PLASFED Girişimde Sektöre Yönelik Bulundu, Düzenlemeler Değişti
Plastik ürünlerin kullanımına ve üretim faaliyetlerine yönelik kısıtlayıcı düzenlemelere karşı PLASFED girişimleri ilk sonuçlarını verdi. Geri dönüştürülmüş plastiklerin gıda ambalajının dış yüzeyinde kullanımı
Plastik sektörüne yönelik sınırlayıcı yönde gerçekleştirilen mevzuat düzenlemelerine karşı girişimler yoğunlaştırıldı. Başta ambalaj olmak üzere plastik ürünlerin kullanım kısıtlamaları girişimleri, mevcut kısıtlamalar ve sektöre yönelik devam eden hammadde gümrük vergi yüklerinin artırılması düzenlemeleri devam etti. PLASFED, PAGDER ve sektörün önde gelen aktörleriyle birlikte bu süreci tersine çevirebilmek yaptığı girişimler ilk sonuçlarını da vermeye başladı. Girişimler, ilgili bakanlıklarına başvuruların yanında, hazırlanan raporlarla taleplerin içeriği hakkında bilgilendirici faaliyeti de içeriyor.
Geri Dönüştürülmüş Plastikler Gıda Ambalajında Dış Yüzeyde Kullanılabileceği Teyit Edildi.
Türkiye’nin rekabet avantajı bulunan ve güçlü olduğu alt sektörlerin önde gelenlerinden biri olan ambalaj sektöründeki kısıtlama, PAGDER’in ev sahipliğinde 40 dolayında sektör temsilcisinin katılımıyla tartışıldı. Toplantı sonunda, sektör temsilcilerinin görüşleri doğrultusunda hazırlanan rapor ile Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’ndan geri dönüştürülmüş plastiklerin de gıda ambalajlarında kullanılmasının serbest bırakılması talep edildi. Şubat ayındaki toplantıda yapılan değerlendirmelerde, başta Avrupa Birliği olmak üzere, dönüştürülmüş plastiklerin gıda ve diğer alanlarda kullanımının yasaklanmak bir yana teşvik edildiğine dikkat çekildi. Toplantıda, PAGDER ve PLASFED’in süreci takip etmesi kararı alındı.
Alınan kararlar doğrultusunda Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na sunulan raporda, EFSA (AB Gıda Güvenlik Ajansı) onayına sahip ve sertifi ka almış geri kazanım yöntemleriyle dönüştürülmüş malzemelerin kullanılmasına izin verilmesi; çok katmanlı plastik üretim yapılan malzemelerde, AB düzenlemeleriyle uyumlu olarak şartlar yerine getirilerek gıda ile temas etmeyen bölümlerde geri dönüştürülmüş plastik malzeme kullanılması talep edildi. Çok katmanlı gıda ambalajlarında ilgili düzenleme nedeniyle sektörde cezalarla karşı karşıya kalınmıştı. Raporda, plastik sanayicilerinin kontrolsüz ve insan sağlığını tehlikeye sokacak malzeme kullanımına her zaman duyarlığı olduğu ve bu konudaki denetim faaliyetlerine katkı verdiği belirtildi.
Raporda, “Gıda ile temas etmeyen ara katta geri dönüşüm malzemesi kullanan fi rmalarımıza, AB üye ülkelerinde tanınan serbestinin uygulanmasını, atıkların katma değeri daha yüksek ürünlerle çevre dostu ekonomiye kazandırılması ve bu şekilde dış ticaret açığının azaltılmasına katkıda bulunulması için plastik atıklarının tekrar kullanım yolu ile değerlendirilmesi gerekmektedir.” denildi.
PLASFED’in girişimleri sonucu, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, talepleri haklı görerek, gerekli şartların sağlanması halinde, geri dönüştürülmüş plastiğin fonksiyonel bariyerin ardında kullanılmasının serbest bırakıldığı teyit edildi.
Talepler arasında bulunan geri dönüştürülmüş plastiğin doğrudan gıda ambalajlarında kullanılabilmesine yönelik AB ile uyumlu düzenleme yapılması konusunda da uyum çalışmasının Bakanlık tarafından başlatıldığı resmi olarak bildirildi.
