporda yer alıyor. Gelişmekte olan ekonomilerde ise büyümenin her iki yılda da %4,1 oranında güçlü artışını sürdüreceği tahmini bulunuyor. Allianz ekonomistlerinin ABD için büyüme öngörüsü 2025 için %2,3 ve 2026 için ise %1,8. Euro Bölgesi'nin ise 2025'te %1,2 ve 2026'da %1,5 büyümesi beklendiği raporda belirtiliyor. Avrupa'da İspanya ve İrlanda gibi ülkelerin bölge ortalamasının üzerinde büyümeler kaydederek bölge ortalamasını sürükleyeceğine değinilirken, Almanya'nın da iki yıllık resesyonun ardından mütevazı bir büyüme kaydetmesinin beklendiği ifade edildi. Daha tüketim odaklı bir ekonomiye geçiş sürecini sürdürürken dış ticaret baskılarını da yönetmesi gereken Çin'de ise büyümenin, 2025 yılında %4,6 olması ve 2026'da yavaşlayarak %4,2'ye gerilemesi beklentiler arasında bulunuyor. Rapora göre; 2025 yılının ikinci çeyreğinde ABD'nin Çin'e yönelik gümrük tarifelerini %60'a, diğer ülkeler için %10'a çıkaracağı olası bir ticaret savaşı ABD'de enflasyonu artırabilir ve küresel büyümeyi zayıflatabilir. Öte yandan ABD'deki göçmen kısıtlamaları, temel sektörlerde iş gücü piyasalarını zorlayarak enflasyonist baskıları artırabilir. Para birimi müdahaleleri gibi Fed'in bağımsızlığına yönelik tehditlerin finansal riskleri önemli ölçüde artırabileceği de raporda yer alan olasılıklar arasında. Ek olarak maliye politikalarında çok büyük kamu harcama kesintileri veya geniş kapsamda vergi indirimleri gibi değişikliklerin piyasanın güvenini ve beklentilerini olumsuz etkileyebileceği de uzmanların yorumları arasında bulunuyor. Rapora göre; Orta Doğu'da ise ABD'nin İran'a karşı daha sert bir tutum alması, büyümeyi yavaşlatabilir ve petrol fiyatlarını artırabilir. Benzer şekilde, ABD'nin Tayvan'a verdiği desteği azaltması ve bu ülkeye yönelik tarifelerin artması yarı iletken hisseleri üzerinde olumsuz etki yaratabilir. Rapora göre enflasyon nihayet 2025 yılında %2'ye gerileyerek para politikalarının 2025 sonuna kadar gevşemeye devam etmesine imkân tanıyan bir zemin oluşturdu. Uzmanlar raporda, "sonunda" merkez bankası politikaları enflasyonu kontrol etmekten kafasını biraz kaldırıp büyümeyi desteklemeye yönelebilecek yorumunda bulundu. Korumacı tedbirlerin artması ve çatışmaların sonunun gelmemesi taşıma maliyetlerinin artmasını tetikleyerek, üretim-zincirlerinde daha fazla sıkışmaya neden olup enflasyonu geçici olarak artırabilir. Raporda, "FED, BoE ve ECB’nin 2026 yılı sonuna kadar politika faiz oranlarını önce %3,5 sonra %3,25 ve son olarak da %2 oranlarına düşürmesi bekleniyor" ifadesi yer alıyor. Aşırı ekonomik ısınma karşısında faiz artışlarına gitmek zorunda kalan Brezilya gibi ülkeler hariç olmak üzere uzmanlar, gelişmekte olan ülkelerde de para politikasında temkinli bir gevşemenin başlamasını bekliyor. Raporda "Şirketler için belirsizlik devam ediyor" deniliyor ve politika değişiklikleri ile jeopolitik risklerin yarattığı zorluklara rağmen, yapay zekâ ve teknoloji gibi sektörlerin büyümeye devam edeceği beklentisi vurgulanıyor. Bunlara ek olarak altyapı ve sürdürülebilir sektörlere yatırımların da artacağını öngörüsü raporda paylaşılıyor. Ticari iflasların 2025 yılında %2 oranında artacağı ve 2026 yılında yüksek seviyelerde istikrara kavuşacağı da raporda yer verilen tahminler arasında yer alıyor. Kurumun raporunda Türkiye ekonomisinin 2024 yılında %2,7 oranında büyüdüğü öngörülürken, 2025 büyümesi için %2,5 ve 2026 büyümesi için %3,5 tahmini yer aldı. Kurum Türkiye'de enflasyonun görünümüne dair ise "Türkiye'de enflasyon 2026 yılına kadar çift haneli rakamlarda seyredecek ve işgücü piyasasında açık oluşması durumunda reel maaş artışlarının şirket marjları üzerinde yarattığı zorluklar daha da çok hissedilecek." ifadelerine yer verdi.
Tüm bu gelişmeler altında, emtia fiyat analizleri aşağıdaki şekilde ele alınmıştır.
