Doçent Dr. Lütfi Apilioğulları
Üretken Yapay Zekâ (GAI)
İnsanlık, tarihin seyrini değiştiren birçok yeniliğe şahit oldu. Elektrik, transistor, telefon, radyo, TV, Internet ve Google çok etkileyici teknolojik gelişmelerdi. Ancak AI’ın son on yıldaki gelişimi ve bu on yıllık dönemin insanlık üzerindeki etkilerine baktığımızda tarih boyunca bu kadar kısa sürede bu denli marjinal etki yapan başka bir teknolojik gelişimin olmadığını görüyoruz. İşin daha da ilginç olan yanı ise son on yıllık etkinin çok daha fazlasının 3-5 yıl gibi kısa bir zaman içinde gerçekleşecek olmasıdır. Zira, Generative AI (GAI: Üretken Yapay Zekâ) dönemi bildiğimiz AI konseptini başka boyutlara taşıyor ve bize geleceğin artık geldiğini bildiriyor.
AI öncesi dönemde (2012 öncesi) iş dünyası kritik kararlar almak için istatistiksel analiz, anketler ve insan uzmanlığı dahil çok sayıda araca güveniyordu. Oldukça zaman alıcı, çoğunlukla sübjektift ve insan hatasına açık olan bu yöntemler belli bir noktaya kadar etkili olsa da bazı sınırlamaları vardı. Ancak, AI’ın hayatımıza girmesiyle birlikte geniş veri kümelerinden daha derin iç görüler toplamaya başladık. Tedarik Zinciri optimizasyonu, talep tahminlemesi, anomalilerin tespiti ve ürün geliştirme gibi alanlarda bu iç görüler kullanarak süreçleri daha verimli hale getirdik.
Biz bunları yaparken bilimsel araştırmalar da yerinde durmadı. Deep Learning algoritmaları ve mikro işlemci tasarımı alanındaki gelişmeler (GPU/TPU ve paralel işlem), bilgisayarların hesap yapma hızını (computation speed) her yıl bir önceki yıla göre on kat (10X) artırdı. Hesaplama hızındaki bu eksponansiyel artış yeni döneminin başlangıcı oldu ve GAI konsepti doğdu. GAI, yalnızca AI’ın başka bir yinelemesi değildi; teknolojik ortamda sismik bir değişimdi. İnsan yeteneklerini aşacak şekilde strateji oluşturma, yenilik yapma ve hatta ürünler tasavvur etme yeteneğine sahipti. Bunun anlamı, yapay zekâ konseptinin GAI ile yeni bir kitap, yeni bir film ya da yeni bir ürün tasarlayabilecek kabiliyete kavuşuyor olmasıdır. Örneğin, GAI Pazar analizlerine göre ihtiyaçları analiz edip, daha önce benzeri olmayan bir ürünü tasarlayıp, bu ürünü tedarikçiye ürettirip, pazarda satışa sunabilecek, ya da hiç çevrilmemiş bir filmi kendisi tasarlayıp bize izlettirebilecektir. Bu konuyu bir senaryo üzerinden irdeleyelim ve GAI’nın neler yapabileceğine ve bunun sonuçlarına birlikte bakalım.
