Nilgün Yalım Eren
Rezonans Kanunu (6.Bölüm)
“Kalbimizle dünyayı değiştirebiliriz.”
Pierre Franckh (1953- )
Pierre Franckh, 1953 yılında Heilbronn, Almanya'da dünyaya gelmiştir. TV dizilerinde oyunculuk ve yönetmenlik yapmış, 1996’dan itibaren yazarlığa ağırlık vermiştir. 2004’te yayınlanan Glücksregeln für die Liebe (Aşk için iyi şanslar) adlı kitabı, Stern dergisinin en çok satanlar listesine girmiştir. İki milyonun üzerinde tirajı ile Pierre Franckh, ezoterik edebiyat alanında en başarılı Alman yazarlardandır. Kitapları 21 ülkede yayınlanmış olup, kendisini kitaplarına ve derslerine adamıştır.
İsteklerimiz, içimizde yatan potansiyelin habercileridir. GOETHE
Ayna Nöronların Armağanı
Parma Üniversitesi’nde, Prof. Rizzolatti’nin öncülüğünde çalışan nörologlar doksanlı yıllarda ilginç bir olayı keşfettiler. Beyindeki bazı bölgelerin motor süreçlere dair anıları depoladığını ve deneyim sahibi olmasak bile bu süreçleri tekrarlayabileceklerini buldular. Bu beyin hücreleri basit bir hareket gözlemlenirken bile uyarılıyordu.
Açıkçası beynimiz, bazı hareketlere dair süreçleri, biz o hareketleri gerçekleştirmemiş olsak bile depolar. Bu bilimsel açıdan tamamen yenilikçi ve şaşırtıcıydı.
Beynimizdeki özel bir nöron grubu bu şaşırtıcı etkiden sorumludur. Bu nöronlara “ayna nöronlar” denir. Ayna nöronlar başkalarında izlediğimiz hareketleri yapabilme kapasitesini içimizde oluşturur.
Tıp bu etkiyi başarıyla kendisine mal eder. Örneğin felç geçiren hastalar, musluğu açmak gibi elleriyle gündelik olarak yapacakları hareketlere dair film izlediklerinde, bu hareketleri yeniden yapabilirler.
Eğer kapasitemizi arttırmak istiyorsak, başka insanları gözlemleyip bu “bilgileri” kendi deney dünyamıza katmamız yeter.
Ayna nöronlar, sıra dışı bir hızla ilerlememiz için bize yardımcı olur.
Bu girişimler tabii ki harekete de dökülmelidir. Nöronlar bu anlamda ilk adımlardır.
Bazen gözlem yaparken olayla aramızdaki mesafeyi kaybeder, bedenimiz ve ruhumuzla bu olaya katılırız. Bunun sorumlusu da ayna nöronlardır. Örneğin bir boks maçında, ya da futbol maçında kendimizden bağımsız bir heyecan duyarız, artık hislerimizin kontrolü bizde değildir. Bağırırız, elimizi kolumuzu oynatırız, ya da büyük bir heyecan duyarız. Elimizde cips poşeti, televizyon karşısında oturuyor olsak bile bu duyguları sanki sahadaymışız gibi yaşarız.
Bunun sonucunda ayna nöronlar bize kendimizi başkalarının yerine koyma şansı sunar. Bu deneyimleri sanki kendimiz yaşamışız gibi hissederiz.
Gözlemlediğimiz hareketleri zihinsel olarak gerçekleştirirken, bu hareketler zihnimizde anı olarak kaydolur.
Görselleştirmenin Gücü
Seksenli yıllarda Apollo görevinden Dr. Denis Waitley, son derece ilgi çekici bir görselleştirme programı düzenlemişti. Waitley, Olimpiyat Oyunları’nın katılımcılarından, müsabaka öncesi performanslarını gözlerinde canlandırmalarını ve zihinsel olarak belirttiği şekilde bunu tekrarlamalarını istemişti. Araştırmada sporcular biyolojik geri bildirim makinalarına bağlanmıştı. Sonuçlar akıl almazdı. Katılımcılar bu alıştırmayı zihinsel olarak yapmakla kalmamıştı, kasları bunu gerçek gibi algılamış ve müsabakayı gerçekten yaşamış gibi tepki vermişlerdi.
Günümüzde birçok profesyonel sporcu ayna nöronların bu etkisinden haberdardır. Buna “zihinsel antrenman” denir.
Ayna nöronlarımız, başka insanların imkansızı nasıl başardıklarıyla zihinsel olarak ilgilenmeye başladığımız andan itibaren etkinleşir.
Hangi hedefe ulaşmaya istek duyuyorsanız, diğerlerinin o hedefe nasıl ulaştıklarını deneyimleyin. Okuyun, izleyin, araştırın ve onların deneyimlerini kendi deneyimleriniz haline getirin.
Başarılı olmuş insanların hayatları ile ilgilenin.
Başarılı kariyerlerden bahseden kitaplar okuyun ya da filmler izleyin.
Parasız kalıp da kendi finansal özgürlüğünü yaratan insanların hikayelerine dikkat edin.
“Mucize” olarak adlandırılan olaylarla ilgilenin.
Bilmek yetmez, uygulamak gerekir.
İstemek yetmez, yapmak gerekir. GOETHE
Rezonans Alanına Ulaşın
Daha başarılı olmayı istiyorsanız, çevrenizi belli bir başarı seviyesine ulaşmış insanların olmasına dikkat edin. Mutlu ve uzun süreli bir ilişki istiyorsanız, zaten huzurlu ve uyumlu olan çiftlerin yanında vakit geçirin.
Böyle yaptığınızda sadece sizin kendi titreşim enerjiniz istediğiniz hedefe yönelmekle kalmaz, ayna nöronlarınız sayesinde yeni ve bilinmedik deneyimler kazanırsınız.
Çok az şey başkalarının başarısı kadar teşvik edicidir. Başkaları yapabiliyorsa biz de yapabiliriz. Hayatınızda neyin gerçekleşmesini istiyorsanız, aynı şeyin başkaları için gerçekleştiği yere gidin.
Şehrin daha iyi bir bölgesinde yaşamak istiyorsanız, bu bölgelerin yakınlarında bulunun. Oralarda yürüyüş yapın, parklarında dolaşın, oradaki baskın enerjiyi hissedin. Bırakın rezonans alanınız oradaki titreşimlerden etkilensin. Orada yaşadığınızı hayal edin.
-Gitmek istediğiniz yerde ne kadar fazla bulunursanız, o role o kadar hızlı ulaşırsınız.
-Aksine, terk etmek istediğiniz bir yerde endişe içinde kalırsanız, kendinizi çevreleyen titreşimlerle savaşmanız gerekir.
-Ufak molalar verip istediğiniz titreşimlerin hüküm sürdüğü yerlere uğrayınız. Bırakın bu yeni titreşimler içinize dolsun.
-Gerekli gücü toplayabilmek için bazen birkaç saniye bile yeterli olur.
-Mesela tatile çıktığınızda, çoğu zaman yepyeni fikirler buluruz. Başta cesur ve kararlı oluruz ama zamanla bunlar azalmaya yüz tutar. Çünkü tatilden dönmüşsünüzdür ve yeni cesur titreşimler kaybolmaya başlamıştır.
-İsteklerinizle fiziksel ve duygusal bir bağ kurun.
Zamanınızı bir engel arayarak geçirmeyin.
Çünkü belki de o engel en başından beri yoktur. FRANZ KAFKA
Kaynak: Pierre Franckh/Rezonans Kanunu/Koridor Yayıncılık/İstanbul, 2021