Otomotiv Dönüşüm Virajında
Pandemi nedeniyle 2020’de büyük kayıp yaşayan otomotiv sektörü, 2021’e de çip krizi ve üretim aksamalarıyla başladı.
Otomotiv Dönüşüm Virajında
Pandemi nedeniyle 2020’de büyük kayıp yaşayan otomotiv sektörü, 2021’e de çip krizi ve üretim aksamalarıyla başladı. Sektörde hızlı dijitalleşmenin etkisiyle oyun yeniden kurulurken, değişime uygun planlar hâlâ yetersiz. Sürdürülebilirlik sektörün en önemli gündem maddelerinden biri haline geldi, siber güvenliğin önemi de hiç olmadığı kadar arttı
KPMG Türkiye’nin hazırladığı Sektörel Bakış serisinin Otomotiv raporu yayımlandı. Rapor, otomotiv sektöründeki paradigma değişimine yönelik değerlendirmenin yanı sıra sektörün sürdürülebilir büyümesini ve ekonomiye daha fazla katkı sunmasını sağlamak için ihtiyaç duyulan politika önerilerini sunuyor. Umutla başladığı 2020’yi salgın nedeniyle büyük kayıpla kapatan sektörü çip krizi ve halen devam eden üretimdeki aksamalar zorluyor. Dijitalleşmenin hızı da yakın gelecekte çok daha farklı bir otomotiv sektörü göreceğimizi söylüyor.
Raporu değerlendiren KPMG Türkiye Otomotiv Sektör Lideri Hakan Ölekli, sektörün yeni döneme adapte olmaya çalıştığını belirterek, “2020 yılının başında Çin’de görülen ilk Covid-19 vakasıyla birlikte geri dönüşü olmayan bir değişimin içerisine girdik. Bir süredir ortaya konulan ‘otomotivde oyun yeniden kuruluyor, paradigmalar değişiyor’ yaklaşımları giderek daha çok taraftar buluyor ama bir yandan da bu değişime uygun planlara sahip olunmadığı açığa çıkıyor” dedi. Ölekli, şöyle devam etti:
“Küresel otomotiv sektörü; çip yokluğu, ham madde fiyatlarındaki hızlı yükselişler, küresel üretimde yüzde 16’lık daralma, emisyon kriterlerinin sıkıştırmasıyla dizel araçların yok oluşu gibi tehdit ve değişim ortamında var olmaya ve geleceğe uzanmaya çalışıyor. Bunların ötesinde, iklim krizi ve çevresel sorunlar sektör üzerindeki baskıyı ve sorumluluğu artırıyor. Dünya genelindeki bu değişimler sektörün, elektrikli ve hibrit motorlu araçlar çağına tam gazla girmesini sağladı. Bu gelişmeler, mevcut araç merkezli sistemimizi radikal bir şekilde daha verimli, veri-odaklı, sürücüsüz ve müşteri odaklı bir ekosisteme dönüştürecek. Sektörde siber güvenliğin önemi hiç olmadığı kadar arttı.”
ÖTV düzenlemesi satışları artıracak
Hakan Ölekli şu konulara dikkat çekti:
Resmi Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanlğı kararı ile binek otomobil alım-satım işlemlerinde geçerli olacak ÖTV matrah limitleri değiştirildi. Buna göre, 1600 cm3 silindir hacmine kadar, yüzde 45 ÖTV dilimindeki matrah limiti 85 bin liradan 92 bin TL'ye çıkarıldı. Matrah limiti 85 bin lirayı aşıp 130 bin lirayı geçmeyen ve yüzde 50'lik ÖTV limitinde yer alan motorlu araçların yeni matrah limiti ise 92 bin – 150 bin TL arasına yükseltildi. Motor silindir hacmi 1600 cm3'ü geçen, 2000 cm3'ü geçmeyen binek otomobillerde ise vergi matrahı 85 bin – 135 bin TL aralığından 114 bin – 170 bin TL aralığına yükseltildi. Söz konusu araçlarda uygulanan yüzde 45, yüzde 50 ve yüzde 80'lik ÖTV dilimleri korundu. Kur artışı ve faizler nedeni ile otomobil satışlarının etkilendiği bu dönemde yapılan düzenleme satışlara oldukça olumlu yansıyacak.
