ODD Başkanı Mustafa Bayraktar: “5 Otomobil Fiyatı Kadar Vergi Ödüyoruz”
ODD'nin 28. Genel Kurul Toplantısı gerçekleştirildiOtomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Bayraktar, Sektörümüzü cari açığın müsebbibi olarak görüp çok sık dinamikleriyle oynamak bu sektörün oyuncularının karar almasını imkansızlaştırmakta, daha da ötesinde yeni yatırımlar çekmeyi zorlaştırmaktadır” dedi.
ODD Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Bayraktar, ODD’nin 28. Olağan Genel Kurul Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, 2013 yılının son döneminde kur ve faiz artışlarının sektörde yarattığı olumsuz etkiye ilave olarak, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) açıkladığı makro ihtiyati tedbirlerle Şubat 2014’ten itibaren otomobil kredilerine ve vadelerine sınırlamalar getirildiğini anımsattı. Bu gelişmeler ışığında, 2014 yılı için zaten olumsuz bir senaryo beklentisi içerisindeyken, yılbaşında beklenmedik bir şekilde yükselen Özel Tüketim Vergisi’nin (ÖTV) otomotiv pazarı için öngörülerinin iyice küçülmesine yol açtığını anlatan Bayraktar, yılın ilk iki ayında sektörün yüzde 18 civarında daraldığını aktardı.
Otomotiv pazarında bu yıl yüzde 20-30 aralığında bir daralmanın sürpriz olmayacağını ifade eden Bayraktar, 1 milyon adetlik otomotiv pazarına 2014 yılı itibariyle varılabileceğini öngörmüşken, bugün maalesef 2014 için 600- 700 bin adetlik pazar tahminlerini konuşur durumda olduklarını söyledi. Otomotiv sektörünün son 8 yılda yaklaşık 13 milyar dolar dış ticaret fazlası vermesine rağmen cari açık ve bütçe performansı gibi nedenlerle vergi artışı yaşadığına ve kredi imkanlarının sınırlandırıldığına işaret eden Bayraktar, “Sektörümüzü cari açığın müsebbibi olarak görüp çok sık dinamikleriyle oynamak bu sektörün oyuncularının karar almasını imkansızlaştırmakta, daha da ötesinde yeni yatırımlar çekmeyi de zorlaştırmaktadır. Unutulmamalıdır ki, istikrarlı ve sürdürülebilir iç piyasası olmayan bir otomotiv sektörü, ancak iki ileri bir geri mehter takımı gibi hareket eder” diye konuştu. Otomotiv Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planı, revize edilmeli Dünyada otomobil sahipliği artarken Türkiye’nin hala dünya ortalamasının altında bulunduğunu aktaran Bayraktar, sektörün gelişmesinin ve potansiyelinin ortaya çıkmasının önündeki engellere ilişkin şunları kaydetti: “Ülkemizin yaşlı araç parkı sektörümüzde önemli bir sorun olmaya devam ediyor. 2013 sonu itibariyle 13 milyon 615 bin adede ulaşan toplam araç parkımızın yüzde 44’ü 12 ve üzeri yaştaki araçlardan oluşuyor. 16 ve üzeri yaş grubunu oluşturan araçların oranı yüzde 33, 20 yaş ve üzeri araçların oranı ise yüzde 22 seviyesinde. Bu tablonun hem ekonomiye hem de çevreye ciddi zararları var. Bunun başlıca sebebi, vergilendirme sistemidir. Neredeyse tüm dünyada araç yaşlandıkça vergisi yükselirken, bizde tam tersine düşüyor. Ülkemizde de vergilendirme sisteminin, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi araçların karbon emisyonları nedeniyle yarattıkları çevresel etki de dikkate alınarak, aracın yaşına göre değil, Avrupa ülkelerindekine benzer kriterler ile uygulanması gerekir. Araç parkımızı gençleştirmeye ve yenileştirmeye hizmet edecek politikaların geliştirilmesi artık gerçekten çok büyük bir ihtiyaç.” Bayraktar, yeni araçlar üzerindeki aşırı yüksek vergi yükünün de önemli bir konu olduğunu belirterek, sektörde OECD ülkelerinin ortalaması olan yüzde 47’nin oldukça üzerinde vergi yükü bulunduğunu söyledi. Bayraktar, Türkiye Otomotiv Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planı’ndan hayli ümitli olduklarını, ancak bu çalışmanın yegane büyük etkisinin Ar-Ge teşvikleri konusunda görüldüğünü ve faydalı çalışmalar yapıldığını dile getirdi. Mustafa Bayraktar, bu Strateji Belgesi ve Eylem Planı’nın mevcut durumu, ekonomik hayatı ve sektörü yakından ilgilendiren son dönemdeki hızlı değişiklikler sebebiyle, kamu ve özel sektör yan yana gelecek şekilde yeniden görüşülmesi ve yeni dönemin ihtiyaçlarını kapsayacak şekilde revize edilmesi gerektiğini de sözlerine ekledi. Hyundai küresel marka oldu, Anadol tarih oldu” Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müsteşarı Ziya Altunyaldız ise Türkiye’de kişi başına otomobil sayısında kat edilmesi gereken önemli mesafeler bulunduğunu ifade etti. Güney Koreli Hyundai’nin 1967 yılında, Türk Anadol markasının ise 1966 yılında kurulduğunu hatırlatan Altunyaldız, “Bu yıllara geldiğimiz zaman Hyundai bir küresel marka olmuş ama Anadol maalesef tarih olmuş” dedi. Otomotiv sektörünün kamu tarafından hiçbir şekilde göz ardı edilemeyecek bir konumda bulunduğunu vurgulayan Altunyaldız, “7 yıldır ihracatın lideri olan, 400 bin civarında sağlayan, 1,2 milyon üretim yapan, bölge ve dünyada belli bir güce sahip bir Türk otomotiv sektöründen söz ediyoruz. Otomotiv sektörü paydaşları ekonominin lokomotifi olan bir sektörün mensuplarıdır. İniş çıkışlar olacaktır. Sektör hiçbir zaman zaten umutsuzluğa düşmedi. İniş çıkışlara rağmen bu sektörün yönü hep yukarı doğrudur” değerlendirmesini yaptı. ODD Genel Koordinatörü Hayri Erce de ODD’nin sektörün 2014 yılına iyi bir başlangıç yapmadığını belirterek, “Yıla yüzde 18 civarında bir daralmayla başladık. Maalesef içerisinde bulunduğumuz seçim süreci olsun, makro-ihtiyati tedbirler olsun, düşük büyüme süreci olsun, Merkez Bankası’nın sıkı para politikası olsun…
Bunlar şu an için bizim işimizi kolaylaştırmayan faktörler. Bunlar yurt içi kaynaklı. Yurt dışı kaynaklı tapering (tahvil alım azaltımı) süreci ve global para teşviklerinin azaltılmasıyla finansal imkanların zorlaşması da maalesef içinde bulunduğumuz süreci daha da güçleştirmekte” diye konuştu. 2023 hedeflerine ulaşma noktasında 2014’ün çok da faydalı bir yıl olma ihtimali oldukça düşük göründüğü yorumunu yapan Erce, “Bu yıl Türkiye iç pazarıyla ilgili 600-700 bin arasında bir pazar tahminimiz söz konusu. 1 milyon 100 ile 1 milyon 200 bin adet aralığında üretim, 810-850 bin adet ve 21-22 milyar dolarlık bir ihracat seviyesiyle yılı kapatacağız gibi görünüyor” dedi.
Haberin Kaynağı : TAYSAD
13.05.2014