"Depreme Dayanıklı Binalar İçin Su Yalıtımı Şart"
Kalekim Genel Müdürü Altuğ Akbaş, su yalıtımına sahip olmayan bir binanın, yapımından sonraki 10 yıl içinde taşıma kapasitesinin yarısından fazlasını kaybettiğini belirterek, Bunu engellemenin tek yolu ise binalarımızı su yalıtımı ile koruma altına almaktır ifadesini kullandı.
Kale Grubu'ndan yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Akbaş, Kalekim olarak, su yalıtımı için geliştirdikleri ürünler ile her türlü yapı için teknik çözümler sunduklarını dile getirdi. Türkiye'nin deprem kuşağında bulunması nedeniyle tüm binalarda su yalıtımı yapılmasının hayati önem taşıdığını vurgulayan Akbaş, şunları kaydetti:
Su yalıtımına sahip olmayan bir bina, yapımından sonraki 10 yıl içinde taşıma kapasitesinin yarısından fazlasını kaybediyor. Bunu engellemenin tek yolu ise binalarımızı su yalıtımı ile koruma altına almaktır. Yalıtımsız binaların sayısının çok yüksek olduğu ülkemizde, su yalıtımının öneminin yeterince anlaşılmadığını görüyoruz. Depreme dayanıklı yapılara sahip olmamız için, tüm binalarımızda su yalıtımı uygulaması şart.
Su yalıtımı konusunda her kesimin sorumluluk alması gerekiyor. Yapı kimyasalları sektörünün öncü firması Kalekim, dünya standartlarındaki ürün ve uygulamalarıyla yalıtımlı binaların sayısının artırılması için önemli adımlar atıyor. Sunduğumuz yenilikçi ürünlerimizle birlikte ustalara yönelik düzenlediğimiz seminerlerle yalıtımın önemine dikkat çekmeyi görev edindik.
Su yalıtımlı bina, hem korozyona hem de depreme karşı korunuyor
Akbaş, yapılara sızan suyun yol açtığı korozyon nedeniyle yapıların depreme karşı dayanıksız hale geldiğine işaret etti. Su yalıtımı bulunmayan binaların taşıyıcı sisteminin korozyon nedeniyle 10 yıl içinde başlangıçtaki taşıma kapasitesinin yüzde 66'sını kaybettiğine dikkati çeken Akbaş, şu ifadeleri kullandı:
Korozyon, binanın erken yaşlanmasına, en önemlisi de depremin yıkıcı etkilerine davetiye çıkarıyor. Oysa su yalıtımı yapılmış bir bina hem korozyona karşı senelerce direniyor hem de depremin yıkıcı etkilerine karşı korunmuş oluyor. Korozyonun olumsuz etkileri ülkeye her açıdan önemli kayıplar yaşatıyor. Binalara sızan su, korozyonla birlikte, insan sağlığına zararlı küf, mantar ve benzeri organik maddelerin oluşumuna sebep oluyor.
Gerek yapı güvenliği, gerekse sağlık ve konfor şartları açısından binalarda mutlaka standartlara uygun malzemelerle su yalıtımı uygulanmalı. Ayrıca su yalıtımı yapılırken, malzeme ve uygulamaların standartlara uygunluğu da sıkı bir şekilde denetlenmeli. 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nden sonra İstanbul Büyükşehir Belediyesi Hasar Tespit Komisyonu tarafından 55 bin 651 konut ve iş yerinde yapılan kontrollerde, korozyon tehlikesi somut olarak ortaya çıktı. Bu araştırma kapsamında incelenen binaların yüzde 79'u hasarlı çıktı ve bu binaların yüzde 64'ünde su ve nemin yol açtığı korozyon tespit edildi.
Haberin Kaynağı : Anadolu Ajansı
17.08.2015