Gürkan Hüryılmaz
GENEL GÖRÜNÜM
Değerli Meslektaşlarımız,
Satınalma ve Tedarik Zinciri Yönetimi konusunda üst kurum kimliği ile hareket eden TÜSMOD; 2024 yılı Strateji Çalıştayını “Meslek Odası Olma Yolunda…” başlığı ile 2-3 Mart tarihlerinde gerçekleştirdi. SWOT ve TOWS analizlerinin yapıldığı çalıştayda, TÜSMOD’un vizyon ve misyonu geleceğe dönük olarak revize edildi. Etik ve şeffaflık, sürekli öğrenme ve gelişim, sektörel liderlik ve yenilikçilik, sürdürülebilirlik ve çevresel sorumluluk, ve mesleki dayanışma ve işbirliği çerçevesinde oluşan TÜSMOD temel değerleri ile bütünleştirilmiş stratejik kurgu altında 13 ana strateji belirlendi. TÜSMOD mesleğe, meslektaşlara ve ülkeye değer katmaya devam edecek.
AA haberine göre; ABD'de açıklanan verilerin ardından Fed'in faiz indirimlerine yılın ikinci çeyreğinde başlayabileceğine yönelik beklentilerin güçlenmesi emtia piyasasında risk iştahını artırdı. Analistler, Fed'in enflasyon göstergesi olarak dikkate aldığı çekirdek kişisel tüketim harcamaları fiyat endeksindeki yavaşlamanın devam ettiğine işaret eden verilerin varlık fiyatları üzerinde etkili olduğunu belirtti. Öte yandan ABD'de Tedarik Yönetim Enstitüsünün (ISM) imalat sanayi Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI), şubatta 47,8 ile piyasa beklentilerinin altında gerçekleşti. ABD'de Michigan Üniversitesi tüketici güven endeksi şubatta önceki aya kıyasla 2,1 puan azalarak 76,9'a düştü. Söz konusu veriler de Fed'in para politikasında gevşemeye gidebileceğine yönelik beklentileri güçlendirdi. Şubat ayının son haftasında %2,3, gümüş %0,9 değer kazanırken, platin %1,7, paladyum %2,1 değer kaybetti. Baz metallere bakıldığında ise haftayı bakır %0,7, kurşun %2,9 düşüşle, alüminyum %2,6, nikel %1, çinko %0,5 artışla tamamladı. Şili'de bakır üretimindeki artış bakır fiyatlarının düşmesine neden oldu. Arz endişeleri nikel fiyatlarında yükselişe yol açtı. Avustralya merkezli finansal hizmetler ve altyapı varlık yönetimi şirketi Macquarie Group'a göre, Endonezya'daki madencilik faaliyetlerine verilen onay kısıtlanırsa, küresel nikel piyasasında bu yıl sürpriz bir açık oluşabilir. Enerji grubunda ise sert yükselişler görüldü. Şubat ayının son haftasında Brent petrol %2,9, New York Ticaret Borsası'nda işlem gören doğal gaz da %14,5 arttı. Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütünün (OPEC) üretim kesintisi uygulamasını bu yılın ikinci çeyreğine uzatacağına ilişkin beklentiler, Brent petroldeki fiyat artışında etkili oldu. OPEC+ grubu Kasım 2022'de günlük 2 milyon varillik üretim kesintisi yapacağını duyurmuş, geçen yıl mayıs itibarıyla da günlük yaklaşık 1,6 milyon varil ilave kesinti yapma kararı almıştı. Buna ek olarak 9 üye ülke, Temmuz 2023'ten bu yana değişen miktarlarda gönüllü kesintiye gitmişti. Grup, şubat başında yaptığı açıklamada, petrol üretimini azaltma politikasını 3 Nisan'a kadar sürdüreceğini teyit etmişti. Yunanistan'ın Avrupa Birliği'nin (AB) Kızıldeniz'deki "Aspides" misyonuna katılmaya karar verdiğini bildirmesi, Orta Doğu'da devam eden jeopolitik gerilimin diğer bölgelere de sıçrayacağı endişelerini artırarak Brent petrolün fiyatının yukarı yönlü hareketlerini destekledi. Üretimin düşeceğine yönelik öngörüler de doğal gaz fiyatlarını yukarı yönlü etkiledi. Tarım grubunda da Chicago Ticaret Borsası'nda işlem gören buğdayın fiyatı %1,8, pirinç %2,2 azalırken, mısır %2,7, soya fasulyesi %0,7 artış kaydetti. Intercontinental Exchange'te işlem gören pamuğun fiyatı %6,5, kakaonun %1,1, kahvenin %1,7 yükselirken, şeker %3,8 azalış kaydetti. Kakao fiyatı ton başına 6 bin 648 dolarla tarihi zirveyi gördü. Dolar endeksinin gerilemesiyle talebe yönelik artan beklentiler tarım grubunu olumlu etkileyen önemli faktörler arasında yer aldı. Dünya mısır üretim tahminlerinin önceki aya göre düşüş göstermesi, fiyatlarda yükselişe neden oldu. Vadeli şeker kontratlarında fiziki teslimatların azalması ve bunun talebe yönelik endişeleri tetiklemesi ise şeker fiyatlarında değer kaybına neden oldu. Pamuk arzına yönelik devam eden endişeler pamuk fiyatlarında yükselişe neden oldu.