Selamlarım ve saygılarımla…
Metal-Demir-Çelik:
Foreks haberine göre; sektör uzmanları, küresel emtia fiyatlarının 2025 yılında büyük ölçüde düşmesini bekliyor, ancak altın ve gaz gibi bazı kalemlerde fiyatların yükselmesi muhtemel diyor. Piyasa katılımcıları ayrıca, dünyanın en büyük ikinci ekonomisinde emtia talebinde bir toparlanmayı tetikleyebileceği umuduyla Çin'in daha fazla teşvik edilmesini de izleyecek. Altın fiyatları geçen yıl tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı ve yeni rekorlar 2025'te de devam edebilir. JPMorgan analistleri de, özellikle ABD politikalarının artan gümrük vergileri, yükselen ticaret gerilimleri ve ekonomik büyümeye yönelik daha yüksek riskler şeklinde "daha yıkıcı" hale gelmesi durumunda altın fiyatlarının yükselmesini bekliyor. BullionVault ve JPMorgan, altın fiyatlarının 2025 yılında ons başına 3.000 dolara çıkmasını bekliyor. Gümüş de, özellikle güneş enerjisine olan talebin dirençli kalması ve metalin arzının sınırlı kalması nedeniyle fiyatların yükseldiğini görebilir. JPMorgan analistleri, "Hem gümüş hem de platinin temelde güçlü açık temelleri var ve 2025'in ilerleyen dönemlerinde, baz metaller daha sağlam bir zemin bulduğunda, bir yakalama ticaretinin oldukça güçlü olabileceğini düşünüyoruz" dedi. Gümüş öncelikle endüstriyel uygulamalarda kullanılmakta ve sıklıkla otomobil, güneş panelleri, mücevher ve elektronik üretiminde yer almaktadır. Swiss Asia Capital'in CIO'su Juerg Kiener, yapay zeka ürünlerinin yapımında da gümüşe ihtiyaç duyulduğunu ve askeri uygulamalara da sahip olduğunu söyledi. Bununla birlikte, değerli metal ticaret hizmetleri grubu MKS Pamp bir görünüm raporunda, gümüşün yukarı yönlü hareketinin Trump'ın gümrük vergilerinden etkilenecek olan küresel endüstriyel talebe bağlı olacağını yazdı.
Londra Metal Borsası (LME) verilerine göre Bakır fiyatları Ocak ayını %2.79’luk azalış ile 8.949 dolar/ton seviyelerinde kapatırken, LME Bakır Stokları ise aynı ay için %5.59’luk azalış gösterdi. Investing.com haberine göre; Citigroup, 2025 yılı ilk çeyrek için bakır fiyatlarının 8.500 dolar/ton seviyesine gerilemesini öngörüyor. Banka, bu düşüşün ana sebeplerini daha yüksek ABD tarifeleri, Çin ekonomisi üzerindeki baskılar ve gelişmekte olan piyasalardaki artan borç geri ödeme yükümlülükleri olarak sıraladı. Analistlere göre, bu ters rüzgarlar küresel ekonomik büyümeyi olumsuz etkileyebilir ve bakır talebini baskılayabilir. Özellikle Çin’in emtia talebi üzerindeki etkisi ve ABD’nin ticaret politikalarının yarattığı belirsizlikler, bakır fiyatlarının aşağı yönlü bir seyir izlemesine neden olabilir. S&P Global'in raporu, küresel bakır madeni üretiminin 2025 ile 2026 arasında 23,5 milyon tona ulaşacağını ve ardından 2035'e kadar yılda %2,3 oranında azalacağını gösteriyor. Yakın vadede, Çin'in teşvik umutları ve rafineri aşırı kapasitesi, bakırın fiyatının birincil itici güçleri olabilir. ING analistleri, Çin'deki izabe tesislerinin aşırı kapasitesi nedeniyle bakır fiyatlarının ilk çeyrekte yüksek kalabileceğini öngörüyor. Ancak, yükseliş eğilimi Trump'ın ikinci çeyrekten üçüncü çeyreğe kadar uyguladığı tarifelerle sınırlanabilir, ancak düşüş eğilimi Çin'in daha fazla teşvik önlemiyle dengelenebilir. Şili Devlet Bakır Komisyonu Cochilco, 2025 yılı bakır fiyat tahminini pound başına 4,25 dolarda sabit tutarken, 2026 yılına ilişkin yeni projeksiyonunda da aynı fiyatı kullandığını duyurdu. Cochilco, önümüzdeki on yıl boyunca bakır fiyatlarının 4,00 doların üzerinde kalmasını bekliyor. Cochilco'nun geçici başkan yardımcısı Claudia Rodriguez, yaptığı açıklamada, "Bu öngörüler, enerji dönüşümü, elektrik şebekeleri ve sınırlı arz nedeniyle artan bakır talebiyle destekleniyor" dedi ve jeopolitik gerginliklerin de rol oynadığını sözlerine ekledi. Rodriguez, "Çin'in ekonomik toparlanmasına ilişkin belirsizlik, ABD tarafından uygulanan tarifeler ve para politikasının sertleştirilmesi bakır talebini sınırlayarak fiyatını etkileyebilir" dedi. Cochilco, küresel bakır açığının bu yıl 118.000 ton, gelecek yıla kadar ise 210.000 ton fazlalık olmasını bekliyor.