PLASFED Girişimde Bulundu “Dekabromodifenilethan” Yasak Listesinden Çıktı
PLASFED’in girişimlerinin sonuç verdiği bir başka düzenleme ise plastiklerde alev geciktirici özellik sağlayan dekabromodifenilethan maddesinin ithali yasak kimyasallar listesinden çıkarılması oldu. Maddenin yasak listesine alınmasının ardından, Ekonomi, Gümrük ve Ticaret, Çevre ve Şehiricilik Bakanlığı ile TOBB ve İKMİB nezdinde girişimde bulunan PLASFED, “DECABROMODIPHENYL ETHANE” maddesinin plastikte yanmayı geciktirdiği, özellikle elektrik-elektronik (priz, fi ş, elektrik kablosu, yanmaz elektronik donanım parçaları, beyaz eşya ve küçük ev aletleri, vb) sektöründe yoğunlukla kullanıldığını hatırlattı. PLASFED tarafından ilgililere gönderilen yazıda, “Avrupa’da ithalatı ve ihracatı gerçekleştirilen dekabromodifenilethan materyali ile ilgili hiçbir yasak sözkonusu değilken ve ülkemizde üretimi yapılmayan ve sadece ithalat yapılarak tedarik edilen bu materyale ilişkin yapılan bu düzenleme, bu malzemenin ithalatını gerçekleştiren tüm üretici fi rmaların uluslararası pazardaki etkin rolünü kısıtlayarak Türk sanayicisine ve ülke ekonomisine zarar verecektir.” ifadesi kullanıldı.
Ekonomi Bakanlığı’ndan PLASFED’e gönderilen cevabi yazıda, Çevrenin Korunması Yönünden Kontrol Altında Tutulan Kimyasalların İthalat Denetimi Tebliği“nin Ek – 2 sayılı “İthali Yasak Kimyasallar - polibromlanmış difeniller” listesinden dekabromodifenilethan kimyasalının çıkarıldığı belirtildi.
RPET Kullanımı Türkiye’de Yasak, Yurtdışı Ambalaj Talebi Karşılanamıyor
PLASFED, benzer bir sorunun RPET (Geri dönüştürülmüş PET) ürünlerde de yaşandığını belirterek, bu üründe de kullanım izni verilmesini istedi. Bir fi rmanın çok uluslu kola üreticilerden kola şişesi siparişi aldığı, sipariş sahibinin bu RPET kullanımını şart koştuğu ancak Türk Gıda Kodeksi’nin geri dönüştürülmüş PET’in gıda ile temas eden ürünlerde kullanılmasını yasakladığı hatırlatıldı. Yazıda, bu konuda çeşitli Avrupa ülkelerinde izin verildiği hatırlatılarak Türkiye’de de serbest bırakılması talep edildi.
PLASFED Domates Salça ve Püresi Ambalaj Taslağı Görüşü: Yenilikçi Ürünler Desteklenmeli
Plastik sektöründe kısıtlayıcı yönde girişimlerden biri de domates salçası ve püresine yönelik ambalajlarına ilişkin taslakta gözlendi. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından sektöre duyurulan “Türk Gıda Kodeksi Domates Salçası ve Domates Püresi Tebliği Taslağı”nda plastik ambalaj yasağı konulmak istenmesiyle ilgili girişimde bulundu. Sektör temsilcilerinin görüşleri alınarak hazırlanan bir rapor ile yasağın bilimsel olarak gerekli olmadığı ortaya konuldu ve yasaklama yerine yenilikçi ürünlerin desteklendiği bir yaklaşım belirlenmesi gerektiği vurgulandı.
Bakanlık tarafından hazırlanan tebliğ taslağında; domates salçası ve püresinin sadece metal ve cam ambalajda sunulmasının zorunlu kılınması önerildi. PLASED tarafından hazırlanan raporda, gıda ambalajlarında plastik kullanımının başta gelişmiş ekonomiler olmak üzere bütün dünyada arttığı, hatta bazı yönleriyle teşvik edildiği hatırlatıldı. Ayrıca, Avrupa Birliği’nde bazı eğilimlerin cam ve metal ambalajların kısıtlanması yönünde olduğu vurgulandı.