AA haberine göre; Moody's, Küresel Makro Görünüm 2024-25 Raporu'nun şubat ayı güncellemesini "G20 ekonomilerinin büyümesi 2024'te biraz daha düşük seviyelerde istikrar kazanacak" başlığıyla yayımladı. Raporda, küresel ekonominin gelişmiş ve gelişmekte olan piyasalarda ekonomik faaliyetlerin istikrarlı şekilde normalleşmesiyle Kovid-19 sonrası dengeye geçiş yaptığı belirtilerek, etkili politika manevraları, iyileşen arz-talep dengeleri ve Avrupa'da kışların ılıman geçmesi gibi iyi etkenler nedeniyle birçok gelişmiş ekonomi için yumuşak bir inişin mümkün göründüğü ifade edildi. Sağlam ABD ekonomisine ek olarak, birçok gelişmekte olan ülkede salgın sonrası sürdürülebilir ve beklenenden daha güçlü toparlanmaların, yapıcı büyüme tablosu oluşturduğuna işaret edilen raporda, ABD Merkez Bankası (Fed) ve Avrupa Merkez Bankasının (ECB) muhtemelen ikinci çeyrekte faiz indirimine başlayacağı kaydedildi. Raporda, jeopolitik riskler ve enflasyonun, ekonomik görünüme yönelik potansiyel tehdit olmaya devam ettiği vurgulanarak, küresel üretim ve ticari ortamın jeopolitik değişimlerle uyum içinde gelişeceği aktarıldı. G20 küresel büyümesinin 2022 ve 2023 seviyelerine göre düşmesinin muhtemel olduğu ifade edilen raporda, geçen yıl %2,9 olan G20 ekonomik büyümesinin 2024'te %2,4 ve 2025'te %2,6 olacağının öngörüldüğü bildirildi. Raporda, gelişmiş G20 ekonomilerinin bu yıl %1,5, gelecek yıl %1,6, gelişmekte olan ekonomilerin de sırasıyla %3,8 ve %3,9 büyümesinin beklendiği, bu yıl daralması muhtemel tek G20 ekonomisinin ise Arjantin olduğu kaydedildi. FED, ECB ve Japonya Merkez Bankasının (BoJ) faiz oranlarını düşürme ve normalleştirme yolunda ilerlediğine değinilen raporda, enflasyonun aşağı yönlü çizgide kalması koşuluyla, büyük merkez bankalarının zamanı gelince para politikasını normalleştirmeye başlayacağı vurgulandı. Raporda, Moody's'in Fed'in 2024'te faiz oranını 100 baz puan düşürerek %4,25-4,50 aralığına çekeceği ve 2025'te daha da indirime gideceği yönündeki beklentisini koruduğu ve ECB'nin ikinci çeyrekte politika normalleşmesine başlamasının beklendiği ifade edildi. Makroekonomik risklerin geçen yıla göre azaldığına dikkat çekilen raporda, jeopolitik risklerin ise ön plana çıktığı belirtildi. Raporda, temel makroekonomik ve finansal riskler arasında enflasyon, faiz oranlarının nihai düzeyine ilişkin belirsizlik ve finans sektöründeki kırılganlıkların yer aldığı, jeopolitik gelişmelerin emtia piyasaları ve küresel ticaret üzerinde risk oluşturmaya devam ettiği aktarıldı. Devam eden Rusya-Ukrayna savaşı, Orta Doğu'daki çatışmalar ve Asya genelindeki gerginliklerin bölgesel ve küresel büyümeye ciddi belirsizlikler kattığı vurgulanan raporda, yurt içi ekonomi ve ticaret politikaları ile teknoloji transferlerinin de dış politika tarafından şekilleneceği anlatıldı. Moody's bu yıla dair büyüme tahminlerinde ABD, Hindistan ve Rusya ekonomisi ile G20 geneli için yukarı yönlü revizyona giderken, Avro Bölgesi, Almanya, Suudi Arabistan ve Arjantin için beklentilerini aşağı çekti. Kredi derecelendirme kuruluşunun raporunda, Türkiye ekonomisinin bu yıl %2,5, gelecek yıl %3 büyümesinin beklendiği kaydedildi.
Tüm bu gelişmeler altında, emtia fiyat analizleri aşağıdaki şekilde ele alınmıştır.