Londra Metal Borsası (LME) verilerine göre Alüminyum fiyatları Ocak ayını %3.16’lık artış ile 2.596 dolar/ton seviyelerinde kapatırken, LME Alüminyum Stokları ise aynı ay için %8.03’lük azalış gösterdi. Analistlere göre; Alüminyum fiyatları, Avrupa Birliği'nin Ukrayna'yı işgali nedeniyle yeni bir yaptırım paketi kapsamında Rusya'dan metal ithalatının yasaklanmasını önermesinin ardından yükseldi. AB yasağının alüminyum alaşımlarını da kapsayacağı ve bir yıllık bir aşamalı dönemi olacağı belirtilen teklifte, bu dönem için 275.000 tonluk “gerekli” ithalatın muaf tutulacağı belirtildi. Son piyasa raporları, Çin'in üretiminin kapasite sınırına yaklaşması nedeniyle yaklaşan bir alüminyum arz açığına işaret ediyor ve bu durumun önümüzdeki üç yıl içinde alüminyum fiyatlarını yükseltmesi bekleniyor. Granviken, alümina fiyatlarının son çeyrekte rekor seviyelere ulaştığını ve piyasa projeksiyonlarının yanı sıra vadeli işlem eğrilerinin, alüminyum fiyatlarının tarihsel ortalamaların üzerinde kalacağına işaret ettiğini vurguladı. Foreks göre; Ocak-Mart döneminde Japon alıcılara yapılan alüminyum sevkiyatları için prim, denizaşırı ülkelerdeki yüksek primler nedeniyle bir önceki çeyreğe kıyasla %30 artışla 228 dolar/ton olarak belirlendi. Bu rakam Ekim-Aralık çeyreğinde ton başına ödenen 175 dolardan daha yüksek ve üst üste dördüncü çeyrek artışına ve yaklaşık 10 yılın en yüksek seviyesine işaret ediyor.
Londra Metal Borsası (LME) verilerine göre Nikel fiyatları Ocak ayını %0.50’lık azalış ile 15.025 dolar/ton seviyelerinde kapatırken, LME Nikel Stokları ise aynı ay için %7.33’lük yükseliş gösterdi. Outokumpu paslanmaz çelik Şubat 2025 prim fiyatlarını; 430 kalite için 8 EUR/ton artış, 304 kalite için 3 EUR/ton artış ve 316 kalite için 18 EUR/ton artış ile açıkladı. S&P Global Market Intelligence, Avrupa yerel sınıf 304 paslanmaz çelik sac fiyatlarının 2025'in 1. çeyreğinde 2.682 $/mt seviyesinden 2.604 $/mt seviyesine düşeceğini tahmin ediyor. 2025'in 2. Çeyreğinde ise 2.682 $/mt seviyesine hafif bir artış bekleniyor. Avrupa nikel pik demiri (NPI) ithalatı, birçok fabrikanın üretimde daha ucuz malzemeler tercih etmesiyle 2024'te paslanmaz hurda fiyatlarını düşürdü. Birçok Avrupa fabrikası, büyük karbon ayak izi nedeniyle nikel pik demiri kullanmayı tercih etmiyor, ancak üreticiler için marjlar zaten dar olduğundan, NPI’nın 2025'te de kullanıma devam edeceği öngörülüyor. Ancak, uzun vadede, Avrupa paslanmaz fabrikalarının zaten yüksek hurda kullanım oranlarına sahip olması ve AB'nin Karbon Sınır Ayarlama Mekanizması'nın (CBAM) 2026'da demir ve çelik sektörü için yürürlüğe girmesiyle, NPI uygulanabilir bir girdi olmayabilir.Foreks göre; Endonezya'nın bu yıl nikel cevheri madenciliği için yaklaşık 200 milyon tonluk bir kota belirlediği ve madencilerin çevre ve diğer kurallara uymaması halinde bu kotanın azaltılabileceği bildirildi. INN analistleri, Nikelin düşük performansının, zayıflayan talep ve devam eden piyasa fazlası nedeniyle en azından yakın vadede devam edeceğine inanıyor. Analistlere göre; Endonezya'daki üretimdeki artış, nikeli son yıllarda aşağı çekti ve paslanmaz çelik ve elektrikli araç (EV) pil sektörlerinden gelen talep hayal kırıklığı yaratmaya devam ediyor. Genel olarak, önümüzdeki yıl büyük fiyat hareketleri beklenmiyor. Küresel pazardaki fazlalık devam ettikçe nikel fiyatlarının gelecek yıl baskı altında kalmasını öngeren analistler, 2025'te fiyatların ortalama 15.700 ABD doları olacağını öngörüyor.
