Plastik İşleme Makineleri Sektöründe Yapısal Sorunlar Sürüyor
Türkiye plastik işleme makineleri sektörü, 2012’yi üretim ve ihracat artışıyla kapattı. Ancak, sektörün ikinci el ve ucuz makineye yönelik ilgisi devam ediyor. Türkiye iç talebinin yüzde 70-80’i hala ithal makinelerle karşılanıyor. Türkiye, yıllık ortalama 750 milyon dolarlık makine-teçhizat yatırımı ile önde gelen pazarlardan biri. Sektörün gelişmesi için gerekli unsurlardan biri olan Türkiye’nin gerek yerli, gereks
YÖNETİCİ ÖZETİ
Türkiye, plastik işleme makineleri ve aksam ve parçaları talebinin yüzde 70 – 80’ini ithalatla karşılayan, bu mamullerde net ithalatçı konumunda bulunan ve 2012 yılında birim ihraç fi yatlarının ithal fiyatlarına yaklaşmış olmasına rağmen, gelişmiş batı toplumlarına kıyasla düşük ihraç fiyatları ile yeterli katma değer sağlayamayan bir ülke konumundadır. Plastik sektörü hızla büyürken plastik işleme makineleri üretimi bu hıza paralel olarak gelişmemekte ve sektör başta Çin olmak üzere ucuz makine üreticisi ülkelerden yapılan ithalat karşısında hızla erimektedir. Plastik işleme makineleri sektörüne yönelik bir devlet stratejisinin bulunmaması, yerli üreticinin yeterince korunmaması ve plastik mamul üreticilerinin rekabet üstünlüğü sağlamak için ucuz ve ikinci el makine ithalatını tercih etmeleri, Türkiye’de plastik işleme makineleri sektöründe üretimin giderek küçülmesine neden olmaktadır.
Plastik sektörü, 2003 – 2012 yılları arasında toplam 5,7 milyar dolarlık makine ve teçhizat yatırımı yapmış olup son 3 yıldır yapılan yatırımın ortalama yıllık tutarı 750 milyon dolardır. Bunun, yüzde 24’ü enjeksiyon, yüzde 18’i ekstrüzyon, yüzde 28’i kesme yarma ve biçim verme makinelerinden oluşmuştur. Plastik işleme makineleri sektöründe 2012 yılında 311 milyon dolar üretim gerçekleşirken bunun 123 milyon doları ihraç edilmiştir. 596 milyon dolarlık ithalata karşı iç pazar satışlarının 785 milyon dolar düzeyinde olduğu görülmektedir.
2012 yılında plastik işleme makineleri üretimi 2011 yılına kıyasla yüzde 5, ihracat yüzde 20 artarken, ithalatın yüzde 14 , iç satışların da yüzde 11 gerilediği görülmektedir.
Türkiye’nin plastik ihracatında ilk 10 sıraya giren ihracat pazarlarının dünya plastik işleme makineleri toplam ithalatı içinde yüzde 13,4 payı olan ülkeler olduğu görülmektedir. Türkiye’nin plastik işleme makineleri ihracatını arttırması için, dünya plastik işleme makineleri ithalatından yüzde 86,6 pay alan diğer ülkelere yönelik tanıtım faaliyetlerini arttırması gerekmektedir.
Türkiye, ucuz ve yetişmiş insan gücü ile makine üretimindeki deneyim avantajını kullanarak global makine üreticilerini Türkiye’de yatırım yapmak için gerekli teşvik altyapısını kurabilir ve global oyuncuların Türkiye’de yapacağı plastik işleme makine yatırımlarına özel teşvikler sağlanabilir. Bu şekilde uygulanacak bir teşvik altyapısı ile en azından plastik işleme makinelerinin bazı modelleri için Türkiye üretim ve ihracat üssü haline getirilebilir. Bunun başarılması halinde diğer model makinelerinin de Türkiye’de üretilip, batının makine ihtiyacı Türkiye’den sağlanabilir. Bunun gerçekleşmesi için ana makine ve bu makinelere yönelik parça üreten firmalar arasında “ Rekabet Öncesi İşbirliği “ nin sağlanması gerekmektedir. Küresel rekabetin sürdürülebilirliği için makine ve aksam ve parçalar üreticisi ilişkilerinin karşılıklı güvene dayanan, ortak tasarımı içeren uzun vadeli bir “İş Ortaklığı” olarak ele alınması gerekmektedir. Aksi takdirde, global oyuncuların Türkiye’de yatırım yaptıktan sonra aksam ve parça ihtiyaçlarını yurt dışından karşılayıp katma değeri yurt dışına transferleri mümkün olabilir. Türkiye’nin makine üretiminde global oyuncu olması, bu sektöre yönelik aksam ve parçaların da hızla üretilip daha büyük katma değerle ihraç edilmesine olanak verecektir.