Selamlarım ve saygılarımla…
Metal-Demir-Çelik:
Londra Metal Borsası (LME) verilerine göre Bakır fiyatları Şubat ayını %1.40’lık düşüş ile 8.393 dolar/ton seviyelerinde kapatırken, LME Bakır Stokları ise aynı ay için %17.14’lük azalış gösterdi. Analistler, önümüzdeki yıllarda bakır fiyatlarının potansiyel yükseliş eğilimlerine ilişkin öngörüler sunuyor. S&P Global, bakır tüketiminin 2035 yılına kadar ikiye katlanarak 50 milyon mt'a çıkabileceğini, Asya pazarından gelen talep sayesinde 2024'te fiyatların ton başına 8.602 $'a ulaşacağını tahmin ediyor. Benzer şekilde Fitch Solutions, Çin'den gelen kısa vadeli talep nedeniyle bakırın 2024'te ton başına ortalama 8.000 dolar olabileceğini tahmin ediyor. ING analistleri, Federal Reserve para politikasının bakır fiyatlarının dalgalanmasında önemli bir rol oynayacağını vurgularken; “Bakır fiyatları, ABD Merkez Bankası'nın gevşemesinin ardından zayıflayan ABD doları tarafından desteklenecek. Fed'in faiz oranı yolunun bakırın kısa vadeli fiyat görünümünü yönlendirmeye devam edeceğine inanıyoruz. Bakır fiyatları, borçlanma maliyetlerini azaltarak imalatçıların ve inşaat şirketlerinin üzerindeki mali yükü hafifletecek olan daha gevşek para politikasından faydalanacak. Ancak ABD oranları daha uzun süre yüksek kalırsa, bu daha güçlü bir ABD dolarına ve daha zayıf yatırımcı duyarlılığına yol açacak ve bu da bakır fiyatlarının düşmesine yol açacaktır" yorumda bulundular. ANZ'nin raporu, bakır fiyatlarının 2024 yılında piyasa açığıyla destekleneceğini, kısa vadeli hedef olan 9.000 $'ı koruyacağını ve önümüzdeki 12 ay içinde bu rakamın 10.000 $'ın üzerine çıkmasını beklediğini öngörüyor. Çin'de yeşil enerji projelerine yapılan artan yatırımlar ve genişleyen yenilenebilir enerji sektörü, arz artışını geride bırakabilir. Bu, 2024'ün ikinci yarısında bakır fiyatlarında daha yüksek dalgalanmalara yol açabilir. İsviçre merkezli UBS bankası, 2025'te bakır fiyatının ton başına yaklaşık 9.900 dolara, 2026'da ise 10.500 dolara yükseleceğini tahmin ediyor. UBS, arzın keskin bir şekilde yavaşlamasının global bakır talebinin büyümesindeki yavaşlamayı telafi edecek olması nedeniyle 2024'te piyasada 300.000 tondan fazla bir açığın olacağını öngörüyor.
Londra Metal Borsası (LME) verilerine göre Alüminyum fiyatları Şubat ayını %2.17’lik azalış ile 2.183 dolar/ton seviyelerinde kapatırken, LME Alüminyum Stokları ise aynı ay için %9.58’lik artış gösterdi. Analistlere göre; Alüminyum fiyatlarının 2024 yılında daha fazla dalgalanma göstermesi bekleniyor. Daha yüksek birikmiş alüminyum stokları ve zayıf küresel ekonomik büyüme, fiyat istikrarının korunmasına yardımcı oluyor; ancak daha hızlı faiz indirimleri ve dönemsel enerji arzı sorunları nedeniyle Çin'den gelen potansiyel olarak sınırlı alüminyum arzı, fiyat oynaklığının daha da artmasına neden olabilir. Bu yukarı yönlü riskler nedeniyle alüminyum alıcılarının piyasa trendlerini yakından takip etmesi ve potansiyel arz dalgalanmalarına karşı hazırlıklı olması gerekecek. Çin ekonomisinin kötü durumdaki emlak ve inşaat sektörü nedeniyle alüminyum fiyatları beklendiği gibi yükselmedi. Analistler, devam eden talep zayıflığıyla birlikte 2024 yılında metal fazlasının devam edeceğini ve bunun da fiyatlar üzerinde aşağı yönlü baskıyı sürdüreceğini öngörüyor. Ancak araştırma şirketi, Çin'de güneş enerjisi sektöründe, elektrikli araçlarda (EV) ve iletim altyapısında alüminyuma yönelik talepte artış olduğuna dair işaretlerin bulunduğunu kaydetti. Ayrıca, özellikle Çin'de daha sıkı yeşil gerekliliklerin, fosil yakıtlarla çalışan izabe tesislerinin kalıcı olarak kapatılmasıyla sonuçlanacağını ve bunun da küresel alüminyum arzını daha da sıkılaştıracağını belirtti. Bu arada Batılı ülkeler, dünya alüminyum üretiminin yaklaşık %6'sını oluşturan Rus alüminyumundan uzak durmaya devam edecek. 29 analistin tahminlerine göre ortalama LME nakit alüminyum fiyatı 2024 yılında 2.309 ABD Doları/ton, en düşük 1.900 ABD Doları/ton (Liberum Capital) ve en yüksek 2.675 ABD Doları/ton (Commerzbank) olurken, 2025 yılı ortalaması 2,498 ABD Doları/ton, en düşük 1,950 ABD Doları/ton (Liberum Capital) ve en yüksek 3,000 ABD Doları/ton (Bank of America) olması bekleniyor.