GAI, bir işletmenin mevcut yetenekleri, pazar beklentileri ve rekabet ortamı dahil olmak üzere temel unsurlarının kapsamlı bir analizini gerçekleştirerek gelecek için ayrıntılı bir yol haritası sağlayan stratejik bir plan oluşturabilir. Ürün geliştirme sürecinde konsept tasarımın ötesine geçerek, farklı prototipleri tasarlayabilir ve ürün özelliklerini belirleyebilir. Bununla yetinmeyip tedarik zinciri yapısının kurulması için tedarikçiler ile görüşmeler yaparak, onlara gerekli teknik bilgileri gönderir, teklifleri müzakere eder ve işletme açısından en uygun tedarikçiyi sürece katıp tedarik zincirinin yapısını oluşturabilir. Otonom araçlar üzerinden malzeme tedariği yaparak, AS/RS ve AGV kontrollü depolama sistemleri üzerinden malzemeleri stoklayarak, karanlık fabrikalarda üretim yaparak ve yine otonom lojistik modları üzerinden ürün müşteri ile buluşturabilir. Bu sürecin içinde stratejik planlama, pazarlama, ürün geliştirme, tedarik zinciri yönetimi gibi temel unsurlar yer alır ve bu sürecin tamamı uzman kadrolar yerine sadece GAI üzerinden yönetilebilir. Bu durumun aynısı tedarikçi tarafında da oluşacaktır. Yani, üretici işletmenin GAI’ı tüm bu süreci yönetmek için tedarikçi GAI’ları ile iletişime geçecek; üretici işletmenin GAI’ı en uygun tedarikçiyi bulmak, tedarikçi GAI’ları da işi kapmak için kıyasıya rekabet içinde olacaklar ve her GAI kendi stratejisini oyun teorisi kapsamında geliştirecektir. Ancak, iş bununla da kalmayacak, pazarın son bileşeni yani tüketicilerin de kişisel GAI’ları olacaktır. Bunun anlamı, üretici GAI’nın satış yapılabilmesi için tüketici GAI’ını ikna etmesi gerekeceğidir. Bir başka ifadeyle, piyasa denilen olguyu artık üretici, tedarikçi ve müşteri değil, bu unsurları temsil eden GAI ‘lar oluşturacaktır.
Yeni dönem, GAI kontrollü tedarik zinciri yönetimi üzerine şekillenmekte ve bu süreç içinde bildiğimiz birçok rol GAI tarafından üstlenilmektedir. GAI tarafından kontrol edilen bir tedarik zinciri, öğrenme, uyum sağlama ve karar alma yetenekleriyle dikkat çeken Yapay Zekâ sistemlerinin, son derece verimli, duyarlı ve veri odaklı tedarik zinciri ağları oluşturmak için merkezi bir rol oynadığı tedarik zinciri yönetiminin yeni bir dönemini temsil eder. Bu Yapay Zekâ sistemleri sadece büyük veriyi analiz etmekle kalmaz, aynı zamanda bağımsız bir şekilde yeni görüşler, stratejiler ve çözümler üretme yeteneklerine sahiptir. İnsan uzmanlığı hala belirli stratejik denetim ve etik davranış için gerekli olsa da GAI, rutin tedarik zinciri operasyonlarında geniş insan müdahalesine duyulan ihtiyacı azaltır. Bu paradigma içinde, işletmeler arasındaki rekabetin yanı sıra, her birinin stratejilerini ve sonuçlarını optimize etmeye çalışan GAI varlıkları arasında da rekabet gerçekleşir.
GAI’ın etkisi elbette sadece imalat endüstrisi ile sınırlı kalmayacak. Yakın bir gelecekte her birey, işletme ya da kurumun birer GAI’ı olacak ve süreçler GAI etkileşimleri üzerinden ilerleyecek. Sosyal medyanın dikkat ekonomisinin yerini etkileme ekonomisi alacak. Teknolojik gelişimin hala eksponansiyel devam etmesi, GPT-4’ün GPT-3.5’ten on kat daha hızlı olması ve mevcut IQ’sunun 155 olması bunu doğruluyor gibi. Mevcut durumda hal böyleyken, yakın bir zamanda kuantum bilgisayarların da hesaplama hızına etki yapmaya başlamasıyla GAI’ın gücünün nerelere varacağını ön görebilmek oldukça güç ve bir o kadar da endişe verici. GAI’ın bu yetkinliğe sahip olması ve insanın üzerinde bir yetiye sahip olabilmesi pek çok şeyin eskisi gibi olmayacağı anlamına da gelebilir. Bu aşamada konuya belki teknik yerine sosyolojik ya da kısmi olarak felsefi açıdan bakmak daha doğru olacaktır.