Londra Metal Borsası (LME) verilerine göre Çinko fiyatları Ocak ayını %8.86’lık azalış ile 2.711 dolar/ton seviyelerinde kapatırken, LME Çinko Stokları ise aynı ay için %23.06’lik azalış gösterdi. Analistler, rafine çinko üretimindeki toparlanma ve zayıf talep nedeniyle çinko fiyatlarının 2025 yılında muhtemelen düşeceğini söylüyor. Fitch Solutions'ın bir birimi olan araştırma ajansı BMI, "2024'teki daralmanın ardından, cevher tedarik kısıtlamalarının hafifletilmesiyle rafine çinko üretiminin 2025'te toparlanacağını öngörüyoruz. Bu, piyasayı 2025'te yıllık 270.000 tonluk bir fazlaya itecek ve bu, 2024'te beklenen 184.000 tonluk açıkla keskin bir tezat oluşturuyor" dedi. BM'nin bir kolu olan Uluslararası Kurşun ve Çinko Tedarik Grubu (ILZSG), derlediği ön verilere göre, rafine çinko için küresel pazarın 2024'ün ilk on ayında 19.000 ton fazla verdiğini ve bildirilen toplam envanterin 80.000 ton arttığını belirtti. BMI, çinko fiyatının 2025'te ton başına 2.650 dolar olarak tahmin edildiğini söyledi. Araştırma ajansı, "Yılı 3 Ocak 2025'te ton başına 2.888 dolar gibi sağlam bir fiyatla başlatmamıza rağmen, yıllık ortalama fiyatta yıl bazında %5,8 düşüş bekliyoruz ve bu da 2024 kazanımlarını etkili bir şekilde ortadan kaldırıyor" dedi. Uzun vadede, 2024-2028 yılları arasında fiyatların ton başına ortalama 2.700 dolar olacağını ve 2022 yılındaki 3.440 dolar/ton seviyelerinin altında kalacağını öngörüyor. AOCE, fiyatların 2025 yılında ton başına 2.770 dolarda, 2026 yılında ise ton başına 2.710 dolarda sabitlenmesinin beklendiğini belirtti. ABD merkezli Morgan Stanley, 2025 yılında fiyatların 2024'teki ton başına 2.770 dolar civarında olmasının beklendiğini, 2026'da ise ton başına 2.710 dolara kadar hafif bir düşüş yaşanacağını bildirdi. BMI raporunda, çinko fiyatlarının devam eden zorluklar nedeniyle baskı altında kalmasının beklendiği belirtilirken, küresel para politikaları ve Çin'in ekonomik toparlanma çabalarının 2025'te fiyat artış hızının belirlenmesinde kritik rol oynayacağı ifade edildi. AOCE, görünüm döneminde istikrarlı çinko fiyatlarının, fiyat kaynaklı maden kapanmalarının olasılığını azaltmaya yardımcı olmasının beklendiğini belirtti.
Londra Metal Borsası (LME) verilerine göre Kurşun fiyatları Ocak ayını %0.18’lik azalış ile 1.918 dolar/ton seviyelerinde kapatırken, LME Kurşun Stokları ise aynı ay için %9.13’lük azalış gösterdi. Aynı dönem için LME Kalay fiyatları %3.34’lük artış ile 29.865 dolar/ton olurken, LME Kalay stokları %10.52’lik azalış gösterdi. Analistler, geçen ay iki yıllık zirveye ulaştıktan sonra, küresel kalay fiyatlarının önümüzdeki birkaç ayda sıkı arz ve artan talep nedeniyle muhtemelen artacağını söyledi. Uluslararası Kalay Birliği'nde (ITA) Kıdemli Araştırma Analisti olan Tom Langston, "Geçtiğimiz yıl yeni bir madencilik ve eritme lisanslama sistemi getirilmiş olsa da, Endonezya ihracatının Yeni Yıl nedeniyle ihracat izinlerinde yaşanan gecikmeler nedeniyle Ocak ayında önemli ölçüde düşmesi bekleniyor. Çin'deki eritme tesisleri hammadde temininde sıkılık bildirmeye devam ediyor ve bu durum birçok kişiyi Bahar Festivali sırasında daha uzun üretim molaları vermeye yöneltiyor" dedi. Fitch Solutions'ın bir birimi olan araştırma kuruluşu BMI, Myanmar'ın kalay arzının neredeyse tamamını karşılayan Man Maw madenindeki madenciliğin, 4 Ocak 2024'ten itibaren diğer tüm madencilik faaliyetlerine yönelik yasağın kaldırılmasına rağmen henüz yeniden başlatılmadığını söyledi. BMI, artan talep ve devam eden arz sıkışıklığı sebebiyle 2025 yılı için ortalama kalay fiyatı tahminini 32.000$/ton olarak koruduğunu söyledi.