Hibrit araçlarda ise 85 bin – 135 bin TL arasında olan ÖTV matrahı, 114 bin – 170 bin TL’ye yükseltildi. Bu düzenlemenin de satışlara olumlu yansıyacağını düşünüyoruz. Benzer düzenlemenin elektrikli araçlar için de yapılmasının yerel anlamda sektöre büyük bir katkı sağlayacağını da söylememiz gerekiyor. Tüketicinin elektrikli mobiliteye teşvik edilmesi içinde bulunduğumuz süreçte büyük önem teşkil ediyor.
İklim değişikliği konusundaki endişeler, hızlı nüfus artışı ve kentleşme nedeniyle, geleceğin nüfus merkezlerini ve ekonomik faaliyetlerini desteklemek için yeni mobilite biçimleri kritik önem taşıyor. Mobilite ekosistemi geliştikçe, küresel değerinin 2030 yılına kadar 1 trilyon doların üzerine çıkacağı tahmin ediliyor.
Teknoloji kaynakları ve veriler ile değer yaratma olgusu her geçen gün artıyor. Birçok organizasyon iş süreçlerini yürütürken paydaşları ile yoğun bir veri transferi gerçekleştiriyor. Bu sebeple de paylaşılan verinin güvenliği ve üçüncü taraf risklerinin önemi daha kritik hale geliyor.
Rapordan öne çıkan bazı başlıklar şöyle:
2020’yi 78 milyonluk araç satışı ile kapatan sektör, 2019’a göre yüzde 14 düşüş yaşadı. Bu düşüş, Avrupa’da daha derin hissedildi. Avrupa Birliği (AB) otomotiv pazarı 2020’yi yüzde 20’nin üzerinde küçülmeyle kapattı.
Türk otomotiv sektörü, 2020’yi 1 milyon 336 bin adet toplam üretim, 796 bin adetlik iç satışlar ve toplam ederi 26 milyar USD’yi aşan 916 bin adet ihracat ile tamamladı. 2020’de satışlar yüzde 62 artarken, üretim yüzde 11 ve ihracat yüzde 27 azaldı.
2021’in ilk çeyreğinde Avrupa otomotiv pazarı yüzde 23 gibi tarihinde az rastlanır daralmalardan birini yaşadı. Avrupa’da yılın ilk üç aylık döneminde 1,7 milyon adede yakın otomobil satıldı.
Üretimde dünyanın 15, Avrupa’nın dördüncü ülkesi Türkiye için 2021’in ilk çeyreğinde görünüm olumlu. Halen 2 milyon adedin biraz üzerinde olan üretim kapasitesi, Ford Otosan’ın mart ayı içinde açıkladığı 2023 yılında devreye girecek ek 200 bin adetlik kapasiteyle önemli oranda artacak.
2021’in ilk 7 ayında otomotiv üretimi bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 11 artarak 705 bin 79 adet, otomobil üretimi yüzde 2 artarak 449 bin 550 adet olarak gerçekleşti.
Yerel pazar yükselişte
2020 yılı toplam otomotiv ihracatı 930 bin. Ana ve yan sanayi olarak 2020’de 26 milyar dolarlık ihracat gerçekleşti. 2021’in ilk çeyreğinde 265 bin araç ihraç edildi ve karşılığında 7,8 milyar USD gelir elde edildi. Sektörün 2021 sonu için ihracat tahmini 30 milyar USD seviyesinde.
Yerel otomobil pazarı yükselişini sürdürüyor. Yılın ilk çeyreğinde yüzde 58 büyüyen iç pazar, 206 bin adedin üzerine çıktı. Bu seviye, geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 60,6’lık bir büyümeye işaret ediyor. Yıl sonu beklentisi 750-800 bin aralığında.
Mart 2021 itibariyle otomotivden elde edilen gelirler tarihteki en yüksek seviyesine çıktı. Mart ayında otomotiv pazarı aylık bazda yüzde 93 büyümüştü. Aynı dönemde ÖTV tahsilatı yüzde 242 artış göstererek, 8 milyar TL’nin üzerine çıktı. 2021 yılı ilk üç ayında elde edilen ÖTV yüzde 97 arttı ve 15,1 milyar TL’ye ulaştı.
