Nilgün Yalım Eren
Rezonans Kanunu (5.Bölüm)
“Kalbimizle dünyayı değiştirebiliriz.”
Pierre Franckh (1953- )
Pierre Franckh, 1953 yılında Heilbronn, Almanya'da dünyaya gelmiştir. TV dizilerinde oyunculuk ve yönetmenlik yapmış, 1996’dan itibaren yazarlığa ağırlık vermiştir. 2004’te yayınlanan Glücksregeln für die Liebe (Aşk için iyi şanslar) adlı kitabı, Stern dergisinin en çok satanlar listesine girmiştir. İki milyonun üzerinde tirajı ile Pierre Franckh, ezoterik edebiyat alanında en başarılı Alman yazarlardandır. Kitapları 21 ülkede yayınlanmış olup, kendisini kitaplarına ve derslerine adamıştır.
2.BÖLÜM
İsteklerinizle Aynı Rezonansa Girmenin Etkili Yolları
“Düşüncelerinize dikkat edin,
Onlar hareketlerinizin başladığı yerdir.” ÇİN ATASÖZÜ
İsteklerinizin rezonans alanına girmek için birçok farklı yöntemden yararlanabiliriz. En iyisi bu tekniklerin içinde sizi en mutlu edenleri seçmektir. Çünkü rahatlık ve mutluluk, isteklerinizin hedefini açığa çıkarmak için en etkili enerji desteğini oluştururlar.
Uyguladığınız yöntemden ne kadar zevk alır ve mutluluk duyarsanız, ilk sonuçları görmeniz de o kadar çabuk olur.
Bu yöntemler sizde bir anda en sevdiğiniz seçeneklerden olmayabilir. Hatta içinizde bir direnç, şüphe hissedebilirsiniz. Bu tamamen normaldir. Hayal kırıklığına uğramayın. Bunun yerine şöyle düşünün:
Düşündüğünüz, hissettiğiniz ve inandığınız her şeyi hayatınıza çekersiniz.
Rezonans Alanları Kişisel Gelişiminizi Engellediğinde?
“Uyanmanız gereken bir an var. O da şu an.” BUDA
Yabancı rezonans alanlarından etkilenmemiz son derece olasıdır. Örneğin sakin ve huzurlu bir anımızda iken, öfkeli ve mutsuz tek bir insan bile bu halimizi bozmaya yeter. Birkaç dakika içinde kendimizi inanılmaz derecede gergin bir tartışmanın içinde bulabiliriz. Bu durumda bazen istemediğimiz şeyler söyleriz ya da daha sonra pişman olacağımız aceleci kararlar alırız. Olayın ardından, nasıl böyle bir duruma düştüğümüze hayret ederiz.
Aslında cevap çok basittir. Başka birinin rezonans alanına girip sonunda bu alanın etkisi altında kalmışızdır. Başka bir deyişle, bizim titreşim enerjimiz o kişininkine uyum gösterdiği için, istesek de istemesek de bu yabancı enerjinin etkisi altına gireriz.
Ama biraz daha yakından bakarsak, bu enerjinin bize yabancı olmadığını görürüz. Çünkü bu enerji bizim içimizde de olmasaydı, ondan etkilenmemiş olurduk. Bu enerjiyle rezonansa girmezdik.
Kavgacı birinin bizi enerjisiyle kirletmesine izin veriyorsak, bu bizim içimizde de kavga potansiyeli bulunduğundandır.
Aslında istediğimiz biri olabiliriz. Tüm duygu yelpazesi içimizde yatar. Sakin, duyarlı, öfkeli kederli, kıskanç, meczup, şüpheci vb. olabiliriz. İçimizdeki hangi titreşim enerjisini etkin hale getirmek istediğimiz bize bağlıdır. Bu tamamen bizim elimizdedir.
Bir mabede girdiğimizde, hemen o mekanın huzur dolu titreşiminden etkileniriz. Bu enerjiyi yakalarız ve daha sakin, daha huzurlu hale geliriz. Bazen bu huzur günlük yaşantımıza döndüğümüzde bile devam eder.