Plastik ambalaj ürünlerinin muadillerine göre çok daha düşük karbon ayak izine sahip ve çevreci ürünler olduğu dile getirilen raporda, düşük maliyet ve uygun lojistik avantajları sunmasıyla plastiklerin vazgeçilemez bir öneme
Raporda, plastik ambalajların cam ve metal ambalajlara göre üstünlükleri ve gıdada kullanımına yönelik bilimsel veriler de sunuldu. Plastik ambalajların, cam ambalajdan çok düşük karbon ayak izi özelliklerine sahip olduğu, Avrupa Birliği’nde başta can güvenliği olmak üzere çeşitli nedenlerle incelemeye alındığı kaydedildi.
Olası yasaklama kararının sektörün rekabet, üretim ve ihracat gücünde azalmaya yol açacağı belirtilen raporda, plastik ambalajların alternatifl erine göre içinde bulunan malzemeyi raf ömrü, hijyen, karbon ayak izi yönünden daha iyi koruduğu, bu amaçlardan her biri için inovatif ambalajın üretilmesinin imkan dahilinde bulunduğu belirtildi.
Plastik gıda ambalajlarına yönelik son dönemde atılan yenilikçi adımların göz ardı edilmemesi talep edilen raporda, pastörize işleme uygun 850 ° C’ye dayanan PET kapların, “Oksijen Bağlayıcı Katkılar” sayesinde, ambalaj içindeki oksijenin emilmesini sağlayarak ürünün raf ömrünü uzatan yeni malzeme ve teknolojiler örnek gösterildi. Raporda, PET şişelerin 10 yıldır, ketçapların ise çok uzun yıllardır oksijen geçişini engelleyen yenilikçi yöntemlerle üretildiği hatırlatıldı
PLASFED’den Sektör Ürün Çeşidini Genişletmeye Yönelik Talep
PLASFED, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na başvurarak, alkollü içkilerde plastik ambalaj kullanılmasına yönelik kararın gözden geçirilmesini ve kapsamın genişletilmesini talep etti. Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurulu’nun alkollü içkilerin bira ve otel, motel ve tatil köylerinin odalarındaki mini barlarda tüketime sunulacak 5 cl’lik alkollü içkiler dışındaki bütün ürünlerin cam ambalajda sunulmasını şart koştuğu hatırlatıldı.
Buna karşılık, dünyanın birçok ülkesinde alkollü içkilerin plastik ambalajlarda sunulabildiği ve plastik ambalaj kullanımının artma eğiliminde olduğu kaydedildi. Avrupa’da, kullanım ömrü 6 ay olan sofra şarabının PET’lerde sunulabildiği, İngiltere, İspanya, Rusya, İsveç, Güney Kore, Japonya, ABD gibi gelişmiş ülkelerde de şarapların PET ambalajda sunulmasına izin verildiği kaydedildi. ABD’de bunlara ek olarak votka ve viski şişeleri içinde PET şişe izni verildiği kaydedilerek, bu pazarda oranın yüzde 56’ya kadar çıktığı kaydedildi. PET şişelerin, cam şişelere göre ekonomik ve çevreci özelliklerinin bilindiği belirtilen yazıda, Türkiye’de de bu izinlerin verilmesi talep edildi.
Ekonomi Bakanlığı’na HIPS ve GPPS Raporu: Plastik Sanayii Yanında İnşaat, Beyaz ve Kahverengi Eşya Sektörleri de Zarar Görecek
PLASFED, son dönemde yoğunlaşan hammadde gümrük vergilerini artırma yaklaşımının son örneklerinden biri olan ve inşaat, beyaz-kahverengi eşya ve tek kullanımlık poşetlerde yoğun olarak kullanılan HIPS (Yüksek Darbe Dayanımlı Polistiren) ve GPPS (Genel Amaçlı Polistiren) ürünlerine gelişme yolundaki ülkelerden ithalatta yüzde 3 gümrük vergisi getirilmesinin Türkiye’nin rekabet gücüne darbe vuracağını açıkladı. Ekonomi Bakanlığı’na bir rapor hazırlayarak kararın geri alınmasını talep eden PLASFED, Türkiye’deki tek üreticinin ihtiyacın ancak yüzde 13 - 15’ini karşılayabildiği, hemen hemen bütün üretiminin yerli piyasada tüketildiğini belirterek, karar sonrası AB menşeli üreticilerin tek kaynak olarak kalma riski bulunduğunu, fi yatların yüzde 8 - 10 aralığında artıracağını belirtti.