İstihdam artmaya devam ediyor
Türk otomotiv sektöründe doğrudan ve dolaylı istihdam hacmi 50 bin seviyesinde. İmalat dışında bayilikler ve çevre üniteler de devreye girdiğinde, bu sayı 500 bini aşıyor. Yerli otomobil inisiyatifi olan TOGG, 375 personelle yola devam ediyor. Halihazırda inşaatı süren fabrikanın faaliyete geçmesinin ardından toplam istihdamın 6 bin 500 kişiye ulaşması bekleniyor.
Ford Otosan, yeni elektrikli araç fabrikası ile 6 bin 500 kişilik ek istihdam alanı yarattı. Salgın nedeniyle de bin 700 yeni çalışanı istihdam eden kurum, bu alanda büyümeye devam ediyor. Bunun dışında, Toyota’nın Adapazarı fabrikası için İŞKUR’dan 2 bin 500 kişilik ek istihdam istediği biliniyor.
Çip krizi 2023’e genişliyor
Sektörün kısa vadedeki en önemli sorunu, yarı iletken üretim yani çip krizi… Çip krizinin ana nedenleri pandemi ve buna bağlı olarak evden çalışma ve uzaktan eğitime talebin artışı… Diğer taraftan daralması beklenen otomotiv sektörünün hızlı bir şekilde toparlanması da talepte karşılanması zor bir artışa sebep oldu.
Bir diğer önemli nokta ise çip üretiminin gerektirdiği su tüketimi. Dünyadaki en büyük üretici Taiwan Semiconductor Manufacturing Company (TSMC) tüm endüstrilerdeki talebi karşılamak için tam kapasiteyi yeniden kazandığını açıkladı. Ancak ada ülkesi Tayvan’da yaşanan kuraklık, talebi karşılamayı zorlaştırıyor. TSMC, günlük 156 bin ton suya ihtiyaç duyduğunu paylaştı. Bu durumda çip krizinin 2022’de normale döneceği görüşü, giderek 2023’e genleşiyor. Küresel ısınma karşısında su stoklama sorunu çözülemezse, sorunun ileriki yıllarda tekrarlanacağı beklentisini öne çıkarıyor.
Yeni nesil araçlar yükseliyor
Covid-19 kısıtlamaları nedeniyle, Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) tahminlerine göre küresel otomobil satışları önceki yıla göre yüzde 15'lik azalma ile büyük düşüş yaşadı. Buna rağmen elektrikli otomobil satışları trendi yakaladı ve pazar beklentilerini aştı. 2021 yılının ilk çeyreğinde küresel elektrikli araç satışları, Çin’de yaklaşık 500 bin adet seviyesine, Avrupa’da ise 450 bin adet seviyesine ulaştı. Bu trend, binek araçlar dışında otobüs ve kamyon gibi ticari alanlarda da izlendi.
Mevcut politika desteği ve ek teşvikler sayesinde IEA, elektrikli otomobil satışlarının küresel olarak 3 milyon aracı aşarak yüzde 4'ün üzerinde bir pazar payına ulaştığını tahmin ediyor. Bu, 2019 yılında küresel olarak satılan 2,1 milyon elektrikli otomobile göre yüzde 40'ın üzerinde bir büyümeye denk geliyor.
Küresel elektrikli otomobil parkı 7,2 milyondan 10 milyonun üzerine çıkarken, tescil edilen araç sayısı yüzde 41 arttı. IEA'nın tahminlerine göre, küresel elektrikli binek araç parkı 2030’da 125 milyona ulaşacak. Bu hacim artışı, satışlarda yüzde 17,5; stokta ise yüzde 7,5'lik bir paya işaret ediyor.
TOGG köklü değişim getirecek
Türkiye’deki mobilite ekosistemi de köklü bir şekilde değişecek. TOGG tarafından geliştirilen elektrikli, bağlantılı yeni nesil otomobiller etrafında oluşturulacak ekosistem; şarj altyapısından konum bazlı uygulamalara, diğer akıllı cihazlarla bağlantıdan akıllı park uygulamalarına, üyelik bazlı ulaşım hizmetlerinden otomobilin yazılımını kablosuz güncellemeye kadar yeni birçok hizmeti içerecek.
Aspilsan tarafından geçen yıl temelleri atılan lityum iyon batarya üretim fabrikası da Türkiye’de eletkrikli araç üretimini destekleyecek bir diğer adım. Yapılan bu yatırım elektrikli araç pazarında, yerel ve küresel anlamda büyük bir öneme sahip.