Ruhani bir kitap okuduğumuzda ya da rahatlatıcı bir müzik dinlediğimizde de aynı etkiyi yaşarız.
Birinin size iyilik yapmadığını farkettiğinizde, hiçbir şekilde o insanın yanında kalmak ve kendinizi bu yıkıcı etkiye maruz bırakmak zorunda değilsiniz. Bu nedenle çevrenizi sizi teşvik eden iyi insanlarla doldurun!
Bizi çevreleyen enerjileri açıkça görebilmek için çok basit ve hızlı bir yol vardır:
-Neredeyse her gün yanınızda olan arkadaşlarınızın, tanıdıklarınızın listesini yapın.
-Her ismin yanına bu insanda hissettiğiniz özellikleri yazın. Mesela “rahatlatıcı, neşeli, mutlu, yardımsever” ya da “sürekli eleştiren, kıskanç, açgözlü, hırslı vb.”
-Ama çok uzun düşünmeyin. İlk aklınıza gelen özelliği yazın. Çok uzun düşünürseniz mantığınız devreye girer ve sizi değişiklik yapmaya yönlendirebilir.
Cevap vermekte zorlanıyorsanız şu soruları sorun:
-Sizi çevreleyen alandaki enerji, planlarınıza destek mi oluyor, yoksa onları engelliyor mu?
-Etrafınızdaki alan size güç ve enerji veriyor mu?
-Kendinizi korunmuş hissediyor musunuz?
-Güven duyuyor musunuz?
-Desteklenmiş gibi hissediyor musunuz?
-İsteklerinizi açığa çıkarabiliyor musunuz?
-Sizin mutluluğunuzu düşündüklerini hissediyor musunuz?
Kendinizi gerçekten olduğunuz gibi gösterebiliyor musunuz?
Eğer bu sorulara verdiğiniz cevaplar sizde soğuk duş etkisi yaratıyorsa, bu durum çok da şaşırtıcı değil.
İkinci aşamada daha da ileriye gideceğiz:
-Listede sizin gücünüze ve yaratıcılığınıza inanmayan hemcinslerinizi işaretleyin.
-Başka insanların sizin hayatınıza kendi önyargılarını getirmelerine, sizi olumsuz etkilemelerine daha ne kadar izin vermek istiyorsunuz?
-Bu insanlara hayatınızı bu şekilde etkileme yetkisi veren tek bir kişi var, o da sizsiniz.
-Size yardım etmeye hazır olan ve hayatınıza minnet, saygı ve onur getirecek kişileri etrafınızda toplayın.
-Hayatınızda böyle kişiler yoksa, zihinsel rezonans alanlarınızı kullanarak onları hayatınıza çağırın.
-Sizin potansiyelinizin farkına varacak böyle insanların olduğunu bilin.
-Böyle insanların hayatınıza gireceğinden emin olun.
-Her şeyden önce, kendi potansiyelinizin farkına varın.
-Kendinize saygı duymaya, kendinizi sevmeye ve kendinize şefkatli bir şekilde yakınlaşmaya başlayın.
-İstediğiniz rezonans alanına olabildiğince hızlı ulaşmak için en büyük adım, diğerlerine de aynı şekilde yardımcı olmaktır. Ne kadar verirsek, karşılığını da o kadar alırız. Benzerin benzeri çektiğini düşünürsek, etrafınız hızla sizi yansıtan ve sizi geliştirmek isteyen insanlarla dolacaktır.
-Tabii ki bu, sırf isteklerinizi gerçekleştirmek için ailenizi ve arkadaşlarınızı terk edeceğiniz anlamına gelmiyor. Kendinizi, isteklerinizin zaten başkaları için gerçekleştiği bir yere yönlendirmelisiniz.
Dünya tamamen önünüze serilmiş durumda. Enerjinin size doğru akabilmesi için tek yapmanız gereken, karşınızda duran kapıyı aralamak.
Kaynak: Pierre Franckh/Rezonans Kanunu/Koridor Yayıncılık/İstanbul, 2021