Londra Metal Borsası (LME) verilerine göre Nikel fiyatları Şubat ayını %6.79’luk artış ile 17.150 dolar/ton seviyelerinde kapatırken, LME Nikel Stokları ise aynı ay için %2.88’lik yükseliş gösterdi. Outokumpu paslanmaz çelik Mart 2024 prim fiyatlarını; 430 kalite için 15 EUR/ton artış, 304 kalite için 69 EUR/ton artış ve 316 kalite için 60 EUR/ton artış ile açıkladı. Analistler, Endonezyalı üreticilerin daha ucuz işgücü ve enerji gibi daha düşük işletme maliyetlerinden ve Çinli finansörlerin daha düşük sermaye maliyetlerinden yararlandığını söyledi. Market Intelligence verilerine göre Endonezya'nın 2027 yılına kadar dünyadaki nikelin %43,9'unu üretmesi bekleniyor. Macquarie ise Endonezya'nın 2024 yerel cevher üretim lisanslarını (RKAB'ler) 2023'ten daha düşük bir seviyede tutmasını bekliyor; bu da gecikmeler nedeniyle cevher teminindeki mevcut sıkışıklığın uzayabileceğini gösteriyor. Ülkenin cevher fiyatlandırma sisteminin elden geçirilmesi, nikel üretim maliyetlerini daha da yükseltebilir ve fiyatlar için zemini Macquarie'nin daha önceki 15.000-16.000 $/tonluk değerlendirmesinin ötesine taşıyabilir. Macquarie, geçen yıl pil pazarında sürekli stok eritme nedeniyle herhangi bir büyüme yaşanmamasının ardından, pillerdeki nikel talebinin de 2024'te keskin bir şekilde artma yolunda olduğunu söyledi. Macquarie ayrıca yüksek nikel alaşımlarında nikel kullanımına ilişkin önceki tahminlerinin 20.000 tonluk son kullanımı kaçırdığını söyledi. Macquarie, nikel tüketim pazarının 2023'te yıllık %25 artarak 130.000-140.000 tona yükseldiğini ve 2024'te çift haneli büyümeye hazır olduğunu söyledi.
Londra Metal Borsası (LME) verilerine göre Çinko fiyatları Şubat ayını %7.41’lik azalış ile 2.362 dolar/ton seviyelerinde kapatırken, LME Çinko Stokları ise aynı ay için %38.37’lik artış gösterdi. Ekonomim haberine göre; Çinkonun galvanizli çelikte kullanılması, özellikle Çin'de olmak üzere, küresel inşaat sektörünün kötü gidişatına büyük ölçüde maruz kaldığı anlamına geliyor. Çinko fiyatları artan stok nedeniyle son 1 ayda %6’dan fazla düştü. Yılbaşından bu yana düşüş %11 civarında. Analistlere göre stok artışının sürmesi fiyatları da daha baskılayabilir. Uluslararası Kurşun ve Çinko Çalışma Grubu, küresel rafine çinko pazarının geçen yıl 204.000 tonluk fazla verdiğini tahmin ediyor ve bu yıl daha da büyük bir 367.000 tonluk arz fazlası olacağı beklentisi var. Bu da LME sistemine daha büyük hacimli teslimatlar yapılabileceği ve fiyatın daha da düşebileceği anlamına geliyor.
Londra Metal Borsası (LME) verilerine göre Kurşun fiyatları Şubat ayını %5.55’lik azalış ile 2.052 dolar/ton seviyelerinde kapatırken, LME Kurşun Stokları ise aynı ay için %56.69’luk artış gösterdi. Aynı dönem için LME Kalay fiyatları %0.58’lik artış ile 26.100 dolar/ton olurken, LME Kalay stokları %14.00’lık azalış gösterdi. Ekonomim haberine göre; metallerde pozitif tarafta başı kalay çekiyor. Londra’da kalay vadeli işlemleri, artan arz tehditleri nedeniyle bu ay ton başına 27.400 doların üzerine çıkarak altı aydan uzun bir sürenin en yüksek seviyesini gördü. Yılbaşından bu yana fiyatlarda %3’ten fazla artış yaşandı. Ana üreticiler Endonezya ve Myanmar’da ihracatın aksamasının yarattığı tedarik riskiyle birlikte, yarı iletken ve teknoloji satışlarındaki patlamanın önümüzdeki aylarda kalay fiyatlarını desteklemesi bekleniyor. Amalgamated Metal Trading’in araştırma başkanı Dan Smith, “Kalay, Çin’deki emlak piyasasından sınırlı etkileniyor ancak hızlı büyüyen teknolojiyle ilgili sektörlerle doğrudan bağlantılı olduğundan ana metaller arasında benzersiz bir konumda” yorumunu yapıyor. Macquarie bir notunda, piyasanın hala Endonezya’daki arzın görünümüne ilişkin ciddi bir belirsizlikle karşı karşıya olduğunu belirtiyor. Dünyanın en büyük ihracatçısının kalay sevkiyatı, madencilerin izin almada gecikmeler yaşaması nedeniyle Ocak ayında yüzde 99 düştü. Macquarie, küresel kalay pazarının geçen yılki 6 bin ton fazladan 2024’te 5 bin ton açığa döneceğini, LME fiyatlarının ise 2024 yılında ortalama 28.500 dolar olacağını tahmin ediyor.