Demir Cevheri fiyatları, Ocak ayını %3.96’lık artış ile 105 dolar/ton seviyelerinde kapattı. LME Çelik Hurda CFR Türkiye (Platts) fiyatları Ocak ayında %1.59’luk azalış kaydederken, son 12 aylık değişimi %19.04 azalış yönlü oldu. LME İnşaat Çeliği FOB Türkiye (Platts) fiyatları ise Ocak ayında %2.47 oranında azalırken, son 12 aylık değişim ise %8.83 azalış yönlü oldu. Ekonomi gazetesi haberine göre; ABD Başkanı Donald Trump’ın son açıklamalarının ABD-Çin ticaret gerginliğinin tırmanacağı yönündeki endişeleri yatıştırması demir cevheri piyasalarına yukarı yönlü yansıma yaptı. Çin demir cevheri talebinin güçlü kaldığına işaret eden verilerle fiyatlar ocak ayını yükseliş eğrisi çizerek geçirdi. Ton başına beklenti 75-120 dolar aralığı Reuters tarafından analistler arasında yapılan bir anket ise fiyatların 2025 yılında ton başına 75 ila 120 dolar arasına kalacağına işaret ediyor. UBS’nin EMEA madencilik başkanı Myles Allsop, “Temel senaryomuz 2025 yılında ılımlı bir fazlalık ve fiyatların 95-100 dolar/ ton civarında seyredeceğini gösteriyor” diyor. Capital Economics analistlerine göre; Demir cevheri fiyatları, politika teşvikinin Çin'in inşaat sektöründe belirgin bir düşüşü önleyebileceği yönündeki iyimserlikle desteklendi. Ancak analistler; teşvik kaynaklı herhangi bir artışın geçici olacağını ve demir cevheri talebinin zayıflayacağını düşünüyor. Bu yıl yeni düşük maliyetli arzın da devreye gireceği göz önüne alındığında, demir cevheri fiyatlarının sırasıyla 2025 sonu ve 2026 sonu itibarıyla ton başına 85 ve 70 dolara düşmesini bekliyor. Goldman Sachs, yılın ilk yarısı için demir cevheri fiyat tahminini revize etti. Şirketin emtia analisti Aurelia Waltham'a göre, demir cevheri için ortalama fiyat beklentisi ton başına 100 dolara çıkarıldı. Ancak, fiyatların yıl sonuna kadar ton başına 90 doların altına düşmesi bekleniyor. Goldman Sachs, demir cevheri fiyatlarındaki aşağı yönlü baskının hafiflediğini ve güncellenen projeksiyonlarını etkilediğini belirtti.
Plastik ve Kauçuk:
TÜSMOD Plastik Fiyat Endeksine göre Ocak ayı plastik fiyatları ortalama %0.05, son 12 ayda ise ise %3.38 azalış gösterdi. Ocak ayında en yüksek artış %3.91 ile PMMA fiyatlarında görülürken, en yüksek düşüş ise -%5.75 ile PVC’de görüldü. Bunu %2.15’lük azalış ile PS ve %1.59’luk azalış ile POM takip etti. Chemorbis haberlerine göre; Türkiye’de, ithal PP piyasalarında üst sınırlar dirençle karşılaştı. Talep kısıtlı tedarik ve Avrupa’da artan propilen kontratı nedeniyle yükselen fiyatlar ile zayıf kaldı. İtalya’da ise PP üreticileri, Şubat’a gözle görülür artışlarla başladı. PP piyasasında, propilen kontratındaki 52,50€/tonluk artışın ardından bu hafta 70-100€/tonluk zam girişimleri görüldü. Avrupa’da, Şubat PP teklifleri keskin artışlarla açıklandı. PP üreticileri, Şubat fiyat politikalarını propilen kontratındaki 52,50€/tonluk artışın üzerinde gelen zamlarla açıklamaya başladı. Türkiye’de, PE satıcıları Şubat için yeni zamlarla döndü. Düzenli tedarikçiler Şubat ayı için yeni PE tekliflerini açıklamaya başlarken, son seviyeler halihazırda beklendiği gibi yeni bir dizi artışa işaret etti. İtalya’da PE üreticileri, Şubat etilen kontratının artışla sonuçlanmasının ardından piyasaya üç haneli artışlarla yaklaştı. Avrupalı PE üreticileri, Şubat için etilen kontratını aşan zam talep ediyor. Etilen kontratındaki 52,50€/tonluk artışın ardından bu hafta 150€/tona varan artışlar görülmeye başlandı. Türkiye PVC piyasasında talep belirsizliği sürüyor. Şubat etilen kontratlarının artışla sonuçlanması yeni Avrupa PVC teklifleri için beklentileri güçlendirdi. Avrupalı PVC tedarikçileri, Şubat ayında marjlarını geri kazanmayı hedefliyor. Çoğu PVC üreticisi, ertelenen etilen kontratları nedeniyle Şubat için resmi açıklamalarını henüz yapmadı. 