Doçent Dr. Lütfi Apilioğulları
Yavaş Yavaş Acele Etmek: Agile (Iteration & Increment)
Dijital dönüşüm ya da dijital tabanlı yalın dönüşüm süreçlerinde arzu edilen sonuçlara ulaşmakta ciddi zorluklar yaşıyoruz. Bu başarısızlıkların pek çok nedeni olabilir, ancak süreç tasarımı ve uyarlama aşamalarında "Çevik Yaklaşım Metodolojileri (Agile Approach)" yerine "Klasik Yaklaşım"ın tercih edilmesi, genellikle başarısızlığın en temel nedenlerinden biridir. Peki neden?
Dönüşüm süreçlerini iki ana faza ayırabiliriz: tasarım (design) ve uyarlama (development). Klasik yaklaşımda, önce uzun bir kavramsal tasarım süreci gerçekleştirilir. Bu süreçte, işin nasıl yapılacağı ve neyin hedeflendiği detaylıca tartışılır, nihayetinde üzerinde uzlaşılan noktaları içeren bir doküman hazırlanır. Ardından uyarlama aşamasına geçilir. Ancak ne yazık ki, ortaya çıkan çözüm büyük oranda beklentileri karşılamaz. ERP ve MES projelerindeki başarısız sonuçlar bunun en iyi örneklerindendir. Temel sorun, tasarım aşamasında düşünülmeyen ya da öngörülemeyen yeni bir ihtiyacın ortaya çıkmasıdır.
Bu durum bir eksiklik değil, aksine oldukça normaldir. Sürecin başında yapılan statik kavramsal tasarım çalışmalarının, ilk seferde tüm beklentileri karşılaması mümkün değildir. Keza, pek çok kritik ihtiyaç ancak gerçek kullanıcı deneyimi (UX: User Experience) gerçekleştikten sonra netleşir. Yani kullanıcıların gerçek ortamda sistemi deneyimleyip geri bildirim vermesiyle, çoğu zaman başlangıçta gözden kaçan ya da henüz fark edilmeyen gereksinimler gün yüzüne çıkar.
Yeni ihtiyaçların ortaya çıkması, dijital dönüşümün doğasında olan bir durumdur. Bu, tasarım ve uyarlama süreçlerinin eş zamanlı ilerlemesini (Iteration and Increment), sık aralıklarla kullanıcı deneyimi yapılmasını (Sprint) ve elde edilen geri bildirimlere göre kavramsal tasarım dokümanının sürekli güncellenmesini (Living Document) zorunlu kılar. Çevik yaklaşım tam da bu noktada devreye girer ve tasarımın bitmiş kabul edilmediği, sürekli evrilen bir yapıyı mümkün kılar. Yazılım geliştirme süreçlerinde uzun zamandır başarıyla uygulanan Çevik Proje Yönetimi, bu ihtiyacı mükemmel bir şekilde karşılar.
Çevik yaklaşım, büyük projeleri küçük ve yönetilebilir parçalara böler. Bu parçalar kısa döngüler halinde (iteration) geliştirilir ve her bir döngüde sistemin çalışan bir versiyonu kullanıcıya sunulur. Kullanıcı bu aşamada geri bildirim verir ve ihtiyaç duyulan değişiklikler bir sonraki döngüde hayata geçirilir. Böylece proje ilerledikçe her yeni sürüm, önceki sürümlere göre daha rafine hale gelir ve nihai sonuca çok daha hızlı ulaşılır. Ayrıca bu yaklaşım, projede belirsizliklerin olduğu durumlarda da esneklik sağlar. Sürecin başında kapsamı tam olarak belirleyemediğiniz projelerde, çevik metodolojiler belirsizliği yönetmenin en etkili yoludur.
Klasik yaklaşımda ise dönüşüm süreci, genellikle bir bina inşa etmeye benzetilir. Önce detaylı bir plan yapılır, tüm tasarım baştan sona belirlenir ve ardından bu plana sadık kalarak ilerlenir. Ancak dijital dönüşüm projeleri bu statik yapıya uygun değildir. Gerçek dünya koşullarında her zaman değişkenlik ve belirsizlik söz konusudur. Bu da tasarımın ve ihtiyaçların zaman içinde değişmesine neden olur. Örneğin, ERP projelerinde, kullanıcıların belirli bir fonksiyonun gerçekte nasıl çalıştığını deneyimlemeden neye ihtiyaç duyacaklarını tam olarak kestirmesi zordur.
Çevik yaklaşımın sunduğu bir diğer önemli avantaj da, kullanıcı ve müşteri memnuniyetini daha üst seviyeye çıkarmasıdır. Kullanıcılar, projeye erken aşamalardan itibaren dahil edilerek sürekli geri bildirim sağladıkları için, kendilerini sürecin bir parçası olarak görürler. Bu, hem adaptasyonu hızlandırır hem de projeye olan bağlılığı artırır.
Sonuç olarak, dijital dönüşüm süreci bina yapmaya benzemez; dinamik bir yapısı vardır! Kapsamı hiçbir zaman tam anlamıyla net değildir ve projelerin içeriği zamanla evrilir. Gerçek ihtiyaçlar, kullanıcıların sistemi deneyimlemesi ile ortaya çıkar ve bu ihtiyaçlar zamanla gelişir. Eğer dönüşüm sürecinizde çevik yaklaşımları uygulamazsanız, başarıya ulaşmanız zor olacaktır.
Unutmayın, dönüşüm süreçleri sabır ve esneklik gerektirir. Yavaş yavaş acele edin ve değişimi benimseyin! Klasik yaklaşımlar sizi başarısızlığa sürükleyebilir; çevik düşünce ise hızla değişen ihtiyaçlara uyum sağlamanızı sağlayacaktır.