Demir Cevheri fiyatları, Şubat ayını %11.36’lık azalış ile 117 dolar/ton seviyelerinde kapatırken, TÜSMOD Hurda Demir fiyat endeksi Şubat ayında %2.30 artış yönlü oldu. LME Çelik Hurda CFR Türkiye (Platts) fiyatları Şubat ayında %8.35’lik azalış kaydederken, son 12 aylık değişimi %10.42 azalış yönlü oldu. LME İnşaat Çeliği FOB Türkiye (Platts) fiyatları ise Şubat ayında %3.98’lik azalış gösterirken, son 12 aylık değişim %17.24 azalış yönlü oldu. Pekin'in yüksek fırın çeliği üretimi ve cevher talebi sabit kalsa da, demir cevheri fiyatları muhtemelen Çin emlak sektöründeki zayıflık nedeniyle sınırlanacak. Analistler fiyatların ılımlı seyredeceği yönünde, ancak bazıları bu yıl fiyatların değişken olabileceğini düşünüyor. 2024'ün başından bu yana, %62 kalite demir cevheri spot fiyatları %5 düşüşle Çin'in Tianjin kentinde teslimat için ton başına 129,29 $'a düştü. Avustralya Baş Ekonomist Ofisi, arzın artması ve talebin azalmasıyla birlikte fiyatların 2025'e kadar olan görünüm döneminde muhtemelen ılımlı seyredeceğini söyledi. Fitch Solutions'ın bir birimi olan araştırma ajansı BMI, 2024 demir cevheri fiyat tahminini yıllık ortalama 120 ton seviyesinde tuttuğunu söyledi. Hollandalı çokuluslu finansal hizmetler şirketinin ekonomik ve finansal analiz kanadı ING Think, piyasanın Pekin'den gelen herhangi bir politika değişikliğine yanıt vermeye devam etmesi nedeniyle demir cevheri fiyatlarının bu yıl dalgalı kalmaya devam edeceğini söyledi. ING Think emtia stratejisti Ewa Manthey, "Demir cevherinin Çin'den gelen ekonomik teşviklere bağımlı kalmasıyla birlikte, hükümetin ekonomiyi desteklemek için ek önlemler alacağını varsayarak, bunların 2024'te ortalama 120 $/ton olmasını bekliyoruz" dedi. Manthey, Çin'in toparlanma yolunun hâlâ inişli çıkışlı olması nedeniyle demir cevherinin Çin politikalarına karşı hassas olmaya devam edeceğini söyledi. "Dolayısıyla fiyatların en azından kısa vadede değişken kalması muhtemel" dedi.
Plastik ve Kauçuk:
TÜSMOD Endeksine göre; Şubat ayında plastik fiyatlarında ortalama %0.94’lük artış görüldü. Şubat ayında fiyatı en çok düşen plastik %2.52 düşüş ile PMMA olurken, bunu %1.53 düşüş ile EPS ve %1.21 düşüş ile POM takip etti. Aynı ayda fiyatı en çok artan plastik %6.35 ile PE olurken, bunu %6.07 ile PS ve %3.82 ile PP takip etti. PlasticsExchange haberine göre; Polietilen (PE) fiyatları, yüksek yoğunluklu PE'deki kayda değer güçlenmeyle çoğunlukla istikrarlı bir şekilde seyrederken, polipropilen (PP), artan polimer cinsi propilen (PGP) maliyetlerine paralel olarak daha yükseldi. Chemorbis haberine göre; Türkiye’nin poliolefin piyasalarındaki hızlı artış eğilimi, geciken malların yakında varacak olmasıyla azalan panik alımlarından dolayı geçen hafta hız kaybetti. Daha da önemlisi, artan sayıda sanayici keskin şekilde artan resin maliyetlerini nihai kullanıcılara yansıtmakta zorlandığını bildirdi. Dolayısıyla mevcut yüksek seviyelere karşı direnç ön plana çıktı. Bu hafta, hem PP hem de PE fiyatları, yüksek maliyetler ve talepsizlik arasında stabil değerlendirildi. Haftalık ortalama verilere göre, Suudi Arabistan malı homo PP fiyatları, global tedarik zincirindeki aksaklıklar sebebiyle piyasa havasının yukarı döndüğü Aralık sonundan bu yana toplamda %23-25 (220-250$/ton) arttı. Aynı menşe için PP blok kopolimer enjeksiyon fiyatları da, Türkiye’nin en büyük ikinci kopolimer tedarikçisi Güney Kore’den azalan hacimler ve yüksek navlun oranları sebebiyle aynı dönemde %20’lik (220$/ton) kümülatif bir artış kaydetti. PE türlerine bakıldığında, teklifler son iki ayda %12-17 (125-165$/ton) artarken, AYPE ve LAYPE daha sıkışık tedarik sebebiyle YYPE’ye