2025 yılının başlangıcında, Çin’in PVC piyasaları farklı eğilimlere sahne oldu. Ancak, piyasa havası durgun alım ilgisi ve bol tedarikten etkilenmeye devam ediyor. Arz-talep dinamiklerindeki süregelen zayıflığın yanı sıra, Noel ve Yeni Yıl tatilleri sırasında birçok oyuncunun piyasadan uzak kalması ve bunun ticaret ortamını daha da yavaşlatması nedeniyle tatil rehaveti de faaliyetleri azalttı. Vadeli işlem piyasalarındaki sürekli düşüş eğilimi daha fazla baskı yarattı. Dalian Emtia Borsası’nda Mayıs vadeli PVC kontratları 3 Ocak itibarıyla haftalık bazda 119Yuan/ton (16$/ton) geriledi. Çin yurtiçi PVC fiyatları, 3 Ocak’ta sona eren haftada alt sınırlarda stabil seyrederken, üst sınırlarda haftalık bazda 50-100Yuan/tonluk (7-14$/ton) düşüşler görüldü. Fiyatlar etilen bazlı PVC için 5050-5300Yuan/ton (KDV hariç 612-643$/ton) ve asetilen bazlı K67 için 4900-5050Yuan/ton (KDV hariç 594-612$/ton) olarak değerlendirildi. Bu seviyeler, kısa vadede mevcut seviyelerinde dalgalanması beklenen yurtiçi fiyatlar için yeni rekor düşük seviyelere işaret ediyor. İhracat fiyatlarında da benzer eğilimler görüldü; etilen bazlı PVC değişmedi veya 10$/ton düşüşle FOB Çin, peşin 635-660$/tonda değerlendirildi. Asetilen bazlı PVC ise aynı koşullarla 620-640$/tonda stabil kaldı. 2025’in ilk haftasında, tüm menşeler için ithal PVC K67 fiyatları bir hafta öncesine kıyasla değişmedi veya 35$/ton artışla CIF Çin, peşin ödemeli 670-740$/tondan değerlendirildi. Türkiye’nin şişelik PET piyasaları yön arayışında. Hem ithal hem de yurtiçi şişelik PET piyasaları stabil bir seyir izledi. Avrupa PET piyasasında Şubat için artış görüldü. Yeni PET teklifleri 20-30€/ton civarında artışlarla açıklanırken, önümüzdeki günlerde daha fazla teklifin açıklanması bekleniyor. Türkiye'de PS satıcıları arasında hava, düşen petrole rağmen güçlü kaldı. Yeni Şubat PS fiyatları açıklanmaya başlarken, çoğu spot stiren piyasasında önceki artışlar ve temkinli talep nedeniyle piyasa dalgalı seyretti. Mısır'ın PS piyasaları Şubat’ta tamamen düşüşe geçti. Global stiren fiyatları, piyasaların Yeni Yıl kutlamaları ve hafif dalgalanan petrol fiyatları arasında kaldığı geçen hafta karışık bir eğilim gösterdi. ChemOrbis Fiyat Sihirbazı’na göre, Asya’da spot stiren haberin yazıldığı sırada 2023’ün Aralık başından bu yana en düşük seviyede yer alırken, Avrupa ve ABD’de ise 2024’ün Ekim ortasından bu yana en yüksek seviyeye ulaştı. Bölgelere göre farklılık gösteren arz-talep dinamikleri zıt eğilimlerde rol oynarken, bu etkenler çoğu durumda maliyet faktörlerinden ağır bastı. Asya’da spot fiyatlar 2023’ün Aralık başında 1000$/ton eşiğinin altına inmelerinden bu yana görülen en düşük seviyede yer aldı. Ham petrol ve nafta fiyatlarındaki haftalık artışlara rağmen, Zhejiang Petroleum & Chemical’ın Çin’deki stiren tesisini yeniden devreye almasının ardından artan arz, şu ana kadar piyasa üzerinde baskı oluşturdu. Noel ve Yeni Yıl tatilleri nedeniyle fiyat görüşmelerinin azaldığı piyasada son dönemde görülenstabil eğilim göz ardı edildiğinde, düşen benzen fiyatları da spot stiren fiyatlarını aşağı çekti. Buna göre, Asya’da spot benzen fiyatları 900$/ton eşiğinde veya altında işlem gördü ve 2024’ün Kasım ortasından bu yana en düşük seviyeye işaret etti. Stiren fiyatlarının son haftalarda dar bir aralıkta işlem gördüğü zayıf Asya piyasasının aksine, Avrupa’da spot stiren teklifleri Kasım sonunda dip yapmalarından bu yana arz kısıtlamalarının desteğiyle çoğunlukla yükselişini sürdürdü. Nitekim, spot piyasa ham petrol fiyatlarındaki haftalık artışların da etkisiyle FOB NWE 1000$/ton seviyesinin üzerine çıktı. Ayrıca, yükselen benzen fiyatlarının etkisi ve LyondellBasell’in Hollanda’daki tesisinde (680.000 ton/yıl) devam eden duruş da artış havasını destekledi. Bu doğrultuda, spot stiren fiyatları haftalık bazda 130$/tonluk keskin bir artışla FOB NWE 1100$/ton seviyesinden bildirildi. ChemOrbis verilerine göre, hafta başında fiyatlar biraz gevşese de, piyasa halen 2024’ün Ekim sonundan bu yana görülen en yüksek seviyeye işaret ediyor. Kontrat piyasaları, bölgede yükselen spot benzen ve stiren fiyatlarını yansıttı. Ocak benzen kontratı Aralık ayına kıyasla 45€/ton (47$/ton) artışla yapıldı. Aynı şekilde, Ocak stiren kontratı da bir önceki aya kıyasla 36€/ton (37$/ton) yükseldi.Türkiye’nin ABS piyasası, Şubat ayına karışık fiyat politikalarıyla başladı. Maliyet baskısı bazı tedarikçileri Şubat için yeni tekliflerini artışlarla açıklamaya teşvik etti. İtalya’da, ilk ABS teklifleri Ocak ayına kıyasla Şubat’ta artışlarla açıklanmaya başladı.