Bu gün katma değer sağlayan makinelerin üretimi çok büyük AR – GE harcamaları gerektirmektedir. Tümü KOBİ düzeyinde bulunan yerli makine üreticilerinin bu ölçeklerde AR - GE harcamaları yaparak batının makineleri düzeyinde teknolojik düzeye erişmeleri mevcut fi nansal güçlerinin yetersizliği nedeni ile zordur. Bu nedenle Türkiye’de ana makine üretimi yerine bu makinelerin aksam ve parçalarının istenilen kalite düzeyinde üretilerek sektörümüzün küresel oyuncuların parça tedarik sistemine girmeleri ve Türkiye’nin plastik işleme makineleri aksam ve parçalarında üretim ve ihracat üssü haline getirilmesi izlenebilecek ikinci stratejiyi oluşturabilir.
TÜRK PLASTİK İŞLEME MAKİNELERİ SEKTÖRÜ
2003 yılında 53 milyon dolar olan plastik işleme makineleri üretimi, 2008 yılında 243 milyon dolara çıkmış ancak 2009 ve 2010 yıllarında küresel krizin olumsuz etkileri nedeniyle geriledikten sonra 2011 yılından itibaren tekrar artış trendine girmiştir. 2012 yılında üretim 311 milyon dolar olarak gerçekleşmiş olup 2011 yılına kıyasla yüzde 5,1 artmıştır.
2003 yılında 257 Milyon Dolar olan plastik işleme makineleri ile bunların aksam ve parçaları ithalatı sürekli olarak artmış ve 2008 yılında 507 milyon dolara çıktıktan sonra 2009 yılında küresel krizin olumsuz etkisi ile gerileme trendine girmiştir. İthalatın 2009 yılında 312 Milyon dolara indikten sonra 2011 yılında 692 milyon dolara çıktığı görülmektedir. 2012 yılında plastik işleme makineleri ithalatı yüzde 14 azalarak 596 milyon dolara inmiştir.
2012 yılında 10 ülke toplam ithalattan değer bazında yüzde 91, adet bazında da yüzde 94 pay almıştır. Almanya, Çin ve İtalya, plastik işleme makineleri ithal ettiğimiz ilk 3 ülkeyi oluşturmaktadır.
2003 yılında 22 milyon dolar olan plastik işleme makineleri ile aksam ve parçaları ihracatı, 2008 yılında 95 milyon dolara çıktıktan sonra küresel krizin olumsuz etkisi nedeniyle 2009 ve 2010 yıllarında gerilemiştir. 2011 yılında 103 milyon dolara çıkan ihracat, 2012 yılında yüzde 20 artarak 123 milyon dolara çıkmıştır.
2012 yılında 10 ülkeye yapılan plastik işleme makineleri ihracatı toplam ihracatın dolar bazında yüzde 59’unu, adet bazında da yüzde 40’ını oluşturmuştur. 2012 yılında plastik işleme makineleri ihracatımızda ilk 3 sırayı Rusya, İran ve Almanya almıştır. Türkiye’nin plastik işleme makineleri ihracatında ilk 10’a giren ülkelerin, dünya plastik ithalatındaki toplam payları yüzde 13,4 dür.
Plastik işleme makineleri ile bunların aksam ve parçalarının ortalama birim ithal fiyatı 2011 yılında 13,25 dolar / kg iken, 2012 yılında 12,72 dolar / kg’a gerilemiştir. Bu dönemde ortalama ithal fiyatlarında yüzde 4 gerileme yaşanmıştır. Birim ithal fiyatları, kesme, yarma ve biçim verme makineleri ile aksam ve parçalar dışındaki tüm makinelerde önemli ölçüde gerilemiştir.
Plastik işleme makineleri ile bunların aksam ve parçalarının ortalama birim ihraç fiyatı 2011 yılında 11,2 dolar / kg iken 2012 yılında yüzde 7,5 artarak 12,04 dolar / kg’a çıktığı görülmektedir. 2012 yılında enjeksiyon, kesme, yarma ve biçim verme makineleri ile aksam ve parçalar dışındaki tüm kalemlerde birim ihraç fiyatının önemli ölçüde arttığı izlenmektedir.
Plastik işleme makineleri birim ithal fi yatları, 2003 yılından buyana birim ihraç fiyatlarının daima üstünde seyretmektedir. Bu durum, Türkiye’nin katma değeri daha yüksek makineler ithal ettiğini ve buna karşılı katma değeri düşük makineleri üreterek ihracat yaptığını göstermektedir.
Plastik işleme makineleri ile aksam ve parçaları sektöründe 2012 yılında 311 milyon dolar üretim, 596 milyon dolar ithalat, 123 milyon dolar ihracat ve 785 milyon dolar da iç pazar satışları ( plastik sektörünün makine ve teçhizat yatırımı ) gerçekleşmiştir.
2012 yılında, plastik işleme makineleri ile aksam ve parçaları sektöründe, iç satışların ( sektörün makine teçhizat yatırımının ) yüzde 76’sının ithalatla karşılandığı, toplam üretimin yüzde 39’unun ihraç edildiği, ve ihracatın ithalatı karşılama oranının da yüzde 21 olarak gerçekleştiği görülmektedir.
Haberin Kaynağı : PLASFED DERGİSİ
15.01.2014