kıyasla keskin artışlar kaydetti. Bu arada, İran’dan malların gelişi, Şubat ayı ilerledikçe YYPE türleri için bir miktar rahatlama sağladı. Nitekim PP, ithalata PE’ye kıyasla daha fazla bağlı olduğu için sıkışık tedarikten daha çok etkilendi. Bu durum, PE türlerine kıyasla daha keskin PP artışlarına yol açtı. ChemOrbis’in haftalık ortalama verilerine göre, ithal homo PP ve PP blok kopolimer fiyatları Temmuz 2023’ten bu yana görülen en yüksek seviyelerine ulaşırken, PE teklifleri tüm türler için Şubat ayındaki artışların ardından neredeyse bir yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Mart beklentileri, bir süredir devam eden artışların ardından hem PP hem de PE için artış eğiliminin sendelemesiyle farklı eğilimlere işaret etti. Satıcılar, güçlü hammadde maliyetlerini gerekçe olarak göstererek piyasayı ilave artışlarla test etseler bile, daha fazla oyuncu poliolefin piyasalarının yeni artışlarını sindiremeyeceği konusunda hemfikir. Global tüccarlar, Ramazan ayı ve yerel seçimlerin önümüzdeki ay faaliyetler üzerinde yaratabileceği potansiyel etkilere işaret ederek, Türkiye’deki resin talebinin yavaşladığını doğruladı. İçlerinden biri, “İlerleyen dönemde PE piyasasının ilave artışları kaldırabileceğini düşünmüyoruz. Alıcılar, şimdilik ellerinde malları olduğundan uzak mesafeli mallardan kaçınma eğiliminde. Daha ucuz malların yakında gelecek olmasıyla birlikte piyasada aşağı yönlü bir düzeltme riski de söz konusu,” dedi. Satıcılar, petrokimya üreticileri kanadındaki güçlü maliyetlere ve pazardaki yavaş talebe bağlı olarak fiyatlarını stabil tutmak isteyebilir. Kızıldeniz’de devam eden kriz, teslimat sürelerini normalden daha uzun tutacak. Ancak bu durumun etkisi, içeride gevşeyen tedarik görünümünün yanı sıra, Ramazan durgunluğu ve nakit kısıtlamaları ile dengelenecek. Alıcılar, nakliye maliyetlerindeki düzeltmelerin, piyasanın Mart sonu veya Nisan itibarıyla bir ölçüde köpük atmasına yardımcı olabileceğini düşünüyor. Bazılarına göre, yurtiçi piyasa talep zayıf kaldığı sürece indirim kaydedebilir. Ancak tüccarlar, Avrupa’daki artış eğilimi ve yüksek hammadde zincirinden destek gören piyasanın mevcut yüksek seviyelerde seyredeceğini düşünüyor. Navlun oranları son birkaç haftadır aşağı yönlü düzeltmeler görse de, Süveyş krizi öncesi seviyelerin oldukça üzerinde yer almaya devam ediyor. Kızıldeniz’de devam eden kriz, teslimat sürelerini bir süre daha normalden uzun tutmaya devam edecek. Satıcılar, petrol ve olefin fiyatlarındaki artışın yanı sıra, PP ve PE fiyatlarının bu durumun etkisiyle mevcut seviyelerine yakın seyredebileceğini düşünüyor. Bu arada, oyuncular önümüzdeki dönemde Asya poliolefin piyasalarındaki Çin Yeni Yılı tatili sonrası tabloyu yakından takip etmeli. Çin’de yurtiçi PP ve PE stokları uzun ara boyunca beklentilere paralel olarak birikirken, işleyiciler henüz faaliyetlerine tam olarak dönmedi. Haberin yayımlandığı esnada, Türkiye’nin Çin’in ithal homo PP piyasası üzerindeki primi 285$/tona kadar yükselirken, PE’nin haftalık ortalamada primi türe bağlı olarak 125$/ton ile 180$/ton arasında değişiyordu. Bölgedeki gidişat, Türkiye’nin ithal poliolefin piyasalarındaki eğilimi belirlemede rol oynayabilir. Türkiye’de, PVC için görülen önceki artış eğilimi durakladı ve Şubat’ın son günlerinde zayıf talep ön planda kaldı. Yurtiçi ve ithal şişelik PET piyasaları bu hafta stabil bir eğilim izledi. Yükselen yerine koyma maliyetleri bu hafta yurtiçi PS piyasalarını son ayların en yükseğine taşırken, halen yüksek seyreden maliyetler ithal teklifleri destekledi. ABS piyasaları sınırlı faaliyetlerin maliyet desteğini dengelemesiyle Mart’a stabil başladı.