Enerji ve Petrol:
AA haberine göre; Boru Hatları ile Petrol Taşıma AŞ (BOTAŞ), şubat itibarıyla mesken ve sanayi abonelerinin kullandığı doğal gaz ile elektrik üretim amaçlı gazın satış tarifesinde değişiklik yapılmadığını bildirdi. BOTAŞ'ın internet sitesinde yayımlanan tarife tablosuna göre, doğal gazda şubatta geçerli olacak mesken ve sanayi abonelerinin tarifesi ile elektrik üretim amaçlı tarife sabit kaldı. Buna göre, BOTAŞ'ın konut tüketicileri için dağıtım şirketlerine şubatta uygulayacağı satış fiyatı, bin metreküp doğal gaz için 5 bin 631 lira olarak açıklandı. Ekmek üreticileri için tarife, bin metreküp doğal gaz için 8 bin 549 lira olarak belirlendi. Elektrik üretim amaçlı tarifede ise bin metreküp doğal gazın fiyatı 12 bin lira olarak duyuruldu. ABD Enerji Enformasyon İdaresi (EIA), bu yıla ilişkin petrol fiyatı tahminini yukarı yönlü revize etti. EIA'nın 'Ocak 2025 Kısa Dönem Enerji Görünümü Raporu'na göre, bu yılın ilk çeyreğinde küresel petrol stoklarında beklenen günlük ortalama 500 bin varillik azalışın gelecek aylarda petrol fiyatlarını yukarı yönlü baskılayacağı öngörülüyor. Stoklardaki düşüşte, Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) ve OPEC dışı bazı üretici ülkelerden oluşan OPEC+ grubunun üretim kesintilerine devam etme kararının etkili olacağı değerlendiriliyor. Söz konusu düşüşle, bu yılın ilk çeyreğinde Brent türü ham petrolün ortalama varil fiyatının aralık ayına göre 2 dolar artarak 76 dolara yükseleceği hesaplanıyor. Ancak yıl başında yukarı yönlü baskılanan petrol fiyatlarının, küresel petrol arzındaki artışın talepteki büyümeyi geride bırakmasıyla yıl ortası itibarıyla genel olarak düşeceği tahmin ediliyor. Buna göre, bu yıl için Brent petrolün ortalama varil fiyatının 74,31 dolar seviyesinde gerçekleşmesi bekleniyor. Bu rakam, önceki raporda 73,58 dolar olarak tahmin edilmişti. Batı Teksas türü (WTI) ham petrolün ortalama varil fiyatının da 70,31 dolar seviyesinde olacağı öngörülüyor. Söz konusu rakam, geçen ay 69,12 dolar olarak hesaplanmıştı. EIA, geçen yıl için Brent petrolün ortalama varil fiyatını 80,56 dolar, WTI ham petrolün ise 76,60 dolar olarak açıkladı. Rapora göre, OPEC+ grubunun üretim politikası ve Orta Doğu'daki çatışmalar petrol fiyatı öngörüleri için belirsizlik oluşturmaya devam ediyor. Ekonomim haberine göre; Citi, Brent petrolünde fiyatın 2025'in ikinci yarısında düşmesini bekliyor. ABD Başkanı Trump'ın uygulamaya koyduğu ticaret politikalarının er ya da geç petrol piyasası üzerinde aşağı yönlü bir etkisinin olacağına inanmaya devam ettiklerini belirten Citi, 2025'in ikinci yarısında Brent petrolünde fiyatın 60-65 dolar/varil aralığına gelmesini bekliyor. Ham petrol fiyatları, tırmanan ABD-Çin ticaret savaşının etkisiyle 31 Aralık 2024'ten bu yana en düşük seviyesine geriledi. Yatırımcılar, küresel ekonomik büyümedeki yavaşlama ve dünyanın en büyük petrol ithalatçısı olan Çin'deki enerji talebinin zayıflaması konusunda giderek daha fazla endişe duyuyor. Petrol fiyatlarındaki mevcut düşüşe rağmen, Orta Doğu'daki jeopolitik gerilimler destek sağlamaya devam edebilir. ABD Başkanı Trump, bölgesel çatışmaları yoğunlaştırabilecek bir hamle olarak Gazze'nin kontrolünü ele almayı önerdi. Trump'ın ayrıca Tahran'ın petrol ihracatını sıfıra indirme niyetini açıklayarak İran'a yönelik yaptırımları güçlendirmesi bekleniyor. EIA'ya göre İran, Orta Doğu petrol rezervlerinin yüzde 24'ünü ve küresel rezervlerin yüzde 12'sini oluşturuyor. Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin ardından 2022'den bu yana petrol ihracatı arttı ve mevcut arz günde 1,5 milyon varile ya da küresel üretimin %1,4'üne ulaştı. Bununla birlikte, S&P Global'in bir raporunda şunlar kaydedilmiştir: "Donald Trump'ın ABD başkanı seçilmesi ve Orta Doğu'da devam eden çatışmalar, İran petrolündeki büyümenin durmasına ve ülkenin üretim kapasitesini artırma planlarının tehlikeye girmesine yol açabilir." İran, OPEC'i ABD'nin olası petrol yaptırımlarına karşı birleşmeye çağırdı. 3 Şubat'ta OPEC+, Nisan ayından itibaren arzı kademeli olarak artırma planına devam etmeyi kabul ederken, EIA'yı üretimi izlemek için kullandığı kaynaklar listesinden çıkardı.