Raporda, bu kararın AB menşeli üreticiler dışında kimseye iyilik sağlamayacağı ve geri alınması gerektiği vurgulandı. Kararın sadece plastik sanayini değil, bu hammaddeye dayalı plastik malzemeler kullanan inşaat sektörü ve beyaz/kahverengi eşya üreticilerinin de rekabet gücünde aşınma yaratacağı kaydedildi. Raporda, sadece gümrük vergisi artışından kaynaklı bir maliyet doğmayacağı, aynı zamanda AB menşeli üreticilerin Türkiye pazarında fiyat artışı yapma şansı bulacakları ve buna bağlı bir maliyet artışının da yaşanacağı kaydedildi. Kararın, dış ticaret açığının daha da büyümesi, GPPS ve HIPS ithalat maliyetinin artması ve dolayısıyla mamul malların fi yatların yükselmesi sürecine girileceği kaydedildi. AB menşeli hammadde üreticilerinin fi yatları yüzde 8-10 dolayında yükseltecekleri tahmininin yapıldığı raporda, GPPS ve HIPS ürünlerinde yıllık 290 bin ton tüketime karşılık yerli üretimin toplam miktarının 40 bin ton dolayında olduğu ve mecburen ithalat yapıldığı belirtildi.
PLASFED Başkanı Selçuk Aksoy, 2012 Eylül ayında AYPE (Alçak Yoğunluk Polietilen) YYPE (Yüksek Yoğunluk Polietilen) ve PP (Polipropilen) ürünlerinde gelişme yolundaki ülkelerden yapılan ithalatta gümrük vergisi oranları yüzde 3’den yüzde 6.5’a çıkarılmasına da hazırladıkları raporla itiraz ettiklerini belirterek, her iki kararın ardından sektöre ek maliyetin yıllık 400 milyon Dolara doğru tırmandığı ve ihracat yolunda büyük hedefl er belirlenen sektörün “ellerinin ve ayaklarının bağlandığı” değerlendirmesini yaptı.
ÖTV Kanunu’ndan Değişiklik İstendi
Plastik sanayiinin tabi olduğu mevzuatta iyileştirme yapılması yönünde bir başka girişim de ÖTV Kanunu için yapıldı. PLASFED tarafından hazırlanan bir raporla Maliye Bakanlığı’na başvurarak, ÖTV (I) sayılı listenin (B) cetvelindeki malların listeye dâhil olmayan malların imalinde kullanılması ile ortaya çıkan ek vergi yükünün etkisi anlatıldı. Bu kapsama giren en önemli ürünlerden olan “sıvı parafi n” örneğiyle, düzenlemenin sanayiciye getirdiği yük ortaya konuldu.
Raporda, sıvı parafi n için kg başına 1,0560 TL olarak uygulanan ÖTV 22 Eylül 2012 itibariyle yüzde 23,17 artırılarak 1,3007 TL’ye çıktığı ve ayrıca tecil-terkin işleminin de fiilen ortadan kalktığı vurgulandı. Yapılan hesaplamayla her bir kg kauçuk için ek maliyet artışının 0,143 TL’ye ulaştığı ortaya konuldu. Raporda, kauçuğun ÖTV kapsamında bir ürün olmamasına ve petrol dışı girdilerle üretilmesinin özendirilmek istenmesine rağmen sıvı parafin kullanılarak üretimin dolaylı olarak ÖTV’ye tabi hale geldiği anlatıldı.
Maliye Bakanlığı’na sunulan raporda, ihraç edilen mallarda ÖTV’nin iade edileceği bir mekanizma oluşturulması, Kanuna ekli listelerde yer almayan malların üretiminde kullanılmak üzere ithal edilen (I) sayılı listede yer alan malların dâhilde işleme rejimi kapsamında istisna olarak işlem görmesi, imalatçı ve ithalatçıların kısa vadede ek yüklerinin ortadan kaldırılması amacıyla ihracat yapılması şartıyla vergi oranların düşürülmesi ve tecil terkin sisteminin devamı istendi.
PLASFED ayrıca, ürünlerin altında yer alan standartları gösteren numaraların değiştirilmesinin Üretim İzin Belgesi alma maliyetinin de çok yüksek olması, kalıp maliyetlerinin yüksek olması nedeniyle üç yıl geçiş dönemi verilerek uygulanması için Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na başvurdu.
Haberin Kaynağı : PLASFED DERGİSİ
13.01.2014