Enerji ve Petrol:
BOTAŞ'ın internet sitesinde 2024 yılı Şubat ayına ilişkin tarife tablosu yayımlandı. NTV haberine göre; BOTAŞ'ın internet sitesinde yayımlanan tarife tablosuna göre, doğal gazda martta geçerli olacak mesken ve sanayi abonelerinin tarifesi ile elektrik üretim amaçlı tarife sabit kaldı. Buna göre, BOTAŞ'ın konut tüketicileri için dağıtım şirketlerine martta uygulayacağı satış fiyatı 1000 metreküp doğal gaz için 4 bin 80 lira olarak açıklandı. Sanayi abonelerinin tarifesi, kademe 1 için 1000 metreküp doğal gazda 8 bin 549 lira, kademe 2 için ise 11 bin 374 lira olarak belirlendi. Elektrik üretim amaçlı tarifede ise 1000 metreküp doğal gazın fiyatı 12 bin lira olarak duyuruldu. Yurtiçi pompa fiyatları Şubat ayında Motorin için %0.84 ve Benzin için %5.42 artış gösterdi. Bu şekilde 2024 yılının ilk iki ayında pompa fiyatları ortalama %14.35 oranında artmış oldu. AA haberine göre; ABD Enerji Enformasyon İdaresi (EIA), küresel petrol stoklarındaki artışı gerekçe göstererek bu yıla ilişkin petrol fiyatı tahminini aşağı yönlü revize etti. EIA'nın "Şubat 2023 Kısa Dönem Enerji Görünümü Raporu"na göre, uluslararası referans niteliğindeki Brent ham petrolün varil fiyatının bu yıl ortalama 82,42 dolar seviyesinde gerçekleşmesi bekleniyor. Bu rakam bir önceki raporda 82,49 dolar olarak tahmin edilmişti. Batı Teksas türü (WTI) ham petrolün ortalama varil fiyatının da 77,68 dolar olacağı öngörülüyor. Söz konusu rakam, geçen ay 77,99 dolar olarak öngörülmüştü. EIA, Brent türü ham petrolün varil fiyat tahminini değiştirmeyerek gelecek yıl için 79,48 dolar, WTI ham petrol için de 74,98 dolar seviyesinde sabit tuttu. Küresel petrol stoklarının OPEC+ üretim kesintileriyle bu yılın ilk çeyreğinde günlük ortalama 800 bin varil azalacağı, bu durumun ise petrol fiyatlarında yukarı yönlü baskı oluşturacağı tahmin ediliyor. Rapora göre, küresel stokların yılın geri kalanında nispeten dengeli bir seyirde olacak ve petrol talebinde beklenen yavaşlamaya rağmen üretim artmaya devam edecek. Böylece, gelecek yıl küresel petrol stoklarında da kademeli bir artış olacak. Ekonomim haberine göre; Goldman Sachs, Kızıldeniz'deki aksaklıkların Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) stoklarında beklenenden daha fazla düşüşe yol açması nedeniyle, Brent petrolün 2024 yazındaki zirvesine yönelik beklentisini 85 dolar seviyesinden 87 dolara yükseltti. Goldman Sachs, Brent petrolün 2025'te ortalama fiyatının 80 dolar olmasını beklemeye devam ediyor. Petrol fiyatının 70 doların altına kalıcı bir şekilde düşmesi için ise, çok daha zayıf bir talebe ve Suudi Arabistan'ın üretim stratejisinde bir değişime ihtiyaç olduğunu belirten Goldman Sachs, petrol talebinin 2024'te 1,5 mb/gün artmasını bekliyor. OPEC+'nın üretim kesintileri 2024 ikinci çeyreğe uzatmasını bekleyen Goldman Sachs, arzı kısma programlarının 2024 üçüncü çeyrekten itibaren kademeli olarak ve kısmen kaldırılması beklediklerini vurguladı. Paris'teki Uluslararası Enerji Ajansı'nın tahminleri, küresel petrol talebindeki büyümenin yavaşlaması ve Amerika kıtasından gelen yeni arzın artmasıyla OPEC+'nın tüm yıl boyunca kesintilerine devam etmesi gerekeceğini gösteriyor. OPEC+, küresel arz fazlasını önlemek ve fiyatları desteklemek amacıyla petrol arzındaki kesintileri yıl ortasına kadar uzattı.