Döviz Kurları:
TCMB 31 Ocak 2025 kapanış verilerine göre, USD döviz satış kuru bazında %1.37’lük artış ile 35,83 TL; EUR döviz satış kuru bazında %1.12’lik artış ile 37,21 TL oldu. EUR/USD paritesi ise %0.25 azalarak, 1.0387 seviyesine geriledi. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Ocak ayı Piyasa Katılımcıları Anketine göre; katılımcıların cari yıl sonu döviz kuru (ABD Doları/TL) beklentisi bu anket döneminde 43,03 TL olmuştur. 12 ay sonrası döviz kuru beklentisi ise bir önceki anket döneminde 43,23 TL iken, bu anket döneminde 43,81 TL olarak gerçekleşmiştir.
Yurtiçi Fiyat ve Maliyet Endeksleri:
TÜİK verilerine göre, Yİ-ÜFE (2010=100) 2024 yılı Ocak Ocak ayında bir önceki aya göre %3,06 artış, bir önceki yılın Aralık ayına göre %3,06 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre %27,20 artış ve on iki aylık ortalamalara göre %39,50 artış gösterdi. Sanayinin dört sektörünün yıllık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında %33,40 artış, imalatta %27,60 artış, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında %18,20 artış ve su temininde %54,39 artış olarak gerçekleşti. Ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri; ara mallarında %23,27 artış, dayanıklı tüketim mallarında %37,44 artış, dayanıksız tüketim mallarında %37,42 artış, enerjide %18,05 artış ve sermaye mallarında %25,61 artış olarak gerçekleşti. Sanayinin dört sektörünün aylık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında %3,57 artış, imalatta %3,25 artış, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında %0,44 azalış ve su temininde %16,84 artış olarak gerçekleşti. Ana sanayi gruplarının aylık değişimleri; ara mallarında %1,81 artış, dayanıklı tüketim mallarında %6,39 artış, dayanıksız tüketim mallarında %4,45 artış, enerjide %2,27 artış ve sermaye mallarında %3,25 artış olarak gerçekleşti. Investing haberine göre; Bank of America analistleri, ABD doları için uzun vadeli tahminlerini revize ederek 2025 sonuna kadar daha güçlü bir performans öngörüyor. Bu revize edilmiş görünüm, döviz tahmincileri arasında fikir birliğinde değişikliğe yol açan ABD seçim sonuçlarının ardından geldi. Daha önce 2024'ün geri kalanı için ABD dolarına karşı olumsuz olan konsensüs, şimdi daha olumlu bir duruşa kaymış durumda. 2025 yılı sonu için medyan konsensüs tahmini, EUR/USD'nin sadece 1,05'e mütevazı bir yükseliş öngörüyor. Bu, geçtiğimiz ay gözlemlenen 1,0679'luk 12 aylık EUR/USD forward ortalamasıyla tezat oluşturuyor. Benzer şekilde, konsensüs USD/CHF'de önemli bir hareket beklemiyor ve 2025 boyunca 0,90'lık sabit bir tahmin sürdürüyor. Oysa USD/CHF almak için 12 aylık forwardlar yaklaşık 0,8560 civarında işlem görüyordu. Bu görünüm revizyonu, ABD seçimlerinden önce ortaya çıkan ve Cumhuriyetçilerin zaferi durumunda EUR/USD'nin parite seviyesine ulaşabileceğini öne süren spekülatif anlatıları takip ediyor. Analistlere göre, mevcut piyasa koşulları ve tarihsel benzerlikler, ABD doları rallisinin 2025'e kadar devam etme potansiyeline sahip olduğunu gösteriyor. Bu senaryoya hazırlanmak için mevcut fiyat seviyelerinde korunma önlemlerinin değerlendirilmeye değer olduğuna inanıyorlar.
YD-ÜFE 2024 yılı Aralık ayında bir önceki aya göre %0,91 artış, bir önceki yılın Aralık ayına göre %23,50 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre %23,50 artış ve on iki aylık ortalamalara göre %41,55 artış gösterdi. Sanayinin iki sektörünün yıllık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında %22,19 artış, imalatta %23,53 artış olarak gerçekleşti. Ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri; ara mallarında %21,53 artış, dayanıklı tüketim mallarında %26,23 artış, dayanıksız tüketim mallarında %24,07 artış, enerjide %8,08 artış, sermaye mallarında %27,58 artış olarak gerçekleşti. Sanayinin iki sektörünün aylık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında %1,0 artış, imalatta %0,90 artış olarak gerçekleşti. Ana sanayi gruplarının aylık değişimleri; ara mallarında %0,76 artış, dayanıklı tüketim mallarında %0,01 artış, dayanıksız tüketim mallarında %1,19 artış, enerjide %0,30 artış, sermaye mallarında %1,18 artış olarak gerçekleşti.