Döviz Kurları:
TCMB 29 Şubat 2024 kapanış verilerine göre, USD döviz satış kuru bazında %2.85’lik artış ile 31,22 TL; EUR döviz satış kuru bazında %2.99’luk artış ile 33,83 TL oldu. EUR/USD paritesi ise Şubat ayında %0.13 artarak, 1.0837 seviyesine yükseldi. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Şubat ayı Piyasa Katılımcıları Anketine göre; katılımcıların cari yıl sonu döviz kuru (ABD Doları/TL) beklentisi bir önceki anket döneminde 40,00 TL iken, bu anket döneminde 40,02 TL olmuştur. 12 ay sonrası döviz kuru beklentisi ise bir önceki anket döneminde 40,64 TL iken, bu anket döneminde 41,15 TL olarak gerçekleşmiştir. Capital haberine göre; HSBC, para politikasının önemli bir derecede geleneksel tarafa yaklaşmasıyla "carry trade" dinamiklerinin Türk lirası (TL) için destekleyici hale geldiğini belirtti. HSBC'nin "Gelişmekte Olan Piyasalar FX Yol Haritası" başlıklı raporunda, TL'deki değer kaybının, hem hız hem de ölçek olarak sınırlı kalacağı öngörüsünde bulunuldu. Para politikasının önemli derecede geleneksel tarafa yaklaşmasıyla "carry trade" dinamiklerinin TL için destekleyici hale geldiği belirtilen raporda, TCMB'nin tercihinin, TL'nin reel değer kazanmasından yana olduğu yönünde sinyal verdiği aktarıldı. Sıkı para politikası koşullarının TL'yi desteklediği vurgulanan raporda, "Sıkı para politikası koşulları, dolarizasyon riskini sınırlayarak TL'yi destekliyor. TL mevduat faizleri hem nominal hem de reel olarak daha cazip hale geldi." değerlendirmesine yer verildi. HSBC'nin 2024 sonu ve 2025'in ilk yarısı için dolar/TL tahmininin 33 seviyesinde olduğu bildirilen raporda, makro görünümün, özellikle cari açıkta daralma şeklinde, TL için destekleyici olmasının beklendiği kaydedildi. Carry trade, "faizlerin düşük olduğu bir ülkenin para biriminden borçlanarak, yüksek faiz getiren başka bir ülkeden faiz getirisi elde etmek" anlamına geliyor. Ekonomim haberine göre; ABD'li yatırım bankası Goldman Sachs, global döviz kurlarına ilişkin tahminlerini açıkladı. Goldman Sachs, öngörüleri içinde Türk lirasına da yer verdi. Buna göre banka, dolar kurunun gelecek 3 ayda 32 TL; 6 ayda 34 TL, 12 ayda 37 TL olacağını öngörüyor. Goldman Sachs, kurun 2025 yılında 40, 2026 yılında 44 ve 2027 yılında ise 48 olmasını beklediğini değerlendirdi.
Yurtiçi Fiyat ve Maliyet Endeksleri:
TUİK verilerine göre, Yİ-ÜFE (2010=100) 2024 yılı Şubat ayında Yİ-ÜFE (2003=100) bir önceki aya göre %3,74 artış, bir önceki yılın Aralık ayına göre %8,03 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre %47,29 artış ve on iki aylık ortalamalara göre %45,71 artış gösterdi. Sanayinin dört sektörünün yıllık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında %68,10 artış, imalatta %56,71 artış, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında %30,68 azalış ve su temininde %66,20 artış olarak gerçekleşti. Ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri; ara mallarında %51,47 artış, dayanıklı tüketim mallarında %61,51 artış, dayanıksız tüketim mallarında %64,34 artış, enerjide %0,45 artış ve sermaye mallarında %64,70 artış olarak gerçekleşti. Sanayinin dört sektörünün aylık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında %4,29 artış, imalatta %4,56 artış, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında %4,96 azalış ve su temininde %0,81 artış olarak gerçekleşti. Ana sanayi gruplarının aylık değişimleri; ara mallarında %3,93 artış, dayanıklı tüketim mallarında %5,07 artış, dayanıksız tüketim mallarında %5,41 artış, enerjide %0,02 artış ve sermaye mallarında %3,23 artış olarak gerçekleşti. YD-ÜFE (2010=100) 2023 yılı Ocak ayında bir önceki aya göre %4,57 artış, bir önceki yılın Aralık ayına göre %4,57 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre %59,27 artış ve on iki aylık ortalamalara göre %51,72 artış gösterdi. Sanayinin iki sektörünün yıllık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında %60,76 artış, imalatta %59,24 artış olarak gerçekleşti. Ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri; ara mallarında %51,36 artış, dayanıklı tüketim mallarında %65,98 artış, dayanıksız tüketim mallarında %65,37 artış, enerjide %47,22 artış, sermaye mallarında %69,03 artış olarak gerçekleşti. Sanayinin iki sektörünün aylık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında %3,07 artış, imalatta %4,60 artış olarak gerçekleşti. Ana sanayi gruplarının aylık değişimleri; ara mallarında %3,32 artış, dayanıklı tüketim mallarında %6,03 artış, dayanıksız tüketim mallarında %4,63 artış, enerjide %4,52 artış, sermaye mallarında %5,84 artış olarak gerçekleşti.